VERAMEYENKA'YI DA İSTERİM

  Fenerbahçe'den yaptığı transferlerle öne çıkan, kupa canavarı Yakın Doğu Üniversitesi'nin antrenörlükte 40. yılını dolduran başarılı koçu Zafer Kalaycıoğlu son hedefini açıkladı: "Kulüp olarak biz Fenerbahçe’nin büyüklüğünü kabul ediyoruz. Fenerbahçe önümüzdeki yıl Anastasiya Verameyenka’yı bırakırsa onu almak isterim, o Fenerbahçe’nin tercihi..."

VERAMEYENKA'YI DA İSTERİM
01 Mart 2018 - 12:28




RÖPORTAJ: OĞULCAN ÇOKSAYAR

Türkiye’de kadın basketbolunun en özel isimlerinden Yakın Doğu Üniversitesi'nin başantrenörü Zafer Kalaycıoğlu, Ribaund Dergi’ye çok özel açıklamalarda bulundu. Kadın basketbolundaki kariyeri boyunca toplam 8 lig şampiyonluğu, 10 Türkiye Kupası, 8 Cumhurbaşkanlığı Kupası ve 1 EuroCup zaferi elde eden Kalaycıoğlu, antrenörlüğe başlangıcından, Yakın Doğu Üniversitesi’ndeki hedeflerine kadar birçok konuda samimi açıklamalar yaptı. 

İLK YILINDA DA ŞAMPİYON YAPTI

- Kadın basketbolundaki en tecrübeli isimlerin başında geliyorsunuz. Antrenörlüğe başlama hikâyenizi anlatabilir misiniz?


- Ben antrenörlüğe 1977 yılında Ankara TED Kolejliler Kadın Takımı'nı çalıştırarak başladım. O zamanlar deplasmanlı lig sistemi olmadığı için kadınlarda Türkiye Şampiyonaları düzenleniyordu. 16 takımın katıldığı bu turnuvalara çeşitli illerde şampiyon olan takımlar katılıyordu. Ve 1977-78 senesinde, antrenörlüğe başladığım ilk yıl şampiyonluğa ulaştım. Bu sene antrenörlükte 40. yılım. 
 
Üniversite sonrası Maliye Bakanlığı’nda çalışırken sürekli altyapı takımları çalıştırdım. Mülkiyespor benim çalıştığım ilk deplasmanlı lig takımıydı ve o dönemin Erkekler 2. Ligi’nde yer alıyordu. Takım antrenmanlarını Maliye Bakanlığı’ndaki mesai saatlerim dışında yaptırıyordum. Bu antrenörlükleri devam ettirirken ilk çalıştırdığım kadın takımı 1994-95 sezonunda Galatasaray oldu. O dönemde Galatasaray’da basketboldan Faruk Süren sorumluydu. Benim profesyonel olarak İstanbul’a gelmemi istedi. Benim hayatımdaki kilometre taşı bu teklif oldu.

BAŞARININ ANAHTARI EKİBİ İYİ SEÇMEK

 - Size kupa canavarı diyorlar ve Türkiye Kupası’nda hiç final kaybetmediniz. Şanslı birisi misiniz yoksa ne şansı bu kupaların hepsi tamamen emeğimin karşılığı mı diyorsunuz?

- Öncelikle ben değil de biz demek istiyorum. Çalıştığım tüm takımlarda birlikte verilmiş bir emek vardı. İyi takımlarda çalışmak gerçekten büyük bir ayrıcalık. Dikkat ederseniz oralara dönüp dolaşıp aynı isimler geliyor. Çünkü kulüpler hedeflerini yukarıya koyunca, o hedeflere ulaşmak için tecrübeli antrenörleri tercih ediyorlar. O sınıfa geldikten sonra o avantajı hayatın boyunca kullanıyorsun. Başarıyla ilgili çalışmak gerçekten çok önemli. Mutlaka şansın yardımı gerekiyor; ama bu işler sadece şans ile olmaz. Başarı göreceli bir kavram. Benim çalıştırdığım takımlarda finali kaybediyorsam o sene başarısız olarak anılıyorum. O yüzden kaybetmemem gerekiyor, ben bunun farkındayım. Bu yüzden işi başından sıkı tutarak çok çalışıyoruz. Çalışmak denince herkes çalışıyor ama bu para karşılığı çalışmak değil, bu benim karakterimde olan bir şey. Benim görevim para alıyorum diye çalışmak değil, tamamen karakteristik bir durum. İnsanları iyi organize etmek ve etrafımdaki ekibi iyi seçmek... Önemli çünkü başarının anahtarı bu.


KAPTAN BAHAR BİZİM JOKERİMİZ

- Hazır kupalardan konu açılmışken, EuroLeague’i kazanma ihtimaliniz hakkında ne düşünüyorsunuz?

- EuroLeague’de şu anda çok başarılıyız. Çünkü bizim içinde bulunduğumuz grup gerçekten zor takımların yer aldığı bir grup. Hem Ekaterinburg hem Fenerbahçe’nin bütçesi bizden yukarılarda. Fenerbahçe, Sottana’yı, Kizer’i ve Stewart’ı transfer etti, yani inanılmaz bir transfer furyası geçirdiler ve müthiş bir kadro oluşturdular. EuroLeague’de eğer play-off’u geçip final four’a kalırsak, Fenerbahçe maçının kazananıyla oynayacağız. Öyle olursa çok zor bir maç bizi bekliyor. İki defa kaybettiğimiz Ekaterinburg ve Süper Kupa’da kaybettiğimiz Krusk’u saymıyorum bile. Onların bütçeleri de bizim iki mislimiz diyebilirim. İki takımda da kalburüstü oyuncular var. Özellikle Ekatrinburg’da Maya Moore gibi durdurulması imkânsız bir oyuncu var. Krusk’ta da Angel McCoughtry var. Bu oyuncular 3 numarada çok büyük üstünlük sağlıyordu. Fenerbahçe’nin de bu transferleri yapmasının asıl sebebi bu oyuncuları devre dışı bırakabilmek. Bizim o konudaki en büyük jokerimiz takım kaptanımız Bahar Çağlar. Bahar’ı daha önce Euroleague finalinde Angel’a karşı yaptığı savunmadan biliyorum, ona güveniyoruz. Bizim önceliğimiz final four’a kalmak. Hemen şampiyon olacağız diye ortaya çıkmanın bir manası yok. Biz de haddimizi biliyoruz. 

YAKIN DOĞU ARTIK BİR MARKA HALİNE GELDİ

- Yakın Doğu Üniversitesi bir KKTC Milli Takımı projesi. Elde ettiğiniz başarılarla projenin beklentilerini karşıladığınızı düşünüyor musunuz?

- Profesyonel hayat başladığı zaman işler daha zorlaşıyor tabii ki. Yakın Doğu Üniversitesi olarak biz bir proje takımı olduğumuzu biliyoruz. Kadın basketbolunda bir marka olduğumuzu biliyoruz. Şu anda elde ettiğimiz başarılar da marka olma yolunda emin adımlar atmamıza yardımcı oluyor ve artık kadın basketbolu için bir marka haline geldik. Kıbrıs Türk halkının beklentilerini de karşıladığımıza inanıyorum. Biz bu işe bir buçuk yıl önce başladık. BGD başkanı o zamanlar Işık Eyigüngör’dü, onun sayesinde bir birleşme oldu. Ben de bir buçuk yıl önce Işık Eyigüngör’ün bu organizasyonun bir parçası olarak Sayın Suat Günsel ile tanışma fırsatı buldum. Gerçekten kendisi bu projenin baş mimarı ve en önemli destekçisi ve bence Suat Günsel bir vatan kahramanıdır. Bu aşamada da bizim aldığımız başarılar çok önemli. Çünkü verilen desteğin çöpe gitmemesi için her şeyi yapıyoruz. Kıbrıs Türk halkının bir gurur kaynağı olduğumuzu düşünüyorum. Görevimizi en iyi şeklide yerine getiriyoruz.

FENERBAHÇE BIRAKTIĞI ZAMAN BİZ ALIYORUZ

 - Yabancı transferleriniz genelde Türkiye içinden, özellikle de Fenerbahçe’den oluyor. Bunun özel bir nedeni var mı?

- Özel bir sebebi yok. Çünkü Fenerbahçe en iyi oyuncuları transfer ediyor. Onlar, bu oyuncuları bıraktığı zamanda biz alıyoruz. Bir oyuncuyu Fenerbahçe transfer etmek isterse biz alamayız zaten. Kulüp olarak biz Fenerbahçe’nin büyüklüğünü kabul ediyoruz. Fenerbahçe önümüzdeki yıl Anastasiya Verameyenka’yı bırakırsa onu almak isterim, o Fenerbahçe’nin tercihi... Kizer de benim yakından takip ettiğim bir oyuncuydu; ancak pasaport sorunu yüzünden bu yıl onu tercih etmemiştik. Fenerbahçe onu sırf Avrupa için transfer etti. Hatay takımında ligde kalma mücadelesi verdiğimiz yıl en önemli oyuncumdu, kendisini yakından tanıyorum. Fenerbahçe’nin çok doğru bir transfer yaptığını düşünüyorum. Biz de oyuncuların farklı performans gösterdiği de bir gerçek. Ben geçen sene Kuanitra’nın gösterdiği performansı daha önce Fenerbahçe’de görmedim. Aynı şeyi Olcay için de söyleyebilirim. Oyuncuya sahip olmaktansa ondan en iyi verimi almak daha önemli bir durum ve biz bunu başarıyoruz.


TAKIM MUTLUYSA BAŞARI MUTLAKA GELİR

- Takım olarak başarılarınızdaki en büyük etken ne?


- Bir kere oyunculardan iyi performans almak istiyorsanız; onları mutlu edip, herkesin mutlu olacağı bir ortam sağlayacaksınız. Şimdiye kadar edindiğim tecrübelerle bunu sağlayabildiğimi düşünüyorum. O ortamı hep beraber sağlıyoruz. Mesela ödemelerde bir problem yaşamamak da önemli. Yakın Doğu Üniversitesi’nin sponsorlukta gösterdiği bu yaklaşım saygı duyulacak bir durum. Herkese örnek olması gereken bir kulüp. Başkanından malzemecisine kadar kenetlenmiş bir kulüp. Hedeflere ulaşmak için adım adım gideceğiz. Bu sene Cumhurbaşkanlığı Kupası’nda her iki takım da eksiksiz oynadı. Daha önceki yıllarda sezon başında oynandığı için bu kupada takımlar eksik kadroyla çıkabiliyordu. Bu düzenleme ile takımların performansına olumlu yönde önemli etkisi bulunan Türkiye Basketbol Federasyonu’nu da unutmamak gerekiyor. Kadın basketbolu danışma kurulu kuruldu. Ömer Onan başkanlığında yapılan toplantıda bazı kararlar alındı ve kadın basketbolunun daha da geliştirileceğine inanıyorum.

ŞAMPİYONLUĞUMUZA KİMSE TESADÜF DİYEMEZ

 - Geçtiğimiz sezon oynadığınız Fenerbahçe maçına dönelim… Candace Parker’ın son saniyelerde kullandığı serbest atışlar vardı. 2’de 2 atsa belki de şampiyonluk el değiştirecekti. O an eyvah şampiyonluk gidiyor diye düşündünüz mü?


- O hisse o an kapılmadım. Çünkü şampiyon olmasak bile işi oraya kadar getireceğimizi kimse düşünmüyordu aslında. Hem gösterdiğimiz mücadele ile biz görevimizi en iyi şekilde yerine getirmiştik. Orada belki şans bize güldü diyebiliriz ama sonuçta kimse bize çok büyük tesadüflerle şampiyon oldunuz diyemez. Çünkü biz 2-0 önde başladık ve serinin üçüncü maçını son topta kaybettik. O maçı kazansaydık kimse bir şey diyemeyecekti. Candace Parker son maçtan hemen sonra WNBA’e gitti ve oynadığı ilk 8 maçta 18’de 18 faul attı. Biz de ona bir ders vermiş olduk, bizim sayemizde WNBA’de faul kaçırmayacak düzeye geldi. Şaka bir yana, dediğim gibi biz maçı bu şekilde kazanınca kimsenin bir şey demeye hakkı kalmadı. Hakem kolay kolay çalınmayacak o faulü çaldı ve sana o şansı verdi. Ama şans o gün onlardan yana değildi ve biz de kazandığımız için mutlu olduk. Hak ederek kazandığımız bir şampiyonluktu.


BİR CAPPIE BİR DE ANGEL... 

- Birlikte çalıştığınız oyunculardan bir ilk 5 kursanız kimleri seçerdiniz?

- Ben beş oyuncu saymayacağım ama iki tane yeri garanti olan oyuncu söyleyeceğim. İlk olarak Cappie Pondexter, ikinci isim de Angel McCoughtry. Diğer üç kişiyi söylemeyeyim ki herkes kendinin orada olduğunu düşünsün. Ve o diğer üç kişiyi bu sene sonunda söyleyeceğim.

- Son dönemlerde hep kadın basketbol takımı çalıştırdınız. Süper Lig düzeyinde bir erkek takımı çalıştırmayı ister miydiniz?

- İstemezdim. Bu kariyere eriştikten sonra erkek basketboluna gitmek, tüm başarıları çöpe atmak diye düşünüyorum ben. O bakımdan kafamda erkek basketbolunda takım çalıştırma fikri yok. Geçmişimde de erkek basketbolunun havasını solumuştum. Orada edindiğim tecrübeler de çok önemli. Çünkü erkek basketbolundaki gelişmeler, kadın basketboluna oranla daha hızlı oluyor ve o tecrübeleri şimdiye aktarmak benim açımdan avantaj. 


YORUMLAR

  • 0 Yorum