Köln yolu

THY EuroLeague'de yeni sezon heyecanı başlarken ligin doğal favorileri Anadolu Efes, Real Madrid, Barcelona, CSKA Moskova ve Fenerbahçe Beko'nun sezon öncesi performansları ve yaptığı transferleri masaya yatırdık. Temsilcilerimizden Efes, geçen yıldan yarım kalan hesabı kapatmaya çalışırken Kokoskov ile yenilenen Fenerbahçe ise gücünü deneyecek... Kadrosunu koruyan Real, Jasikevicius'a kavuşan Barça ve Final Four'un gediklisi CSKA ise Köln için en ağır adaylar...

Köln yolu
02 Ekim 2020 - 15:41

YİNE YENİ YENİDEN
ANADOLU EFES

 
“Geçen sezon Anadolu Efes için rüya gibi bir sezondu aslında. Fakat COVID-19 denilen virüs ve bunun tüm dünyaya yayılması, birçok şeyi olumsuz etkilediği gibi, lacivert beyazlıların da rüya gibi geçen sezonunun taçlandıramadığı bir sezon olarak geride kaldı. Şimdi, Ergin Ataman ve öğrencilerinin yepyeni bir serüveni başlıyor.”
 
BERTAN ERMAN
 
Anadolu Efes için şimdi bambaşka bir sezon ve geçen sezondan kalan yarım kalan bir hesap var... EuroLeague’deki birçok takım önemli değişikliklere gitti. Anadolu Efes ise, bunun tam tersine bir transfer politikası izledi. Tek bir yeni transfere imza attı; o da kendi altyapısında yetişen ve daha sonra NCAA’de Fordham Üniversitesi forması giyen gard Erten Gazi oldu. 
 
Erten, büyük bir ihtimalle Efes’in daha çok ING Basketbol Süper Ligi’nde kullanacağı gardlardan biri olacak. Çünkü EuroLeague takımlarının temposu bir hayli yoğun oluyor. Gerek Vasilije Micic, gerekse Shane Larkin, Ergin Ataman’ın EuroLeague’de daha çok ihtiyaç duyacağı isimler. Bu iki önemli yıldız, BSL’de oynanacak bazı maçlarda dinlenecek. 
 
Takımdan ayrılan tek isim ise, geçen sezon CSKA Moskova’dan alınan forvet Alec Peters oldu. Peters da TD Systems Baskonia’ya gitti. 
Anadolu Efes’in oyun tarzını artık tüm rakipleri biliyor. Efes’in oyun anlayışı, modern basketbolun en güzel örneklerinden; NBA’deki günümüz basketbolu Avrupa’da oynayan, tempolu, dış atışların önemini sahada gösteren bir takım oluyor sahada. Kadrodaki oyuncular da buna göre muhafaza edildi ve geçen sezon yer alan tüm oyuncular, yola devam ediyor. 
 
Takımdaki her bir isim, yeri geldiğinde inisiyatif alan ama sistem içinde de görevini bilen isimler. Chris Singleton ve Adrien Moerman, bu takımda strech uzun görevini en iyi şekilde yürütmeye devam ediyor. Vasilije Micic, tıkanan noktalarda attığı üçlüklerle musluğu yeniden açan isim oluyor. Krunoslav Simon, bir takım içinde x faktör oyuncu nasıl olunur; bize bunun cevabını vermeye devam ediyor.
 
Lacivert beyazlılar, aslında tüm takımı korudu diyor olsak da bir transfer yaptı; Bryant Dunston… Nasıl mı? Geçen sezon yaşadığı sakatlık sonrasında neler yapacağı merak konusu olan bir isimdi. Üstelik kariyerinin son dönemlerini yaşayan bir oyuncu için kafalarda birkaç soru işareti oluşturabilir. Lakin Dunston bu konuda sizi yanılttı ve yanıltacak. 
 
Gloria Cup’ta Anadolu Efes, bu sezon sürpriz işler çıkarabilecek potansiyeldeki Bahçeşehir Koleji’ni 81-77 gibi bir skorla yeniyorsa, burada sinyal ışığının sarıdan kırmızıya dönüştüğünü görebilirsiniz. Ancak o maçta yeşil ışık yakan iki isim vardı; bunlardan bir Bryant Dunston’dı. 34 yaşında ama forvet boyundaki (2.03 m) tecrübeli pivot, yine boyalı alanda canavar olmayı başardı. Bahçeşehir karşısında 25 sayı ve 8 ribaund gibi bir performans ortaya koyan Dunston, birçok rakip pivotun çekinmesi gereken bir oyuncu.
 
Ve tabii ki herkesin merak ettiği isim Shane Larkin… Bayern Münih’e attığı 49 sayıyla EuroLeague’de bir maçta en çok sayı atan oyuncu olduğu gün halen daha akıllarda. Gaza bir bastı mı, rakipleri dağıtan üçlükleri, turnikeleri, Efes’in geçen sezon can suyuydu. Şu an henüz hazırlık maçlarında kendisini göremedik. Eğer geçen sezon devam etseydi, MVP seçilmesi kesindi. Bakalım, Sugar Shane de kaldığı yerden devam edecek mi? 
 
Eğer Larkin geçen sezonki performansını ortaya koyarsa, Anadolu Efes’in yarım kalan hikayesinin tamamlanması için yolun yarısı kat edilmiş gibi olur.
Şimdi, Ergin Ataman ve öğrencilerinin yepyeni bir serüveni başlıyor. 1996 yılında, yardımcı antrenör olarak Koraç Kupası’nı Efes ile kazanan başarılı çalıştırıcı, başantrenör olarak Siena ile Saporta Kupası, Beşiktaş ile EuroChallenge ve Galatasaray ile EuroCup’ı da kazandıktan sonra, bir de EuroLeague kupasını havaya kaldırmak istiyor. 
 
Ergin Hoca’ya bu yolda yardım edecek; oyuncu kadrosu, teknik ekibi ve tabii ki de Türkiye’nin dört bir yanından Anadolu Efes’i destekleyen basketbolseverler var.
 
GELEN 
ERTEN GAZİ

GİDEN
ALEC PETERS
MUSTAFA KURTULDUM
 

 
SABIR
FENERBAHÇE BEKO

 
"Yeni bir koçu, yeni bir sistemi olan Fenerbahçe’de daha ilk maçtan veya ikinci maçtan çok fazla bir şey beklemek hayal olur. Fenerbahçe taraftarı, Final Four’a çok alıştı. Bu sene, 18 takımlı bir EuroLeague’de play-off’a girmenin ne kadar önemli olduğunu Fenerbahçe taraftarı görecektir. Kokoskov mutlaka birtakım şeyleri değiştirecektir. Ben sabır diyorum." 
 
MURAT MURATHANOĞLU 
 
En sonda söyleyeceğimi en başta söyleyeyim... Ben açıkçası Fenerbahçe Beko’nun Final Four yapmasının inanılmaz bir başarı olacağına, hatta Obra zamanında EuroLeague’i kazanmakla eşit bir başarı olacağını düşünüyorum. 
 
Fenerbahçe’nin kadrosunda bir sürü yeni oyuncu var. Daha önce kendisini EuroLeague seviyesinde ispat etmiş hiçbir yeni oyuncu yok. Bu nedenle Fenerbahçe’nin bütün transferleri araştırıp –karaktere de çok önem veriyor– araştırma bölümü, sadece saha içinde ne yapar kısmına değil, aynı zamanda soyunma odasında etkisi nedir, karakteri, çalışma hırsı, takım arkadaşlarıyla arası, bu tür şeylere de bakılıyor. 
 
Ne koçun ne de yeni oyuncuların önemli derecede EuroLeague tecrübesi yok. Çok zor ama dediğim gibi, Fenerbahçe’nin bu sezon COVID-19’dan aksamalar olmadığı takdirde, şubat ve sonrasına çok iyi bakmak gerekecek. Bu kadrodan kısa vadede bir şeyler beklemek doğru olmaz.
 
EuroLeague’de 7’de 7 ile gelecek, ilk 3 deplasman maçından galibiyet çıkaracak, bu tür olması mümkün değil yani. Bu takım, transferler yapılırken, kısa, daha hızlı oynayıp, switch yapıp adam adama, sert ve enerjisi yüksek savunma yapan bir takım olarak kurulmuş. 
 
Buradaki sıkıntı, sayıları kim atacak? Bu konuda da De Colo ön plana çıkıyor. Her ne kadar enerjisi yüksek olursa olsun, kaç kere top çalıp hızlı hücumla biten pozisyon olacak? O açıdan Fenerbahçe’de bu sene sıkıntının, 70-75 sayıları nasıl bulacağım olacak. Özellikle Türkiye’de zorlu deplasmanlarda; basketbol dayağının olduğu deplasmanlardan… 
 
Kokoskov, “Phoenix Doncic’i draft etseydi, ben hâlâ Suns’ın başındaydım” demesi, gönlünün orada olduğunu gösteriyor. Çünkü Suns hakikaten Doncic’i draft etseydi, Kokoskov orada olacaktı. Hatta büyük bir ihtimalle yılın koçu adayları arasında ismi geçerdi. Dediğim gibi, Fenerbahçe’ye sabır gerekir. Değişik ama mecburi bir yapılanma. 
 
Belli bir bütçeyle yapılan transferler… Burada De Colo ve Vesely, neredeyse bütçenin üçte birini alıyor. O açıdan, bu ikisinin çok iyi oynaması lazım. Obradovic kalsaydı, bütçenin 18-19 civarında olacağı konuşulmuş. Şimdi ise bütçe 14 civarında. Bu iki ismin bütçeleri önemli bir yer kapladığı için ona göre oynayıp takıma randıman vermeli.
 
Fenerbahçe’de taraftarlar, Gloria Cup’ta alınan sonuçtan sonra pesimist bir havaya girmiş. Kokoskov da Obradovic de Itoudis ile birçok şeyi konuşuyordu. Fazla abartmaya gerek yok. Buradaki görüntü, daha ziyade bir NBA molası görüntüsü ama bence, maalesef normal bir hazırlık dönemi geçirilemiyor.
 
Bu kadar yeni bir koçu, yeni bir sistemi olan Fenerbahçe’de daha ilk maçtan veya ikinci maçtan çok fazla bir şey beklemek hayal olur. Fenerbahçe taraftarı, Final Four’a çok alıştı. Hatta Final Four’u bile başarısızlıkmış gibi görenler oldu. Bence bu sene, 18 takımlı bir EuroLeague’de Play-off’a girmenin ne kadar önemli olduğunu Fenerbahçe taraftarı görecektir. Ben sabır diyorum. 
 
Kokoskov da Avrupa'da mutlaka birtakım şeyleri değiştirecektir. Yeni uygulamalar getirecektir, belki bazı eski uygulamalardan vazgeçecektir; ama Fenerbahçe taraftarının biraz sabra ihtiyacı var. De Colo, Vesely, Bobby ve Melih de iyi bir sezon geçirecektir. Vesely, sakatlıktan döndü. Bobby iyi dinlendi ve eski günlerine geri dönecektir. De Colo da nerede olduğunun farkına varmıştır diye düşünüyorum.

GELENLER
IGOR KOKOSKOV (KOÇ)
LORENZO BROWN
KENAN SİPAHİ
DYSHAWN PIERRE
JOHNNY HAMILTON
JARELL EDDİE
EDGARAS ULANOVAS
DANILO BARTHEL

GİDENLER
ZELJKO OBRADOVIC (KOÇ)
 NIKOLA KALINIC
JOFFREY LAUVERNGE
DERRICK WILLIAMS
MALCOLM THOMAS
EGEHAN ARNA
GIGI DATOME
KOSTAS SLOUKAS
EGE TIRPANCI
EKREM SANCAKLI
JAMES NUNNALLY  
 

 
KALİTE
CSKA MOSKOVA

 
“Final Four'un gediklisi CSKA Moskova'da, yeni transferler Tornike Shengelia ve Nikola Milutinov skora olan etkileri ile ön plana çıkıyor. Takımda tutulan yıldızlar, artan atletizm seviyesi ve kaliteli takviyelerin ardından koç İtoudis'in öğrencilerini, hücumda çok daha etkili görebiliriz...”
 
OĞULCAN ÇOKSAYAR
 
Koronavirüs salgını sonrası 2019-2020 sezonu yarım kalan THY EuroLeague'de, takımlar gözlerini artık 2020-2021 sezonuna çevirdi. Birçok takım ekonomik olarak pandeminin etkisinde kalırken bazıları ise, kriz yokmuşçasına kadrosunu güçlendirdi. EuroLeague'de Final Four'u gelenek haline getiren Rus devi CSKA Moskova, gücüne güç katan ekiplerin başında yer aldı.
 
Koç Dimitris Itoudis'in önderliğinde yeni sezona hazırlanan Moskova temsilcisinde ilk etapta çok kritik ayrılıklar yaşandı. Takım kaptanı Kyle Hines'ın yanı sıra point gard Mikhail Kulagin, şutör gard Ron Baker, forvetlerden Andrey Vorontsevich ve Kosta Koufos ile yollarını ayıran CSKA Moskova, gözle görülür bir güç kaybı ile karşı karşıya gelecekti. Ancak para harcama konusunda oldukça cömert olan yönetim ayrılan isimlerin boşluğunu hiç ama hiç aratmayacak isimlerle doldurmayı başardı.
 
Yunanistan ekibi Olympiakos'tan Nikola Milutinov takviyesine imza atan Rus devi, Hines'ın ayrılığı sonrası kafalarda soru işareti bırakmamış oldu. 5 yıllık Oly kariyerine son veren Sırp pivot, CSKA ile yeni bir maceraya yelken açtı. Geçtiğimiz yıl 24 karşılaşmada görev alan Milutinov, 10.2 sayı, 8.2 ribaund, 1.2 asistlik istatistikleri ile göz doldurmuştu. 25 yaşındaki oyuncuyu mevcut sistemine monte etmenin planlarını yapan İtoudis, böylelikle takımına yeni bir nefes katmasına rağmen gücünden bir şey kaybetmemiş oldu.
 
Sezonun en kaliteli hamlelerinden biri ise Tornike Shengelia oldu. Baskonia'nın yıldızını söküp alan Moskova temsilcisi, uzun hattında çok fonksiyonel bir rotasyon alanı sağlamış oldu. EuroLeague'de 7 yıldır tecrübe sahibi olan Shengelia, geçtiğimiz yıl 57 maçta forma şansı bulurken 15.9 sayı, 5.8 ribaund, 2.9 asist ile mücadele etti. Baskonia'ya seviye atlatan isimlerin başına gelen Gürcü oyuncu, şüphesiz CSKA Moskova'nın gücüne güç katacaktır. 
 
İki net transferle, işleyen makinenin dişlilerini hasarsız bir şekilde değiştirmeyi başaran CSKA Moskova, altyapıdan da Alexander Khomenko'yu A takıma dahil etti. EuroLeague'de son zamanlarda sıklıkla rastladığımız 5 kısalı sistemlerde genç point gardtan sıklıkla yararlanılması da muhtemel.
Rusya temsilcisinde yapılan takviyelerin ötesinde kadroda tutulan isimler de oldukça kritik bir öneme sahip. Takımın değişilmez isimleri arasında yer alan ve Itoudis'in sisteminde önemli bir yere sahip olan Mike James, Daniel Hackett ve Joel Bolomboy ile yeniden devam kararı alındı. 
 
Takımın en büyük hücum silahı olarak ön plana çıkan Hackett'ın sözleşmesi 3 yıl uzatılırken diğer iki yıldız ile 2 yıllık yeni mukavele imzalandı. Böylelikle atletizm seviyesi yüksek olan uzuları kadrosuna dahil eden CSKA Moskova'nın hücum rotasyonundaki hareketliliği koruması Itoudis'in elini güçlendiren bir diğer hamle oldu.
 
Halihazırda kurulu bir düzene atletizm ve tecrübe aşılayan CSKA Moskova, THY EuroLeague'de yeniden zirvenin en büyük adayları arasında yer alacaktır. Rus ekibini, yeni transferlerin etkisiyle çok daha hareketli ve hücumda agresif bir oyun yapısıyla seyretmek kaçınılmaz olacak. 
 
Takımdan ayrılan oyuncuların yerine yapılan takviyeleri incelediğimiz zaman skora olan etkileri ön plana çıkıyor. İtoudis'in hem kısa hem de uzun oyuncularından skor takviyesi almayı hedeflemesi; bir bakıma yepyeni bir kimlikle, daha da tehlikeli bir CSKA Moskova'nın ilk adımları niteliğinde.
THY EuroLeague özelinde birçok kulübün ekonomik olarak kan kaybı yaşadığı bir ortamda, mali kriterler açısından sorun yaşamayan CSKA Moskova, Final Four'a şimdiden göz kırpıyor. Kadrosunun temel taşlarını korumayı başarmasının yanı sıra kritik hamlelerle gücüne güç katan Rus devi, şampiyonluğun en büyük favorilerinden biri olmayı şimdiden hak ediyor.
 
GELENLER
NIKOLA MILUTINOV
TORNIKE SHENGELIA
 
GİDENLER
MIKHAIL KULAGIN
HOWARD SAINT ROSS
KYLE HINES
ANDREY VORONTSEVICH
RON BAKER
KOSTA KOUFOS
 

 
GERİ DÖNÜŞ
BARCELONA

 
“Pesic’in oynattığı oyunla başarı yakalanması zordu. Jasikevicius, şimdi Barcelona’ya koç olarak geri döndü ve EuroLeague’de Barca ile ilk sezonunda şampiyon olarak, “Nerede kalmıştık?” demek istiyor.”
 
KEMAL ILIKKAN
 
Sarunas Jasikevicius, Barcelona’daki son sezonunda; 2003 yılında EuroLeague şampiyonluğu yaşamıştı ve o dönem Papaloukas ile beraber, Avrupalı oyuncular arasında en iyi gardlardandı. Bu büyüklük, onu dönemin en zengin kulübü Maccabi Tel-Aviv’e transfer olmasını sağlamıştı. 
 
O dönem Saras Maccabi ile de 2 şampiyonluk daha kazandı; toplamda 3 sene üst üste kupa kaldırdı. Tabii ki bu süreçte Avrupa basketbolu efsanesine dönüştü. Koçluk kariyeri merak ediliyordu; ona da müthiş bir başlangıç yaptığını görüyoruz. 
 
Sarunas Jasikevicius şimdi, Barcelona şehrine koç olarak geri döndü ve EuroLeague’de Barca ile ilk sezonunda şampiyon olarak, “Nerede kalmıştık?” demek istiyor. Zalgiris seviyesindeki bir takıma Final Four oynatması, Litvanya devini bir play-off takımı haline getirmesi, koçluk kariyerine ışıltılı bir başlangıç yapmasını sağlamıştı.
 
Neden Maccabi değil de Barcelona’yı seçtiğini bilmiyoruz; ama Saras’ın Katalan devine Brandon Davies ile birlikte geçmesi es geçilmemeli. Hele, Barca’nın kağıt üzerinde bir pivotu yok gibi gözükmesine rağmen, 2.17’lik bir Ante Tomic ile yollarını ayırıp ribaund sezgileri çok yüksek bir isme inanması, bize bir bildiği vardır dedirtiyor. 
 
2010’da Juan Carlos Navarro’nun kariyerinde zirve yaptığı ve EuroLeague’in kazanıldığı sezondan sonra, Barca’nın hep kötü yönetildiğini düşünmüşümdür. Marcelinho Huertas, Tyrese Rice gibi bir sezona damga vurup pahalı bir kontrat kapan isimler, yıldız olmalarına rağmen sadece bir sezonla hatırlanan isimler oldu. 
 
Özellikle Rice… Barcelona’da yıldızlarını parlatmak yerine söndüklerini gördük. Son olarak da Kevin Pangos faciası yaşandı. Zalgiris’te müthiş bir başlangıç yapıp, Barcelona’da havlu sallayan birine dönüşmüştü.
 
Bu sene ise tamamen farklı. Evet, Barcelona’da yılın transferi Jasikevicius ama en iyi ikinci transferi de Nick Calathes. Yıllardır süre gelen gard sorununu çözecek gibi duruyor. 
 
Barcelona, 2003’ten sonra o boşluğu doldurabildi. O boşluk bir ara Ricky Rubio ile idare ediyordu. (Tabii ki Navarro da bir garddı ama oyun kurucu olarak görmüyoruz. Şutör bir isimdi) Barcelona’nın şu an tek point gardı konumundaki Calathes, Panathinaikos’ta artık hedeflerine ulaşamayacağına ikna olmuştu. Calathes Pao’daki kontratından daha düşük bir kontratla Barcelona’ya gitti. Yunan gard 3.5 milyon Euro alıyordu Atina’da. 
Geçen sezon Barcelona’nın çok güçlü bir kadro kurduğunu konuşuyorduk; ama bana Pesic’in koçluğu bir handikap gibi gelmişti. Tabii ki Pesic’in başarılarına saygı duyuyoruz; fakat onun oynattığı basketbolla başarı yakalanması zordu. Hem sezon içerisinde, hem de Play-off’ta bunu gördük. 
 
Zaten geçici olarak getirilmişti ve idareten geldiğini düşünmüştük; ama Pesic’te kaldı yönetim. Akıl yönetmek doğru değil; fakat Pesic ile o işin olmayacağı ortadaydı. 
 
Bu sezon ise, Mirotic ve Higgins gibi sayı makinelerini oynatabilecek bir gard; Calathes eklendi. Üstelik koç tercihi çok olumlu. Ben mevcut kadroya bir transfer daha yapmalarını bekliyorum ve Barcelona’nın bu sezon EuroLeague’de Final Four’un doğal adaylarından biri olduğunu düşünüyorum. 
Tabii ki Sarunas Jasikevicius’un oyunculuk dönemindeki en büyük rakibi CSKA’nın bu sezon da koç olarak karşısına çıkacağını da atlamayalım.
 
GELENLER
SARUNAS JASIKIVEICIUS (KOÇ)
NİCK CALATHES
 
GİDENLER
SVETISLAV PESIC
KEVİN PANGOS
PAU RIBAS
MALCOM DELANEY
ANTE TOMİC


 
ZİRVE
REAL MADRİD

 
Avrupa’da yaşattığı spor kültürüyle organizasyonların her zaman en üst basamaklarında kendine yer bulan Real Madrid, bizleri ne beklediğini tam olarak kestiremediğimiz 2020/21 sezonunda da aynı konumunda yer alacaktır. 
 
BARIŞ CEVAHİR

 
EuroLeague'in daimi Final Four adaylarından Real Madrid; Barcelona, Milano ve CSKA gibi önemli rakiplerin iddialı transferlerine karşılık ana rotasyon içine İspanya’nın son döneme damga vuran yıldızı Alberto Abalde’yi ekleyip kiralıktan dönen Carlos Alocen’ı aldı. Ancak iç transferde ise kemik kadroyu korumayı başardı. Sözleşme yenileyip Jaycee Carroll, Trey Thompkins ve yaşayan efsane Felipe Reyes, Sergio Llull ile birlikte 10 yıldan beri bu takımda, koç Pablo Laso’nun hâlâ en güvendiği isimler. 
 
Hepimiz için bir ilk olup ekstrem bir şekilde gelişen pandemi öncesinde Laso ve öğrencileri küçük çaplı bir kaosun içinden yeni yeni çıkıyordu. THY EuroLeague’de sezonun ilk 5 haftasında arka arkaya 3 yenilgi alıp 18 takımlı sezona kâbus gibi girilmiş, önceki sezonlarda birlikte oynamanın verdiği güçle ortaya çıkan akıcı oyundan da eser gözükmüyordu. 
 
İkinci yarının başında yine aynı sorunu yaşayan Madrid, lig iptal edilmeden son 7-8 hafta içinde yine ritim bulup galibiyet serisiyle yükselişe geçmişti. Her geçen gün eskiyi hatırlatan ve belirginleşen dominant oyun, Facundo Campazzo’nun liderliği ve Rudy, Reyes, Carroll’ın bulunduğu kemik kadronun işbirliği ile kendisini göstermişti. 
 
Netice de pandemi nedeniyle seyahat eden, hatta Trey Thompkins’in bu noktada koronavirüse yakalandığı Madrid, Kupa 1’de Lider Efes’in ardından 22-6 ile 2. sıradaydı. Belirtmekte fayda var ki Madrid’in içeride ve dışarıda yenemediği tek takım da Efes olmuştu.
 
Geçen sezon, altyapı milli takımlarından bu yana gösterdiği enerji ve hırsı zirveye taşıyan Abalde, pastanın üstüne çileği yerleştirdi ve Madrid’in yolunu tuttu. Bu takviye, hem Abalde’nin kişisel kariyerini, hem de takım olarak Real’i bir üst seviyeye çıkarabilir ki basketbolseverlerin de beklentisi bu yönde. 
Zira geçen sezon kötü gidişin olduğu süreçte koç Laso’nun da şikayet ettiği konulardan biri hep enerji oldu. Özellikle maç sonlarında topun el yaktığı dakikalarda kendi görüntüsünü çizemeyen ekip, hem sorumluluk alma da hem de enerjiyi yeniden toplamakta büyük sorunlar yaşadı. Bu sorun ribaundlara da yansırken açık alanda da iş bitirici olan Abalde, Campazzo’nun bu takıma getirdiği enerjinin küçük bir bölümünü bile getirse tadından yenmez bir durumla karşı karşıya kalacağız. 
 
Takım arkadaşlarıyla uyum yaşayan Campazzo ve Llull, bu ikilinin enerjisine destek veren Abalde ve onlara uyum sağlayabilen kemik kadro. Laso, Abalde transferiyle takımın oynama isteğini bir adım daha yukarıya çekmeyi planlıyor ve Supercopa Endesa şampiyonluğundaki iki maç, Abalde’nin görevinin ne kadar önemli olduğunu bize gösterdi. Yeri geldiğinde Rudy’nin yaptıklarını yapabilecek olan Abalde, takımın enerjisine enerji katmak adına önemli bir faktör olarak karşımızda.
 
NBA’e gideceği üzerine yoğun tartışmalar yaşanan Facundo Campazzo, şimdilik kulüpte fakat Bubble sonrasında başlayacak bir diğer NBA sezonunda olup olmayacağı tabii ki soru işareti. Arjantinli yıldızın nasıl bir karar vereceği merakla beklenirken sihirbaz lakaplı Facu, gerek rakiplerine birebirdeki üstünlüğü, gerek oyun vizyonuyla takım arkadaşlarını işin içine dahil etmesi ve ikili oyunlarda Edy Tavares gibi bir devi devreye sokmasıyla Madrid’in 1 numaralı hücum silahı. 
 
Dediğim gibi Abalde’nin gelişiyle oluşan yeni enerjili sistem, onun da istediği türden fakat NBA hayalinin oyununa nasıl yansıyacağı büyük bir soru işareti. Madrid onunla beraber, bir süre daha maçları TV’den izleyecek olan seyircilere büyük bir zevk veriyor. Ancak backcourt’un diğer üyeleri Nicolas Lapravittola ve Arjantinli kadar zıpır olmayan Fabian Causeur onun boşluğunu doldurabilir mi ya da son dönemde sakatlıklardan çok çeken Llull, tekrar ana sihirbaz rolünü üstlenebilir mi? İşte gerçek soru işaretleri de bunlar.
 
Real Madrid, Laso önderliğinde son yıllara net şekilde damga vurdu. Spor tarihinin en büyük takımlarından biri olan eflatun beyazlılar, Laso ile her zaman kupanın favorisi oldu. Bu dönemin diğer başları Itoudis’in CSKA’sı ya da Obradovic’in Fenerbahçe’sinin başını ağrıtan tek kadro olmayı başardılar. Olabilecek 8 Final Four’un 6’sında yer alıp 2 şampiyonluk çıkarırken ezeli rakibi Barcelona’nın bir hayli önüne yerleştiler. 
 
Unutmadan söyleyelim birde tarihin en özel genci Luka Doncic'i de de NBA’e yolladılar. Bu sezon herkes yine onların hücumuna ve verimine odaklanacak. Yıllara meydan okuyan Llull, Reyes, Rudy ve Carroll’ın yanında Campazzo ve Thompkins, sınıfın yenisi Abalde’ye yol gösterecek. Randolph ve Tavares de Avrupa’nın en iyi kısalarına bile tereddüt yaşatmayı ve bunu sürdürmeyi planlıyor. Deyim yerindeyse Madrid, devasa marka değeriyle, yine Madrid olarak kaldığı yerden zirveyi kovalayacak.
 
GELENLER
CARLOS ALOCEN
ALBERTO ABALDE
 
GİDENLER
SALAH MEJRI
MARIO NAKIC
JORDAN MICKEY

YORUMLAR

  • 0 Yorum