YENİ EV
Parkelerde mücadelenin zirve yaptığı mayıs ve haziran ayı geride kaldıktan sonra basketbolun gelecek birkaç yılına etki edecek masa başı dönemi başlıyor. Her sene tekrarlayan bu hikâye zaman zaman yarattığı heyecanın altını dolduramazken, bazen de bu yıl olduğu gibi gerçekten büyük bir şeye dönüşebiliyor. Ribaund'da bu ayki kapak konuklarımız yeni evine hareket eden yıldızlar.
06 Eylül 2018 - 14:44 - Güncelleme: 17 Aralık 2021 - 14:50
LEBRON JAMES - LAKERS
Ribaund temmuz sayısında LeBron James'in olası rotalarını, geçtiğimiz sayıda ise Lakers tercihini ve bu seçimin sebaplerini zaten kaleme almıştık. Dünya basketbol tarihinin gelmiş geçmiş en iyi 4-5 oyuncusundan biri olarak kabul edilen James, NBA'in en prestijli camialarından Lakers'la güçlerini birleştirdi. Bu güç birliği ilk sezon itibariyle şampiyon Warriors'u tahtından etmeye yatmayabilir; ancak spot ışıklarını üstüne çekmeye yeteceği kesin.
Lakers sadece muhteşem bir basketbolcuyu değil; prestiji, heyecanı, hakâyeyi ve sosyal/siyasi bir figürü Hollywood'a getirmeyi başardı. LeBron, bugüne kadar yaptıkları ve yapacaklarıyla hatta daha doğru bir ifadeyle hikâyesini tamamlamak için yapması gerekenlerle Lakers'a geldi. Yıllardır NBA'in en gözde figürü olan bu adam, şimdi NBA'in reyting üssü olan sarı - mor formayı giyecek. Üstelik yanında Kawhi Leonard veya Paul George olmasa da, müthiş bir genç iskelet ve gelecek yaz hamle yapmak için çok sayıda fırsat var.
DEMARCUS COUSINS - WARRIORS
NBA'in tartışmasız en güçlü çekirdeğine sahip ekibi şüphesiz Golden Satet Warriors. Son şampiyon; iki yaz önce takıma katılan ve iki yüzük kazanan Kevin Durant'i aldığı dönemde ligin dengesini bozmakla eleştirilmişti. Ancak şu var ki, onlara bu lüksü kazandıran şey daha önce yaptıkları doğru tercihlerdi. Curry, Thompson ve Green gibi yıldızları draft'tan kadrosuna katan Warriors, iskeletini zaten kurmuştu. Ancak bu yaz TSİ bir gece yarısı sosyal medyaya düşen bir haber kimilerine göre işin tadını iyice kaçırdı.
Muhteşem dörtlünün yanına DeMarcus Cousins gibi çok özel bir pivot eklemişlerdi. İlk etapta yükselen tepkiler aşağı yukarı 'Gelecek sezon oynanmasın' kıvamındaydı. Ancak Cousins'ın fazlasıyla problemli bir karakter olduğunu anımsamalıyız, yaşadığı tendon sakatlığı da ciddi bir soru işareti. Ve Cousins'ın iyi yaptığı şeyler zaten Warriors'un iyi olduğu şeyler. Ancak Cousins'ın kötü olduğu parametreler ve tüm bunlara karşın ısrarla topu domine etme eğilimi ciddi problem teşkil edebilir.
LUKA DONCIC - MAVERICKS
Real Madrid'in Sloven yıldızı Luka Doncic, 50 bin Euro civarı yetiştiricilik ücreti karşılığında İspanya'nın yolunu tuttuğunda henüz 13'ündeydi. İki yıl sonra A takımla lig maçına çıkacağını herhalde o da tahmin ediyordu. Bir çocukluk masalı gözümüzün önünde adım adım büyüyerek, Avrupa basketbolunun en değerli ismine dönüştü. Bu gelişim ona NBA kapılarını sonuna kadar araladı. Mavericks, draft gecesi ona ne kadar güvendiğini gösterdi.
Peki Doncic bu beklentilerin ve rolün altından kalkabilir mi? Tanıdığımız Donicic'in bunları yapabilecek potansiyeli var ve bu potansiyelinin önemli kısmı mental. Baskı altında ciddi mental eşikleri atlatmayı başarmış bir oyuncu o. Elbette NBA'deki iyi yaptığı şeylerin normalleşecek olması üzerinde ek baskı oluşturacaktır. Artık parkedeki en yetenekli genç olmayabilir, fiziksel olarak bazen yetersiz kalabilir; ancak her halükarda jenerasyonunun en özel oyuncularından biri ve tavanı en tepede olmasa da, tabanı en yüksek isim. Uzun NBA kariyeri ona bekliyor.
SHANE LARKIN - ANADOLU EFES
Hayal kırıklıklarıyla dolu bir sezonu geride bırakan Anadolu Efes, Ergin Ataman önderliğinde tamamen kabuk değiştirdi. Yerli rotasyonunu ciddi anlamda güçlendiren Efes, yabancı rotasyonunu da tamamen değiştirerek özellikle hücum anlamında potansiyeli çok yüksek bir takım haline geldi. Bu yüksek tavanlı takımın doğru bir lidere olan ihtiyacı da açıktı. Bu süreçte Efes, Delaney ve Wilbekin gibi isimlerle de gidip geldi; ancak bana kalırsa en doğru tercihi Larkin'le yaptı. Larkin'in gerek NBA, gerek de EuroLeague tecrübesi herkesin malumu.
Özellikle EL'de Baskonia formasıyla ortaya koydukları, onun çok önemli bir skorer olmasının yanı sıra; çok iyi yönlendirici olduğunun kanıtı gibiydi. Efes'in aradığı da tam olarak bu. Oyunun iyi akmasını sağlayacak ve sorun çıkmasını önleyecek, sorun çıktığında da elini taşın altına koyacak ve takımın merkezi olmaktan çekinmeyecek bir lider. Larkin onun kadar klas olmasa da artılarıyla Ataman'ın yeni Arroyo'su olabilir. Efes önemli bir adım attı diyebiliriz.
TYLER ENNIS - FENERBAHÇE
Obradovic yönetiminde dört sezondur üst üste EuroLeague Final Four'unda kendisine yer bulmayı başaran Fenerbahçe, Avrupa basketbolunun en prestijli kulüplerinden biri, bu şüphesiz. Büyük hedefler, bu hedeflere uygun oyuncuları seçmeyi gerektiriyor ve Fenerbahçe kimi alırsa alsın, yeterliliğiyle alakalı soru işaretleri doğal olarak oluyor. Ennis de gelişi itibariyle bu soru işaretlerinin hedefi olmuş durumda.
Sezon içerisinde Avrupa adaptasyonunun bir parçası olan sendelemeler de yaşayayacaktır; ancak Ennis'in daralan Avrupa yetenek havuzu içerisinde çok önemli aktör olacağını düşünenlerdenim. İnanılmaz bir oyuncu mu, ya da harika NBA kariyeri mi var? Hayır. Ancak Obradovic'in ideolojisini ve bu oturmuş yapının mentalitesini anladığı takdirde Fenerbahçe'ye ciddi patlayıcılık ve çeşitlilik katabilecek bir oyuncu. 2016-17 sezonunda, süreleri 20 dakika civarına çıktığında Lakers formasıyla yaptıklarını unutmamak gerek. EuroLeague seviyesinde değerli bir skorer haline gelebilir.
SCOTTIE WILBEKİN - MACCABI TEL AVIV
Türk pasaportunu alıp milli takıma katıldıktan sonra Fenerbahçe veya Efes'e transfer olmasına kesin gözüyle bakılıyordu Wilbekin'in. Nitekim her iki takımın da adı sık sık Wilbekin'le anıldı. Avrupa basketbolu özelinde çok farklı bir yetenek olduğunu ve mental anlamda da yukarı çıktığını defalarca gördük. Wilbekin'in Türkiye'de kalmasını isteyenlerin sayısı çoktu; ancak o tercihini Maccabi'den yana kullandı.
Tel Aviv'in eski günlerinden ne uzak olduğunu hatırlatmaya gerek yok; ancak koç Spahija önderliğinde bir dönüşüm geçirdikleri ve en azından play-off ayarında takım kurdukları açık. Bu takımın play-off'lara kalabilmesinin yolu da Wilbekin'in ortaya koyacaklarına bağlı. Adım adım büyüyen ve EuroLeague seviyesinde bir lider olduğunu göstermesi gerekiyor. Bu mental eşiği de atlayabilir, Avrupa basketbolunun en değerli 5-6 isminden biri olarak zikredebiliriz onu, zira yetenek olarak zaten oralara ait.
Ribaund temmuz sayısında LeBron James'in olası rotalarını, geçtiğimiz sayıda ise Lakers tercihini ve bu seçimin sebaplerini zaten kaleme almıştık. Dünya basketbol tarihinin gelmiş geçmiş en iyi 4-5 oyuncusundan biri olarak kabul edilen James, NBA'in en prestijli camialarından Lakers'la güçlerini birleştirdi. Bu güç birliği ilk sezon itibariyle şampiyon Warriors'u tahtından etmeye yatmayabilir; ancak spot ışıklarını üstüne çekmeye yeteceği kesin.
Lakers sadece muhteşem bir basketbolcuyu değil; prestiji, heyecanı, hakâyeyi ve sosyal/siyasi bir figürü Hollywood'a getirmeyi başardı. LeBron, bugüne kadar yaptıkları ve yapacaklarıyla hatta daha doğru bir ifadeyle hikâyesini tamamlamak için yapması gerekenlerle Lakers'a geldi. Yıllardır NBA'in en gözde figürü olan bu adam, şimdi NBA'in reyting üssü olan sarı - mor formayı giyecek. Üstelik yanında Kawhi Leonard veya Paul George olmasa da, müthiş bir genç iskelet ve gelecek yaz hamle yapmak için çok sayıda fırsat var.
DEMARCUS COUSINS - WARRIORS
NBA'in tartışmasız en güçlü çekirdeğine sahip ekibi şüphesiz Golden Satet Warriors. Son şampiyon; iki yaz önce takıma katılan ve iki yüzük kazanan Kevin Durant'i aldığı dönemde ligin dengesini bozmakla eleştirilmişti. Ancak şu var ki, onlara bu lüksü kazandıran şey daha önce yaptıkları doğru tercihlerdi. Curry, Thompson ve Green gibi yıldızları draft'tan kadrosuna katan Warriors, iskeletini zaten kurmuştu. Ancak bu yaz TSİ bir gece yarısı sosyal medyaya düşen bir haber kimilerine göre işin tadını iyice kaçırdı.
Muhteşem dörtlünün yanına DeMarcus Cousins gibi çok özel bir pivot eklemişlerdi. İlk etapta yükselen tepkiler aşağı yukarı 'Gelecek sezon oynanmasın' kıvamındaydı. Ancak Cousins'ın fazlasıyla problemli bir karakter olduğunu anımsamalıyız, yaşadığı tendon sakatlığı da ciddi bir soru işareti. Ve Cousins'ın iyi yaptığı şeyler zaten Warriors'un iyi olduğu şeyler. Ancak Cousins'ın kötü olduğu parametreler ve tüm bunlara karşın ısrarla topu domine etme eğilimi ciddi problem teşkil edebilir.
LUKA DONCIC - MAVERICKS
Real Madrid'in Sloven yıldızı Luka Doncic, 50 bin Euro civarı yetiştiricilik ücreti karşılığında İspanya'nın yolunu tuttuğunda henüz 13'ündeydi. İki yıl sonra A takımla lig maçına çıkacağını herhalde o da tahmin ediyordu. Bir çocukluk masalı gözümüzün önünde adım adım büyüyerek, Avrupa basketbolunun en değerli ismine dönüştü. Bu gelişim ona NBA kapılarını sonuna kadar araladı. Mavericks, draft gecesi ona ne kadar güvendiğini gösterdi.
Peki Doncic bu beklentilerin ve rolün altından kalkabilir mi? Tanıdığımız Donicic'in bunları yapabilecek potansiyeli var ve bu potansiyelinin önemli kısmı mental. Baskı altında ciddi mental eşikleri atlatmayı başarmış bir oyuncu o. Elbette NBA'deki iyi yaptığı şeylerin normalleşecek olması üzerinde ek baskı oluşturacaktır. Artık parkedeki en yetenekli genç olmayabilir, fiziksel olarak bazen yetersiz kalabilir; ancak her halükarda jenerasyonunun en özel oyuncularından biri ve tavanı en tepede olmasa da, tabanı en yüksek isim. Uzun NBA kariyeri ona bekliyor.
SHANE LARKIN - ANADOLU EFES
Hayal kırıklıklarıyla dolu bir sezonu geride bırakan Anadolu Efes, Ergin Ataman önderliğinde tamamen kabuk değiştirdi. Yerli rotasyonunu ciddi anlamda güçlendiren Efes, yabancı rotasyonunu da tamamen değiştirerek özellikle hücum anlamında potansiyeli çok yüksek bir takım haline geldi. Bu yüksek tavanlı takımın doğru bir lidere olan ihtiyacı da açıktı. Bu süreçte Efes, Delaney ve Wilbekin gibi isimlerle de gidip geldi; ancak bana kalırsa en doğru tercihi Larkin'le yaptı. Larkin'in gerek NBA, gerek de EuroLeague tecrübesi herkesin malumu.
Özellikle EL'de Baskonia formasıyla ortaya koydukları, onun çok önemli bir skorer olmasının yanı sıra; çok iyi yönlendirici olduğunun kanıtı gibiydi. Efes'in aradığı da tam olarak bu. Oyunun iyi akmasını sağlayacak ve sorun çıkmasını önleyecek, sorun çıktığında da elini taşın altına koyacak ve takımın merkezi olmaktan çekinmeyecek bir lider. Larkin onun kadar klas olmasa da artılarıyla Ataman'ın yeni Arroyo'su olabilir. Efes önemli bir adım attı diyebiliriz.
TYLER ENNIS - FENERBAHÇE
Obradovic yönetiminde dört sezondur üst üste EuroLeague Final Four'unda kendisine yer bulmayı başaran Fenerbahçe, Avrupa basketbolunun en prestijli kulüplerinden biri, bu şüphesiz. Büyük hedefler, bu hedeflere uygun oyuncuları seçmeyi gerektiriyor ve Fenerbahçe kimi alırsa alsın, yeterliliğiyle alakalı soru işaretleri doğal olarak oluyor. Ennis de gelişi itibariyle bu soru işaretlerinin hedefi olmuş durumda.
Sezon içerisinde Avrupa adaptasyonunun bir parçası olan sendelemeler de yaşayayacaktır; ancak Ennis'in daralan Avrupa yetenek havuzu içerisinde çok önemli aktör olacağını düşünenlerdenim. İnanılmaz bir oyuncu mu, ya da harika NBA kariyeri mi var? Hayır. Ancak Obradovic'in ideolojisini ve bu oturmuş yapının mentalitesini anladığı takdirde Fenerbahçe'ye ciddi patlayıcılık ve çeşitlilik katabilecek bir oyuncu. 2016-17 sezonunda, süreleri 20 dakika civarına çıktığında Lakers formasıyla yaptıklarını unutmamak gerek. EuroLeague seviyesinde değerli bir skorer haline gelebilir.
SCOTTIE WILBEKİN - MACCABI TEL AVIV
Türk pasaportunu alıp milli takıma katıldıktan sonra Fenerbahçe veya Efes'e transfer olmasına kesin gözüyle bakılıyordu Wilbekin'in. Nitekim her iki takımın da adı sık sık Wilbekin'le anıldı. Avrupa basketbolu özelinde çok farklı bir yetenek olduğunu ve mental anlamda da yukarı çıktığını defalarca gördük. Wilbekin'in Türkiye'de kalmasını isteyenlerin sayısı çoktu; ancak o tercihini Maccabi'den yana kullandı.
Tel Aviv'in eski günlerinden ne uzak olduğunu hatırlatmaya gerek yok; ancak koç Spahija önderliğinde bir dönüşüm geçirdikleri ve en azından play-off ayarında takım kurdukları açık. Bu takımın play-off'lara kalabilmesinin yolu da Wilbekin'in ortaya koyacaklarına bağlı. Adım adım büyüyen ve EuroLeague seviyesinde bir lider olduğunu göstermesi gerekiyor. Bu mental eşiği de atlayabilir, Avrupa basketbolunun en değerli 5-6 isminden biri olarak zikredebiliriz onu, zira yetenek olarak zaten oralara ait.
YORUMLAR