Kadın beslenmesi hem kendi sağlığını hem de çocuğunun sağlığını doğrudan etkilediği için önemli bir konudur. Kadınların yaşamlarında erkeklere oranla aynı ya da daha farklı dönemler bulunmaktadır. Bu dönemler ergenlik, doğurganlık çağı, menstrüasyon dönemleri ve menopoz olarak söylenebilir.
Bu dönemlerin aslında en büyük etkisi hormonal değişimlerde gözlemlenmektedir. Luteal fazda progesteron hormonunun yüksek seviyede olmasına bağlı olarak metabolik hız artış gösterirken, menopozdan sonra luteal fazdaki kayba bağlı olarak enerji harcaması azalmaktadır.
Kadınlarda gençlik yıllarında kemik mineral yoğunluğu en üst düzeylere çıkarılmalıdır. Çünkü 30-40 yaşlarından sonra mineral yoğunluğu azalmaya başlar ve menopoz döneminde osteoporoz riski oluşmaktadır.
Ergenlik dönemi; bu büyüme ve gelişmenin hızlı olduğu bir dönemdir. Bebeklik döneminden sonra büyüme ve gelişmenin en uzun süren dönemidir. Bu dönem gelişmenin, alışkanlıkların çeşitli yönlerden etkilenmesi ve yetişkinliğin temelini oluşturması açısından önemlidir.
Aynı zamanda bu dönemde öğün atlama, yanlış besinlere yönelim, öğün geçiştirme, beden algısının değişimi, fiziksel aktivite durumunda azalmalar söz konusu olabilmektedir. Bu nedenlere bağlı olarak beslenme yetersizliği durumumuzun olması çeşitli sağlık problemleri ortaya çıkabilmektedir.
Ergenlik döneminde iştah artmaktadır. Yağlı hazır yiyeceklere erişimin kolay olması ve fazla tüketilmesine bağlı olarak aşırı kilolu ve obez olma riski artmaktadır.
A,D,E,K ve C vitamininin gereksinimleri dönemler ile doğru orantılı olarak artış göstermektedir. Demir alımı da ergenlik dönemine göre artış göstermektedir. Çünkü menstruasyon başlaması demir gereksinimini arttırmaktadır. Örneğin 9-13 yaş kızlarda 8 mg/gün demir yeterli olabilmekteyken; 14-18 yaşta 15 mg/gün ihtiyaç duyulmaktadır. Kalsiyum ise 1300 mg/gün alınmalıdır.
Hamilelik ve Emzirme Dönemi; Bu süreç doğurganlık çağındaki her kadın için önemli bir dönemdir. Sağlıklı toplumların temellerinin atıldığı bir süreçtir. Bu süreçte annenin beslenmesi, çocuğun beslenmesi ve sağlığı üzerinde ciddi etkilere sahip olmaktadır. Bu önemli sürecin önemli kısmını yeterli ve dengeli beslenme oluşturmaktadır.
Ancak yine en yanlış yapılan kısmı da burada gerçekleşmektedir. Hamilelikte ve emzirme döneminde yanlış kültürel bilgilere maruz kalma, annenin bilinçsizce yanlış besinlere yönelmesi ve bu dönemde artan enerji ve makro-mikro besinlerin karşılanamaması sonucunda yetersiz beslenme gözlemlenmektedir.
Gebelik süresince annenin yetersiz ve dengesiz beslenmesi ile bebek için birtakım olumsuz durumlar meydana gelebilmektedir. Zamanından önce, erken doğum (prematüre), düşük doğum ağırlıklı bebek (doğum ağırlığı 2500g’ın altında olanlar), bedensel ve zihinsel gelişimi yetersiz bebek doğumları ve ölü doğumlar meydana gelebilmektedir.
Annenin yeteri kadar D vitamini, kalsiyum ve fosfor alımını sağlayamaması hamilelikte kemiklerinden, kalsiyum ile fosforun bebeğin kemik gelişimi için çözülmesine neden olarak; annenin osteomalasia gibi kemik sağlığını tehlikeye atacak sağlık problemlerine neden olabilmektedir. Annenin hem bebeğin kemik gelişimi hem de kendi için osteoporoz ve osteomalasia riskinden kurtarmak için gerekli takviyeleri alması önemlidir.
Besin biyoyararlanımının, fizyolojinin ve yaşam tarzının farklı olması her kadının gebelik ve laktasyon sürecinde bireysel olarak dengeli beslenme desteği alması gerektiğini belirtmektedir.
Menopoz Dönemi; Kadınların yaşamlarındaki bir diğer evre ise menopozdur. Menopoz doğurganlık çağının sona erdiği dönemdir. Menopoz durumu bir hastalık değildir. Kadın yaşamındaki sağlıklı bir olaydır. Bu dönemde kalp damar hastalıklarına ve osteoporoza dikkat etmemiz gerekmektedir. Kadın fizyolojisinde bu dönemde östrojen hormonu baskılanmaktadır.
Menopoz döneminde yağsız vücut kütlesinin yağlı vücut kütlesine oranı azalması ve fiziksel aktivitenin azalmasına bağlı olarak enerji harcanması azalmaktadır. Östrojen kan lipitlerini düşürücü potansiyel etki gösterdiği için kadınlarda kalp damar hastalıkları riski düşüktür. Menopoz döneminde östrojenin baskılanmasına bağlı olarak koruyucu etkisi ortadan kalkmaktadır. Kafein ve alkol menopoz döneminde kortizol hormonunun artışına neden olarak kan basıncı ve iç yağlanma riskini artırabilir. Kontrollü olarak tüketilmelidir.
Kısaca kadınları aslında hormonlar yönetmektedir ve hormonal değişimler hem mental hem de fiziksel değişimlere yol açmaktadır. Dönemsel olarak; beslenme düzenine dikkat etmek sağlıklı ve dengeli bir yaşam tarzı benimsemek, sağlık için spor yapmak kadınlar için en önemli faktörlerdir.
YORUMLAR