Nereden nereye!
Euroleague’de son 4 sezon Final Four, 3 sezondur da final oynayan, geçtiğimiz yıl kupayı kaldıran F.Bahçe Doğuş, bu yıl R. Madrid’e takıldı. Bu başarı takdir toplasa da konuşulan küçük eksiklerin giderilmemesi canımızı çok yaktı.
22 Mayıs 2018 - 23:51
Euroleague’de son 4 sezon Final Four, 3 sezondur da final oynayan, geçtiğimiz yıl kupayı kaldıran F.Bahçe Doğuş, bu yıl R. Madrid’e takıldı. Bu başarı takdir toplasa da konuşulan küçük eksiklerin giderilmemesi canımızı çok yaktı.
Avrupa Basketbolu Obradovic yönetiminde adeta şaha kalkan Fenerbahçe Doğuş gerçeğini kabul etmiş durumda. Final Four öncesinde sarı-lacivertlilerin favori gösterilişi, Belgrad’a gelen diğer 3 takım temsilcilerinin son şampiyon Fenerbahçe hakkındaki görüş ve düşünceleri hepimize ‘nereden nereye’ dedirtti.
Geçtiğimiz yıl İstanbul’da elde edilen şampiyonluk sonrasında takımın iki starı Bogdanovic ile Udoh’un NBA’e transferleri, enerjisi ve tecrübesi ile bu seviyelerde açığı gideren Antic’in ayrılışı, ciddi bir boşluk yarattı. Obradovic, bu açığı daha geniş bir rotasyonla kapama düşüncesine gitti, Wanamaker, Melli, Guduric, Thompson, Sinan gibi isimlerle seçeneklerini çeşitlendirdi. Ancak ne yazık ki bu isimlerden Avrupa’da Melli dışında istikrarlı bir katkı gelmedi. Guduric ile Wanamaker’ın katkıları saman alevi gibi olurken, Thompson hatalarıyla bir türlü güven veremedi, Sinan ise Avrupa için tercih edilmedi.
Farklı kahramanlar
Buna rağmen sezonun büyük bölümünü iyi geçirdi Fenerbahçe. Her maç yeni isimleri ön plana çıkarmayı başararak, normal sezonu istediği yerde bitirdi. Çeyrek finaller ve yarı finaldeki Zalgiris maçlarında da farklı kahramanlar ortaya çıktı, Fenerbahçe 3. kez art arda finale yükseldi. Yaşanan sakatlıklara rağmen sezon sonunu tam kadro görmek önemliydi ama belki de tüm takımın kötü oynama kredisi aynı güne rastladı.
Thompson’ı izledikçe, en büyük korkumuzdu ‘ya Vesely sakatlanırsa, ya en kritik anda faul problemine girerse’ düşüncesi. Bu yüzden bir transfer beklentisi vardı. Ancak Obradovic, yola çıktığı takımı bozmak istemedi. Udoh’un kaprislerinin ardından Thompson tam bir takım oyuncusuydu. O yüzden kredisi yüksekti. Ama ne yazık ki, Vesely, Madrid karşısında daha 2. dakikada iki faule ulaşıp kontrolden çıkınca, korktuğumuz başımıza geldi... Real uzunlarının etkili oyunu verilen hücum ribauntları, kısaların penetrelerine karşı konamaması yenilgiyi getirdi.
Belkiler çok fazla şimdi kafamızda... Belki dışarıdan oyunu açacak şutu bulamadığımız bir maçta Türkiye Ligi’nin en skoreri Melih’i kötü bir turnuva geçiren Guduric’in dakikalarında düşünmek, belki iyi başladığı sezonun sonunda inanılmaz bir düşüş yaşayan Nunnally’nin yerine, tecrübeli Sinan’ı maça dahil etmek, belki de o uzun açığını bir transferle gidermek...
Ancak bunlar hep oyun bittikten sonra konuşulan şeyler olur. Takımın başında Obradovic gibi bu takımın kaderini değiştirip Avrupa’nın zirvesine çıkaran bir coach varsa, bizlere düşen, onun tercihlerini ve alacağı riskleri kabul etmek... Gelecek sezon da aynı başarıyı beklemek, Fenerbahçe’yi yine Final Four takımı olarak görmek...
Avrupa Basketbolu Obradovic yönetiminde adeta şaha kalkan Fenerbahçe Doğuş gerçeğini kabul etmiş durumda. Final Four öncesinde sarı-lacivertlilerin favori gösterilişi, Belgrad’a gelen diğer 3 takım temsilcilerinin son şampiyon Fenerbahçe hakkındaki görüş ve düşünceleri hepimize ‘nereden nereye’ dedirtti.
Geçtiğimiz yıl İstanbul’da elde edilen şampiyonluk sonrasında takımın iki starı Bogdanovic ile Udoh’un NBA’e transferleri, enerjisi ve tecrübesi ile bu seviyelerde açığı gideren Antic’in ayrılışı, ciddi bir boşluk yarattı. Obradovic, bu açığı daha geniş bir rotasyonla kapama düşüncesine gitti, Wanamaker, Melli, Guduric, Thompson, Sinan gibi isimlerle seçeneklerini çeşitlendirdi. Ancak ne yazık ki bu isimlerden Avrupa’da Melli dışında istikrarlı bir katkı gelmedi. Guduric ile Wanamaker’ın katkıları saman alevi gibi olurken, Thompson hatalarıyla bir türlü güven veremedi, Sinan ise Avrupa için tercih edilmedi.
Farklı kahramanlar
Buna rağmen sezonun büyük bölümünü iyi geçirdi Fenerbahçe. Her maç yeni isimleri ön plana çıkarmayı başararak, normal sezonu istediği yerde bitirdi. Çeyrek finaller ve yarı finaldeki Zalgiris maçlarında da farklı kahramanlar ortaya çıktı, Fenerbahçe 3. kez art arda finale yükseldi. Yaşanan sakatlıklara rağmen sezon sonunu tam kadro görmek önemliydi ama belki de tüm takımın kötü oynama kredisi aynı güne rastladı.
Thompson’ı izledikçe, en büyük korkumuzdu ‘ya Vesely sakatlanırsa, ya en kritik anda faul problemine girerse’ düşüncesi. Bu yüzden bir transfer beklentisi vardı. Ancak Obradovic, yola çıktığı takımı bozmak istemedi. Udoh’un kaprislerinin ardından Thompson tam bir takım oyuncusuydu. O yüzden kredisi yüksekti. Ama ne yazık ki, Vesely, Madrid karşısında daha 2. dakikada iki faule ulaşıp kontrolden çıkınca, korktuğumuz başımıza geldi... Real uzunlarının etkili oyunu verilen hücum ribauntları, kısaların penetrelerine karşı konamaması yenilgiyi getirdi.
Belkiler çok fazla şimdi kafamızda... Belki dışarıdan oyunu açacak şutu bulamadığımız bir maçta Türkiye Ligi’nin en skoreri Melih’i kötü bir turnuva geçiren Guduric’in dakikalarında düşünmek, belki iyi başladığı sezonun sonunda inanılmaz bir düşüş yaşayan Nunnally’nin yerine, tecrübeli Sinan’ı maça dahil etmek, belki de o uzun açığını bir transferle gidermek...
Ancak bunlar hep oyun bittikten sonra konuşulan şeyler olur. Takımın başında Obradovic gibi bu takımın kaderini değiştirip Avrupa’nın zirvesine çıkaran bir coach varsa, bizlere düşen, onun tercihlerini ve alacağı riskleri kabul etmek... Gelecek sezon da aynı başarıyı beklemek, Fenerbahçe’yi yine Final Four takımı olarak görmek...
YORUMLAR