McDonald's Türkiye CMO'su Özdeş Dönen Artak: Tüketicimizin ne yediğine saygı duyuyoruz
McDonald’s Türkiye devreye aldığı yeni iletişim kampanyasıyla yeme-içme ve zincir restoran sektörlerinde gıda güvenliğine dikkat çekiyor. McDonald’s Türkiye CMO’su Özdeş Dönen Artak, kampanyayla ilgili “Tüketicimizin ne yediğini tüm şeffaflığıyla bilme hakkına saygı duyuyoruz” diyor.
Dünyanın önde gelen restoran zincirlerinden McDonald’s, kurulduğu günden bu yana yenilikleri ve hızlı servis sektörüne yaptığı katkılarla sektördeki öncü kimliğini sürdürüyor. ‘BrandZ En Değerli 100 Küresel Marka’ listesinde bu sene 5’inci sırada yer alan şirket, 38 bini aşkın restoranıyla hizmet verirken iletişim çalışmalarıyla da dikkat çekmeye devam ediyor.
ÜRÜNLERDE ŞEFFAFLIK VURGUSU
Müşteri taleplerini önceliklendirerek kalite, lezzet, temizlik, hizmet ve değer standartlarını ön planda tutan çalışmalara imza atan McDonald’s Türkiye, son olarak gıda güvenliğine dikkat çeken bir iletişim kampanyasını devreye aldı. Konuyla ilgili görüşlerini aldığımız McDonald’s Türkiye CMO’su Özdeş Dönen Artak, tüketicilerin yediği yemeğin içeriğini tüm şeffaflığıyla bilme hakkına saygı duyduklarını ve bu kapsamda hem üretim hem tedarik süreçlerini açıklıkla paylaştıklarını belirtti.
Artak dergimize yaptığı açıklamada, “Güvenli ve sürdürülebilir gıda odağında başlattığımız ‘Bu Lezzete Güven’ kampanyasıyla birlikte, Türkiye’nin alanında en iyi firmaları arasından seçerek hazırladığımız ürünlerimizin her aşamasını tüketicilerimize gönül rahatlığıyla aktarıyoruz. Bu kapsamda tedarik ettiğimiz ürünleri 1000’den fazla kontrol noktasından geçirdikten sonra misafirlerimize sunuyoruz” dedi.
Ürünlerin geçirdiği aşamalara da değinen Artak bu süreci; “Yerel üreticiden aldığımız yüzde 100 dana etiyle hazırlanan hamburger etlerimizi sadece pişerken tuz ve karabiber ekleyerek tüketicimize sunuyoruz. Kızartmalar için yüksek oleikli ayçiçek yağı kullanıyoruz. Patates, marul, domates gibi hemen her hamburgerin içinde yer alan başlıca tarım ürünlerini yine tüm aşamalarını takip ettiğimiz yerli üreticiden tedarik ediyoruz.
Bunların yanı sıra gelişim çağındaki çocuklara sunduğumuz Happy Meal menülerimiz Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu tarafından onaylanan besin profili modeline göre yeşil kategoride yer alıyor” şeklinde açıkladı.
YEME İÇME SEKTÖRÜNE VE ÜLKE EKONOMİSİNE SÜRDÜRÜLEBİLİR DESTEK
Ürünlerin tedarikinden tepside servis edilişine kadar geçen süreçte atık yönetimi konusunda da gerekli prosedürleri takip ederek sürdürülebilir bir sistemle ilerlediklerini belirten Artak, yüzde 98 yerlilik oranıyla ülke ekonomisine katkı sağladıklarını ifade etti. Artak; “McDonald’s Türkiye olarak, global kalite standartlarımızı korurken aynı zamanda restoranlarımızda sunulan ürünlerin ve ambalaj malzemelerinin yüzde 98’ini yerel üreticilerden ve firmalardan temin ediyoruz.
GELECEĞİN RESTORAN DENEYİMİ MCDONALD'S'TA
McDonald’s Türkiye’nin çağın ötesinde yatırımlarla dijital deneyimi restoranlarda uyumlu hâle getirdiğini ifade eden Özdeş Dönen Artak, “Müşteri deneyimini en üst noktada tutmak için hem Türkiye’de hem globalde yaptığımız ‘Geleceğin Restoran Deneyimi’ konseptini yaygınlaştırıyoruz. Bu konseptte misafirlerimiz isterlerse dijital ekranlardan sipariş verebiliyor ve masaya servis alabiliyor.
Şimdiye dek 7 milyon kişi tarafından indirilen aplikasyonumuza da devamlı yatırım yapıyoruz. Bu sene sadakat programımızı devreye aldık ve tüketicilerimize her an fırsatlar, ödüller sunuyoruz. Aplikasyonumuzun efektif iletişimiyle de bu yıl Altın Effie ödülünin sahibi olduk” diyor.
PAZARLAMANIN GELECEĞİNİN NABZINI TUTUYORUZ
“Yaşanan dijitalleşme ve teknolojik gelişmelerle artık tüketicilerimizi daha iyi tanıyarak içgörüleri daha iyi anlayabiliyoruz” diyen Artak, “Büyük veri kullanımı pazarlamanın geleceğini oluşturuyor. McDonald’s Türkiye olarak pazarlama stratejilerimizi bu kapsamda kurguluyoruz. Ek olarak tüketicilerimize en hızlı, en konforlu ve en rahat deneyimi yaşatmak bir diğer odak alanımız.
Pazarlama vizyonumuzun temelinde tüketicilerimizle gönül bağı kurarak ‘lovemark’ olmayı sürdürmek var. Bu kapsamda çalışanlarımızdan çevreye, restoranlarımızdan üreticimize yatırım ve destek sunarak zamansız bir marka olmayı amaçlıyoruz. Yeni nesille hem duygusal hem fiziksel bağ kuran ve onlar için fayda sağlayan bir marka olmayı hedeflerken, 1986 yılında Taksim’de ilk McDonald’s hamburgerini yiyen tüketicimizin de beklenti ve ihtiyaçlarını odağımızda tutuyoruz” dedi.
YORUMLAR