Uykulu Devler

 Uykulu Devler
01 Mayıs 2018 - 21:07

Avrupa basketbolunun iki büyük kulübü CSKA Moskova ve Real Madrid, Belgrad bileti almayı başardı; ancak oynadıkları basketbolla gerek Fenerbahçe Doğuş'un, gerekse Zalgiris'in arkasında bir görüntü çizdiler.
Özellikle CSKA Moskova, 8. sıradan gelen rakibi Khimki karşısında son yılların en sıkıntılı play-off serilerinden birini oynadı. Eğer takım isimleri kapatılıp, 'Favori kim?' diye sorulsaydı; ayırmak gerçekten imkansız olacaktı. Burada De Colo'nun seri boyunca epey az süre alabilmesi bir bahane olabilir; ancak her şeye rağmen CSKA oynadığı basketbolla, geçen sene yaşadığı hayalkırıklığının bir benzerini yaşayabileceğine dair sinyaller verdi. Özellikle Victor Rudd biraz da zorunluluktan alınmış olsa da, komik bir transfer tercihi olduğunu gösterdi. Fridzon ve Khyryapa gibi kritik anlarda sorun çözme kabiliyeti yüksek isimlerden de faydalanamayınca CSKA inanılmaz bir yalpalama yaşadı. Açıkçası iç sahadaki bir maçı vermiş olsalar -ki iki maçı da Khimki daha çok hak etti diye düşünüyorum- akıbetleri Olympiakos'tan farksız olacaktı.
 


KUMANDAN SHVED
 

CSKA oyun temposu ve özellikle savunma sertliği açısından 'uykulu' bir görüntü çizerken öte yandan rakibini deyim yerindeyse ısıran bir Khimki vardı. Bu, netice vermese de saygı uyandıran operasyonun kumandanı şüphesiz Shved'di. Eurobasket'te yakaladığı inanılmaz çizgiyi, günden güne artan liderliğini ve parkedeki ağırlığını fazlasıyla hissettirdi. Geçtiğimiz sezon Giresun'da forma giyen Anthony Gill, Shved'i en iyi destekleyen isimlerden biriydi ki; CSKA tarafında da Türkiye çıkışlı Higgins ve Clyburn takımın lokomotiflerinden oldular. Sezon boyunca sıkça eleştirdiğim Khimki koçu Bartzokas da, seri boyunca inanılmaz bir coaching gösterdi. Yalnız, Shved'in 36 attığı ve 1 sayıyla kaybettikleri son maçta Markovic ve Monia'dan esirgediği dakikalar bence ibreyi CSKA'ya çeviren temel etken oldu. Honeycutt ve Jenkins'e neden böyle krediler açtı, anlamak mümkün değil. Yine de serinin genelini ele aldığımızda eleştirmek yersiz olur. 
 
OAKA'DA KRAL GALİBİYET

 
Final Four'da CSKA'nın rakibi olan Real Madrid'i ise onlar kadar sert eleştirmek doğru olmayacaktır; ancak oynadıkları bir ilk maç var ki, koça ayrı oyunculara ayrı yazacak skandal işlere imza attılar. 30'luk olmaları bir yana, öyle aciz göründüler ki 'Bu seri 3-0'a gider, Real de 3. maçın sonunda Laso'yu soyunma odasında kovar' gibi bir görüntü oluşmuştu. Ancak büyük takım olmanın alameti şu ki, Real; OAKA gibi büyük ihtimalle Avrupa'nın en sert deplasmanında inanılmaz bir reaksiyon verdi! Burada Reyes ve Carroll, iki demirbaş olarak arkadaşlarını silkeleyen ve peşine takan isimlerdi. Az önce CSKA'dan bahsederken vurguladığım Khyryapa-Fridzon katkısını onlar fazlasıyla aldı. Manevi boyutu dışında maç sonu kağıtta 35 sayı yazıyordu. Panathinaikos'ta Mike James, EuroLeague'de dengeleri ne kadar kolay değiştirebilen bir oyuncu olduğunu seri boyunca gösterdi; ancak Xavi Pascual'e saygı duymakla beraber, bu takımın yetenek tavanının bu olduğunu düşünüyorum.


Real 2. maçla beraber silkelenip, vites yükseltince direksiyonunuzda Calathes varken bu kadar oluyor. Pappas ve Singleton (sadece son maçta iyi işler yaptı) gibi bu yetenek tavanını yukarı çeken iki oyuncunuzdan da çok iyi katkı alamayınca, Panathinaikos zaten patlayıcılığı bu kadar takım olmuyor. Üstüne üstlük serinin ortasında rakibinize Llull gibi fiziksel ve manevi gerçek bir lider eklenince, yapabilecek çok az şeyiniz kalıyor. Son maçta da Doncic ve Ayon devreye girince, bariz bir şekilde daha kaliteli olan Real Madrid, uykudan uyandı ve Panathinaikos'un final four vizesini yırtıp attı. Yine de sezon için koç Pascual'e bir kredi vermek istiyorum. Keşke gelecek sezon için böyle bir bilinmezliğin içinde olmasaydı. Koçluğunun yeniden yukarı doğru ivmelendiği şu dönemde, Panathinaikos gibi doğru bir camiaya ancak Dimitris Giannakopoulos gibi bir 'garip adam'a denk geldi. 

BELGRAD'DA İŞLERİ ZOR

Son olarak Final Four'daki eşleşmeye bir bakış atacak olursak, CSKA'nın bir kez daha final göremeyeceğine; ancak finale yakın olan Real Madrid'in, şampiyonluğa bir hayli uzak olduğuna inanıyorum. Evet, tek maç Real Madrid gibi müthiş tecrübeli bir takım için fazlasıyla avantajlı ancak ne Fenerbahçe Doğuş ne de Zalgiris kalitesinde bir basketbol oynadıklarını düşünmüyor, coaching olarak da bunların fersah fersah arkasında olduklarını her basketbolsever gibi rahatlıkla görüyorum. 

YORUMLAR

  • 0 Yorum