Kıs(s)adan hisse...

Dr. James Naismith’in ‘basketbol kısaların ve uzunların oyunudur’ lafını göz ardı etmekte üstlerine yok bizimkilerin. Varsa yoksa kısa rotasyon.
 
 Orhan Veli Kanık’ın ‘Rakı şişesinde balık olsam’ ünlü cümlesiyle biten şiirinde ‘Eskiler alıyorum / Alıp yıldız yapıyorum / Eskiler verip yeni eskiler alıyorum’ şeklinde hafif değiştirirsek tam da bizimkilerin durumu ortaya çıkıyor! 
Fenerbahçe’de sezona damga vuran Nick Calathes, Monaco’nun yolunu tuttu. Bir başka veteran arayacaklar diye ödüm kopuyor! Neyse ki Sergio Rodrigues basketbolu bırakma kararı aldı da bu tehlikeyi ucuz atlattık! 
 
Kontratı olmasına rağmen Yam Madar ve Tyler Dorsey de yolcu. Nate Sestina sözleşmesindeki çıkışı kullanarak Valencia’nın yolunu tutarken sözleşmesi biten iki oyuncudan Şehmus Hazer daha çok süre alacağı bir kulüple anlaşmayı düşünüyor, ona hem Türkiye’den hem de İtalya’dan teklifler var. Johnathan Motley konusunda ise ayrılık daha yakın gözüküyor. Wade Baldwin kısa rotasyonunda son tercihi oldu Fenerbahçe Beko’nun.

ANADOLU EFES UZAMAYA ÇALIŞIYOR
 
Öte yandan Anadolu Efes laf dinler bir görünümde; çifte şampiyonluk kazanan eski koçları Ergin Ataman’ın bu başarıyı klasik sırtı dönük pota dibinde oynayabilen oyuncularla kazandığını görerek yıllardır sahanın her iki tarafında naif kalan uzunu Tibor Pleiss’ı gönderip Litvanya’nın Zalgiris Kaunas takımında forma giyen Letonyalı oyuncu Rolands Smits ile iki yıllık sözleşme imzaladı. Vincent Poirier’in de peşindeler. 
 
Anadolu Efes, tecrübeli oyuncu 34 yaşındaki Will Clyburn ile de yollarını ayırdı. Furkan Korkmaz gelecek lafları dolaşıyor. Başka bir spekülasyona göre de Abdi İpekçi Salonu’nun yıkılmasından sonra Sinan Erdem’i kullanmaya başlayan Anadolu Efes, gelecek sezondan itibaren önümüzdeki aylarda inşası tamamlanacak Basketbol Gelişim Merkezi’ndeki ana salona geçecek. EuroLeague ve BSL maçlarını yeni salonda oynamaya hazırlanan Efes, TBF ile anlaşmanın sağlanmasından sonra bazı ofislerini de yeni tesise taşıyacak.
 
BASKETBOL OYNAMADILAR BİLEK GÜREŞİ YAPTILAR!
 
Yılın özeti en basit haliyle 'biri attı soktu kazandı' diğeri 'attı sokamadı kaybetti' şeklinde. Ben kendimi tekrarlamaktan usandım. Ama onlar yayın gerisine dizilip şut sıkma basketbolu ‘ATKAZAN’ oynamaktan bıkmadılar. Basketbol oynamadılar bilek güreşi yaptılar. Kısa rotasyonunu sağlam tutarak hücum basketbolu oynamayı A planı yaptılar. 
Çarkıfelek tarzı yay gerisinden sıkılan şutların isabet şansının kendisine gülmesini bekleyen, maç kazanma ihtimalini üçlük atışların isabetine bağlamış taraflardan Anadolu Efes - Fenerbahçe lig serisi beklendiği gibi 'açık alanda koş koş at sürümden kazan' ritminde oynandı.
 
ANDERSEN'DEN MASALLAR
 
Hiç merak etmeyin böyle gelmiş böyle gidecek...Onlar Pamuk Prenses çocuk masalının; 'Biz tam yedi cüceyiz, on dört kollu bir deviz. Biz tam yedi cüceyiz, on dört kollu bir deviz. Var mı bize yan bakan hey, yan bakan hey yan bakan' nakaratını söyleyerek ront benzeri oynamayı sürdürecek görünüyorlar...
 
Malum masalların beşinci ve son bölümü ise 'dilek' olarak isimlendirilir. Bu bölüm genellikle ''Gökten üç elma düşmüş'' diye başlar... Adet yerini bulsun... 'Gökten üç elma düşmüş. Masalı sevene, dinleyene, değerini bilene" diyelim. Ve dileyelim onlar ererler muradına biz de çıkarız kerevetine. Keyifli seyirler...