Hiç yokmuş gibi

RÖPORTAJ: OĞULCAN ÇOKSAYAR

Geçtiğimiz sezonu Fenerbahçe forması altında tamamlayan Potanın Perileri'nin tecrübeli
ismi Tilbe Şenyürek içini Ribaund'a döktü... Tatsız bir yıl geçiren milli oyuncuyla, kulübüyle yaşadığı sorunlar ve ay yıldızlılar hakkında konuştuk. Fazla uzatmadan bu keyifli röportajla sizleri baş başa bırakalım....

- EuroBasket öncesi hazırlık süreciniz nasıl geçti?

- Hazırlık sürecimiz kısa sürmesine rağmen güzel geçti. Antrenmandan ziyade sıklıkla maç
yaptık. Oldukça keyifli bir kamp süreci geçirdik. Birbirini tanıyan ve yakın arkadaş olan bir jenerasyon olmanın da bunda etkisi bir hayli fazla. Çok samimi bir takımız. bu yüzden antrenmanlar keyifliydi, sertlik açısından da yorucu geçti. Bizi bu turnuvaya hazırlamak
açısından yerinde bir süreç oldu.

- Jenerasyon geçişi ve ardından gelen koç değişikliği için neler düşünüyorsun?

- Ekrem Ağabey'den sonra Ceyhun Yıldızoğlu'nun yeniden takımın başına gelmesiyle, zaten
yeni olan bir jenerasyona daha yeni isimler eklendi. Ceyhun Ağabey'in sistemine uygun çalışmaya başladık. Önceki döneminde birlikte çalıştığı farklı bir jenerasyon vardı ve şu an her şey sıfırdan başladı diyebiliriz. Yeni bir oluşumun içine girdik.

Hem oyuncular hem antrenörler açısında yenilik mevcut, birbirimizi daha çok anlamaya çalışıyoruz. Ceyhun Ağabey'in sistemini anlayıp, uyum sürecini çabuk atlatmak açısından hazırlık programı da bize çok yardımcı oldu. Kısa sürede bir uyum sağladık. Yeni jenerasyon gayet enerjik ve potansiyelli. Önceki yıllardan çok daha farklı bir milli takım ile mücadele vereceğiz.

- Dünya Şampiyonası'nda yaşanan hayal kırıklığını üzerinizden atabildiniz mi?

- Dünya Şampiyonası bizim açımızdan istediğimiz gibi geçmedi maalesef. Hiç beklediğimiz gibi olmadı. Hiçbir yazı boş geçmemiş, hiçbir Avrupa Şampiyonası'nı kaçırmamış ve büyük turnuvalarda hep boy göstermiş bir milli takım olarak yeniden başarılara imza atacağız.

Bizim için büyük turnuvalarda dişli bir ekip olmak gelenek hâline geldi. Bu geleneği sürdürmek istiyoruz. Önceliğimiz her zaman kürsüde yer almak...

- Biraz da milli takım dışında konuşalım... Geçtiğimiz sezon senin için nasıl geçti, Fenerbahçe'de yaşadıkların hakkında neler söylemek istersin?

- Dışarıdan görüldüğü üzere... Tabii ki insan nasıl görmek isterse öyle görür; ama çok mutlu olmadığım bir sezon geçirdim. Aslında söylemek istediğim çok şey var; ama kelimelere dökmekte zorlandığım için seçerek konuşuyorum. Kendi adıma çok mutlu olmadığım, kötü bir sezonu geride bıraktım.

Neredeyse hiç oynamadığım bu sezon benim için boş geçti. Bırakın süre almayı yeri geldi antrenman bile yapmadım. O yüzden geçen sezonu tamamen hafızamdan silmek istiyorum.

Hayatta, muhtemelen tüm mesleklerde, özellikle iyi insanlar, haksızlığa mutlaka uğrarlar. 'İyi insan' söylemini asla kendimi haklı çıkartmak için söylemiyorum; ama umarım önümdeki yıllarda, kariyerimde, tüm hayatımda iyi insanlarla karşılaşırım.

Umarım herkes için böyle olur. Geride bıraktığım sezon için olumlu bir şey söyleyemeyeceğim. Başımdan geçen şeyler beni daha çok hırslandırdı. bunu önümdeki kariyer için açılacak bir kapı olarak görüyorum.

- Son olarak kadın basketboluna değinelim. Bir kadın sporcu olarak kadın basketbolunun Türkiye'deki gelişimini nasıl buluyorsun?

- Ben 6 yıldır bu ülkede profesyonel olarak hizmet ediyorum. 6 yıl içerisinde özellikle son 2 yıl içinde inanılmaz bir gelişme var. Bizim davet edildiğimiz organizasyonlarda ilgi her zamankinden daha fazla olmaya başladı.

Aynı şekilde sosyal medyada da genç kızlar, küçük kızlar, spora daha çok ilgisini belli etmeye başladı. Okullarda yapılan organizasyonlarda muazzam bir artış var Tabii ki federasyonun da burada büyük etkisi var. Teşvik açısından bir sürü etkinlik ve organizasyonlar yapıyorlar. Onun için kadın basketbolu yavaş yavaş hak ettiği yeri almaya başladı.

Nihayetinde de bizim de ülkemize başarı getirip, seyir zevki yüksek ve daha başarılı bir kadın basketbol takımı sergileyebilirsek asıl o zaman istediğimiz noktalara ulaşabiliriz. Günden güne iyiye gidildiğini düşünüyorum.