Alp Ulagay

Alp Ulagay


NBA'de boykot: Başkaldırı

01 Eylül 2020 - 13:54 - Güncelleme: 21 Eylül 2022 - 14:07

"ABD’deki toplumsal adaletsizlik karşısında NBA oyuncuları bu kez eylemi boykot noktasına kadar götürdü. Bu bir sürpriz değil, yaklaşık 10 yıllık bir bilinçlenmenin ve zincirin sonucu. Şimdi daha büyük eylemi bekliyoruz onlardan..."



Garip günlerdeyiz. Bir yandan Covid-19, diğer yandan sosyal ayrışma sporu derinden etkiliyor 2020’de. Hele ABD’de bu etki daha da bariz. Özellikle toplumsal sorunlarda, hele de ayrımcılık ve şiddet karşısında spor dünyası da kıpır kıpır. Ağustos ayının sonlarında bir kez daha buna şahitlik ettik. Bu kez başta NBA’da olmak üzere iş, boykot ve grev noktasına kadar vardı.

Hadi gelin biz NBA’deki bu aktivizm dalgasına bir bakalım: Bu gelinen noktada mevcut Afro-Amerikalı basketbolcu kuşağının tıpkı 1960’lardaki abileri gibi sözünü esirgememesi, tavrını ortaya koyması gibi bir durumla karşı karşıyayız. Sadece basketbolla ilgili konularda değil toplumsal herhangi bir sorunda ağırlıkla sosyal medyada olmak üzere fikirlerini beyan etmekten hiç kaçınmıyorlar.

Mesela mayıs ayında George Floyd adlı Afro-Amerikalı’nın Minneapolis kentinde kendisini gözaltına almaya çalışan polis memurları tarafından boğularak öldürülmesi ile bir isyan dalgası tüm ABD’ye yayılırken kadın ve erkek basketbolcular da sokaklara dökülmüş, eylemlere katılmak için yüzlerce kilometre yol yapmaktan hiç çekinmemişti:

Jaylen Brown, Karl-Anthony Towns ve daha nicelerini megafon elde slogan atarken gördük. Keza temmuzdaki NBA Bubble’ı öncesi de Brooklyn Nets’in yıldızı Kyrie Irving “Yarıda kalan sezonu tamamlamak için Orlando’ya gitmeyelim. Sistematik ırkçılıktan bıktım. Kabul edelim etmeyelim her sabah uyandığımızda siyah adamlar olarak hedefe konuyoruz” demişti. Irving’in bu sözü sezonun devamına engel olmadı; ama bir başkaldırı tohumu daha serpti meslektaşlarının zihinlerine…

Bu organize isyan dalgasının 2020’de böylesine yükselmesi hiç de sürpriz değil aslında.
NBA’i sadece saha içi değil saha dışı yönüyle de takip edenler bu dalganın bir tsunami gibi geldiğini çok rahat görmüştür. Bunun ilk sinyalini 2012’de 17 yaşındaki Afro-Amerikalı genç Trayvon Martin’in sırf kapüşonlu svetşört giydiği için vurularak öldürülmesiyle almıştık. LeBron James, Dwyane Wade ve Carmelo Anthony’nin öncülük ettiği bir grup oyuncu maçlardan önce ısınmaya kapüşonlu svetşörtlerle çıkmıştı.

Bunu 2014’te Eric Garner’ın bu kez polis tarafından öldürülmesiyle ağzından çıkan son cümle “I Can!t Breathe” (Nefes Alamıyorum) sembolleşti. Önde gelen NBA oyuncuları bunu slogan hâline getiren tişörtler giydi. Cin lambadan çıkmıştı bir kere. Ve bir daha da geri girmeyecekti. NBA’deki basketbolcuların böyle özgüvenle ortaya çıkıp sosyal-siyasi konulara müdahil olması, bunu boykot sınırına kadar getirmesinin sebepleri belli.

Kısaca değindiğim gibi ABD’de bilhassa Afro-Amerikalıların maruz kaldığı sosyal adaletsizliğe kimsenin tahammülü kalmadı. Basketbolcular da bu yoldan yürüdü. Ancak bunu yapacak özgüven ve donanım konusu biraz farklı. Sadece basketbolda değil tüm dallarda belki de 30 yıl suskun kalmış bir sporcu grubu artık geri adım atmıyor. Bunda bugünün önde gelen sporcularının ulaştığı maddi güç kadar son derece bilinçli olmalarının da payı var. Üstelik çok geniş bir kitleye sosyal medya üzerinden doğrudan erişebiliyorlar. Artık hiçbir aracı kullanmadan çok geniş bir kitleye hitap ediyor, duygu ve düşüncelerini aktarabiliyorlar.

Kısacası basketbolcular bu bilinçle hem patronları hem de siyasi odaklar karşısında ciddi bir avantajla çıkıyor. Milyonlarca kişiyi bir anda harekete geçirebilecek bir platformları var. Şimdi ortaya koymaları gereken tüm ülkeye “vay be!” dedirtecek bir eylem.

Ağustosun son haftasında üç gün süren boykotla buna çok yaklaştılar. Ama amaçlarına ulaşabilmeleri için biraz daha ısrarlı olup sonuna kadar gitmeli ve sezonu yarıda bırakmalıydılar. Bakalım bundan sonra da bu tavrı sürdürebilecekler mi?



Portland Trail Blazers'ın yıldız ismi Damian Lillard, 25 Mayıs 2020'de, Minneapolis'te bir polis tarafından öldürülen siyahi vatandaş George Floyd'un ardından, Portland'da da düzenlenen gösterilerde yer almıştı.

NE DEDİLER
SÖYLENECEK SÖZ YOK...
Pete Williams (
Denver Nuggets ve BSL eski oyuncusu)

- Yaşananlar o kadar üzücü ki. Bu konuda söyleyecek pek bir şey yok... NBA'deki oyuncuların yaptığı seçimlere ve maçlara çıkmayarak ortaya koydukları tavıra saygı duyuyorum. Bu oyuncuların yaptığı eylemi eleştiren insanlar dar görüşlüler ve burada gerçekten neler olup bittiğine kalplerini ve zihinlerini açmayı reddediyorlar. Amerika'da ırkçılık konusunda ciddi bir sorunumuz var... Ve bu sorunlu ortamın yakın zamanda değişeceğini görmüyorum! Yine de NBA oyuncularının koyduğu bu tavır çok çok değerli.

DEĞİŞİMİN ATEŞİNİ YAKABİLİRLER
Selçuk Ernak
(Darüşşafaka Tekfen Başantrenörü)

- Toplumsal eşitsizlik ve davranış bozukluklarının ortaya çıkardığı acı tecrübeler ve hezeyanın artık üstü örtülü kalamadığı ve ilk kez bir şeyler değişsin diye toplumun önünde örnek teşkil eden insanların konuşmak dışında, ellerini ateşe sokmak için tereddüt etmedikleri bir durum ortaya çıktı. Artık herkes lafların ve sloganların altının doldurulması gerektiğinin farkında. NBA ve ligi oluşturanlar çok büyük bir güç. Topluca gösterilecek tepkiler ve bunu destekleyen davranışlar bir değişimin ateşini yakabilir ve tarihi bir saygınlık yaratacaktır.

BEN DE OLSAM BUNU YAPARDIM
Tolga Öngören
(Tofaş Genel Menajeri)

- Wisconsin’de polisin bir vatandaşı 7 kere sırtından vurmasını kabul görmek mümkün değil. ABD’de siyahların ten renginden dolayı buna maruz kalması, kabul edilecek bir şey değil. NBA ve WNBA oyuncuları farkındalık yaratmak istiyor. Daha önce de George Floyd olayında sokaklarda birçok oyuncu çıkıp gösterilerde yer almıştı. Şimdi Orlando'da kampüsten çıkamadıkları için kendilerini rahatsız hissediyorlar. Şu an yapabilecekleri tek şey, maçlara çıkmamak. Umarım NBA ve WNBA oyuncuları hedeflerine ulaşırlar. Kendi adıma da onları sonuna kadar destekliyorum. Ben de olsam, bunları yapardım.

OYUNCULAR, ADALETSİZLİĞE KARŞI
Miray Çavuşoğlu
(S Sport Spikeri)

- Milwaukee Bucks oyuncularının maça çıkmayarak başlattığı ve hem rakip takım Orlando Magic'in hem de NBA’deki birçok oyuncunun desteği ile başlayan, kısa zamanda çok hızlı yayılan, çok ama çok önemli bir gelişme bu. Açıkçası ben NBA'de sezonun iptal edileceğini düşünmüyordum; çünkü bu işin finansal durumu çok güçlü. Basketbolcuların maçlara devam ederek hem bu sezon hem de gelecek sezon bu adaletsizliğe karşı, seslerini daha çok duyurabileceğini düşünüyorum.

YORUMLAR

  • 0 Yorum