Seyahat; tüm sporcuların hayatlarının önemli bir parçası. Turnuva dönemleri, deplasman
maçları, kondisyon kampları derken sezonu ve hatta milli takım dönemleriyle
birlikte neredeyse bütün bir sene araba, otobüs veya uçak yolcuğunu kapsıyor aslında...
Kendi adıma da yine bu yıl A Milli Kadın Basketbol Takımı ile birlikte Avrupa Şampiyonası hazırlık sürecinde oldukça sık seyahat ettik ve aslında bu seyahatlerde doğru beslenmenin, hidrasyonun (vücut suyu) ne kadar önemli olduğunu bir kez daha deneyimlemiş olduk. Bir yerden bir yere giderken aslında kampın içerisinde olunduğunu ve antrenman zamanlarında otelde veya evlerimizde nasıl besleniyorsak, seyahatlerde de buna dikkat edilmesi gerekildiği unutulmamalıdır.
Seyahatler sporcular için bazen tatil havasında geçebiliyor yani psikolojik olarak da... Abur cubur tüketiminin arttığı, şekerli içeceklerin tüketildiği ve yine suyun az içildiği dönemler olabiliyor. Fakat unutulmamalıdır ki o seyahatin sonunda bir maç, bir antrenman veya bir müsabaka var.
Amaç her zaman hazır olmak. Gerekli besin ögelerini alıp zincirin bir halkasının kopmasını engellemek gerekir. Sonuçta en çok korkulan veya görülen şey sporcuların ishal, kusma gibi durumlar yaşanması. Bu da belki en az 2-3 günde toparlanma demektir ki, bu sporcunun aleyhine bir durum. Peki olumsuzluklar yaşanmaması için ne yapılabilir?
Eğer bir araba, otobüs veya tren yolculuğu yapılıyorsa; Yolda duraklanan mola yerlerindeki yiyecek ve içeceklere kalmaktansa, sporcunun kendi yiyeceğini paketleyerek yanına alması ve yine sağlıklı atıştırmalıklar tercih etmesi gerekir. Eğer kısa yolculuk sonunda hemen bir maç oynanacaksa yine atıştırmalığı otobüste tüketmekde doğru bir tercihtir.
Özellikle yağlı olmayan, basit şeker içermeyen gıdalar tercih etmek gerekir. Esmer ekmeğe yapılmış peynirli sandiviçler, kuruyemişler, taze meyve, soda ve su gibi alternatifler en iyi seçeneklerdir. Mutlaka yeterli suyu yanına alması gerekir.
Durulacak yerler, restoranlar hakkında önceden bilgi sahibi edinilip ona göre plan yapmak gerekebilir. Bozulma riski olacak yiyecekler yanına alındıysa mutlaka muhafazası
da ona göre doğru olmalıdır. Soğutucu çantalar vb.
Uluslararası yolculukların ise oldukça dezavantajları vardır. Uzun süren uçuşlar veya aktarma uçuşlar için havalimanlarında uzun saatler beklemek, yine başka bir şehre gitmek için yapılan uzun otobüs yolculukları, yaşanan saat farkları gibi... Özellikle denizaşırı ülkelerde bu daha çok hissedilmektedir. Uykusuzluk gibi problemler en başı çeker.
Bunun için seyahatten 2-3 gün önce vücudu hazırlamak gerekir. Yerel saatlere uygun yatış ve kalkış saatleri denenebilir. Oraya ulaşıldığında da yine yerel saate göre yemek ve uyku saatleri ayarlandıktan sonra, gün içinde ayık kalmak doğru bir hareket olacaktır. Belki kısa yürüyüşler. Yemek konusunda ise 'seyahatte aç kalırsam korkusu' yaşandığı için neredeyse psikolojik olarak, her saat başı bir şey yeme ihtiyacı duyuluyor.
Önemli olan tıkınırcasına yemekten ziyade dengeli yemek. Uçaklarda verilen her yemek sağlıklı olmayabiliyor. Bunun için yine kendi paketlediğin gıdalar veya daha hafif uçaktaki vejateryen tercihler olabilir.
Kabızlık veya ishal durumu yaşamamak için de bol su tüketmek gerekir. Mola yerlerinde ise içeriği bilinmeyen gıdalar tüketmemek ve fazla miktarda kahve içmemek gerekir. Kahve uykusuzluğu da tetiklediği için, gidilen ülkenin saatlerine alışmak bir hayli zor olacaktır.
YORUMLAR