Misli.com ile BSL Röportajları | Yiğit Arslan & Erhan Ernak

Avrupa'daki ilk senelerinde FIBA Europe Cup Şampiyonu olan Bahçeşehir Koleji, istikrarı sağlamaya kararlı. Sakatlıkların atlatılmasıyla iyi bir ritim yakalayan İstanbul temsilcisi, BSL'de devreyi ilk 8'de bitirirken, BCL'de de TOP 16 biletini kaptı. Bu istikrarın mimarı koç Erhan Ernak ve bu sezon takımda en etkileyici performansa imza atan Yiğit Arslan ile bir araya geldik...

02 Şubat 2023 - 13:16
RÖPORTAJ: ECE ERGEZ
 


ÇIKIŞ
YİĞİT ARSLAN

 
"Bahçeşehir'e gelerek iyi bir karar verdiğimi düşünüyorum. Performansımın daha yukarı çıkmasında; teknik ekibimiz, başantrenörümüz Erhan Abi (Ernak) ve takım arkadaşlarımın çok katkısı var. Umarım bu şekilde hem iyi oynayarak hem da kazanarak yolumuza devam ederiz."
 
Bu sezon öncesi genel sekreterimiz Alpaslan Abi (Aydın), Erhan Abi ve ekibin beni ne kadar istediklerini biliyordum. Ben de kariyerimde yeni bir hareketlilik gerektiğini hissediyordum. Bahçeşehir Koleji kurmaylarının benimle yapmış oldukları konuşmaların gerçekçi olması beni çok etkiledi. Bu sene Bahçeşehir'de olmam için doğru bir zaman olduğunu bana hissettirdiler. Amaçlar, istekler aynı noktada kesişince de buraya gelmemin, böyle bir ekibin, takımın, kulübün parçası olmamın benim için en iyisi olacağını düşündüm. 
 
Zaten geldiğim günden itibaren bana davranışlarıyla da konuşmalarla da güvendiklerini gösterdiler. Benim de yapmam gereken tek şey sahada elimden gelenin en iyisini yapmak oldu.
 
Bahçeşehir'e gelerek iyi bir karar verdiğimi düşünüyorum. Performansımın daha yukarı çıkmasında; teknik ekibimiz, başantrenörümüz Erhan Abi (Ernak) ve takım arkadaşlarımın çok katkısı var. Umarım bu şekilde hem iyi oynayarak hem da kazanarak yolumuza devam ederiz.
 
Tofaş'ta 15 senelik birliktelik sonrasında da bir yıl için tekrar buluştuk. Toplamda 16 sene emek harcadığım, altyapıda küçük yaşlardan profesyonel seviyeye kadar hedef koyup; başarmak için uğraştığım ve benim için yeri çok ayrı olan bir kulüp Tofaş... Orada aile gibi olmuştuk. İlk ayrılığımda yani Galatasaray NEF'e gitmeden önce çok duygusal bir an olmuştu benim için; ama sonra Galatasaray taraftarıyla, staff'la ve takım arkadaşlarımla olan ilişkim ile birlikte kendimi hiç yabancı hissetmedim. 
 
Özellikle sarı kırmızılı taraftarlarla aramızda çok sıcak bir bağ kurduk. Kendimi yıllardır orada oynuyormuş gibi hissediyordum. İlk sene her şey çok güzel giderken korona patladı ve ertesi seneyi seyircisiz oynamak zorunda kaldık. Diğer bazı zorluklar da aynı zamanda yaşanmıştı, sonrasında da bir ayrılık gerçekleşti. 
 
Şimdi Bahçeşehir'e geldim. Burada da yabancılık çektiğim hiç bir durumum olmadı. Sadece kısa bir süre her oyuncu gibi adaptasyonla alakalı zamana ihtiyacım vardı. Şu an o durumda da herhangi bir sıkıntımız yok. İnanıyorum ki her şey çok daha güzel olacak. Burada da çok güzel bir aile ortamı var ve herkes işlerin daha iyi olması için elinden gelen çabayı gösteriyor. 
 
Bizim kulüpte başka takımlardaki gibi yerli ve yabancı ayrımı yok. Biz yerli oyuncuların, diğer kulüplere göre daha çok sorumluluk almamızın da bunda etkisi var. Tüm bunların mimarı başantrenörümüz Erhan Abi ve teknik ekibi... Sahada yapabileceklerimize güveniyorlar, bize inanıyorlar. Takım olarak da birbirimize güvenince hepimiz daha rahat olabiliyoruz. 
 
Biz de o gün kim iyiyse topu onunla buluşturmaya çalışıyoruz. Genelde kritik zamanlardaki bu oyunculardan biri ben olurum. Ben de bu topları elimden geldiğince iyi değerlendirmeye çalıştım. Dediğim gibi oyun olarak daha iyi gözüküyor olsam da; bunun en büyük sebebi kulübümüzün yaklaşımı ve çok uyumlu iyi bir takım olmamız. Bunlar olmasa ben ne kadar iyi olursam olayım bu performansı yakalayamazdım.
 
FIBA Şampiyonlar Ligi bizim için çok önemli, yolun sonuna kadar gitmek istiyoruz. Oostende de ligin en formda takımlarından biriydi. Deplasmanda Galatasaray'ı yenip grupları geçen bir takım Oostende. Ev sahibi avantajı bizde olduğu için daha favori duruyorduk; ama ilk maçı kaybetmiştik. Takım olarak deplasmanda çok iyi reaksiyon verdik ve mücadeleyi kazanarak tekrar ev sahibi avantajının sahibi olduk. 
Son maçta geri düşsek de taraftarımızın da desteğiyle 3 dakika kala 11 sayıdan gelerek mücadeleyi kazandık. Bireysel olarak da iyi oynadığım, etkili oynamaya çalıştığım bir gündü. Şans da o gün yanımızdaydı. Bizim için çok önemli bir maçtı. 
 
Şimdi Top 16'da çok zorlu bir gruptayız. Hedefimiz gidebildiğimiz en son yere kadar gitmek. Kısa vadede ise grubumuzu ilk 2'de mümkünse ilk sırada bitirmek. Eşleşme için avantaj sağlamak istiyoruz. 
 
Şampiyonlar Ligi'nde grubu birinci bitirebilirdik; ama ilk aşamada en iyi performansımızı gösteremedik maalesef. Onun sonrasında hem Basketbol Süper Ligi'nde (BSL) hem Avrupa'da ritme girdiğimiz dönemde gerçekten ne kadar tehlikeli bir takım olduğumuzu herkese gösterdik. 
 
Sezonun başında kaybettiğimiz Avrupa'daki maçlardan dolayı grup birinciliğini alamamış, doğal olarak da play-in turuna kalmıştık; ama sonuçta hedefimiz olan TOP 16'ya geldik. Şimdi burada da hedefimiz gruptan birinci çıkmak.
 
İnsan hedefi olmadan oynayamıyor. Yaptığınız işte nereye giderseniz gidin daha üst bir hedef koyuyorsunuz. Kısa vadede Bahçeşehir ile birlikte takım olarak koyduğumuz hedefleri başarmak istiyorum. Hem BSL'de hem Avrupa'da sonuna kadar gitmek istiyorum. Avrupa'da Bahçeşehir Koleji'yle birlikte finaller, final four'lar görmek istiyorum. 
 
Kariyer hedeflerim ise kendimi hem A Milli Takım'la hem kulüp bazında en yüksek seviyelerde görmek, denemek istiyorum. Tabii ki bir oyuncu olarak her zaman en yüksek seviyede bulunmak istersiniz, en iyi seviyedeki insanlarla, organizasyonlarda yarışmak ve oralarda bulunmak istersiniz. Tabii ki benim de hedeflerimden biri bu. Umarım başarabilirim. 
 
Bir oyuncunun çıkışa geçtiği dönemlerde, özellikle başantrenörün ve teknik ekibin size olan güvenini sahada hissedebilmek çok önemli. Benim gibi skorer kimliğiyle bu zamana kadar gelmiş oyuncular için o özgüveni sağlamak, antrenörlerin sana olan güvenini hissetmek, oyuncuyu bir adım öne taşıyor. 
 
Onun dışında yaz ayları boyunca A Milli Takım'da ve bireysel antrenmanlar yaptım. Bunlar da çok önemli. Doğru beslenme ve uykuya dikkat etme, bunlar zaten sağlıklı olabilmek için gerekli. Aile hayatına düşkün biriyim. Takım arkadaşlarımla dışarıda yemek yiyoruz, kahve içiyoruz. Onun dışında çok fazla kendimi yoracak işlerde bulunmuyorum. 
 
Bahçeşehir Türkiye'nin en önemli eğitim kurumlarından bir tanesi. Çok fazla sayıda öğrenciye hizmet veriyorlar, kalitesi çok yüksek bir kurum. Tabii ki bizleri takip eden küçük yaşta kardeşlerimiz oluyor. Onlara da gerek dışarıdaki gerekse de spor yaşantımızla doğru örnek olmamız gerekiyor. Biz de bunlara zaten dikkat ediyoruz. Maçlarda kendimizi kaybetmeden hareketlerimiz ile ahlaklı, düzgün sporcular olmaya çalışıyoruz. Zaten karakterlerimiz de buna uygun...
 
Büyük bir eğitim kurumunun spor kulübünde olduğumuz için doğal olarak hem takip eden çocuklar hem de aileleri oluyor. Gittiğimiz yerlerde onlar bizleri ziyaret ediyor, biz onları ziyaret ediyoruz. Bu kurumun içerisinden yıllar sonra bizlerden çok daha iyi sporcular çıkması en büyük temennimiz.
 
BSL, Avrupa'nın en önemli liglerinden biri. Bu noktada da sponsorlukların varlığı daha da önem arz ediyor. Sponsorların desteğiyle ligin sahip olduğu koşullar iyileştirmek mümkün oluyor. Geldiğimiz noktada da ligimizin en iyi koşullarda olmasını tabii ki isteriz. Bu konuda da sponsorların verdikleri destekler çok önemli...
 
TİPLEME
- En iyi 5'in?

- Shane Larkin, Vasilije Micic, Will Clyburn, Jerry Boutsiele, Johnanthan Motley 
- En zorlu deplasman? 
- Bursaspor 
- Tek kelimeyle Bahçeşehir... 
- Aile 
 

 
LİDER
ERHAN ERNAK

 
"Şampiyonlar Ligi'nde TOP 16'da çok çetin bir grubun içerisindeyiz, işin zorluğunun farkındayız. Elimizde bu grubu da atlatacak iyi oyuncular ve iyi bir potansiyel var. Mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz."
 
Bahçeşehir ayakları yere basan bir kulüp. Ayrıca genç bir kulüp olmasına rağmen kısa zamanda yaptığımız kilometre ve kazanmış olduğu başarılar birçok şeyi tecrübe ettiğinin göstergesi... Ama adım adım yarıştığımız kupalarda daha iddialı, daha hedefli, daha kalıcı olmaya devam ediyoruz. 
 
Hem Basketbol Süper Ligi'nde (BSL) hem Şampiyonlar Ligi'nde (BCL) bayrağı son noktaya kadar taşımak istiyoruz. Hedefler tabii ki şampiyonlukla beraber daha da artmış oldu bizler için. 
 
Başantrenörlük kariyerime başladığım yer olan Bahçeşehir'in yeri bende çok ayrı. Sadece FIBA Europe Cup şampiyonluğu yüzünden değil, kuruluşundan beri içerisinde var olduğum birçok ilke tanıklık ettiğim; yani hep bir parçası olduğum için buranın yeri benim için çok özel ve ayrı.
 
FIBA Europe Cup şampiyonluğumuzu başından itibaren bir hikâye olarak düşünmek daha doğru. Bu hedef için bir araya gelmiş her departmanda bir sürü insanın emeği ve mücadelesi sonucunda alınan bir kupa. Ben başantrenör olduğum için güzel eleştiri ve geri dönüşleri daha çok alan taraftım; ama bu sadece benim için koca bir aile olarak verdiğimiz ve sonunda da başardığımız bir mücadeleydi. Sadece benim için değil, bence Bahçeşehir çatısı altında birlikte yaşadığımız herkesin güzel geri dönüşlere maruz kaldığını söyleyebilirim. 
 
Evet, bu sezona istediğimiz gibi başlayamadık. İstediğimiz gibi bir sezon öncesi hazırlık evresi geçiremedik. Bunun ana nedeni yaşamış olduğumuz sakatlıklar oldu. Bu, takımın kaynaşmasını belli kuralların, alışkanlıkların oturtmasını olumsuz etki etti. Bu sebeple birçok maçta dar bir rotasyonla oynamak zorunda kaldık. Bu da maalesef birçok karşılaşmayı 30-35 dakika önde götürüp, sonrasında tatsız mağlubiyetler almamıza neden oldu. Ama sakatlıklarını atlatıp oyuncularımız geriye döndükçe güzel bir grafik yakaladık, BSL'de 5 maç üst üste kazandık.
 
Avrupa'da da hedefimiz zaten TOP 16'ydı, bunu başardık. Burada ise bütün takımlar iddialı, bütün takımlar zorlu. Biz de yarışmanın içerisindeyiz. Herhangi bir kaybımız yok, ikinci devreye de daha sağlıklı daha geniş bir kadroyla devam etmek istiyoruz. 
 
Tam kadro olarak bir araya geldik derken, Kartal Özmızrak'ın sakatlığı tabii ki bizi olumsuz etkiledi. Takımımızda her oyuncunun olduğu gibi Kartal'ın da çok önemli ve kıymetli bir rolü var. Özellikle BCL play-in maçının başında bunun başımıza gelmesi bizi de biraz moral olarak aşağıya çekti. Ama sonuçta sakatlıklar da profesyonel hayatın bir parçası... O an için doğru olan şeyi, yani maçı kazanmayı diğer oyuncularımla beraber başardık. 
 
Yiğit Arslan'ın sadece o maçta değil özel bir performansı vardı. Skor bakımından sıkıştığımızda özellikle dış atışlarıyla bize büyük katkı veriyor. Bu, Yiğit'in zaten buraya gelirken öngördüğümüz ve faydalanmayı istediğimiz özellikleriydi... O da yeni bir kulübe, yeni bir ortama katıldı. Bir uyum süreci geçirdi. Şu anda da kendi ritmini kendi temposunu yakaladı. Türk basketbolu için çok kıymetli bir sporcu. Grafiği artarak devam edecek, Bahçeşehir Ailesi'nin de kıymetli bir ferdi olarak güzel işler yapacağını düşünüyorum. 
 
Bizim için Şampiyonlar Ligi'nde hem ülkemizi temsil etmek hem de katıldığımız ilk senede bayrağı taşımak çok önemliydi. Evet, işlerimiz planladığımız gibi başlamadı; ama şu an için planladığımız gibi gidiyor. Play-in öncesi oynadığımız grup maçlarında Bilbao'ya karşı istediğimiz basketbolu ortaya koyamadık açıkçası. Özellikle deplasmanda bizi düzenimizin dışarısına çok çabuk çıkarttılar. 
 
Oynadığımız Nymburk maçı kısıtlı rotasyon yüzünden sonuna kadar önde götürdüğümüz maçı maalesef kaybettik; ama böyle durumlarda önemli olan ayağa kalkabilmek. Nymburk karşısında deplasmanda aldığımız mağlubiyeti evimizde telafi edip, maçı aldık. Grubun içerisindeki diğer galibiyetler, mağlubiyetler bizi TOP 16'ya taşıdı. Çok çetin bir grubun içerisindeyiz, işin zorluğunun farkındayız. Elimizde de bu grubu da atlatacak iyi oyuncular ve iyi bir potansiyel var. Mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz. 
 
Bahçeşehir Koleji eğitim temelli bir kurum, basketbola yaptıkları yatırım çok kıymetli. A takım çok daha göz önünde olsa da altyapıda da tüm Türkiye'ye yayılmış durumda Bahçeşehir... Spor okulları, organizasyonlarıyla aslında binlerce çocuğa hizmet götürüyor. Böyle bir kulübün parçası olmaktan çok mutluyum. Sadece basketbolda değil, sosyal sorumluluk projeleriyle de ülkemiz çocuklarına farklı imkanlar sağlayan bir organizasyon. 
 
Altyapılardan yetiştirdiğimiz oyuncuları A takıma entegre edip, rotasyonda faydalanmak, yetiştirdikleri ile basketbol mücadelesini sürdüren bir ekol olmak istiyoruz. Tabii ki bu uzun vadeli, sabır gerektiren bir plan proje. Ama emin adımlarla yürüyoruz. Eminim ki bir gün Bahçeşehir'in altyapısından çıkan çocukların A takımda yer aldığı bir organizasyon olacak. 
 
Darüşşafaka'da başantrenörlük yapan abim Selçuk Ernak'la aynı ligde rakip olmak benim için çok gurur verici bir durum. Abilikten ziyade antrenörlük felsefesine, emektarlığına, vizyonuna çok saygı duyduğum için kıymetli bir antrenöre karşı mücadele etmek benim daha çok gurur duyduğum kısmı. 
 
İlk maçımız tabii ki en heyecanlandığımız karşılaşma oldu. Çünkü ne kadar sahadaki işlere konsantre olsak da aklımızın bir kenarında hep özellikle 'maç hazırlığı evresinde nasıl olacak?' sorusu vardı. Ama karşılaşma başladıktan sonra ben de abim de gördük ki çok değişen bir durum yok. 
 
Profesyonel hayatta karşınızda kimin olduğuna değil, saha içerisinde neyin olup bittiğini daha çok bakıyorsunuz. Aradan yıllar geçtikçe maç sayıları arttıkça bu çok rutin bir hâl aldı bizler için. Ama işin özünde gerçekten büyük bir gurur benim için. 
 
Günümüzde basketbolun ekonomisi, pazarlaması, bütçesi artık profesyonel bir yönetimin elinde yönlenmesi gereken bir boyuta ulaştı. Tabii ki bu durumu idare edebilmek için çok önemli bir yönetim anlayışı gerekiyor. Sponsor bu işin bence olmazsa olmazı. Çünkü birçok kulübün, kendi gelirlerini yaratacağı ortamlar henüz oluşmadı. Dolayısıyla spora katkı yapan, her firma, her organizasyon bizler için kıymetli.
 
TİPLEME
- En beğendiğiniz oyuncu? 

- Sertaç Şanlı
- En iyi oyun kurucu? 
- Tony Taylor
- En iyi 5'iniz? 
- Tony Tyler, Buğrahan Tuncer, Will Clyburn, Sadık Emir Kabaca, Jerry Boutsiele
- En zorlu deplasman? 
- Bursaspor
- Tek kelime ile Bahçeşehir... 
- Aile

YORUMLAR

  • 0 Yorum