"Dünya Kupası'nda elde ettiğimiz 22.'lik çok sanal bir derece oldu. Talihsiz bir şampiyona yaşadık ama güzel bir takımımız var. Bize düşen kulüplerinde az süre alan gençlerimize 'nasıl daha fazla süre' vereceğimizi tartışmak..."
- Türk Milli Takımı'nın Çin'deki hayal kırıklığı yaratan performansı hakkında neler söylemek istersiniz?
- Turnuva öncesi bu satırlarda belirttiğim gibi... 'Güzel bir ekip oluşturmuş durumdayız, ileriye dönük iyi oyunculara sahibiz. Oradaki olası iyi olmayan sonuçlar yaşansa da bu ekibe güvenip destek olmalıyız' demiştim. Dünya Kupası'na gelirken de bu takım eksik olmasına rağmen başarılı bir performans göstermişti.
Milliler, Slovenya, Hırvatistan ve Letonya gibi takımların katılamadığı Dünya Kupası'nda yer aldı. Dolayısıyla önce bu kupaya katılmak önemliydi. Sonrasında da grupta da ikinci olmak mühimdi.
Japonya'yı rahat yendik, ABD maçında ise kazanılmış, bitmiş bir mücadeleyi kaybettik! Oyuncular için de kolay değil, 4 tane serbest atış kaçırıyorsun, o çocukların da unutamayacağı bir şeydi. Kolay değil! ABD gibi bir takımı yenme durumuna gelip, son saniyede kaybediyorsunuz. Bunun psikolojik yıkıntısı olmaması mümkün değil.
Ayrıca Çekya'yı çok donanımlı, çok iyi bir takım havasında gördüm. Önceki Çek takımlarından çok farklıydılar. Bütün oyuncuları birbiriyle iyi anlaşan, gerçek bir takım gibi oynayan, hem savunmada iyi yardımlaşan, hem de hücumda topu çok iyi paylaşan bir görüntü sergilediler. ABD maçı sonrası enerjimizin düşmesi de Çekya karşılaşmasında etkili oldu ve mücadeleyi kaybettik.
Dünya Kupası statüsünün de çok da doğru olmadığını düşünüyorum. Grupta 3. olunca en ufak bir şansınız olmuyor. Klasman maçları ve olimpiyat elemeleri için mücadele etmek zorunda kaldık.
Bu 22.'lik çok sanal bir derece oldu. Dünya sıralamamıza bakınca normalde 10-15 arasında oluyoruz. Sonuç olarak talihsiz bir şampiyona yaşadık.
Daha önce de söylediğim gibi güzel bir takımımız var, buraya aşağıdan gelen yetenekli gençler var. Bu takıma destek verip, az süre oynayan oyunculara kendi kulüplerinin lig ve Avrupa maçlarında nasıl daha fazla süre verebiliriz? Onları hem atletik performans hem de
fundamental yönden nasıl geliştirebiliriz. Bunları düşünmeliyiz...
Ayrıca gençlerde hatta bazen milli takım seviyesine gelmiş oyuncuların en büyük sıkıntıları; pozisyon bilgilerinin eksik olması... Hangi pozisyonda topu kullanacağı, hangi pozisyonda pas vereceği, şut atacağı veya savunma ya da hücumda hangi pozisyonda nerede durması gerektiği konularında eksik olduğunu düşünüyorum.
Moral bozmaya gerek yok, gerek teknik heyete gerekse oyunculara teşekkür etmek gerekir. Eksiklerimiz var; ama bu eksikler sadece milli takımı oluşturan oyuncular için geçerli değil... Genç jenerasyonda hakikaten çok yetenekli oyuncular geliyor.
PIRIL PIRIL, İÇİMİZİ TİTRETEN GENÇLER...
- Gençlerden bahsetmişken, Anadolu Efes'in şampiyonluğu ile sonuçlanan Doğan Hakyemez Gençler Turnuvası'na gelirsek... Bu konuda neler söylemek istersiniz?
- Burada TÜBAD Doğan Hakyemez Gençler Turnuvası'nda 4 takımı (Anadolu Efes, Fenerbahçe, Pınar Karşıyaka ve Darüşşafaka) izledim. Hakikaten aralarında pırıl pırıl, insanın içini titreden oyuncular var. Ama oyuncular olduğu yerde kalmamalı, bizim o oyuncuları hem atletik hem de fundamental olarak geliştirmemiz gerekir. Bununla da kalmayıp onlara basketbol oyununu doğrularını daha iyi öğretmemiz gerekir.
Yani iyi yetişen çok önemli gençler var. Milli takım içerisinde de var. Bize düşen... Yani hem federasyon hem kulüp hem de antrenörlere düşen, bu oyuncuları nasıl geliştirmemiz gerektiğidir. Buraya konsantre olmalıyız.
BGL'NİN ETKİSİ ŞİMDİDEN HİSSEDİLDİ
- 3. sezonuna girecek Basketbol Gençler Ligi (BGL) ve bu ligin geride kala 2 senede gençlerimizin gelişimine verdiği katkı için neler söylersiniz?
- BGL, federasyonun en büyük projesidir. Bugün milli takımı oluşturan ve aday gençlerden bahsediyorsak. Bunda BGL'nin çok büyük rolü var. O oyunculara maç deneyimi kazandırmak, özgüven sağlamak ve yeteneklerin gözler önüne serilmesi yönünden de çok önemli bir proje. Bu projenin sürekliliği ve daha geliştirilerek devam ettirilmesi mühim, çünkü bu çok önemli bir proje...
DOLU DOLU BİR TÜBAD HAFTASI
- Gelenekselleşen Mehmet Baturalp Turnuvası ve yaz boyu devam eden seminerler için neler söylersiniz?
- TÜBAD haftası diyelim buna... Batur Abi ve daha önce Önder Abi döneminden beri biz eylül ayında gerek seminerler, gerekse de turnuvalar düzenliyorduk. Batur Abi'nin bıraktığı yerden Başkan Çetin Yılmaz ile birlikte bunu devam ettiriyoruz. Hakikaten çok iyi bir turnuva geçirdik, ayrıca TBF Eğitim Kurulu ve TÜBAD ortaklığında çok güzel bir seminer organize edildi.
Anadolu Efes, Fenerbahçe, Darüşşafaka ve Pınar Karşıyaka'nın gençlerini izlemekten çok mutlu olduğumu anlatmıştım... Keza A takım seviyesinde de Beşiktaş Sompo, Galatasaray Doğa Koleji, TEKSÜT Bandırma ve Türk Telekom mücadele etti. Mutlu sona ulaşan Galatasaray ve diğer takımlarımıza ayrı ayrı teşekkür etmek lazım. Davetimize icabet ettiler. Onlara teşekkür borcumuz var. Gerçekten çok güzel bir atmosfer oldu.
Seminere 700 kursiyer katıldı ve başarıyla tamamlandı. Aynı zamanda Batur Abi döneminden bu yana devam eden diyabetliler ile ilgili sosyal sorumluluk projesine bu sene de yer verdik. Güzel bir atmosferde, denk geçen maçlar izledik. Önder Abi'den Batur Abi'den kalan sorumluluğu devam ettirdiğimiz için çok mutluyuz.
Eğitim Kurulu olarak bu yıl dolu dolu geçti... Hem seminer hem de kurslar açısından... Kurslarda sınav sistemini değiştirdik. Daha kaliteli ve bilgili antrenörler yetiştirmek için yazılı sınavın ağırlığını azaltıp, uygulama sınavının ağırlığını arttırdık. Bölgesel seminerlere ağırlık verdik. Ayrıca bizim ilk kez düzenlediğimiz iki tane özel proje seminerlerimiz oldu.
İlki 'Kondisyoner Sertifika Programı' diğeri de 'Bireysel Gelişim Sertifika Programı' oldu. Bunları önümüzdeki yıllarda da devam ettirmeyi düşünüyoruz. Eğitim Kurulu'nda arkadaşlarımızla birlikte yüksek heyecanla çalışıyoruz. Kulüplerimizin değerli antrenörleri de gerek kurslarda, gerek seminerlerde bize önemli katkılar verdiler. Onlara da teşekkür etmek isterim.
İSMET'İN KAYBI BÜYÜK YARA...
1. ölüm yıl dönümünde İsmet Badem için neler söylemek isterdiniz?
- Geçen yıl arka arkaya Doğan Hakyemez'i, Battal Durusel'i ve İsmet Badem'i kaybettik. İsmet, bizim Efes serüveninin en başından beri yanımızdaydı. Evi yakın olduğu için Merter'deki tesislerde mesaiye başlamamızla birçok kez yanımıza gelip, antrenmanları izlediği olmuştu. Başarılı olduğum dönemde de, başarısız olduğum dönemde de hep yanımda oldu. Beni destekledi. Yani benim can dostumdu diyebilirim.
İsmet sadece benim iyi arkadaşım değil, yaptığı yüzlerce panel, radyo ve tv programları ile herkesin sevgisini kazanmış, basketbolu tüm ülkeye sevdirmiş bir isimdi. Onların kaybı sadece benim değil, Türk basketbolu için de büyük oldu. Bu arkadaşları hatırladıkça insan üzülmeden yapamıyor. Arkadaşlarımızın kaybı benim için çok büyük yaradır. Hepsine Allah'tan rahmet diliyorum.
YORUMLAR