"İnsan gücü söz konusu olduğunda duygulardan ve psikolojiden bağımsız bir meslek ne yazık ki düşünülemez. Özellikle yoğun fiziksel enerji gerektiren profesyonel sporculuk mesleği psikoloji ile bir bütündür ve psikoloji ile spor iç içedir. Çünkü vücudumuzdaki her şey zihnimize, zihnimizdekiler de psikolojimize yansır."
Dışarıdan bazen özenilecek bir yaşam olduğu düşünülse de sporcuların da kendi içlerinde yaşadıkları birçok problem vardır. Bazıları bu problemleri dış dünyaya yansıtarak tepki verir ve baş etmeye çalışır, bazısı baş edemez bazıları ise çok kolaylıkla zorlukların üstesinden gelir ve tolere eder. İşte bu yazımda takım performansını etkileyen bazı sorunlu sporcu tiplerinden bahsettim.
En sık karşılaşılan tiplerden bir tanesi antrenmanları sevmeyen, egzersizlerden kaçmaya çalışan, hatta antrenörleri ile iyi anlaşamayan, bazen de inatlaşan sporcu tipidir. Bu sporcuların disipline olmakla ilgili problemleri vardır. Bazılarında davranış problemleri görülebilir.
Özel hayat ve spor dengesini kuramayan tip sporcular; bu tipte de hayatın dengesini kurabilmekte güçlük yaşamak vardır. Zihinleri özel hayatlarında olan biten ile o kadar meşgul olur ki odaklanmakta ve zihnini toparlamakta güçlük çekerler. Zihinleri hep doludur, boş ve berrak bir zihin ile maça giremezler. 'Şimdi ve burada / maçta' kalmakta zorluk çekerler. Kendileri maçta olabilir ama zihinleri kesinlikle başka yerdedir. Bu da onları diğerlerinden geride tutar.
Depresyonda olan daha çok karamsar ve depresif sporcu tipleri vardır. Bu sporcular antrenmanlarına katılmak istemezler, ertelerler, üşenirler. Tahammülleri daha azdır. Organize olmakta güçlük yaşarlar. Aslında performanslarını daha iyi kullanabilecekken bu sebeple diğerlerinden geri planda kalırlar. Depresif duruma bağlı olarak kendilerini iyi ifade edemezler ve takım içinde iletişim sorunu yaşarlar. Zaman zaman da öfkelenebilirler.
Diğer bir tanesi de kaygılı tiptir. Sürekli performans kaygısı yaşayarak iyi yapabilecekken bile kaygıdan dolayı bekledikleri performansı gösteremezler. Potansiyelini kullanmakta güçlük çekerler. Aslında mükemmel olmasını isterler ancak bu durum kaygı verdiği için başarılarını olumsuz yönde etkiler.
Anlıyor gibi yapıp sonrasında kendi bildiğini uygulayan tipte sporcular; yine bunlar antrenmanlarda öğrenmiş gibi yaparlar ancak daha sonradan kendi alışık oldukları ve bildikleri şekilde davranırlar. Davranış ve taktik değişikliği yapacağı beklenirken yine beklenilen davranışı göstermezler.
Bu sporcu tipleri tahmin edilenden fazladır ve hemen hemen her takımda karşılaşılacağı için antrenörlerin bu konuda deneyimli olması gerekir. Problem odaklı yaklaşımlar yerine çözüm odaklı yaklaşılmalı, sorunun ne olduğu temelden saptanıp düzeltilebilmesi için nelere ihtiyaç duyulabileceği baştan düşünülmelidir.
Bazen bu sorunlar çok komplike sebeplerden kaynaklanmakta sporcu bile neden böyle davrandığının farkında olmayabilir. Sporcuların neden böyle davrandıklarını anlamak ve işlevsel davranışı yerine koyabilmeleri, yardımcı olabilmek için takımın spor psikoloğu destek olmalıdır.
YORUMLAR