KADIN BASKETBOLU ÜZERİNE

 
Cem AKDAĞ
 
Yıllar önce erkekler birinci lig antrenörlüğü yaparken aniden kendimi kadın basketbolunun içinde bulmuştum.
Oyuncuların fizikleri ve güçleri farklı olsa da, uzunca bir süre erkek basketbolunda ne uyguladıysam, aynılarını kadın takımlarında da uygulamaya devam ettim. 

Belirli bir süre sonra kadın basketbolunun, erkek basketbolu gibi sertleşmeye başladığını gözlemledim. Irk olarak kısa boylu olduğumuz için Avrupalı rakiplerimiz her pozisyonda bizi dövüyordu!
Ben sertlikten kaçmanın yolunu tempoyu yükseltmekte buldum ve milli takımıza altı tane oyun kurucu aldım.  
Bazen üç kısa boylu oyun kurucu ile oynadığımız maçlar oldu. 
Sonuç olarak o yıllarda Avrupa’da herkesin çekindiği bir takım olmayı başarmıştık.
 
***
 
Bugün A takım kategorisinde mücadele eden oyuncularda pek bir sorun gözükmese de altyapıdan gelen oyunculara ve altyapı takımlarına baktığımda, yine sertleşen dünya basketboluna uygun oyuncu arayışı içinde olduklarını görüyorum. 

Yaklaşık 20 sene önce antrenörlüğünü yaptığım oyuncuları, halen sahalarda görünce oyuncu havuzunun genişlemediğini de anlamak zor değil. 
Bu kadar küçük bir havuzda Avrupa basketboluna uygun fizikli oyuncu bulmak neredeyse imkansız. Zaten alt yapı takımlarının aldığı sonuçlardan ve yukarıya gelen oyuncuların özelliklerine baktığımızda bunu anlamak da pek zor olmuyor.
 
*** 
 
Erkek basketbolunda yetenek ve güç olmadan basketbol aklını kullanmak neredeyse imkansız. Ancak kadınlar da önemli bir fark var, yapıları gereği bu derece sertleşemiyorlar. Ve bu sebeple fizik ve güç dezavantajlarını hızlı oynayarak ve dış şut yüzdelerini arttırarak bertaraf edebilirler.
Bu nedenle bence altyapılarımızda oyuncuların yeteneklerini kullanabilecekleri bir oyun tarzı tespit edip, Avrupalı rakiplerimizle fizik dezavantajımızı kapatacak bir sistemle mücadele etmeliyiz.