NEF SÖYLEŞİLERİ | Ekrem Memnun

RÖPORTAJ: TOLGA YENİGÜN

- Bu sezon Galatasaray NEF'teki performansınız ve hedeflerinizle başlasak...

- ING Basketbol Süper Ligi'nin ilk yarısında oynadığımız oyun ve aldığımız sonuçlarla bizden olan beklentilerin üzerine çıktık. Kaybettiğimiz maçlarda da yaptığımız çok basit, ortadan kaldırılması mümkün olan hataların olduğunu gördük. Bizim bu hataları düzeltebilecek potansiyelimiz, karakterimiz olduğunu biliyoruz. Türkiye Ligi'ndeki hedeflerimiz şu ana kadar yaptıklarımızın çok üzerinde hayal kurmamızı sağlıyor... Süper Lig'le ilgili çok büyük hayallerimiz var.

Şampiyonlar Ligi'nde ise geçen yıl ki performansımızın ardından bu yıl yaptıklarımız bizi bir anda gündeme getirdi. Geçen sene bir maç kazanabilirken, bu yıl grubumuzu lider bitirdik. Almış olduğumuz sonuçlar, Avrupa'da da beklentimizi arttırdı. 

Şimdi çok daha iyi takımların olduğu bir üst turdayız. Grup birincisi olmak ve Şampiyonlar Ligi'ndeki birçok istatistikte en üstte yer almak; bizi diğer takımların gözünde daha büyük bir hedef haline getiriyor. Ama bununla başa çıkabilecek, mücadele edebilecek gücümüz, motivasyonumuz, isteğimiz var. Şu anda Şampiyonlar Ligi'ndeki ilk hedefimiz, bu gruptan da çıkıp play-off turunu oynamak... Mümkünse ev sahibi avantajı ile play-off oynayarak ondan sonra da nihai hedefimize yürümek istiyoruz... 



OYUNCUNUN DA ÜZERİNE DÜŞENİ YAPMASI LAZIM
 
- Galatasaray NEF'te Türk oyuncuların katkısı için ne düşünüyorsunuz? Bunu artırmak için bir çaba var mı? Özellikle Sadık Kabaca'nın gelişimini nasıl görüyorsunuz?
 
- Biz oyuncularımızı Türk ya da yabancı olarak ayırmıyoruz. Galatasaray NEF'in oyuncuları onlar... Daha fazla katkı vermeleri gerektiğini düşünüyorum. Bu da onların elinde... Kalkıp daha çok çalışmak, daha fazla katkı vermek için istekle, konsantrasyonla, motive ile gelmek... Her gün bunu istikrarlı şekilde yapmak oyuncuların elinde... 
Sonuçta burası profesyonel bir basketbol ortamı ve herkes yaptığı işin karşılığını alıyor. Onlar da üzerlerine düşüne yapmak için kulübe her gün daha hazır gelmeleri lazım. Kendilerini geliştirmeye çalışmaları lazım, zorluklarla müdahale etmeye çalışmaları lazım. Ondan sonra mutlaka kendi oyunculukları da takıma verdikleri katkı da gelişecektir. 
 
Sadık genç bir oyuncu geçen seneye kıyasla bu sene onun için yeni bir yıl, daha fazla süre alıyor. Sadece Sadık olarak gitmek istemiyorum, biz de çok genç oyuncu var. Tüm genç oyuncularımız için uzun vadeli planlarımız var. Herkes kendini geliştirmeye çalışmalı. 
 
Kulübümüzdeki motto: Sürekli gelişim. O ortamı yaratmak istiyoruz. Onun için kulübün üzerine düşen görevler var, antrenörün üzerine düşünler ve yöneticilerin üzerine düşünler var. Ama en önemlisi oyuncunun kendi üzerine düşenler var. 
 
Herkes üzerine düşeni bir koordinasyon içinde yaparsa, en iyisini yapmak için çalışırsa mutlaka gelişecektir. Biz sadece bir oyuncu üzerinden değil, yerli-yabancı uzun vadeli bir planı var kulübün. Hepsinin gelişimini destekliyoruz, çaba sarf ediyoruz. Ama bu sadece bir tarafın çabası ile olmaz. Oyuncunun mutlaka kendi gelişimi için uğraşması lazım. 


 
MÜKEMMEL BASKETBOLU ARIYORUZ...
 
- Ekrem Memnun basketbol antrenörlüğünde çıraklık, kalfalık, ustalık dönemini nasıl anlatır? Yurt dışı ve A Milli Kadın Takımı  tecrübeleriniz için neler söylersiniz?
 
- Benim antrenörlükte 33. senem... Şanslıydım bunun büyük bir bölümü üst seviyelerde, yarışmacı takımlarda geçti. Büyük hedefleri olan yarışmacı takımların bir parçası oldum. Bazılarında başantrenör, bazılarında asistan da olsam şanslıydım yani... 
 
Hep önemli takımlarda, önemli hedefler kovaladık. Ustalık, çıraklık bundan ziyade... Ben öğrencisiyim bu oyunun... Yani ben öğrenmeyi, gelişmeyi, yenilikler denemeyi, risk almayı çok seviyorum. Bunla ilgili de çalışmalar yapıyorum. 

Tecrübe bazen çok iyi bazen de insanı frenleyen bir faktör olabilir. O yüzden bu tecrübelerin beni frenlemesi için değil de geliştirmesi için uğraşıyorum. Oyun sürekli değişiyor, gelişiyor. Önemli olan buna adapte olmak, yenilik yapmak. 

Dünyadaki bütün antrenörler mükemmel basketbolu arıyor. Bende bu oyuna katkı yapmak, o yönde hedeflere varmak için sorumluluk almak istiyorum. Tek beklentim gelişim... Oyuncularda beklediğim gelişimi kendimden de bekliyorum. Zaten gelişmeyi bıraktığında ölmeye başlar her şey... Benim bütün inancım bu... Dolayısıyla bu oyunun bir öğrencisi olarak araştırmaya, kendimi geliştirmeye devam edeceğim.
 
BİR KERE YAPILDIYSA YİNE YAPILIR!
 
- Erkek basketbolu ile kadın basketbolu arasında hangisi daha zor, hangisi daha keyifli? Kadın basketbolunda alınabilecek en büyük kupada imzanız var. Bir Türk takımı bir daha EuroLeauge'i kazanabilir mi?
 
- Ben bu oyuna kadın ya da erkek basketbolu olarak bakmıyorum. Kuralları aynı, bir tek kadın basketbolunun topu 1 numara daha küçük, onun dışında her şey aynı... (Gülerek) Oyuncuların atletizmi, kuvveti farklı oyunun sürati farklı; ama günün sonunda kuralları aynı. Ben buna basketbol mesleği olarak bakıyorum, takım olarak yapılan bir iş olarak bakıyorum. Burada bireylerin gelişimi çok önemli ona çok dikkat ediyorum; ama günün sonunda bir takım olarak yapılan bir iş. Önemli olan takım yönetmeyi becerebilmek, insanları bir takım haline getirebilmeyi becerebilmek.

Çok farklı dinamikleri olduğunu düşünmüyorum. Şu, bundan daha keyifli ya da bu daha keyifsiz diyemem. Ben bunu bir iş olarak görüyorum, çok saygı duyduğum bir iş olarak görüyorum. Bu daha zor, bu  daha kolay... Hepsinin kendine göre kolaylıkları ya da zorlukları var. Ben antrenörlüğe; ortama, takım olmaya, basketbolcuların gelişimine katkı yapma, oyunu geliştirmeye çalışma olarak baktığım için ikisi arasında bir ayrım yapmam. Zaten bu ayrımı yapanları da hiçbir şekilde anlamıyorum. Basketbol basketbol, antrenörlük de antrenörlüktür. Sadece sürati farklı onun dışında her şey takım yönetme, insan geliştirmektir. Antrenörün de görevi budur.
 
Bir Türk takımı daha kadınlarda EuroLeague'e kazanabilir mi? Mutlaka kazanabilir. Bir kere yapıldıysa her zaman yapılabilir ve mutlaka da yapılacaktır.


 
NEF'İN DESTEĞİ TÜRK BASKETBOLU İÇİN ÇOK DEĞERLİ
 
- Ekonomik olarak çok zor geçen bu sezonda NEF'in Galatasaray ve Türk basketboluna verdiği önemli destek için düşünceleriniz? Başta takımınız olmak üzere bu döviz kurlarında kulüpler, gelecek yapılanmasına yönelik ne tür önlemler almalı?
 
- NEF - Galatasaray iş birliğinin basketbolun ileri gitmesi adına büyük katkılar sağlayacağını düşünüyorum. Ekonominin sıkıntılı günlerinde NEF'in bu işe inanarak, yürekten destekleyerek, büyük bir özveri ve heyecanla bu adımı atması... Basketbol için, spor için çok önemli... Bir kültür oluşturma ve onu geliştirip, devam ettirmek istiyoruz. Sadece Galatasaraylılara değil, ülkemizdeki tüm kamuoyuna sporu ve dostluğu sevdirme anlamında büyük projeleri olan bir kurum NEF. Ve onların kurumsal çizgisi, Galatasaray Kulübü'nün amacıyla, hedefleriyle örtüşüyor.
 
Müthiş bir iş birliği olduğunu düşünüyorum. Bu iş birliği yeni başladı... Önümüzdeki dönemde bunun çok çok olumlu sonuçlarını mutlaka göreceğiz. Hem ülke basketboluna hem de Galatasaray'a bu iş birliğinin büyük katkılar getireceğini düşünüyorum. 
 
Döviz kuru meselesine gelirsek... Ekonomi herkes açısından zor. Umut ediyorum hep beraber birlik olarak bunun da üstesinden gelinecek. Bunun çok da kolay olmadığını biliyorum. Umarım negatif etkilenme asgari düzeyde olur. Tüm paydaşların sorumluluk alıp, taşın altına elini koyması lazım. Yoksa zor bir süreç olacağını düşünüyorum, kolay değil öyle kendiliğinden olmayacak... Oyunculara, yöneticilere, antrenörlere, taraftarlara, medyaya, sponsorlara düşen görevler var. Fedakarlıklar yapılacağını düşünüyorum, bakalım nasıl olacak?
 
- Tek kelime ile Galatasaray NEF...
- Aile