Kolej Havası

Galatasaray Doğa Sigorta Koçu Ertuğrul Erdoğan, "Müthiş mücadele eden genç bir takımız. Hedefe kilitlenen ve basketbolu seven bir kitle var. Ciddi bir kolej takımı havası da var. Dolayısıyla, böyle genç grupla çalışmak benim açından çok keyifli" diyor.

Kolej Havası
04 Ocak 2020 - 09:36

LATİF YURT

Genç oyuncuların; özellikle de Avrupa’da yeni oynayan genç Amerikalıların, buradaki basketbolla alakalı bilgi eksikliği, maç içinde iniş-çıkışları çok hissettiriyor. Ayrıca sizin zaman zaman ulaşamadığınız ve saha içinde tecrübe ile kapatılması gereken bazı hataların çok daha net bir şekilde ortaya çıkması, maalesef hep bizim gündemimizde.

Bilgi eksikliği çok fazla oluyor; ama genç bir oyuncu kadrosuyla çalışmanın birçok artısı var. Ben bu eksilerin yanında, artıların daha fazla olduğunu düşünüyorum. Şöyle ki, bir kere müthiş bir enerjimiz var. Müthiş mücadele eden bir takımımız var.

Çoğunun hedefi olan, hedefe kilitlenen ve basketbolu seven bir kitle var. Ciddi bir kolej takımı havası da var. Dolayısıyla, böyle genç bir grupla çalışmak benim açından çok keyifli.

İşin doğrusu bu iş, ekonomi ile at başı gidiyor. Ancak kuvvetli sponsorluk, bu işin çözümüdür. Kuvvetli sponsorluğun, hem federasyon adına hem de kulüplerin kendi özelinde, ciddi bir şekilde ele alınması lazım. Biz bu anlamda, daha şanslı bir noktadayız. Çünkü Doğa Sigorta ile önemli bir sponsorluk anlaşmasını gerçekleştirdik.

Bir diğer konu da, maalesef hep beraber bir eksikliği ortaya çıkartıyoruz. Basketbolun basında daha fazla yer almasını sağlayacak projeleri geliştirmemiz lazım. Biz sadece ligi oynuyoruz, antrenmanları yapıyoruz, maçları oynuyoruz. Ama bu projeler anlamında, ortak bir platformda, paydaşları bir araya getirmekte çok zorlanıyoruz.

Ne demek istiyorum? Bu şudur; tabii ki federasyon nezdinde çalışmalar yapılıyor; ama sanırım bunu biraz daha profesyonel boyuta taşımalıyız. Biraz daha paydaşların, ortak projeleri geliştirerek ortaya koyması lazım. Çünkü basketbolun ve basketbola sponsor olmak isteyen firmaların mutlaka medyada yer alması ve bilinirliğini arttırması lazım. Aksi halde onları buraya çekmek çok kolay olmayacak.

Eğer Türkiye’de antrenörlük yapıyorsanız, çok uzun vadede plan yapma şansınız olmuyor. Ama ben yapı olarak, bulunduğumuz anı iyi değerlendirmeye çalışırken de, orta vadeli planları bir şekilde hayata geçirmeye çalışıyorum. Kurduğumuz kadro, aslında bunun bir örneği.

Tai Webster, 1995 doğumlu bir oyuncu. Onunla uzun vadeli anlaşma yaptık. Eğer çok büyük bir bütçeniz yok ise, oyuncuyu kendiniz üretmek zorundasınız. Büyük bütçe ile tecrübeli ve kaliteli oyuncuyu alabilirsiniz. Ancak mütevazı bütçelerle yetiştirecek ve ileriye taşıyabileceğiniz bir oyuncuyu alabilirsiniz.

Doğa Sigorta gibi kuvvetli bir markanın, Türkiye’nin en değerli isimlerinden biri olan Galatasaray’ın arkasında olması, bizim açımızdan çok önemli bir destek.

Temel konu ekonomi, para… Ama paranın ötesinde başka şeyler de var bence. Bunları da hayata geçirmemiz lazım. Son zamanlarda yapıyoruz. Çok güzel organizasyonlar gerçekleştiriyoruz. Bunu maç konsantrasyonundan dolayı görmem pek mümkün olmuyor; ama ısınmalarda veya mola sonrasında görüyorum.

Basketbol bir temaşa, bir eğlence sporu. Dolayısıyla, buraya gelen insanların eğlenmesi lazım. Taraftarı hep eleştiriyoruz ama, “Taraftara biz ne veriyoruz?” noktasını hep beraber oturup düşünmemiz lazım. Buraya gelen insanlar, özellikle aileler, buradan ne alıyorlar; buradan gittiklerinde ne hissediyorlar? Bence iş, sadece galibiyet-mağlubiyet noktasında değil. Başka şeyler de sunmalıyız.

Basketbol global bir spor. Bu kadar global olmuş bir sektörde, biz hep bir yerli ve milli tartışmasını açıyoruz. Burada yerli ve milli diye bir tartışma yok. Burada kaliteli iş yapan ve kaliteli iş yapmayan antrenör var. Oyuncularda da aynı şey geçerli. Son zamanlarda, kendi öz kaynağımızdan çıkardığımız insanların değerini anlamaya başladığımızı diyebiliriz.

Bizde algı şu; yabancı antrenör her zaman daha bilgili oluyor. Ama TÜBAD ve Türkiye Basketbol Federasyonu’nun getirdiği kriterlerle işin rengi biraz değişti ve şu anda saymakla bitmez; çok değerli antrenörler var. Ben olaya yabancı ya da yerli diye bakmıyorum. Kaliteli antrenör veya işini daha kalitesiz yapan antrenör olarak bakıyorum.

TİPLEME
- En beğendiğiniz koç?

- Dean Smith
- En beğendiğiniz oyuncu?
- Michael Jordan
- En iyi 5'iniz?
- Vasilije Micic, Shane Larkin, Adam Hanga, Greg Whittington, Hakeem Olajuwon
- En zorlu deplasman?
- Karşıyaka
- Tek kelime ile Galatasaray Doğa Sigorta...
- Hayatım


YORUMLAR

  • 0 Yorum