Ümit Sonkol | İkinci şans
"Basketbola geri dönmek planladığım bir şey değildi. Ama şu an bu, bana verilmiş ikinci bir şans gibi geliyor. İlerisi için hiçbir plan yapmadım; hani seneye oynar mıyım, oynamaz mıyım? Kaç sene daha devam ederim ya da devam etmez miyim... Bunu hiç bilmiyorum. Açıkçası bunu zamana bıraktım. Tek amacım şu an bu seneyi böyle güzel bir şekilde bitirip yolumuza devam etmek...”
11 Nisan 2024 - 09:42 - Güncelleme: 11 Nisan 2024 - 09:47
ECE ERGEZ
Hem Basketbol Süper Ligi'nde (BSL) hem de Türkiye Basketbol Ligi'nde (TBL) çok uzun yıllar basketbol oynadım. Geriye dönüp baktığımda başardıklarımla ya da başaramadıklarımla ilgili herhangi bir keşkem yok. 18 yaşında başladığım bölgesel ligden A Milli Takım'a kadar uzanan bir yolculuğum oldu. Ben kariyerimde elimden geleni yaptığımı düşünüyorum. Elbette daha iyisi olabilirdi ama öyle olması için her gün çalışmaya devam ettim.
Aslında basketbolu bıraktıktan sonra bir geri dönüş kararı almamıştım. Karşıyaka Belediyesi’nde genel menajerdim ve yaşadığımız bir iki sakatlıktan sonra ben de en azından antrenman yapmış olurum diyordum. Bu işi için çok keyif alarak yapıyordum ve hiçbir zaman bırakmayı da istememiştim. İdmanlara tekrar başlayınca da yavaş yavaş ritim tutmaya başladım... Sonra Mete Abi (Babaoğlu) 'Sana lisans çıkartalım işte oynuyorsun' dedi. Olur mu olmaz mı falan derken basketbola geri döndüm.
Karşıyaka Belediyesi'nde üç maça çıktıktan sonra birkaç TBL takımından teklif geldi. Ben de açıkçası bunu değerlendireyim mi değerlendirmeyim mi diye karar veriyordum. Hatta bir iki kulüple bayağı bir yol almıştık sonra Balıkesir BŞB Genel Menajeri Anıl Uyanık aradı ve ‘Ümit bizim sana ihtiyacımız var’ dedi. Son sezonumu Balıkesir'de geçirmiştim ve ayrılırken 'Bana ihtiyacınız olursa geri geleceğim' demiştim. Şimdi Anıl Uyanık ihtiyacı olduğunu söyleyince de diğer kulüpleri arayıp teşekkür edip Balıkesir'e geldim.
Basketbolu bıraktıktan sonra yani basketbolu bıraktım ama antrenman yapmayı hiçbir zaman bırakmadım... Haftada dört ya da beş gün yine sanki oynuyormuş gibi çalışmaya devam ediyordum. Açıkçası Karşıyaka Belediyesi’nde 20-25 gün antrenman yapma fırsatı buldum. Kilo problemim de olmadığı için vücudum hazırdı. Sadece nefesimi ayarlamam gerekiyordu. Kendime iyi bakmaya devam ettiğim için hâlâ bu tempodaki basketbol oynayabiliyorum. Bunun dışında özel bir şey yapmadım. Özetle ben basketbolu bıraktım ama basketbol beni bırakmadı!
Bir buçuk senelik aranın ardından geri dönünce 'acaba oynayabilecek miyim?' diye tereddütlerim vardı. Ama iyi bir performansla dönmek beni çok mutlu etti. Çünkü bana güvenen insanları da mahcup etmemiş oldum.
Benim uzun yıllardır genç oyunculara her röportajda söylediğim tek şey var; çok çalışmaları ve asla vazgeçmemeleri. Çünkü bizim işimizin başka bir yolu yok. Eğer basketbolcu olmak istiyorsanız çok çalışmamız ve asla vazgeçmemeniz gerekiyor. Önünüze mutlaka zorluklar ve engeller çıkacaktır. Beklediğinizden az süre alsanız da çalışmaya devam edin. Siz çalışmaya devam ettiğiniz sürece bu fırsat eninde sonunda size gelecektir.
Bu sene gerçekten inanılmaz bir TBL sezonu geçiyor. Ben böyle bir sezonu hiç görmemiştim. Yani maç kazanıyorsun bir anda play-off potasına geliyorsun. Maç kaybediyorsun birden düşme potasına gidiyorsun. Bu izleyenler için çok keyifli ama oyuncular için mental açıdan bayağı bir yorgunluk veriyor. Burada mental olarak güçlü takımların ayakta kalacağını inanıyorum. Bizim için -diğer takımlarda olduğu gibi- zor bir sezon geçiyor. Mental olarak kim güçlüyse sezon sonunda ayakta kalacaktır.
Biz kendi önümüze bakmaya çalışıyoruz. Kendi işimizi yapmamız gerekiyor. Kazandığımız sürece diğer sonuçların hiçbiri bizi ilgilendirmiyor. Bu süreçten etkilenmemek için motive olduğum tek şey kazanmak. Biz kazanalım yeter...
Basketbola geri dönmek dediğim gibi planladığım bir şey değildi. Ama şu an bu, bana verilmiş ikinci bir şans gibi geliyor. İlerisi için hiçbir plan yapmadım; hani seneye oynar mıyım, oynamaz mıyım? Kaç sene daha devam ederim ya da devam etmez miyim... Bunu hiç bilmiyorum. Açıkçası bunu zamana bıraktım. Tek amacım şu an bu seneyi böyle güzel bir şekilde bitirip yolumuza devam etmek...
Hem Basketbol Süper Ligi'nde (BSL) hem de Türkiye Basketbol Ligi'nde (TBL) çok uzun yıllar basketbol oynadım. Geriye dönüp baktığımda başardıklarımla ya da başaramadıklarımla ilgili herhangi bir keşkem yok. 18 yaşında başladığım bölgesel ligden A Milli Takım'a kadar uzanan bir yolculuğum oldu. Ben kariyerimde elimden geleni yaptığımı düşünüyorum. Elbette daha iyisi olabilirdi ama öyle olması için her gün çalışmaya devam ettim.
Aslında basketbolu bıraktıktan sonra bir geri dönüş kararı almamıştım. Karşıyaka Belediyesi’nde genel menajerdim ve yaşadığımız bir iki sakatlıktan sonra ben de en azından antrenman yapmış olurum diyordum. Bu işi için çok keyif alarak yapıyordum ve hiçbir zaman bırakmayı da istememiştim. İdmanlara tekrar başlayınca da yavaş yavaş ritim tutmaya başladım... Sonra Mete Abi (Babaoğlu) 'Sana lisans çıkartalım işte oynuyorsun' dedi. Olur mu olmaz mı falan derken basketbola geri döndüm.
Karşıyaka Belediyesi'nde üç maça çıktıktan sonra birkaç TBL takımından teklif geldi. Ben de açıkçası bunu değerlendireyim mi değerlendirmeyim mi diye karar veriyordum. Hatta bir iki kulüple bayağı bir yol almıştık sonra Balıkesir BŞB Genel Menajeri Anıl Uyanık aradı ve ‘Ümit bizim sana ihtiyacımız var’ dedi. Son sezonumu Balıkesir'de geçirmiştim ve ayrılırken 'Bana ihtiyacınız olursa geri geleceğim' demiştim. Şimdi Anıl Uyanık ihtiyacı olduğunu söyleyince de diğer kulüpleri arayıp teşekkür edip Balıkesir'e geldim.
Basketbolu bıraktıktan sonra yani basketbolu bıraktım ama antrenman yapmayı hiçbir zaman bırakmadım... Haftada dört ya da beş gün yine sanki oynuyormuş gibi çalışmaya devam ediyordum. Açıkçası Karşıyaka Belediyesi’nde 20-25 gün antrenman yapma fırsatı buldum. Kilo problemim de olmadığı için vücudum hazırdı. Sadece nefesimi ayarlamam gerekiyordu. Kendime iyi bakmaya devam ettiğim için hâlâ bu tempodaki basketbol oynayabiliyorum. Bunun dışında özel bir şey yapmadım. Özetle ben basketbolu bıraktım ama basketbol beni bırakmadı!
Bir buçuk senelik aranın ardından geri dönünce 'acaba oynayabilecek miyim?' diye tereddütlerim vardı. Ama iyi bir performansla dönmek beni çok mutlu etti. Çünkü bana güvenen insanları da mahcup etmemiş oldum.
Benim uzun yıllardır genç oyunculara her röportajda söylediğim tek şey var; çok çalışmaları ve asla vazgeçmemeleri. Çünkü bizim işimizin başka bir yolu yok. Eğer basketbolcu olmak istiyorsanız çok çalışmamız ve asla vazgeçmemeniz gerekiyor. Önünüze mutlaka zorluklar ve engeller çıkacaktır. Beklediğinizden az süre alsanız da çalışmaya devam edin. Siz çalışmaya devam ettiğiniz sürece bu fırsat eninde sonunda size gelecektir.
Bu sene gerçekten inanılmaz bir TBL sezonu geçiyor. Ben böyle bir sezonu hiç görmemiştim. Yani maç kazanıyorsun bir anda play-off potasına geliyorsun. Maç kaybediyorsun birden düşme potasına gidiyorsun. Bu izleyenler için çok keyifli ama oyuncular için mental açıdan bayağı bir yorgunluk veriyor. Burada mental olarak güçlü takımların ayakta kalacağını inanıyorum. Bizim için -diğer takımlarda olduğu gibi- zor bir sezon geçiyor. Mental olarak kim güçlüyse sezon sonunda ayakta kalacaktır.
Biz kendi önümüze bakmaya çalışıyoruz. Kendi işimizi yapmamız gerekiyor. Kazandığımız sürece diğer sonuçların hiçbiri bizi ilgilendirmiyor. Bu süreçten etkilenmemek için motive olduğum tek şey kazanmak. Biz kazanalım yeter...
Basketbola geri dönmek dediğim gibi planladığım bir şey değildi. Ama şu an bu, bana verilmiş ikinci bir şans gibi geliyor. İlerisi için hiçbir plan yapmadım; hani seneye oynar mıyım, oynamaz mıyım? Kaç sene daha devam ederim ya da devam etmez miyim... Bunu hiç bilmiyorum. Açıkçası bunu zamana bıraktım. Tek amacım şu an bu seneyi böyle güzel bir şekilde bitirip yolumuza devam etmek...
YORUMLAR