Mertcan Solkol | Hırs

ECE ERGEZ

Basketbola ilk kez 7 yaşımda Karşıyaka'da başladım. Abim de benimle birlikte başlamıştı ama iki hafta sonra o bıraktı ben devam ettim. (Gülerek) Ona yazın idman yapmak filan biraz zor geldi ama ben erken kalkmayı, çalışmayı çok seviyorum. Hatta sabahları annemleri beni kursa götürsünler diye uyandırıyordum. Ben aynı zamanda o yaşlarda futbol oynuyordum. İkisine birlikte gidiyordum o zamanlar. Ortaokuldayken futbol lisansımın çıkma noktasına da gelmiştim. Ama bir gün halı saha ve basketbol idmanının saatleri çakışmıştı. Babam da artık ikisi arasında bir seçim yapmam gerektiğini söyleyince ben de basketbolu seçtim. 

Lise sona kadar basketboldan gerçekten keyif alarak oynuyordum. Bir başka karar sürecine gelmiştim. Başka bir bölüm mü okuyacaktım yoksa kariyerimi basketbolda mı sürdürecektim? Bu gerçekten hepimizin zorlandığı sancılı bir konuydu. Babamla çok ciddi bir şekilde oturup konuşmuştuk. Ben de ona basketbolcu olabileceğimi, kendime güvendiğimi söyledim. Ama üniversite eğitimini de bir yandan almak istiyordum. İkisini beraber götürmeye karar verdim. Ancak okul ve idman saatleri çakıştı burada da ve tekrar bir karar aşamasına girdik. Belki uzaktan basit gibi gözükse de gerçekten kaldığımız ikilemler ve verdiğimiz kararlar bazen zorlayıcı olabiliyor. 

Pandemi sezonunda Mamak Belediyesi'nde oynuyordum. Benim ilk kendimi bulduğum ve benim için önemli bir sezondu. Sonrasında Bornova benim için şanssız bir sene olmuştu. Ardından da Afyon Belediyesi'nde oynamıştım. Ancak geçtiğimiz sezon Ankaragücü'nde bence çok iyi kadroyduk ama ekonomik sıkıntılar takım olarak yapabileceklerimizi sahaya yansıtmamızı zorlaştırıyordu. Üst üste geçirdiğimiz şanssız sezonlardan sonra bu sene benim için her anlamda önemliydi. Gerçekten doğru bir kulüpte olmak istiyordum. Şu an baktığımda ise gerçekten kendim için en doğru seçimi yaptığımı söyleyebilirim. Bu sezon Ormanspor'da pandemi sezonunda yakaladığım ritmi tekrar yakalamaya başladım. Bu da benim moralimi çok yükseltiyor. 

Geçtiğimiz sezon işlerin tam da en kötü gittiği noktada takım kaptanı olmuştum. Kulüpte ister istemez pek çok konu basketboldan öndeydi. Ne kadar yetenekli takım veya oyuncu olursanız olun kafanızı tam olarak basketbola veremediğinizde yani kulüpte öyle bir ortam olamadığı zaman başarı yakalamak zor oluyor. Ancak bu sene bu anlamda da kendimi şanslı hissediyorum. Şu an bizim tek odak noktamız basketbolumuzu daha yukarıya çıkarmak. 

TBL'de takım sayısının artmasıyla birlikte BSL'den de önemli oyuncular gelmeye başladı. Bu, ligin basketbolcu kalitesini de arttırdı. Yani artık mücadele edip öne çıkmanız için daha çok çabalamanız gerekiyor. Birkaç sene önce bu biraz daha rahattı. Rekabeti sevdiğim için beni motive eden bir şey bu oldu. Ancak tabii ki herkese iyi geldiğini söyleyemem, bu durum bazılarımızı zorluyor. 

Bahsettiğim gibi ben ilk olarak pandemi sezonunda Ankara'ya gelmiştim. Bu yıl 3'üncü sezonum oldu. Ama ilk sene sadece idman ve ev arasında geçtiği için 'Ankara'da mıyım başka bir yerde miyim?' pek farkına varamamıştım. Geçtiğimiz sezon ikinci senemdi, takım arkadaşlarımla birlikte eve çıkmıştık. Birlikte çok da güzel bir sezon geçirmiştik. Bu sene ise 3'üncü yılım oldu. Artık burada yaşamaya çok alıştım ve Ankara'yı gerçekten seviyorum. Bir İzmirli olarak Ankara benim ikinci şehrim oldu. 

Kariyerimde hep realist hedeflere yer veriyorum, bu konuda pek hayalci olamıyorum. Bundan sonraki kariyerimde iyi takımlarda oynamak istiyorum. Sonrasında Süper Lig diyeceğim ama artık gitmenin bir farkı olacağından da tam emin değilim. Süper Lig'de kenarda oturmaktansa oynayabileceğim bir takımda mücadele etmek her zaman tercihim. Ama elbette orada gerçekten forma şansı bulabilirsem tabii ki şansımı denemek isterim ama ben hiçbir zaman kenardan izleyen bir oyuncu olmak istemiyorum. 

Uzun yıllardır TBL'de forma giyen bir oyuncu olarak artık maçların TV'den yayınlanıyor ve diğer karşılaşmaların tamamının canlı veriliyor olması biz oyuncular için çok kıymetli. Eskisine göre lig daha fazla kıymet görmeye başlayınca biz de doğal olarak aynı değerden nasipleniyoruz. Ligi daha çok kişi görüyor, biliyor, takip ediyor. Bu da bizi ayrı motive ediyor ve bu lige daha iyi isimlerin gelmesine neden oluyor.