Keskin Nişancılar

EuroLeague’in en ölümcül şutörleri, keskin bilekleriyle takımlarını zaferlere taşıyor. Nigel Hayes-Davis, Shane Larkin, Alec Peters, Mike James ve Marco Belinelli, dış şut tehditleriyle rakip savunmalara zor anlar yaşatıyor. Kritik anlarda sahneye çıkan bu yıldızlar, maçların kaderini belirleyen isimler oluyor. Üç sayı çizgisinin gerisinden yüksek yüzdelerle isabet bulan şutörler, hücumdaki etkinlikleriyle fark yaratıyor. Bu sezon EuroLeague’de göz kamaştıran performanslarıyla taraftarları büyülemeye devam ediyorlar.

Keskin Nişancılar
31 Mart 2025 - 14:53
MARCO PAŞA
MARCO BELINELLI
(VIRTUS BOLOGNA)


Keskin şutları ve soğukkanlı tavırlarıyla Marco Belinelli, modern basketbolun en büyük şutörlerinden biri olarak parkede iz bırakmaya devam ediyor. Hem NBA'de hem Avrupa'da kritik anlarda sahneye çıkan tecrübeli oyuncu, rakip savunmalara zor anlar yaşatıyor. Virtus Bologna ile ikinci baharını yaşayan İtalyan skorer, yaşına rağmen gençlere taş çıkartıyor.

HÜSEYİN DEMİR

Avrupa basketbolunun en büyük şutörlerinden biri olarak kabul edilen Marco Belinelli, kariyerine yıllar önce başladığı Virtus Bologna forması altında ikinci baharını yaşıyor. 38 yaşında olmasına rağmen gösterdiği üstün performans, onu sadece bir veteran oyuncu olmaktan çıkarıp genç yıldızlara taş çıkartan bir efsane hâline getiriyor. Üstün şut yeteneği, fiziksel dayanıklılığı ve soğukkanlılığıyla her antrenörün takımında görmek isteyeceği tecrübeli isimlerden biri olarak sahada varlığını sürdürüyor.
Basketbol kariyerine Bologna'da başlayan ve NBA'de uzun yıllar mücadele eden Belinelli, kariyerinin ilerleyen dönemlerinde tekrar İtalya’ya dönerek burada basketbolun merkezi hâline gelen Bologna'da kariyerine devam etmeyi tercih etti. Bir zamanlar NBA’de Manu Ginóbili ile birlikte rüzgâr gibi esen Belinelli, sahaya çıktığında sadece bir şutörden fazlasını sunuyordu. Şut mekaniği, savunmayı delip geçen atışları ve kritik anlarda aldığı sorumluluklarla kendine özgü bir oyun tarzı geliştirdi.

2007 NBA Draft’ında 18. sıradan Golden State Warriors tarafından seçilerek büyük bir başarıya imza atan Belinelli, bu ligde geçirdiği yıllar boyunca kendini geliştirmeye devam etti. Toronto Raptors, New Orleans Hornets, Chicago Bulls, San Antonio Spurs, Sacramento Kings, Charlotte Hornets ve Philadelphia 76ers gibi önemli takımlarda forma giydi. Özellikle San Antonio Spurs formasıyla oynadığı dönem, kariyerinin en parlak yıllarından biri oldu. Gregg Popovich yönetiminde takımın önemli bir parçası hâline gelen Belinelli, şampiyonluk yarışında kritik katkılar sunarak adını NBA tarihine yazdırdı.

San Antonio Spurs’te 2014 yılında NBA şampiyonluğu yaşaması, kariyerinin zirve noktalarından biri oldu. Oyun içinde üç farklı pozisyonda (2, 3 ve 4 numara) oynayabilmesi, onu çok yönlü bir oyuncu hâline getirirken keskin şutör kimliğiyle rakip takımlara korku saldı. NBA’deki son yıllarında Philadelphia 76ers formasıyla parkede yer alan Belinelli, burada da kritik anlarda attığı üçlüklerle rakip savunmaların en büyük kâbuslarından biri olmaya devam etti.

2020 yılında NBA kariyerine nokta koyarak yeniden Virtus Bologna’ya dönen Belinelli, İtalya Ligi'nde ve EuroLeague'de üst düzey performans göstermeye devam ediyor. EuroLeague’de 6.3 sayı ortalaması ile mücadele eden tecrübeli şutör, saha içindeki liderliği ve oyuna getirdiği enerjiyle takımına büyük katkı sağlıyor. İtalya Ligi’nde ise 8.9 sayı ortalamasıyla oynayarak takımının şampiyonluk yarışındaki en önemli parçalarından biri hâline geldi.

Belinelli'nin yaşına rağmen fiziksel dayanıklılığını koruması ve boş pozisyonlarda bulduğu fırsatları iyi değerlendirmesi, onun hâlâ üst düzey bir skorer olarak mücadele etmesini sağlıyor. Tek el ve çift el smaçlarıyla zaman zaman atletizmini sergileyerek, yılların ona sadece tecrübe kattığını gösteriyor.

Marco Belinelli, keskin şutör kimliği, özgün şut mekaniği ve clutch anlarda gösterdiği soğukkanlılıkla basketbol dünyasında saygı duyulan isimlerden biri. Oyunun her anında sahneye çıkabilen ve kritik anlarda sorumluluk almaktan çekinmeyen bir oyuncu olması, onu Avrupa'nın en önemli şutörlerinden biri yapıyor. Savunma oyuncularının üstünden bile attığı zor şutları sokabilmesi, onun en büyük silahlarından biri.

Wade Baldwin’in "O, hayatımda gördüğüm en iyi şutör" şeklindeki övgüsü, Belinelli’nin sahadaki etkisini ve yeteneğini net bir şekilde ortaya koyuyor.
Şu an Virtus Bologna formasıyla mücadele eden Belinelli, kariyerini başladığı takımda noktalamayı planlıyor. Büyük ihtimalle birkaç sezon daha üst seviyede oynamaya devam edecek, ancak ciddi bir sakatlık yaşamadığı sürece bir süre daha parkede olmaya devam edecek gibi görünüyor.

Avrupa’nın gelmiş geçmiş en büyük şutörlerinden biri olarak kabul edilen Marco Belinelli, sadece bir oyuncu değil, bir neslin ilham kaynağı ve modern basketbolun en büyük silahlarından biri olarak hafızalarda kalacak.Formun ÜstüFormun Altı



EŞİKTEKİ PIRLANTA
NIGEL HAYES-DAVIS
(FENERBAHÇE BEKO)


Nigel Hayes-Davis, Fenerbahçe Beko’da kariyerinin en parlak dönemini yaşıyor. Kritik anlarda sahneye çıkarak hem skorer kimliğiyle hem de savunmadaki sertliğiyle fark yaratıyor. EuroLeague’de yükselen bu pırlanta, her maçta takımını zirveye taşıyan en büyük silah haline geliyor!

FATİH SABOVİÇ

Fenerbahçe Beko’nun yıldızı Nigel Hayes-Davis, sarı lacivertli formayı giydiği günden bu yana kariyerinde bambaşka bir seviyeye ulaştı. NBA’de aradığı istikrarı bulamayan Amerikalı forvet, Avrupa basketbolunda adım adım yükselerek adını en elit oyuncular arasına yazdırdı. Hem bireysel gelişimi hem de takımına sağladığı katkılarla dikkat çeken Hayes-Davis, Fenerbahçe Beko’nun saha içindeki en önemli kozlarından biri hâline geldi.

Onun hikâyesi, yalnızca bir basketbolcunun yükselişi değil, aynı zamanda potansiyelini doğru ortamda ortaya çıkarmanın ne denli kritik olduğunu da kanıtlıyor. Doğru sistem, doğru takım ve doğru liderlik altında bir oyuncunun nasıl evrim geçirebileceğinin en net örneklerinden biri, belki de Nigel Hayes-Davis’in kariyeri...

Basketbol yolculuğuna Wisconsin Üniversitesi'nde başlayan Hayes-Davis, 2014-2017 yılları arasında kolej basketbolunun en dikkat çeken forvetlerinden biri haline geldi. Atletizmi, dış şut tehdidi ve fiziksel gücüyle rakiplerine üstünlük kuran yetenekli oyuncu, Wisconsin Badgers ile NCAA Turnuvası’nda büyük başarılar elde etti.

Bu yükselişiyle 2017 NBA Draftı’na katılan Hayes-Davis, beklentilerin aksine draft edilmedi. Ancak bu, onun için yalnızca yeni bir başlangıçtı. New York Knicks, Los Angeles Lakers, Toronto Raptors ve Sacramento Kings gibi NBA takımlarında kendini kanıtlamaya çalıştı. Ancak NBA’de tutunamayan birçok Avrupalı ve Amerikalı oyuncu gibi, o da kariyerini yeniden şekillendirmek adına farklı bir kıtada yeni bir maceraya atıldı.

2018-2019 sezonunda Galatasaray’a transfer olması, kariyerinde adeta bir dönüm noktası oldu. Türkiye’de oynadığı basketbol, onun için yeni bir kimlik kazanma sürecini başlattı. Galatasaray formasıyla çıktığı 45 maçta, 1352 dakika süre aldı, 589 sayı üretti ve 94 asist yaptı. Avrupa basketbolunun sistem odaklı yapısına hızla adapte oldu ve NBA’de eksik kalan yanlarını tamamlamaya başladı.

Ardından, EuroLeague’in köklü ekiplerinden Zalgiris Kaunas kapıları açıldı. Burada Sarunas Jasikevicius’un elinde modern bir forvetin nasıl olması gerektiğini öğrenen Hayes-Davis, iki yönlü bir oyuncuya dönüşmeye başladı. Hem savunmada hem hücumda etkinliğini artıran Amerikalı forvet, özellikle şut mekaniğini geliştirerek hücum repertuarını zenginleştirdi.

2021-2022 sezonunda Barcelona’ya transfer olması ise onun için gerçek anlamda büyük sahnede kendini kanıtlama fırsatıydı. İspanyol devinde süre aldığı her anı verimli kullanan yıldız oyuncu, EuroLeague’de takımın en değerli parçalarından biri oldu. Ancak asıl hedefi, bireysel olarak zirveye çıkabileceği bir yerde liderlik yapmaktı. İşte tam da bu noktada, Fenerbahçe Beko devreye girdi.

Kariyerinin belki de en parlak dönemini yaşadığı Fenerbahçe Beko, Hayes-Davis’in nihayet gerçek potansiyeline ulaştığı yer oldu. 2022’de sarı-lacivertli ekibe katılan yıldız, daha ilk sezonunda takımın vazgeçilmez parçalarından biri hâline geldi.

2022-2023 sezonu, onun kariyerinde dönüm noktası olarak kayıtlara geçti. Sezon boyunca 72 maçta forma giydi, toplamda 2122 dakika sahada kaldı, 815 sayı attı ve 124 asist yaptı. Hem savunmada hem hücumda takımına liderlik eden oyuncu, özellikle kritik anlarda ortaya koyduğu performansla dikkat çekti.

Koç Sarunas Jasikevicius, Hayes-Davis’i adeta bir "prizma" gibi kullanıyor. Fenerbahçe Beko’nun oyunu sıkıştığında, savunmalar kilitlenip çözümler tükendiğinde, devreye giren ilk isimlerden biri hep Nigel Hayes-Davis oluyor. Kritik anlarda rakibin üzerine bir silah gibi salınan Amerikalı forvet, sahada fiziksel ve zihinsel üstünlüğünü hissettiriyor.
2023-2024 sezonu itibarıyla EuroLeague’de müthiş bir grafik çizen Hayes-Davis, istatistikleriyle de göz kamaştırıyor.
  • Üç sayı yüzdesi: %40’ın üzerinde
  • Maç başına sayı ortalaması: 17
  • İki sayılık isabet oranı: %50’nin üstü
Bu istatistikler, yalnızca bir skorerin değil, aynı zamanda oyununu her geçen yıl geliştiren ve takımı için kritik anlarda sorumluluk alan bir liderin göstergesi. Fenerbahçe Beko’nun hedeflerine ulaşmasında en önemli rollerden birini üstlenen Hayes-Davis, bu sezon da adından sıkça söz ettirmeye devam ediyor.

Nigel Hayes-Davis’in oyununda göze çarpan en önemli noktalardan biri, her geçen sezon daha komple bir oyuncuya dönüşmesi.
  • Savunmada fiziksel temaslardan kaçmayan sert yapısı,
  • Üç sayı tehdidini artıran geliştirilmiş şut mekaniği,
  • Takım arkadaşlarını besleyen pas görüşü,
  • Kritik anlarda sorumluluk alabilme yeteneği...
Tüm bu özellikleri bir araya getirdiğinizde, Avrupa basketbolunun en değerli forvetlerinden biri ortaya çıkıyor.
Fenerbahçe Beko, EuroLeague ve Türkiye Basketbol Süper Ligi’nde en büyük şampiyonluk adaylarından biri. Ancak, bu hedeflere ulaşabilmek için kilit oyuncuların istikrarlı performans göstermesi gerekiyor. İşte bu noktada Hayes-Davis, koç Jasikevicius’un sahadaki liderlerinden biri olarak ön plana çıkıyor.

Sarı lacivertliler, Avrupa basketbolunun zirvesine tırmanırken, Nigel Hayes-Davis de her geçen gün büyüyen bir yıldız gibi parlamaya devam ediyor. Geçmişte NBA’de hayalini kurduğu noktaya belki de Avrupa’da ulaşacak olan Amerikalı forvet, Fenerbahçe Beko formasıyla tarih yazmaya devam ediyor.
 

PARKENİN BÜYÜCÜSÜ!
SHANE LARKIN

(ANADOLU EFES)

Anadolu Efes’in sihirbaz gardı, EuroLeague’de kırdığı rekorlar ve kritik anlarda sahneye çıkışıyla basketbol tarihine adını altın harflerle yazdırıyor. Hızı, liderliği ve olağanüstü yetenekleriyle rakiplerine korku salan Larkin, Anadolu Efes'in en büyük kozlarından biri olmaya devam ediyor!

SİRAC EL

Anadolu Efes'in yıldızı Shane Larkin, mavi-beyaz formayla çıktığı yolculukta basketbol dünyasında eşsiz bir hikâye yazmaya devam ediyor. Onun parkede sergilediği ustalık, sadece bir sporcu kimliğini değil, aynı zamanda kararlılığın, azmin ve doğru yerde doğru zamanda olmanın önemini de gözler önüne seriyor. İşte Efes'in sihirbaz gardının kariyerinde attığı dev adımlar, Avrupa basketboluna kazandırdıkları ve bu sezon sergilediği performansa dair detaylı bir bakış…

İnsan hayatı, farklı dönemlerde ve farklı ortamlarda açan çiçekler gibidir. Kimi tohumlar doğru toprakta filizlenirken, kimileri ancak ortam değişikliğiyle gerçek potansiyelini ortaya koyabilir. Basketbol dünyasında da bazı yetenekler, kendileri için hazırlanmış sahneyi bulduklarında adeta yeniden doğarlar.

Bazı sporcular için dönüm noktası, en iyi performanslarını sergileyebilecekleri ortamı bulduklarında gelir. Doğru sistem, doğru koç ve doğru takım arkadaşlarıyla birleşen yetenek, bambaşka bir boyuta taşınır. Shane Larkin de kariyerinde tam olarak böyle bir yolculuğa çıktı; NBA’de başlayan serüveni, Avrupa’da yeniden şekillendi ve onu bir efsaneye dönüştürdü.

Miami Üniversitesi'nde gösterdiği performansla NBA'e adım atan Larkin, Atlanta Hawks, Dallas Mavericks, New York Knicks, Brooklyn Nets ve Boston Celtics formalarını giydi. NBA’de geçirdiği yıllar ona önemli deneyimler kazandırdı ancak burada istediği istikrarı ve sürekliliği bulamadı. Fakat Shane Larkin’in hikayesi burada bitmiyordu. Avrupa basketbolunun rekabetçi atmosferi ona yeni bir kapı açtı ve 2016 yılında Baskonia’ya transfer olmasıyla kariyerinde bambaşka bir sayfa açıldı.

Baskonia’da gösterdiği başarılı performans, Anadolu Efes’in dikkatini çekti ve 2018 yılında mavi-beyazlı ekibe katıldı. Ergin Ataman’ın sisteminde adeta yeniden doğan Larkin, Avrupa basketbolunda kendini kanıtlamaya başladı. 2019-2020 sezonunda EuroLeague’de rekorlar kırarak dikkatleri üzerine çekti. Bayern Münih karşısında sergilediği 40 sayılık unutulmaz performansı, onun EuroLeague tarihindeki yerini sağlamlaştırdı.

Her sezon üzerine koyarak ilerleyen Shane Larkin, top hakimiyeti, hız, liderlik ve soğukkanlılığıyla Anadolu Efes’in en büyük silahlarından biri haline geldi. 2019 yılında ALBA Berlin karşısında kaydettiği 49 sayıyla EuroLeague’de bir maçta en fazla sayı atan oyunculardan biri olmayı başardı. O artık Avrupa basketbolunun en büyük yıldızlarından biri olmuştu.

Anadolu Efes forması altında kariyerinin en parlak dönemini geçiren Larkin, 2021 ve 2022 yıllarında takımıyla üst üste iki EuroLeague şampiyonluğu yaşayarak Avrupa basketbolunun zirvesine çıktı. 2021-2022 sezonunda EL’nin en değerli oyuncusu (MVP) ödülünü kazandı ve kariyerinde yeni bir dönüm noktasına ulaştı.

Anadolu Efes, Shane Larkin’i adeta bir sihirbaz gibi kullanıyor. Oyunun kritik anlarında onun sahadaki varlığı, tüm dengeleri değiştiren bir unsur haline geldi. Ergin Ataman, ona duyduğu güveni her fırsatta dile getirirken, rakipler için ise Larkin bir kabus olmaya devam ediyor.

Bu sezon EuroLeague’de şu ana kadar yüzde 45’in üzerinde üç sayılık atış yüzdesi yakalayan Shane Larkin, maç başına 19 sayı ve 6 asist ortalamasıyla takımını sırtlamaya devam ediyor. Kritik anlarda attığı basketler, yaptığı asistler ve liderliğiyle Anadolu Efes’in oyun kurucusu olmanın ötesinde, takımın ruhunu temsil eden bir oyuncu hâline geldi.

Her büyük sporcu gibi Larkin de zaman zaman zorluklarla karşılaştı. Ancak onun hikâyesi, pes etmeyenlerin, doğru zamanda doğru yerde olanların ve yeteneklerini en iyi şekilde değerlendirenlerin hikayesi oldu. Parkenin büyücüsü, Anadolu Efes’le birlikte yeni zaferler peşinde koşmaya devam ediyor ve Avrupa basketbolunun zirvesinde kalmaya kararlı görünüyor.

Anadolu Efes taraftarları için Larkin, sadece bir oyuncu değil; onların gurur kaynağı, kritik anlardaki kurtarıcısı ve parkede adeta bir sanatçı… Onun sahada olduğu her an, yeni bir sihir gösterisine dönüşüyor. Parkenin büyücüsü, büyü yapmaya devam ediyor!




TARTIŞMALI SÜPERSTAR
MIKE JAMES
(MONACO)


EuroLeague’in en tartışmalı süperstarı Mike James, hem olağanüstü yetenekleri hem de sahadaki polemikleriyle dikkat çekiyor. Tüm zamanların en skorer ismi olarak Monaco’da kariyerine devam eden James, inişli çıkışlı kariyeriyle izleyicileri heyecanlandırmaya devam ediyor. Onun gibi özel oyuncular, EuroLeague’in marka değerini yükseltirken, basketbol tutkunlarına unutulmaz anlar yaşatıyor.

ALİ BARUTÇUOĞLU

Onu en iyi tanımlayan cümle şüphesiz şu olurdu: "Modern EuroLeague’in en tartışmalı süperstarı hiç kuşkusuz Mike James!" Ya da, "Hem çok sevilen hem de yeterince takdir edilmeyen bir süperstar."

Mike James'i ilk kez, Caja Laboral (bugünkü adıyla Baskonia) karşısında yeşil forması, kısa saçları ve hiç beklenmedik bir anda yaptığı smaçla tanıdım. Anadolu Efes’e karşı sergilediği etkileyici performansıyla bir
anda dikkatleri üzerine çekmişti. O dönem 23 yaşında olan genç oyuncu, inanılmaz bir performans ortaya koyarak kendisini izlettirmeyi başardı. Aradan geçen 11 yılın ardından hâlâ EuroLeague’in en çok ilgi çeken oyuncularından biri olarak dikkatleri üzerine çekiyor. Şu an "All-Time EuroLeague Scorer" unvanını taşıyan James, Monaco’da basketbol hayatını sürdürüyor.

EuroLeague’de yetenek havuzu her geçen yıl daralıyor. Proje takımları, 18-19 yaşındaki genç yıldız adaylarını henüz EuroLeague sahnesine çıkamadan NBA’e kaptırıyor. Bunun yanı sıra bazı oyuncular da Avrupa’da kendilerini geliştirerek NBA’in yolunu tutuyor. Hal böyle olunca, Avrupa’da kalan yıldızlar çok daha değerli hâle geliyor. Onları her hafta izleyebilmek biz basketbolseverler için ayrı bir keyif oluyor.

Mike James ise bu denklemin en ilginç oyuncularından biri. Sahada gösterdiği olağanüstü yetenekleriyle herkesi heyecanlandırırken, koçlarla yaşadığı polemiklerle de soru işaretleri yaratan bir isim.

1990 yılında Oregon’da dünyaya gelen James, 2008-2010 yılları arasında Eastern Arizona College’da kolej kariyerine başladı. 2010’da Lamar Üniversitesi’ne transfer olarak rekorlarla dolu bir kariyer inşa etti. Ocak 2011’de 52 sayı atarak okul rekorunu kırarken, aynı maçta 18 saha içi isabeti ve 11 üçlük isabetiyle de ayrı rekorlar kırmayı başardı. Son sezonunda 17.1 sayı, 3.2 ribaund, 2 asist, 1.6 top çalma ve %45.3 şut isabetiyle oynayarak dikkat çekti.

Ağustos 2012’de profesyonel kariyerine Zagreb ile adım attı, ancak Hırvatistan macerası sadece Aralık ayına kadar sürdü. 2013’ün Şubat ayında İsrail’in Hapoel Galil Elyon takımına transfer olarak sezonu İsrail 2. Ligi'nde tamamladı. 2013-2014 sezonunda Yunanistan ekibi Rodos’a transfer olan James, burada da uzun süre kalamadı ve Aralık ayında EuroLeague arenasına adım attı. O dönemde Laboral Kutxa Baskonia ismi ile mücadele eden Avrupa basketbolunun köklü takımlarından birine transfer olarak İspanya Basketbol Ligi’ne ve EuroLeauge'e adım attı.

Baskonia’daki ilk sezonunu tamamladıktan sonra yaz aylarında Phoenix Suns ile Yaz Ligi’nde boy gösterdi. Ancak Avrupa’da kalmayı mı yoksa gönlünden geçen sözleşmeyi alamadı mı bilinmez sezon başında tekrar Baskonia’ya geri döndü. O sezon, Final Four başarısı yakalayan takımıyla yarı finalde Fenerbahçe Ülker’e kaybetti ve turnuvayı dördüncü sırada tamamladı.

2016’da Panathinaikos’a transfer olan James, burada yerel ligde şampiyonluk ve kupa sevinci yaşarken, EuroLeague’de de play-offlara kalmayı başardı. Ancak çeyrek finalde bir önceki sene yarı finalde elendiği Fenerbahçe'yle yine eşleşerek Bogdan Bogdanovic'in epik performansı karşısında ev sahibi avantajına rağmen takımı karşı duramadı ve elendiler.

EuroLeague’de gösterdiği başarılı performanslar NBA’in dikkatini çekti ve 2017 yazında Phoenix Suns ile iki yönlü bir sözleşme imzaladı. Sezon boyunca zaman zaman G-League ekibi Northern Arizona Suns’a gönderildi. Aralık 2017’de Phoenix Suns tarafından serbest bırakıldı ve Ocak 2018’de New Orleans Pelicans’a katıldı. Ancak burada sadece dört maç oynayabildi ve şubat ayında takımdan ayrılarak sezonun geri kalanını eski takımı Panathinaikos’ta tamamladı.

2018-2019 sezonu başında yeni bir maceraya atılan James, Olimpia Milano ile uzun vadeli bir sözleşme imzaladı. EuroLeague’de 19.8 sayı, 6.8 asist ve 3.8 ribaund ortalamalarıyla oynayarak sezonu sayı kralı olarak tamamladı. Ancak ertesi sezon, takıma efsane koç Ettore Messina’nın gelmesiyle James kadro planlamasında yer almadı ve kulüple yolları ayrıldı.

Milano sonrası Avrupa basketbolunun devlerinden CSKA Moskova ile anlaştı. Başlangıçta her şey yolunda gitse de zamanla çeşitli sorunlar yaşadı. 2021 Nisan ayında Brooklyn Nets ile 10’ar günlük kontratlar imzalayarak NBA’e dönüş yaptı. Ancak bu macerası da kısa sürdü ve sezon sonunda CSKA Moskova’dan ayrılarak Monaco’nun yolunu tuttu.

Monaco’da geçirdiği yıllar hem olaylarla hem de başarılarla dolu oldu. Ceza aldığı, rekor kırdığı, takımını Final Four’a taşıdığı ve EuroLeague’in tüm zamanların en skorer oyuncusu olduğu bu dönemde, adeta kariyerinin zirvesine çıktı. Yaklaşık dört yıldır Monaco’da istikrar yakalamış görünüyor ve 2024-2025 sezonunda da takımını Final Four adayları arasına sokarak başarılarına yenilerini eklemeye devam ediyor.

Mike James’in 11 yıllık EuroLeague kariyeri zaman zaman çalkantılı, zaman zaman ise başarılarla dolu geçti. Kimi basketbolseverler onu büyük bir süperstar olarak görürken, kimileri ise eleştiri oklarını yöneltmekten çekinmiyor. Ancak tartışılmaz bir gerçek var ki; James, modern basketbolun en değerli skorerlerinden biri.

Mesafe tanımayan şutları, ilginç şut tekniği, atletik yapısı ve sahada gösterdiği tutku, onu EuroLeague’in en heyecan verici oyuncularından biri yapıyor. Onun gibi bir süperstarı her sezon izlemek büyük bir keyif.
EuroLeague’in marka değerini yukarı çeken, oynadığı basketbolla taraflı tarafsız herkesin ilgisini çeken bir oyuncu olan Mike James’i eleştirmek kolay, ancak böylesine özel bir yeteneği korumak ve kıymetinibilmek daha önemli.

Ona, sağlıklı ve başarılı bir sezon diliyoruz. Çünkü basketbol sahalarında Mike James gibi oyuncular her zaman büyük bir fark yaratıyor.



SNIPER
ALEC PETERS
(OLYMPIAKOS)


EuroLeague’in en istikrarlı şutörlerinden biri olan Alec Peters, keskin bilekleriyle rakip savunmaların korkulu rüyası olmaya devam ediyor. Olympiakos formasıyla yüzde 50 üçlük isabeti yakalayan Amerikalı forvet, hareketli şutları ve hücum zekasıyla fark yaratıyor. Koç Bartzokas’ın oyun planında önemli bir yer tutan Peters, sezon ilerledikçe daha büyük bir rol üstlenebilir.

ARDA AYGAHOĞLU

EuroLeague’e CSKA Moskova formasıyla adım atan Alec Peters, yıllardır ligin en istikrarlı ve etkili şutörleri arasında yer alıyor. Keskin nişancılığı, pozisyon bilgisi ve hücum zekasıyla Avrupa basketbolunda kendine önemli bir yer edindi.

NBA kariyerine beklediği gibi güçlü bir başlangıç yapamayan Peters, fiziksel sınırlamaları nedeniyle en üst seviyede kalıcı olamadı. Hız eksikliği, oyunundaki en büyük handikaplardan biri oldu ve sahadaki etkinliğini sınırladı. Pozisyonuna göre yeterli fiziğe sahip olsa da atletizm konusundaki eksiklikleri, NBA’de potansiyelini gerçekleştirmesinin önündeki en büyük engellerden biri haline geldi. NBA’de tempolu oyunda savunmada çabukluğu yakalamakta zorlanan Peters, hücumda da bire bir oyunlarda etkisiz kaldı.

Ancak Avrupa basketbolu, onun oyun tarzına çok daha uygun bir ortam sundu. Phoenix Suns tarafından 2017 NBA Draftı’nda 54. sıradan seçilen Peters, NBA’de kendine kalıcı bir yer edinemeyince kariyerine EuroLeague’de devam etme kararı aldı. Avrupa’daki sistematik hücum yapısı, şutörler için doğru alanların yaratılması ve takım oyununa dayalı sistemler, onun gibi oyuncular için büyük avantaj sağladı. Anadolu Efes’e transfer olduğunda, takımın hücum sistemine hızla adapte oldu ve Türkiye Süper Kupası’nı kazanan kadroda kendisine önemli bir yer buldu. Kısa süreli Efes kariyeiri sonrasında ise Baskonia’nın yolunu tuttu. Baskonia’da geçen iki sezon sonrası Peters, yeniden Euroleague’de şampiyonluk için rekabet eden Olympiakos’a katıldı ve bu sezon EuroLeague’de yüzde 50 üçlük isabetiyle oynuyor. Üstelik bu şutların büyük bir kısmı perde çıkışlarında, hareket halindeyken ve el üstünden kullanılıyor. Bu da onun ne kadar yumuşak bileklere sahip olduğunu kanıtlıyor. Öyle ki, özellikle savunmaların kendisine alan bırakmadığı anlarda bile yüksek yüzdeli şutlar sokabilmesi, onun elit bir şutör olduğunu gösteriyor.

Alec Peters, gösterişli bir oyun stiline veya yıldız seviyesinde istatistiklere sahip olmasa da kariyerini keskin bir şutör olarak inşa edecek kadar etkili bir bileğe sahip. Onun en büyük artısı, sadece boş şutları değerlendiren bir oyuncu olmaktan çok, hareket halindeyken ve hızlı karar alarak isabetli şutlar gönderebilmesi. Ayrıca, sahada doğru pozisyon alma yeteneği sayesinde savunma ve ribaund katkısı da sunabiliyor.

Olympiakos’un başantrenörü Georgios Bartzokas, Alec Peters’tan forvet pozisyonunda savunmaya sertlik kazandırmasını, ribaundlardaki etkisini artırmasını ve hücumda boş şut fırsatlarını iyi değerlendirmesini bekliyor. Saha içindeki disiplini, istikrarlı performansı ve gününde olmasa bile gösterdiği çaba, onu EuroLeague’de değerli bir rol oyuncusu yapıyor. Olympiakos’un sisteminde, Peters gibi oyuncuların doğru yerlerde ve doğru zamanda topu alarak maksimum verimlilik göstermesi kritik bir unsur.
Koç Bartzokas, hücumda genellikle Vezenkov ve Fournier gibi isimleri ilk opsiyon olarak kullanıyor. Ancak Peters’in şut tehditi, bu oyuncuların üzerindeki savunma baskısını azaltıyor. Ayrıca, savunmada birebirde zorlansa da takım savunmasına yaptığı katkıyla koçun güvenini kazanmış durumda.

Alec Peters, şu ana kadar 6.4 sayı, 2.6 ribaund, 0.7 asist ve 7.5 verimlilik puanı ile mücadele ediyor. Rakamlara bakıldığında, belki de süper yıldız seviyesinde bir katkı sunmuyor gibi görünebilir. Ancak istikrarlı üçlük isabeti, rakip savunmaların dikkatini çeken bir faktör olduğu için takımın genel oyun planında önemli bir yere sahip.

Olympiakos’un bu sezon EuroLeague’de nasıl bir performans sergileyeceği zamanla netleşecek. Ancak bir şey kesin: Alec Peters, bu takımın en önemli üçlük tehditlerinden biri olmaya devam edecek. Üç sayılık atışlardaki başarısı ve tecrübesi, sezon ilerledikçe daha da kritik bir rol oynamasına neden olabilir. Eğer Olympiakos’un derin rotasyonunda kendine daha fazla süre bulursa, sezonun ilerleyen dönemlerinde daha yüksek skor ortalamalarına ulaşabilir.

Peters’in kariyerine baktığımızda, onun oyun tarzı ve yetenekleri itibariyle EuroLeague’e çok uygun olduğunu görebiliyoruz. NBA’de şansı yaver gitmese de Avrupa’da kendine güçlü bir kariyer inşa etti ve burada uzun yıllar daha üst seviyede oynayabileceğini gösterdi. Önümüzdeki sezonlarda onu daha da önemli bir rol oynarken görmek sürpriz olmayacaktır.


YORUMLAR

  • 0 Yorum