NEF SÖYLEŞİLERİ | Dusan Ristic

ECE ERGEZ

Basketbola dokuz yaşındayken memleketim Sırbistan'da Novi Sad'de Basketball Club Star adlı yerel kulüpte başladım. Basketbola oynamaya devam ettikçe bu oyuna aşık olduğumu söyleyebilirim. Zaten çocukluğumun geçtiği 2000'lerin başında Sırbistan Milli Takımı'nın hem EuroBasket hem Dünya Kupası'ndaki başarılarından dolayı her ev ve her yerde basketbol karşılaşmaları izleniyordu. 

Benim de ailem tüm maçları kaçırmadan izliyordu. Böyle bir ortamda basketbola aşık olmaktan başka şansınız olmuyor. Bu şekilde başlayan basketbol maceramda ilk kulübümde 3 yıl geçirdikten sonra Kızılyıldız benimle ilgilenmeye başladı. Antrenörleri yetenekli olduğumu söyleyerek beni Belgrad'a davet etti. İşte o zaman hayatımda ilk kez, bir gün gerçekten profesyonel basketbolcu olabileceğimi fark ettim ve 13 yaşımda Novi Sad'den Belgrad'a taşınmaya karar verdim. 

Belgrad'daki basketbol okulundan içeri ilk girdiğimde orada sadece Sırbistan'dan değil Avrupa'dan gelen çocuklar olduğunu fark ettim. Alt yaş gruplarındaki tüm turnuvalarda oynadım ve hepsinden de başarılı sonuçlar elde ettik. Ve sonra 18. yaş günümden önce henüz 17 yaşımdayken A takımdan teklif aldım. Bu beni inanılmaz mutlu etmişti. O takımın bir parçası olmak harika bir duyguydu. 



Oradaki ilk yılımın sonunda Arizona Üniversitesi'nden tam burs teklifi aldım ve koçlarıyla iletişime geçtim. Onlarla konuştuktan sonra zayıf yönlerimi güçlendirmek ve Avrupa'ya daha iyi şekilde dönmeyi istediğim için ABD'ye gitmeye karar verdim. 

Türkiye'ye gelmemdeki en önemli şey tabii ki Galatasaray'ın büyük kulüp olması ve tarihindeki başarıları. Bu yüzden buradan bir teklif aldığımda kariyerimde kesinlikle ileriye doğru bir adım atmak istediğim için buranın doğru yer olduğunu düşündüm ve gelmeyi kabul ettim. Normalde bilirsiniz sezon ortası takım değişikliği zordur; ama ben buraya hazır geldim ve Galatasaray NEF'e en kısa sürede uyum sağlayacağımı biliyordum. 

Türkiye Sigorta Basketbol Süper Ligi çok çekişmeli, hatta bu yıl daha da kıran kırana bir sezon oluyor; ama ben de bu çetin ve zorlu lige kendimi iyi hazırlamıştım diyebilirim. 

Yaşadığımız iniş çıkış bizim gerçek potansiyelimizi göstermemizi önledi. Bir bakıyorsunuz bazı maçlar müthiş oynuyoruz; ama bazı karşılaşmalarda da bunun tam tersiyiz. Bunu açıklamak çok kolay değil. Biz oyuncular olarak bu dengeyi ve uyumu yakalamak için elimizden geleni yapıyoruz. Fakat sebebin ne olduğunu biz de bilmiyoruz, bilsek de önüne geçmeye çalışırdık. Ama denemeyi, çabalamayı hiç bırakmadan yolumuza devam ediyoruz. 

PLAY-OFF'TA NE OLACAĞINI KİMSE BİLEMEZ!

Normal sezonun bitmesine az zaman kaldı. Mümkün olduğunca çok maç kazanmaya odaklıyoruz kendimizi. Devamını play-off'larla birlikte göreceğiz. Biliyorsunuz play-off'lar sürprizlere açıktır. Kimin iyi gününde olduğunu asla bilemezsiniz. 

Eğer play-off'lara kadar iyi bir ritim yakalayabilirsek, bunun devamında da rakiplerimiz için ciddi bir tehdit oluşturabiliriz. Bunu yapabilmeyi gerçekten çok istiyoruz. 

Şuna eminim ki biz sahada gördüğünüzden çok daha iyi bir takımız. Söyleyebileceğim çok bir şey yok, maç maç ilerleyerek sahada elimizden gelenin en iyisini yapmayı sürdüreceğiz.

TÜRKLER İLE BİRBİRİMİZE BENZİYORUZ

Evet Türkler ile Sırplar kulüplerine bağlılık ve verdikleri destekle birbirine çok benziyor diyebilirim. Özellikle ülkenin en iyi kulüplerinden birinde forma giyiyorsanız seni yürekten destekliyorlar. 

Taraftarımızın bize gösterdikleri bu desteğe karşılık biz de umarım son maçlarda onları mutlu edebiliriz. Bu yolda onların desteklerine yine çok ihtiyacımız olacak. Özellikle play-off'ta hep birlikte olursak güzel şeyler başarabileceğimizi düşünüyorum. 

Galatasaraylı basketbolseverlerin bana ilk günden itibaren gösterdikleri yakınlık ve beni sahiplenmiş olmalarına çok mutlu oldum. Tabii ki biraz da uzun boylu olunca sosyal hayatımda daha kolay dikkat çekip tanınıyor olabilirim! (Gülerek) 

Taraftarların yanımıza gelip bizi destekleyici güzel cümleler kurmaları çok hoşuma gidiyor. Sonuçlar ne olursa olsun bizlere yanımızda olduklarını hissettiriyorlar. İnanın bu çok özel bir duygu benim için. 



TÜRKİYE, İSPANYA LİGİ'NE BENZİYOR

Sanırım Türkiye Ligi ile birlikte Avrupa'da Fransa dışında üst düzey her ligde oynadım. Harika deneyimler yaşadım ve birçok farklı takıma karşı forma giydim. Basketbol kariyerimde bunun önemli bir artı olduğunu düşünüyorum. Her oynadığınız maçta takımlar ne kadar iyi olursa, oyuncu için de o kadar iyi olur ve kendisini geliştirir. Şimdi ise edindiğim tecrübelere bakarak yorumlayacak olursam Türkiye Ligi gerçekten mücadele ve çekişme olarak üst düzey. 

Ama beni en çok şaşırtan şeylerden biri bir alt ligden gelen takımların kalitesi ve gösterdiği performans. Biliyorsunuz Manisa'ya ve Konya'ya karşı kaybettiğimiz talihsiz maçlar olmuştu. Yani hepsi gerçekten harika oynuyor, alt ligden gelen bir takımın bu kalitede olması beni çok şaşırtmıştı. Onun dışında lig gerçekten sürprize açık... Ne kadar plan yaparsan yap işler tam tersi gidebiliyor. Ama bu bilinmezlik şüphesiz ilgiyi ve taraftarı çekiyor. Ben bu sebeple buranın İspanya Ligi gibi olduğunu düşünüyorum. 

Türkiye'ye daha önce defalarca gelmiştim. Bize benzer kültürü olduğu için alışmakta hiç zorlanmadım. Çünkü bilirsiniz trafikteyken burada da insanlar korna çalıyorlar ve sinirleniyorlar, tıpkı Belgrad'daki gibi!

YOLUMUZA AYNI İSTEK VE HIRSLA DEVAM EDİYORUZ

Yemeklerimiz de zaten çok benziyor. Türkiye ile Sırbistan birbirine çok yakın kültüre sahip ülkeler olduğu için buraya alışmakta hiç sorun yaşamadım. Basketbol açısından konuşacak olursam da elbette sezon ortasında bir şeyleri değiştirip, ayarlamanın kolay bir şey olduğunu söyleyemem. Takımda Dee Bost başta olmak üzere pek çok değişikliğe gitmek zorunda kaldık. Hem sezon içi gelmiş olmam hem de bu değişiklikleri yakalamak kolay olmadı benim için. 

Belki en çok bu süreç yüzünden istediğimizi bir türlü sahaya yansıtamadık. Ama dediğim gibi maç maç düşünerek kalan haftalarda sahada elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalışacağız. Çünkü biz büyük bir kulübüz ve birlikte yeni başarılara imza atabiliriz. Biz buna inanarak yolumuza aynı istek ve hırsla devam ediyoruz.