Paris'te iz bırakanlar
2024 Paris Olimpiyatları, milli takımlar düzeyinde bir basketbol şölenine sahne olurken, şampiyonluğa ulaşan ABD haricinde turnuvada iz bırakan takımları derledik.
02 Eylül 2024 - 13:35
ARDA AYGAHOĞLU
ŞAMPİYON KAPIDAN DÖNDÜ: ALMANYA
Son dünya şampiyonasını milli takımlar düzeyinde nadir rastlanılan bir takım kimyası ve oyunuyla şampiyon olarak tamamlayan Almanya, Olimpiyatlar'a favoriler arasında geldi. Schroeder ve Wagner liderliğindeki Panzerler, yarı finale kadar takım kimliklerini koruyarak ve beklentileri aşarak ulaştı. Ne var ki dörtlü finalde Fransa’nın pota altında Wemby ve Gobert ikilisiyle yarattığı ezici üstünlük, Olimpiyat boyunca en farklı skorlardan birinin yaşanmasına sebep oldu. Almanya, tarihi farkla Fransa’ya elenerek dörtlü finale ve hayallerine veda etti. Ağır bozguna rağmen, Almanya için dünya şampiyonluğu sonrası gelen dördüncülük başarıda istikrar olarak görülebilir.
FAHRİ ŞAMPİYON: FRANSA
Geçmişte Tony Parker öncülüğünde başarıdan başarıya koşan Fransız basketbolunda Spurs efsanesinin taşıdığı bayrak en büyük Spurs ve NBA efsanesi adayına devredildi: Victor Wembanyama. Kağıt üstünde kısa rotasyonu eski gücünde görünmeyen Fransa, çözümü uzun rotasyonunda Wemby&Gobert&Yabusele gibi isimlerde bulurken, kaybetmiş göründüğü ofansif gücüne ve savunmasına da elit seviyede çözüm üretti. Sahip oldukları yetenek havuzu ile Wemby düşünülürse bu başarı bir başlangıç sayılabilir. Maviler için uzay takımı ABD’nin olduğu turnuvada ikincilik fahri şampiyonluk olarak nitelendirilebilir.
GALİPTİR BU YOLDA MAĞLUP: SIRBİSTAN
Turnuvanın başından beri ABD’nin en büyük rakibi olarak görülen Sırbistan, sahip olduğu basketbol kültürü ve yıldızlar topluluğuyla Olimpiyatlar'ı sonu herkesçe bilinen bir film olmaktan çıkardı ve rüya takıma karşı tarihin seyir zevki en yüksek Olimpiyat yarı finali maçını yarattı. Filmin sonu yine aynı bitti diye düşünsek bile, Sırplar, Amerikalılara karşı maçın büyük bölümünü önde götürdü ve maçı son anlarda kaçan kritik şutlar ile küçük detaylar yüzünden kaybetti. Pesic ve öğrencileri, en iyi kadrolarıyla bile ABD'lilerin yenilmez olmadıklarını, takım oyunu ve top paylaşımının basketbol için ne ifade ettiğini fazlasıyla gösterdiler.
Sırbistan ve Amerika mücadelesi aynı zamanda saha dışında basketbolun öteki yüzünü gösteren bir arka plana sahipti. Farklı bir perspektiften baktığımızda, NBA’in son yıllarındaki Avrupalı süperstar rüzgârı ve Jokic’in MVP ödülüne ambargo koyması sonrası ABD genelindeki ırkçılık tartışmaları bu maça farklı bir anlam kattı. Dürüst olmak gerekirse dillendirilmese de, iki ülke arasındaki basketbol savaşı aynı zamanda Jokic’in, en iyi Amerikalılardan kurulmuş bir takımı çoğunluğu ortalama oyunculardan (NBA seviyesinde) oluşan bir takımla tek başına yenme ihtimaliyle de Rocky vs Ivan Drago rekabetini hatırlatan bir düelloya dönüşmüştü.
Sırbistan’ın maça müthiş girmesi ve şok etkisi yaratması, Bogdanovic’in üçlüğü sonrası LeBron’un reaksiyonu, sinir harbini en üst noktalara taşıdı. Yarı finalde iki takım basketbol tarihinin en iyi maçlarından birini ortaya koyarken, ABD son anlarda Curry ile Durant’in bireysel yetenekleriyle maçı kopardı. Yakın geçen her maç gibi bu tarihi karşılaşma da dramla biterken Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic'in, Embiid’in steps yaparak sayıyı bulduğu pozisyonu sosyal medyadan paylaşıp “Bu pozisyon dünyanın neresinde steps değil? Bir dahaki sefere kimi yenip yenemeyeceğimizi bize önceden söyleyin." sözleriyle drama maç sonu da devam etti.
Sırp koçu Pesic de yenilgiyi hakeme bağlarken güçlü iki argüman sundu: “Hakemler bize saygı göstermedi. Eğer dünyanın en iyi oyuncularından birisi (Jokic) tüm hücumlarda top onun elindeyken 37 dakikada sadece dört serbest atış atıyorsa veya en iyi ikinci oyuncumuz olan Bogdan Bogdanovic 32 dakikada sahada kalıp sadece bir serbest atış atıyorsa garip şeyler olmuş demektir."
Sırbistan’ın yenilgisinin esas sebebi ne olursa olsun turnuvadan Almanya’yı saf dışı bırakarak bronz madalya ile ayrıldılar ve tüm basketbol dünyasına müthiş bir rekabet izleme fırsatı sundular.
TURNUVAYA RENK KATAN: GÜNEY SUDAN
Basketbol izleyicileri iyi bilir ki her turnuva sürprizlerle doludur ve şampiyonalara rengini veren de bu bilinmezliktir. Olimpiyatlar'ın sürprizini ise kendi ülkelerinde bile ne kadar ilgi gördüklerini bilmediğimiz Güney Sudan takımı yarattı. Yarı finalistler kadar sahada etki gösteremeyen Güney Sudan, basketbol dünyasına kendini tanıtarak saygıları kazandı. Hazırlık maçında ABD’ye karşı maçı son anlarda kaybetmeleriyle dikkat çekmelerinde sonra, turnuvada da herkesin ilgini çeken bir performans ortaya koyarak hikayenin en sempatik tarafında yer aldılar.
ŞAMPİYON KAPIDAN DÖNDÜ: ALMANYA
Son dünya şampiyonasını milli takımlar düzeyinde nadir rastlanılan bir takım kimyası ve oyunuyla şampiyon olarak tamamlayan Almanya, Olimpiyatlar'a favoriler arasında geldi. Schroeder ve Wagner liderliğindeki Panzerler, yarı finale kadar takım kimliklerini koruyarak ve beklentileri aşarak ulaştı. Ne var ki dörtlü finalde Fransa’nın pota altında Wemby ve Gobert ikilisiyle yarattığı ezici üstünlük, Olimpiyat boyunca en farklı skorlardan birinin yaşanmasına sebep oldu. Almanya, tarihi farkla Fransa’ya elenerek dörtlü finale ve hayallerine veda etti. Ağır bozguna rağmen, Almanya için dünya şampiyonluğu sonrası gelen dördüncülük başarıda istikrar olarak görülebilir.
FAHRİ ŞAMPİYON: FRANSA
Geçmişte Tony Parker öncülüğünde başarıdan başarıya koşan Fransız basketbolunda Spurs efsanesinin taşıdığı bayrak en büyük Spurs ve NBA efsanesi adayına devredildi: Victor Wembanyama. Kağıt üstünde kısa rotasyonu eski gücünde görünmeyen Fransa, çözümü uzun rotasyonunda Wemby&Gobert&Yabusele gibi isimlerde bulurken, kaybetmiş göründüğü ofansif gücüne ve savunmasına da elit seviyede çözüm üretti. Sahip oldukları yetenek havuzu ile Wemby düşünülürse bu başarı bir başlangıç sayılabilir. Maviler için uzay takımı ABD’nin olduğu turnuvada ikincilik fahri şampiyonluk olarak nitelendirilebilir.
GALİPTİR BU YOLDA MAĞLUP: SIRBİSTAN
Turnuvanın başından beri ABD’nin en büyük rakibi olarak görülen Sırbistan, sahip olduğu basketbol kültürü ve yıldızlar topluluğuyla Olimpiyatlar'ı sonu herkesçe bilinen bir film olmaktan çıkardı ve rüya takıma karşı tarihin seyir zevki en yüksek Olimpiyat yarı finali maçını yarattı. Filmin sonu yine aynı bitti diye düşünsek bile, Sırplar, Amerikalılara karşı maçın büyük bölümünü önde götürdü ve maçı son anlarda kaçan kritik şutlar ile küçük detaylar yüzünden kaybetti. Pesic ve öğrencileri, en iyi kadrolarıyla bile ABD'lilerin yenilmez olmadıklarını, takım oyunu ve top paylaşımının basketbol için ne ifade ettiğini fazlasıyla gösterdiler.
Sırbistan ve Amerika mücadelesi aynı zamanda saha dışında basketbolun öteki yüzünü gösteren bir arka plana sahipti. Farklı bir perspektiften baktığımızda, NBA’in son yıllarındaki Avrupalı süperstar rüzgârı ve Jokic’in MVP ödülüne ambargo koyması sonrası ABD genelindeki ırkçılık tartışmaları bu maça farklı bir anlam kattı. Dürüst olmak gerekirse dillendirilmese de, iki ülke arasındaki basketbol savaşı aynı zamanda Jokic’in, en iyi Amerikalılardan kurulmuş bir takımı çoğunluğu ortalama oyunculardan (NBA seviyesinde) oluşan bir takımla tek başına yenme ihtimaliyle de Rocky vs Ivan Drago rekabetini hatırlatan bir düelloya dönüşmüştü.
Sırbistan’ın maça müthiş girmesi ve şok etkisi yaratması, Bogdanovic’in üçlüğü sonrası LeBron’un reaksiyonu, sinir harbini en üst noktalara taşıdı. Yarı finalde iki takım basketbol tarihinin en iyi maçlarından birini ortaya koyarken, ABD son anlarda Curry ile Durant’in bireysel yetenekleriyle maçı kopardı. Yakın geçen her maç gibi bu tarihi karşılaşma da dramla biterken Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic'in, Embiid’in steps yaparak sayıyı bulduğu pozisyonu sosyal medyadan paylaşıp “Bu pozisyon dünyanın neresinde steps değil? Bir dahaki sefere kimi yenip yenemeyeceğimizi bize önceden söyleyin." sözleriyle drama maç sonu da devam etti.
Sırp koçu Pesic de yenilgiyi hakeme bağlarken güçlü iki argüman sundu: “Hakemler bize saygı göstermedi. Eğer dünyanın en iyi oyuncularından birisi (Jokic) tüm hücumlarda top onun elindeyken 37 dakikada sadece dört serbest atış atıyorsa veya en iyi ikinci oyuncumuz olan Bogdan Bogdanovic 32 dakikada sahada kalıp sadece bir serbest atış atıyorsa garip şeyler olmuş demektir."
Sırbistan’ın yenilgisinin esas sebebi ne olursa olsun turnuvadan Almanya’yı saf dışı bırakarak bronz madalya ile ayrıldılar ve tüm basketbol dünyasına müthiş bir rekabet izleme fırsatı sundular.
TURNUVAYA RENK KATAN: GÜNEY SUDAN
Basketbol izleyicileri iyi bilir ki her turnuva sürprizlerle doludur ve şampiyonalara rengini veren de bu bilinmezliktir. Olimpiyatlar'ın sürprizini ise kendi ülkelerinde bile ne kadar ilgi gördüklerini bilmediğimiz Güney Sudan takımı yarattı. Yarı finalistler kadar sahada etki gösteremeyen Güney Sudan, basketbol dünyasına kendini tanıtarak saygıları kazandı. Hazırlık maçında ABD’ye karşı maçı son anlarda kaybetmeleriyle dikkat çekmelerinde sonra, turnuvada da herkesin ilgini çeken bir performans ortaya koyarak hikayenin en sempatik tarafında yer aldılar.
YORUMLAR