Tofaş, Basketbol Süper Ligi’nin ilk yarısını 12 galibiyet, 3 yenilgi ile Fenerbahçe Doğuş’un ardından 2’nci sırada kapattı. Her ne kadar koç Orhun Ene her zamanki mütevazılığıyla “Sezon başında ilk yarıyı 12/3 ile tamamlayacağımızı söyleyeseler hemen kabul ederdik” dese de takımın 15 maçlık maratonda ortaya koyduğu karakter kesinlikle takdire şayan...
2 maç dışında ‘sonuna kadar mücadele’ kararlılığını ortaya koyan Tofaş’taki ‘takımdaşlık’ bu başarıda etken unsurların başında geliyor. Teknik verileri göz önüne aldığımızda; 15 maçlık seri sonunda Tofaş’ın evinde 1 maç (Fenerbahçe Doğuş) kaybettiğini ve deplasmandan 5 galibiyet çıkardığını görmekteyiz.
Tofaş, aynı zamanda maç başına 84.8 sayı ile ligde 3. sırada, 29.8 ribaund ile 7. sırada, 77.1 yediği sayı ile 6. sırada ve en önemlisi 19.5 asist ile 2. sırada (Pieria Henry 5.8 asist Barış Ermiş 5.1 asist) yer aldı. Maç başına 81 top kullanıp, her toptan 1.05 sayı çıkarmayı başardı.
Bu istatistiklerin oluşmasında en önemli etken de belirttiğim gibi takımdaşlıktır…
Kadroda ‘bencil oyuncu’ karakterinin bulunmaması / oluşmaması da dikkat çekicidir. Sporcu bazında maç başına atılan sayı ortalamasına baktığımızda bu konu daha net bir biçimde karşımızda durmaktadır. Raymar Morgan 15.5, Tony Crocker 14, Samuel Meija 13.5, Barış Ermiş 9.5, Kenneth Kadji 9.2 sayı ortalaması ile oynamıştır.
Tofaş’ın 2000 yılından sonra ilk defa yer aldığı EuroCup için konuşmak için erken. Çünkü takım bu zorlu organizasyonda bu sezon deneyim kazanmalı ve zorlu iki kulvarda mental ve fiziksel performans devamlılığı sağlanmalı.
Bu konunun ilk olumsuz sinyalleri Pınar Karşıyaka deplasmanında gelmeye başladı. Takibinde, içerideki Fenerbahçe Doğuş maçının ardından Trabzon ve Eskişehir deplasmanlarında da mental ve fiziksel düşüş kendini gösterdi.
Bu süreci 3 hafta gibi kısa bir sürede aşma başarısı da bence bu sezon Tofaş adına gerçekleşen en önemli hamlelerden biri.
Gelelim esas önemli konuya!..
Tofaş Spor Kulübü, kuruluşundan günümüze kadar alt yapıya yatırım, insana ve bulunduğu ülkeye/şehre değer katma ilkesi ile hareket etmiştir. Koç Orhun Ene’nin eli de 1996 doğumlu Yiğit Arslan ve Kadir Bayram’a, 1995 doğumlu Muhsin Yaşar’a, 1997 doğumlu Berkan Durmaz’a ve 2000 doğumlu Mert Konuk gibi proje sporculara bu anlayış kapsamında
değmiştir.
Özellikle Yiğit ve Kadir’e verilen şanş ve süreler, altyapıda yer alan onlarca gencin hayal ve hedeflerine duyulan saygıyı gözler önüne sermiştir. Şu anda bu proje ekibe 1997 doğumlu Efe Beşok’un da katılması sağlanarak, önemli bir hamle daha gerçekleştirilmiştir.
Ligdeki 15 maçlık ilk yarı maratonunda Yiğit Arslan 13.7 dakika, Muhsin Yaşar da 6.4
dakika ile önemli süreler almışlardır. Ligin ikinci yarısında bu ikiliye Berkan Durmaz’ın da
katılması bence sürpriz olmayacaktır.
Orhun Ene ve ekibini 7’si İstanbul, biri de Giresun olmak üzere zorlu 8 deplasman beklemekte. İlk yarı elde edilen başarı, sezon sonu beklentileri doğal olarak yukarı taşımış durumda. Ligi ilk dört takım arasında tamamlamak gibi…
Bu durumda Bursa’ da oynanacak maçları kayıpsız geçmek, deplasmandan en azından 3
galibiyet çıkarmak play-off 1. tur sıralaması adına da çok önemlidir. İkinci yarıda her maçın takımlar adına daha büyük önem arz ettiğini, “can pazarı” durumların söz konusu olacağını da göz önüne almak lazım.
Yeni Bursa seyircisi için harika; ancak Tofaş adına zorlu maçlara sahne olacak bir dönem bizleri bekliyor. Sonuç olarak; Tofaş’ın 20-22 galibiyet ile tamamladığı bir normal sezon bence önemli bir başarı olacaktır. Daha da önemlisi; bu başarıların “proje sporcular”ın katkıları ile yakalanması harika olacaktır.
YORUMLAR