Hücum Ribaundu | Efes, Harlem gibi geliyordu!
Murathanoğlu, "Efes açısından da Bayern mağlubiyetinin bir yerde hayırlı olacağını düşünüyorum. Çünkü Harlem gibi yenerek geliyorlardı. Bu tarz sert oyun planına karşı tecrübe yaşamaları ve Ataman’ın buna B ve C planları üretmesi gerektiği görüldü" diyor. Gökberk ise Anadolu Efes'in son 8-10 senenin en fantastik takımı olduğunu söyledi.
06 Nisan 2021 - 13:54
EuroLeague’de son düzlükte net olan bir tek Barcelona’nın play-off’u garantilemesi var. Fenerbahçe Beko ve Anadolu Efes, ilk 8 içinde olmaya çok yakın. Murat Murathanoğlu ve Bilgin Gökberk, THY EuroLeague’deki son durumları yorumladı ve her an her şeyin olabileceğini vurguladı.
- THY EuroLeague'de play-off potası çok karıştı. Bunda 1 yıllık virüs salgınının etkisi ne kadardır? Yoksa ligde rekabet seviyesi mi beklenmedik bir şekilde arttı?
B.G.: Pandemi, seyircisi olan takımlar için dezavantaj olabilir. Ama dengeli bir lig oldu. Dream Team gibi lanse edilen Barcelona'nın bile 8 mağlubiyeti var. CSKA Efes'ten 30 sayı fark yedi, neredeyse herkes normal karşıladı. Son 5'tekilerin, ilk 5'tekileri yenmeleri sürpriz sayılmıyor. Bu da EuroLeague'i cazip hareke getiriyor, her hafta sıralama değişiyor.
M.M.: EuroLeague’de 4 hafta kaldı ve hiçbir şey net değil. Net olan tek şey, Efes’in Bayern’e yenilmesinin ardından Barcelona’nın normal sezonu lider bitireceği; ama o da kesin değil. Covid-19’un, düşen bütçelerin bunda mutlaka etkisi var. Bu sene herhalde Efes, Milano ve Zenit dışında, hiçbir takımın bütçesini arttırdığını düşünmüyorum. Barcelona’nın da artmıştı; ama haberler doğruysa, oyunculardan yüzde 25 indirim istemişler ve oyuncular da bunu kabul etmiş,
Anadolu Efes bütçesini geçen yıla oranla yüzde 30 arttırdı. Zenit de en az yüzde 30 yükseltmiştir. Milano da yüzde 20-30 arttırmıştır. İkinci ile beşinci aynı galibiyet sayısına sahip. İkinci CSKA Moskova’nın Barca’ya yetişmesi kolay değil; ama 6 veya 7'de bitirebilir.
Buradaki en büyük sürpriz Bayern Münih. İnanılmaz ballı maçlar kazandılar. Biraz da rüzgârın da arkalarında olduğunu düşünüyorum. Alışmadıkları şeyler oluyor. Efes maçının son pozisyonunda da bunu gördük. Larkin’e orada faul yapılıyor. Final Four’un Almanya’da olması ve şimdi Fenerbahçe’yi de oraya getirirsen, 7 bin seyirci demek. Ama Covid-19 etkisini burada gösteriyor. Almanya, aşıdan dolayı AB dışından hiçbir taraftarı almayacak. Yani bir Alman takımının yolunu açmayı deneyebilirler diye düşünüyorum.
Fenerbahçe ile Valencia arasında 2 maç fark var. Allah korusun; Fenerbahçe, play-off dışında kalabilir ve Valencia ilk 8 içinde olabilir. Ben Efes açısından da bu Bayern mağlubiyetinin bir yerde hayırlı olacağını düşünüyorum. Çünkü Harlem gibi yenerek geliyorlardı. Basketbolda bir plana karşı tecrübe yaşamaları ve Ergin Ataman’ın buna B ve C planları üretmesi gerektiği görüldü. Akıllı takımlar, Efes’e karşı böyle oynayacaktır büyük ihtimalle... Efes’e karşı 4 faul hakları dolana kadar Larkin ve Micic’i yıpratıp ritim bulmalarını engelleyeceklerdir.
GUDURIC'TEN ÖNCE GUDURIC'TEN SONRA
- Fenerbahçe Beko'da EL'de bu sezon öne çıkan en formda isim ya da isimler kimler oldu?
M.M.: Bu sene Fenerbahçe’nin esasında bayağı bir başarı hikâyesi var. Bu kadar yeni bir takım, bütçesi inmiş, yeni bir koç, yeni bir sistem… Transferlerin büyük bir çoğunluğunun ya EuroLeague tecrübesi yok ya da Fenerbahçe’nin geldiği seviyede oynamamış. Bu yüzden beklentileri bayağı aştığını söyleyebilirim.
Marko Guduric geldikten sonra takımın aldığı galibiyet sayısı ortada; kattıkları yüzde yüz… Oyun kurucu olmayan bir takımda topa yön veren, basketbol IQ’su yüksek, nerede durmasını gerektiğini bilen bir ilavenin, ne kadar fark ettiğini gördük. Guduric’i bir kenara bırakalım; Fenerbahçe adına bu sezon en güzel sürpriz Pierre oldu. Sanki 4-5 yıldır elit takımlarda oynamış bir EuroLeague basketbolcusu gibi oynuyor.
Özellikle Guduric’in gelmesinden sonra De Colo’nun performansı, liderliği, özellikle de bu takımı ben galip getiririm düşüncesinden uzak durduğu dönemlerde çok iyi performans sergilediğini söyleyebiliriz. Ama bu senenin en formda ismi; son 2 yıldır yaşananların da bir özeti oluyor aslında; Jan Vesely.
B.G.: Vesely ile Nando DeColo. İkisi de olmazsa olmaz Fenerbahçe için. Özellikle bu iki oyuncunun da etkisiyle, İlk 10'un içindeki her takım gibi de play-off şansı var tabii ki.
M.M.: Demek ki Jan Vesely sakatlanmamış olsaydı, sağlıklı bir Vesely olsaydı çok şeyi değiştirirdi. Şimdiki olgunluğuyla, liderliğiyle, ki geçmişte böyle bir özelliği yoktu. Şutunun gelişmesiyle, hücumda adeta bir oyun kurucu gibi olmasıyla, yani her şeyiyle inanılmaz bir sezonuyla geçiriyor.
Bu sezon Fenerbahçe Beko’da en ön plana çıkan isim Jan Vesely, özellikle uzun bir sakatlık dönemi geçirdikten sonra ve bunun bir kısmı özellikle psikolojikti. Ama her seferinde bana sorarsanız erken dönmeye çalıştı ve erken döndüğünde bu geri tepti. EuroLeague’de hangi uzunu almak istersin diye sorsalar, ben Vesely derdm. O kadar mükemmel bir sezon geçiriyor çünkü.
UZUNDAN GEÇİLMEZDİ, ŞİMDİ UZUN BULAMIYORUZ
- Efes THY EuroLeague'de eski gücüne kavuşmuş vaziyette. Larkin ve Micic kadar, son zamanlarda Sertaç Şanlı da iyi işler çıkardı. Sertaç'ın ilk 5 başlayıp oyuna ağırlığını koymasını, Türk basketbolu genelinde nasıl yorumlamalıyız?
B.G.: Sertaç bu sene muazzam oynuyor. Efes o pozisyona bir yabancı alsaydı, o da Sertaç kadar faydalı olurdu. Geçen seneki tempoyu yakaladılar hatta üzerine bile çıktılar. Son 8-10 senenin en fantastik takımı oluştu. CSKA maçındaki performansları pek görmediğimiz bir seviyeydi.
M.M.: Sertaç’ın bu sene çok önemli artıları oldu. Özellikle Larkin ve Micic’in penetreleri sonrasında bitiricilik görevini yapıyordu. Bu sezon oyununa daha farklı şeyler eklemiş. Savunması geçmişe nazaran daha iyi. Yani, A Milli Takım açısından, Türk basketbolu açısından sevindirici. A Milli Takım’da da Larkin ile birlikte oynayacak; ama Efes’teki oyuncu kalitesi ve seviyesi ile milli takım arasında büyük fark var.
Evet, Cedi Osman, Furkan Korkmaz ve Ersan İlyasova döndüğünde bu fark mutlaka kapanacaktır; ama Sertaç’ın hâlâ ay yıldızlıları sırtlayacak seviyede olduğunu düşünmüyorum. Fakat Sertaç’ın son 2 yılda aldığı bu yol, özellikle bu yaştan sonra geldiği nokta alkışı fazlasıyla hak ediyor.
Zaten Efes’in tek hedefi şampiyonluk. Kadroyu korudular. Bu zor Türkiye şartlarında büyük fedakarlık yapıp bütçeyi arttırdılar ve Alec Peters hariç bütün oyuncuları korumayı başardılar. Efes’in bu hedefe ulaşması için çok iyi bir Sertaç’a ihtiyacı var.
Evet; Dunston önemli bir oyuncu; ama Dunston’ın son yıllarına ve yaşına baktığınız zaman ve Pleiss’ın da sakatlık sürecini de hatırlarsanız, Sertaç’ın durumu çok çok önemli. Sertaç’ın bu oyununu devam ettirmesi çok mühim. Türk basketbolu açısından da. İnşallah bu yaştan sonra daha da üstüne koyar. Bu kadar üstüne koymuş olması bile bence çok çok önemli.
Eskiden uzunlardan geçilmiyordu. Mehmet Okur, Hüseyin Beşok, Mirsad Türkcan, Asım Pars… Şimdi uzun bulamıyoruz. O açıdan Sertaç’ın bu geçiş döneminde başarılı olması, Türk basketbolu adına çok önemli.
B.G.: Ergin Ataman hem aldığı sonuçların yanına oynattığı hücum basketbolu... Bu kadar hücum potansiyeli yüksek oyunculara, bu kadar iyi defans yaptırmak, bir coaching başarısı. Şu anda EuroLeague'in en formda ve en dikkat çekici koçu. Efes'i hakikaten çok farklı bir seviyede oynatıyor. Bazen EuroLeague seviyesinin bile üzerine çıkıyorlar.
GALATASARAY, SPOR KULÜBÜYDÜ ŞİMDİ FUTBOL KULÜBÜ
- BSL'de Efes'in namağlubiyetine Afyon Belediye son verdi. Bu sürpriz galibiyet için neler söylersiniz?
B.G.: Burası Türkiye burada her şey olabilir ve artık hiçbir şeye şaşırmıyoruz. Siyaseti, sporu, ekonomisi vs. Türkiye'de olan hiçbir şey, hiç kimseyi şaşırtmıyor. Bu ülkede yaşanan olaylara ve gündeme baktığımız zaman Afyon'un Anadolu Efes'i yenmesi, ilk on bin olay arasına falan girmez!
- Galatasaray'ın geçen sezonu ile bu sezonki performansı arasında çok fark var. Sizce Cim Bom, sezon öncesi veya sezon sırasında nerelerde hata yaptı ve hangi nedenlerden dolayı ligde kalma mücadelesi veriyor?
B.G.: Galatasaray'ın nerede yanlış yaptığından daha önemlisi, Galatasaray Spor Kulübü'nün, son yıllarda futbol kulübü haline gelmesi ve 'başkanının' da Fatih Terim olması! Galatasaray'ın bu yönetimi kurulu, Galatasaray'ın basketbolsuz olmayacağını hâlâ anlayamadı. Dua etsinler futbolun başında Fatih Terim var, o giderse dükkan kapanır.
BALL OLMADAN HORNETS DA OLMAZ...
- NBA’de, Doğu Konferansı’nda gözle görülür iki sürpriz var; Charlotte Hornets ve New York Knicks. Uzun zamandır düşük seviyede olan bu iki takım, nerelerde doğru hamleler yaparak kendilerini play-off potasının içinde buldu?
M.M.: Bu sezon Charlotte Hornets’ın beklentilerin üzerinde olmasında önemli rol oynayan isimlerden LaMelo Ball sezonu kapattı; ama açıkça söylemek gerekirse bugüne kadar olan performansı beni şaşırttı. Ben biraz ağabeyi gibi, seçildiği yeri hak etmeyecek bir balon olduğunu düşünüyordum ama öyle olmadı.
Babası (LaVar Ball) onu gizli tutmak için Litvanya’ya, Avustraly’ya götürdü. LaMelo’nun tam olarak ne olduğunu biz bilmiyorduk; ama LaMelo Ball’un her açıdan iyi çıkması (tabii ki sakatlanana kadar) Hornets’ın bu noktaya gelmesindeki birinci neden.
İkinci neden ise, yeni transferleri Gordon Hayward. Tam böyle All-Star sınırında bir oyuncu, bu tür takımlarda liderlik vasıflarını öne çıkaran bir basketbolcu. Bunu zaten Utah’ta da yapmıştı. Ama Hayward’daki en büyük sıkıntı, yeteneği ile ilgili değil, sağlığı ile ilgili. Boston döneminde sağlık problemleri ile öne çıktı.
Bu iki oyuncunun dışında, Miles Bridges, Terry Rozier, Malik Monk gibi oyuncular da etkili olmaya başladı. Hepsinin şut yüzdesi arttı; ama Ball olmadan ikinci yarıda Hornets’tan fazla bir şey beklemiyorum.
New York Knicks’e gelince… Biraz da eski kafa… İddialı takımlara gittiği zaman başarılı olamadı; ama bu tür takımlara gittiği zaman, bence Knicks’e de NBA’in en büyük savunma takımlarından birini yapan düşünceyi aşıladı. Tom Thibadeu savunmasıyla takımlarını başarılı yapan bir koçtu. Thibadeu bence ana neden...
Onun yanı sıra, şöyle geri gittiğimizde, Julius Randle, New York tarihinin en nefret edilen oyunculardan bir tanesi iken, şu anda müthiş oynuyor. All-Star oldu. Orta mesafe şutu, sırtı dönük oyunu, pas verme yeteneği… Randle’ı ben ikinci yere koyarım. Hiç beklenmedik bir seviyeye geldi.
Onun dışında, üçüncüsü de R.J. Barrett’tır. Geçen seneki görüntüsüne göre çok daha iyi bir durumda... Hornets’ta olduğu gibi, bu tür takımların uzun bir vadede ne yapacağını kestirmek kolay değil. Böyle savunma yapmaya devam ederse Knicks’in bir şansı var; ama play-off yapamazlarsa da çok şaşırmam açıkçası.
NEREDEYSE 500 SAYI ATACAKLARDI!
- Tek günlük NBA All-Star için düşünceleriniz nelerdir?
M.M.; Bu sene All-Star’ın oynanmasını anlamsız buluyorum. Sadece para için yapılmış bir şey. Zaten öyle bir noktaya geldi ki, 3 sayı yarışması dışında seyredecek bir şey de kalmadı. Sosyal mesafe ile defans yapıldı. Neredeyse 500 sayı atacaklardı. Ben NBA’in bu organizasyonda puan kaybettiğini düşünüyorum. Oyuncuların hiçbiri de All-Star’da oynamak istememişti Covid-19’dan dolayı.
Bence çok gereksiz bir maçtı. Simmons’ın karantinaya alınması da var. Açıkçası NBA’in mutlaka bir şey yapması lazım. Özellikle maç seyredilmez hale geldi. Ya bir sponsor bulup, özel bir ödül koyup Uluslararası oyuncular ile Amerikan oyuncular arasında yapacak ya da farklı bir şey yapılması lazım.
Harlem Globetrotters ilk zamanlarında ciddi bir basketbol oynuyordu. Çekirdek yaşlandıkça şova vurdular. Şu anda NBA onu da geçmiş durumda. Bence NBA’in el atması gereken ilk olaylardan bir tanesi, pandemiden sonra All-Star’ı tekrardan seyredilebilir bir hale getirmesi lazım. Bence bu sene oynanmaması lazımdı; ama para için yapılmış şeyler bunlar.
UTAH ERSAN'I GÜCÜNE GÜÇ KATMAK İÇİN ALMADI
- Ersan İlyasova’nın şampiyonluk yolundaki Utah Jazz’e ne gibi faydaları dokunur ve özellikle hangi oyunlarda etkili olur?
M.M.: Ersan’a baktığınız zaman, Utah’a bir stepne olarak alınmış. Rudy Gobert’in varlığından dolayı, savunma zaaflarının kapatılacağı bir ortam, onu çok iyi yaptığı strech 4’te, üçlük atıp post savunmacısı olması… Böyle bir emniyet sibobu gibi alınmış.
Utah, şu anda Ersan İlyasova'yı gücüne güç katmak veya bir eksiği kapatmak için almış gibi görünmüyor. Bütün sezon hiçbir şey yapmadı; ama onu takip ettiğim için biliyorum... Ciddi anlamda bireysel çalışma yaptı; fakat bu maç yapmakla aynı şey değil. Belki de ondan dolayı fazla şans alamadı.
Bana sorarsan, üçlük tehdidi olan, streching'i, spacing'i iyi yapan, 3 saniye koridorlarını rahatlatan oyuncuları sevmiştir Utah. Mehmet Okur zamanında da bu böyleydi. Bir terslik olursa diye olarak alınmış gibi görünüyor. 'Ersan İlyasova şampiyonluk yaşayabilir mi?' bilmiyorum; ama Ersan’ın bu sezonu boş geçirmiş olmamasına çok sevindim. Çünkü çok önemli işlere imza attı ve kariyerinin gönlünce istediği gibi bitmesini ben de çok isterim.
- THY EuroLeague'de play-off potası çok karıştı. Bunda 1 yıllık virüs salgınının etkisi ne kadardır? Yoksa ligde rekabet seviyesi mi beklenmedik bir şekilde arttı?
B.G.: Pandemi, seyircisi olan takımlar için dezavantaj olabilir. Ama dengeli bir lig oldu. Dream Team gibi lanse edilen Barcelona'nın bile 8 mağlubiyeti var. CSKA Efes'ten 30 sayı fark yedi, neredeyse herkes normal karşıladı. Son 5'tekilerin, ilk 5'tekileri yenmeleri sürpriz sayılmıyor. Bu da EuroLeague'i cazip hareke getiriyor, her hafta sıralama değişiyor.
M.M.: EuroLeague’de 4 hafta kaldı ve hiçbir şey net değil. Net olan tek şey, Efes’in Bayern’e yenilmesinin ardından Barcelona’nın normal sezonu lider bitireceği; ama o da kesin değil. Covid-19’un, düşen bütçelerin bunda mutlaka etkisi var. Bu sene herhalde Efes, Milano ve Zenit dışında, hiçbir takımın bütçesini arttırdığını düşünmüyorum. Barcelona’nın da artmıştı; ama haberler doğruysa, oyunculardan yüzde 25 indirim istemişler ve oyuncular da bunu kabul etmiş,
Anadolu Efes bütçesini geçen yıla oranla yüzde 30 arttırdı. Zenit de en az yüzde 30 yükseltmiştir. Milano da yüzde 20-30 arttırmıştır. İkinci ile beşinci aynı galibiyet sayısına sahip. İkinci CSKA Moskova’nın Barca’ya yetişmesi kolay değil; ama 6 veya 7'de bitirebilir.
Buradaki en büyük sürpriz Bayern Münih. İnanılmaz ballı maçlar kazandılar. Biraz da rüzgârın da arkalarında olduğunu düşünüyorum. Alışmadıkları şeyler oluyor. Efes maçının son pozisyonunda da bunu gördük. Larkin’e orada faul yapılıyor. Final Four’un Almanya’da olması ve şimdi Fenerbahçe’yi de oraya getirirsen, 7 bin seyirci demek. Ama Covid-19 etkisini burada gösteriyor. Almanya, aşıdan dolayı AB dışından hiçbir taraftarı almayacak. Yani bir Alman takımının yolunu açmayı deneyebilirler diye düşünüyorum.
Fenerbahçe ile Valencia arasında 2 maç fark var. Allah korusun; Fenerbahçe, play-off dışında kalabilir ve Valencia ilk 8 içinde olabilir. Ben Efes açısından da bu Bayern mağlubiyetinin bir yerde hayırlı olacağını düşünüyorum. Çünkü Harlem gibi yenerek geliyorlardı. Basketbolda bir plana karşı tecrübe yaşamaları ve Ergin Ataman’ın buna B ve C planları üretmesi gerektiği görüldü. Akıllı takımlar, Efes’e karşı böyle oynayacaktır büyük ihtimalle... Efes’e karşı 4 faul hakları dolana kadar Larkin ve Micic’i yıpratıp ritim bulmalarını engelleyeceklerdir.
GUDURIC'TEN ÖNCE GUDURIC'TEN SONRA
- Fenerbahçe Beko'da EL'de bu sezon öne çıkan en formda isim ya da isimler kimler oldu?
M.M.: Bu sene Fenerbahçe’nin esasında bayağı bir başarı hikâyesi var. Bu kadar yeni bir takım, bütçesi inmiş, yeni bir koç, yeni bir sistem… Transferlerin büyük bir çoğunluğunun ya EuroLeague tecrübesi yok ya da Fenerbahçe’nin geldiği seviyede oynamamış. Bu yüzden beklentileri bayağı aştığını söyleyebilirim.
Marko Guduric geldikten sonra takımın aldığı galibiyet sayısı ortada; kattıkları yüzde yüz… Oyun kurucu olmayan bir takımda topa yön veren, basketbol IQ’su yüksek, nerede durmasını gerektiğini bilen bir ilavenin, ne kadar fark ettiğini gördük. Guduric’i bir kenara bırakalım; Fenerbahçe adına bu sezon en güzel sürpriz Pierre oldu. Sanki 4-5 yıldır elit takımlarda oynamış bir EuroLeague basketbolcusu gibi oynuyor.
Özellikle Guduric’in gelmesinden sonra De Colo’nun performansı, liderliği, özellikle de bu takımı ben galip getiririm düşüncesinden uzak durduğu dönemlerde çok iyi performans sergilediğini söyleyebiliriz. Ama bu senenin en formda ismi; son 2 yıldır yaşananların da bir özeti oluyor aslında; Jan Vesely.
B.G.: Vesely ile Nando DeColo. İkisi de olmazsa olmaz Fenerbahçe için. Özellikle bu iki oyuncunun da etkisiyle, İlk 10'un içindeki her takım gibi de play-off şansı var tabii ki.
M.M.: Demek ki Jan Vesely sakatlanmamış olsaydı, sağlıklı bir Vesely olsaydı çok şeyi değiştirirdi. Şimdiki olgunluğuyla, liderliğiyle, ki geçmişte böyle bir özelliği yoktu. Şutunun gelişmesiyle, hücumda adeta bir oyun kurucu gibi olmasıyla, yani her şeyiyle inanılmaz bir sezonuyla geçiriyor.
Bu sezon Fenerbahçe Beko’da en ön plana çıkan isim Jan Vesely, özellikle uzun bir sakatlık dönemi geçirdikten sonra ve bunun bir kısmı özellikle psikolojikti. Ama her seferinde bana sorarsanız erken dönmeye çalıştı ve erken döndüğünde bu geri tepti. EuroLeague’de hangi uzunu almak istersin diye sorsalar, ben Vesely derdm. O kadar mükemmel bir sezon geçiriyor çünkü.
UZUNDAN GEÇİLMEZDİ, ŞİMDİ UZUN BULAMIYORUZ
- Efes THY EuroLeague'de eski gücüne kavuşmuş vaziyette. Larkin ve Micic kadar, son zamanlarda Sertaç Şanlı da iyi işler çıkardı. Sertaç'ın ilk 5 başlayıp oyuna ağırlığını koymasını, Türk basketbolu genelinde nasıl yorumlamalıyız?
B.G.: Sertaç bu sene muazzam oynuyor. Efes o pozisyona bir yabancı alsaydı, o da Sertaç kadar faydalı olurdu. Geçen seneki tempoyu yakaladılar hatta üzerine bile çıktılar. Son 8-10 senenin en fantastik takımı oluştu. CSKA maçındaki performansları pek görmediğimiz bir seviyeydi.
M.M.: Sertaç’ın bu sene çok önemli artıları oldu. Özellikle Larkin ve Micic’in penetreleri sonrasında bitiricilik görevini yapıyordu. Bu sezon oyununa daha farklı şeyler eklemiş. Savunması geçmişe nazaran daha iyi. Yani, A Milli Takım açısından, Türk basketbolu açısından sevindirici. A Milli Takım’da da Larkin ile birlikte oynayacak; ama Efes’teki oyuncu kalitesi ve seviyesi ile milli takım arasında büyük fark var.
Evet, Cedi Osman, Furkan Korkmaz ve Ersan İlyasova döndüğünde bu fark mutlaka kapanacaktır; ama Sertaç’ın hâlâ ay yıldızlıları sırtlayacak seviyede olduğunu düşünmüyorum. Fakat Sertaç’ın son 2 yılda aldığı bu yol, özellikle bu yaştan sonra geldiği nokta alkışı fazlasıyla hak ediyor.
Zaten Efes’in tek hedefi şampiyonluk. Kadroyu korudular. Bu zor Türkiye şartlarında büyük fedakarlık yapıp bütçeyi arttırdılar ve Alec Peters hariç bütün oyuncuları korumayı başardılar. Efes’in bu hedefe ulaşması için çok iyi bir Sertaç’a ihtiyacı var.
Evet; Dunston önemli bir oyuncu; ama Dunston’ın son yıllarına ve yaşına baktığınız zaman ve Pleiss’ın da sakatlık sürecini de hatırlarsanız, Sertaç’ın durumu çok çok önemli. Sertaç’ın bu oyununu devam ettirmesi çok mühim. Türk basketbolu açısından da. İnşallah bu yaştan sonra daha da üstüne koyar. Bu kadar üstüne koymuş olması bile bence çok çok önemli.
Eskiden uzunlardan geçilmiyordu. Mehmet Okur, Hüseyin Beşok, Mirsad Türkcan, Asım Pars… Şimdi uzun bulamıyoruz. O açıdan Sertaç’ın bu geçiş döneminde başarılı olması, Türk basketbolu adına çok önemli.
B.G.: Ergin Ataman hem aldığı sonuçların yanına oynattığı hücum basketbolu... Bu kadar hücum potansiyeli yüksek oyunculara, bu kadar iyi defans yaptırmak, bir coaching başarısı. Şu anda EuroLeague'in en formda ve en dikkat çekici koçu. Efes'i hakikaten çok farklı bir seviyede oynatıyor. Bazen EuroLeague seviyesinin bile üzerine çıkıyorlar.
GALATASARAY, SPOR KULÜBÜYDÜ ŞİMDİ FUTBOL KULÜBÜ
- BSL'de Efes'in namağlubiyetine Afyon Belediye son verdi. Bu sürpriz galibiyet için neler söylersiniz?
B.G.: Burası Türkiye burada her şey olabilir ve artık hiçbir şeye şaşırmıyoruz. Siyaseti, sporu, ekonomisi vs. Türkiye'de olan hiçbir şey, hiç kimseyi şaşırtmıyor. Bu ülkede yaşanan olaylara ve gündeme baktığımız zaman Afyon'un Anadolu Efes'i yenmesi, ilk on bin olay arasına falan girmez!
- Galatasaray'ın geçen sezonu ile bu sezonki performansı arasında çok fark var. Sizce Cim Bom, sezon öncesi veya sezon sırasında nerelerde hata yaptı ve hangi nedenlerden dolayı ligde kalma mücadelesi veriyor?
B.G.: Galatasaray'ın nerede yanlış yaptığından daha önemlisi, Galatasaray Spor Kulübü'nün, son yıllarda futbol kulübü haline gelmesi ve 'başkanının' da Fatih Terim olması! Galatasaray'ın bu yönetimi kurulu, Galatasaray'ın basketbolsuz olmayacağını hâlâ anlayamadı. Dua etsinler futbolun başında Fatih Terim var, o giderse dükkan kapanır.
BALL OLMADAN HORNETS DA OLMAZ...
- NBA’de, Doğu Konferansı’nda gözle görülür iki sürpriz var; Charlotte Hornets ve New York Knicks. Uzun zamandır düşük seviyede olan bu iki takım, nerelerde doğru hamleler yaparak kendilerini play-off potasının içinde buldu?
M.M.: Bu sezon Charlotte Hornets’ın beklentilerin üzerinde olmasında önemli rol oynayan isimlerden LaMelo Ball sezonu kapattı; ama açıkça söylemek gerekirse bugüne kadar olan performansı beni şaşırttı. Ben biraz ağabeyi gibi, seçildiği yeri hak etmeyecek bir balon olduğunu düşünüyordum ama öyle olmadı.
Babası (LaVar Ball) onu gizli tutmak için Litvanya’ya, Avustraly’ya götürdü. LaMelo’nun tam olarak ne olduğunu biz bilmiyorduk; ama LaMelo Ball’un her açıdan iyi çıkması (tabii ki sakatlanana kadar) Hornets’ın bu noktaya gelmesindeki birinci neden.
İkinci neden ise, yeni transferleri Gordon Hayward. Tam böyle All-Star sınırında bir oyuncu, bu tür takımlarda liderlik vasıflarını öne çıkaran bir basketbolcu. Bunu zaten Utah’ta da yapmıştı. Ama Hayward’daki en büyük sıkıntı, yeteneği ile ilgili değil, sağlığı ile ilgili. Boston döneminde sağlık problemleri ile öne çıktı.
Bu iki oyuncunun dışında, Miles Bridges, Terry Rozier, Malik Monk gibi oyuncular da etkili olmaya başladı. Hepsinin şut yüzdesi arttı; ama Ball olmadan ikinci yarıda Hornets’tan fazla bir şey beklemiyorum.
New York Knicks’e gelince… Biraz da eski kafa… İddialı takımlara gittiği zaman başarılı olamadı; ama bu tür takımlara gittiği zaman, bence Knicks’e de NBA’in en büyük savunma takımlarından birini yapan düşünceyi aşıladı. Tom Thibadeu savunmasıyla takımlarını başarılı yapan bir koçtu. Thibadeu bence ana neden...
Onun yanı sıra, şöyle geri gittiğimizde, Julius Randle, New York tarihinin en nefret edilen oyunculardan bir tanesi iken, şu anda müthiş oynuyor. All-Star oldu. Orta mesafe şutu, sırtı dönük oyunu, pas verme yeteneği… Randle’ı ben ikinci yere koyarım. Hiç beklenmedik bir seviyeye geldi.
Onun dışında, üçüncüsü de R.J. Barrett’tır. Geçen seneki görüntüsüne göre çok daha iyi bir durumda... Hornets’ta olduğu gibi, bu tür takımların uzun bir vadede ne yapacağını kestirmek kolay değil. Böyle savunma yapmaya devam ederse Knicks’in bir şansı var; ama play-off yapamazlarsa da çok şaşırmam açıkçası.
NEREDEYSE 500 SAYI ATACAKLARDI!
- Tek günlük NBA All-Star için düşünceleriniz nelerdir?
M.M.; Bu sene All-Star’ın oynanmasını anlamsız buluyorum. Sadece para için yapılmış bir şey. Zaten öyle bir noktaya geldi ki, 3 sayı yarışması dışında seyredecek bir şey de kalmadı. Sosyal mesafe ile defans yapıldı. Neredeyse 500 sayı atacaklardı. Ben NBA’in bu organizasyonda puan kaybettiğini düşünüyorum. Oyuncuların hiçbiri de All-Star’da oynamak istememişti Covid-19’dan dolayı.
Bence çok gereksiz bir maçtı. Simmons’ın karantinaya alınması da var. Açıkçası NBA’in mutlaka bir şey yapması lazım. Özellikle maç seyredilmez hale geldi. Ya bir sponsor bulup, özel bir ödül koyup Uluslararası oyuncular ile Amerikan oyuncular arasında yapacak ya da farklı bir şey yapılması lazım.
Harlem Globetrotters ilk zamanlarında ciddi bir basketbol oynuyordu. Çekirdek yaşlandıkça şova vurdular. Şu anda NBA onu da geçmiş durumda. Bence NBA’in el atması gereken ilk olaylardan bir tanesi, pandemiden sonra All-Star’ı tekrardan seyredilebilir bir hale getirmesi lazım. Bence bu sene oynanmaması lazımdı; ama para için yapılmış şeyler bunlar.
UTAH ERSAN'I GÜCÜNE GÜÇ KATMAK İÇİN ALMADI
- Ersan İlyasova’nın şampiyonluk yolundaki Utah Jazz’e ne gibi faydaları dokunur ve özellikle hangi oyunlarda etkili olur?
M.M.: Ersan’a baktığınız zaman, Utah’a bir stepne olarak alınmış. Rudy Gobert’in varlığından dolayı, savunma zaaflarının kapatılacağı bir ortam, onu çok iyi yaptığı strech 4’te, üçlük atıp post savunmacısı olması… Böyle bir emniyet sibobu gibi alınmış.
Utah, şu anda Ersan İlyasova'yı gücüne güç katmak veya bir eksiği kapatmak için almış gibi görünmüyor. Bütün sezon hiçbir şey yapmadı; ama onu takip ettiğim için biliyorum... Ciddi anlamda bireysel çalışma yaptı; fakat bu maç yapmakla aynı şey değil. Belki de ondan dolayı fazla şans alamadı.
Bana sorarsan, üçlük tehdidi olan, streching'i, spacing'i iyi yapan, 3 saniye koridorlarını rahatlatan oyuncuları sevmiştir Utah. Mehmet Okur zamanında da bu böyleydi. Bir terslik olursa diye olarak alınmış gibi görünüyor. 'Ersan İlyasova şampiyonluk yaşayabilir mi?' bilmiyorum; ama Ersan’ın bu sezonu boş geçirmiş olmamasına çok sevindim. Çünkü çok önemli işlere imza attı ve kariyerinin gönlünce istediği gibi bitmesini ben de çok isterim.
YORUMLAR