"Bazen sporcular psikolojik destek almaktan çekinmektedirler. Bazı önyargılar içerisinde olabilmektedirler. “Kendi başıma aşarım”, “Problem kendiliğinden geçer”, “Psikolojik destek alacak kadar sorunlu değilim” gibi geçiştirmeler içerisinde olabilirler. Psikoloğa karşı ön yargılar son zamanlarda kırılmaya başlanmışken, spor alanında psikolojik destek konusunda sporcularda çok farkındalıklı değiller..."
Öncelikle psikolojik destek almak demek sizin sorunlu bir insan olduğunuzu göstermez. İlk önyargılardan biri budur. Psikolojik destek almak yaşam işlevinizi nasıl daha iyi hale getireceğinizi, nasıl daha iyi hissedeceğinizi anlamanıza yardımcı olur. Bazen mevcut bir problem olmadan da daha iyi hale nasıl gelirim diye performans artışı için gerekli görülür.
Gerek özel hayat yönetiminde gerek sporcunun özel ilişkilerini düzenlemesinde gerek motivasyon arttırmada da kullanılır. Bunun yanında takım içerisinde liderlik, dikkat, odaklanma, stres yönetimi, öfke yönetimi, duygusal kontrol, baskıya dayanma, gevşeme, zihinsel idmanlar gibi konularda da spor psikologları yardımcı olmaktadır. Eğer yaşanan mutsuzluk, depresif duygular varsa, hatta tükenmişlik varsa da psikolojik destek almak sporcu için önemlidir.
Sıklıkla sporcular mutsuz olduğunda, özel hayatlarında problem olduğunda bile durumu ertelerler. Süreci hafife alabilirler. Bu da asıl problemin ilerlemesine neden olmaktadır. Destek aldıklarında bunun kariyerlerini olumsuz yönde etkileyebileceklerinden korkmaktadırlar. Özellikle medya tarafından tanınmış sporcular bu şekilde birçok endişe içerisinde olabilirler. Bu konularda gizlilik ilkesi olduğu bilinmeli ve danışma sürecinin gizli kaldığı unutulmamalıdır.
Destek alabilmek için durumun çok ilerlemiş olması yada ağır olması gerekmemektedir. Üstelik bu kadar ilerlemeyi beklemek zaten doğru değildir. Bilinenin aksine daha günlük yaşamın içinden olan konularda destek almış sporcular, yaşam işlevlerini yerine getirmekte daha başarılı, daha pozitif olurlar. Sorunları ile yüzleşmekten kaçmazlar.
Diğer bir önyargı da sadece ilaç ile tedavi edilebileceğidir. Yine bu alanda yapılan araştırmalar göstermektedir ki, henüz rahatsızlığın başında yakalanan tükenmişlik sendromunda, mutsuzlukların, stres ve öfke kontrol tedavisinde psikoterapi oldukça etkili bir yöntemdir. İlaç tek seçenek değildir. İlaç kullanamayacağı durumlarda sporcular psikoterapi ile desteklenebilmektedirler. Buralarda spor psikologları ve psikiyatri uzmanları iş birliği içerisinde çalışmaktadır.
Sporcularla çalışan psikologlar onlara sorunlarının nasıl çözebileceklerini öğretir. Gerek bireysel gerek takım içerisinde yaşadıkları mevcut problemler varsa bunları nasıl aşabilecekleri konusunda destek ve bilimsel veri sağlar. Bu bilimsel veriler ışığında performansları maksimum seviyeye çıkar, iç huzuruna kavuşur, performans baskısından kurtulur, duygu yönetimini yapabilir hale gelir.
Kritik durumlarda duygusal kararlar alarak takımını riske atmaz. Sinirini, öfkesini kontrol eder, gerekli ve gereksiz uyaranları ayırt ederek dikkatini maç boyunca sürdürerek motivasyonunu en üst seviyede tutar. Maç öncesinde baskıdan, heyecandan ve stresten arınarak gevşemeye çok kolay şekilde geçebilmeyi öğretir. Bir psikologla çalışmak bunları ve çok daha fazlasını sağlar. Başarılı olmuş birçok takımın basketbolcunun arkasında işini iyi yapan spor psikologları vardır.
YORUMLAR