Halil Üner| TBF'den bağımsız antrenör derneği kuracağım

"Şu anki antrenör derneği, bağımsız bir kuruluş gibi değil, Türkiye Basketbol Federasyonu’na bağlı bir yapı gibi görünüyor. Oysa derneklerin amacı hakları savunmaktır. Üye olmayanların indirimlerden yararlanamaması gibi bir sistem adil değil. Bu yüzden, tüm antrenörlerin eşit haklara sahip olabileceği alternatif bir dernek kuracağım."

Halil Üner| TBF'den bağımsız antrenör derneği kuracağım
31 Mart 2025 - 16:30 - Güncelleme: 31 Mart 2025 - 16:42
ECE ERGEZ

Deneyimli antrenör Halil Üner, 11 yıl aradan sonra parkelere geri döndü. Son 1,5 sezondur Ankaragücü’nde hem başkan hem de başantrenör olarak görev yapıyor.
Son yıllarda Türkiye Basketbol Ligi'nde (TBL) Ankara basketbolu güç kaybetmişti. Ancak Ankaragücü’nün yükselişiyle birlikte, başkent basketbolu yeniden rekabetin ve şampiyonluk mücadelesinin içine dahil oldu. Ligin en iddialı ve güçlü kadrolarından birini kuran Ankaragücü’nün hedefi çok net: Basketbol Süper Ligi’ne (BSL) yükselmek. Koç Üner de bu konuyla ilgili düşüncelerini şu sözlerle dile getiriyor:
"Biz play-off’a kalmadan, doğrudan çıkmak istiyoruz. Sonraki en büyük hedefim ise Avrupa Kupası’na katılmak."

Halil Üner gibi tecrübeli bir ismin TBL’de olması gerçekten kıymetli. Kendisiyle parkelere dönüş sürecini ve gelecek hedeflerini konuştuğumuz kapsamlı bir röportaj gerçekleştirdik.

YENİDEN SAHALARDA

Halil Üner, geçirdiği kalp rahatsızlığı nedeniyle basketbola zorunlu bir ara verdi ve yaklaşık 11 yıl boyunca bu spordan uzak bir hayat sürdü. Ancak kardeşi Behçet Üner sayesinde basketbola olan sevgisi yeniden gün yüzüne çıktı. O dönemi şöyle anlatıyor:

"11-12 yıldır maç bile izlememiştim. Ancak kardeşim Çözüm Koleji’nde çalışmaya başlayınca, onun sayesinde basketbola uzaktan da olsa tekrar döndüm. Kulübün başkanı olarak kısa aralıklarla Ankara’ya gidip geliyordum. Güzel bir sezon geçirmemize rağmen TB2L’den TBL’ye çıkamadık."
Tam da iddialı bir takım kurma hazırlığındayken Ankaragücü seçeneğinin karşılarına çıktığını belirten Üner, süreci şöyle özetliyor:

"Yönetimle konuştuk. Her ne kadar isim olarak aynı olsak da yönetim yapısı tamamen farklıydı. Bu ayrım sayesinde şubeler birbirlerinin borçlarından etkilenmiyor. Çözüm Koleji’ndeki ekibi buraya taşıdım ve başkan olarak yine Ankara’ya gidip geliyordum. Haftada bir derken kendimi antrenmanlarda buldum. Takım kötü gidiyordu ve sonunda Ankara’da kalmaya karar verdim. Antrenörlüğü de devralarak Hakan Yapar ve diğer takviyelerle ligde kalmak için tüm kozlarımızı oynadık. Düşme ihtimali yüksek olan takımı sezon sonunda play-off potasına soktuk. Son maçta ise kıl payı kaçırdık."

İDDİALI TRANSFER DÖNEMİ

Geride bıraktığımız yaz transfer dönemi, BSL’de yabancı oyuncu sayısındaki değişiklik nedeniyle TBL takımları için zorlayıcı geçti. Ancak rakiplerinin aksine transfer sezonuna hızlı giren Ankaragücü, ligin en güçlü kadrolarından birini oluşturdu. Koç Üner, transfer sürecini şöyle anlatıyor:

"Bu sezon doğrudan BSL’ye çıkmayı garantileyebileceğimiz, daha tecrübeli bir kadro kurduk. Henüz basketbola %100 geri dönmüş değilim, şu an %70-80 seviyesindeyim diyebilirim. Ama hem ben hem takımım her maç bu oranı artırarak sezonu şampiyon tamamlayacağız."

Basketbolun dinamikleri her geçen gün değişiyor ve oyuna uzun süre ara veren bir antrenör için bu sürece adapte olmak kolay değil. Üner, dönüş sürecinde yaşadığı adaptasyon sürecine dair şunları söylüyor:

"İnsanın dış şartları yönetebilmesi için önce kendini motive etmesi ve konsantre olması lazım. Buradaki dostlarımdan da destek aldım. Bu sezona, basketbola başladığım Şeker Spor’daki kadar büyük bir heyecan ve enerjiyle girdim. Basketbolda kaderin oyuncunun elinde. Antrenör olarak ne yaparsan yap, bu gerçek değişmiyor. Oyuncuların mücadeleden keyif alması lazım. Önce bire bir savunmada rakibi tutmalı, sonra takım oyununda stratejik hamlelerle oyunu yönlendirmeli. Basketbol satranç gibi oynanmalı. Mesela Ergin Ataman neden başarılı? Çünkü takım kimyasını çok iyi kuruyor. Biz de bu sezon takımımızda bu anlayışı benimsiyoruz."

Doğru transfer ve takım kimyası oluşturmanın önemine değinen Üner, şu çarpıcı benzetmeyi yapıyor:
"İyi oyuncular toplamak tek başına yeterli değil. Suyun formülü H₂O’dur. Fazladan hidrojen eklerseniz H₃O olur ve kötü kokulu bir gaz açığa çıkar. Yani aldığınız oyuncuların, kurduğunuz kadroya uygun olması gerekiyor. İşte o bahsedilen takım kimyası böyle yakalanır."



YAŞ ORTALAMASI ÜZERİNE ELEŞTİRİLER


Ankaragücü’nün en çok eleştirilen yönlerinden biri, yaş ortalamasının yüksek olması ve bunun sezon sonunda takımı zorlayabileceği düşüncesi. Ancak Üner, tecrübeli oyunculara yönelmelerinin bilinçli bir tercih olduğunu belirterek, bu konuda şu açıklamayı yapıyor:

"Genç oyuncular sahada daha uzun süre diri kalabilir. Ancak bir tecrübeli oyuncu 20 dakikalık verimli oyunuyla, genç bir oyuncunun 40 dakikada sağlayacağı katkıyı verebilir. Hakan Yapar ve Hazer Avcı gibi isimler birbirini antrenmanlarda da motive ediyor. Bizim tek dezavantajımız, geç form tutmamız. Yaş ilerledikçe sakatlık riskini azaltmak için yüklemeleri dikkatli yapıyorum. Ancak formumuzu yakaladığımızda, bu uzun süre devam edecek."

MİLLİ TAKIMLARDAKİ DÜŞÜŞ

Kulüp bazında basketbolda önemli başarılar elde edilse de, milli takımların performansının düşüşte olduğu gözlemleniyor. Üner’e göre bunun temel sebebi, genç oyuncuların yeterli seviyede rekabet etmemesi. Mevcut sistemin gençlerin gelişimine katkı sağlamadığını belirten Üner, şu çarpıcı örneği veriyor:

"Bir ağacı ormandan kesip sokaktaki bir marangoz atölyesine götürseniz, şömine odunu yaparlar. Biraz daha deneyimli bir atölyeye götürseniz, masa ya da sandalye çıkar. Ama tecrübeli ustaların olduğu bir atölyeye götürürseniz, 150 bin dolarlık bir yemek takımı yapılır. Türkiye’de genç oyuncular yeterli seviyede rekabet etmeden gelişemezler. Altyapı antrenörlerinin motivasyonlarını artıracak teşvik sistemleri olmalı. ABD’de kolej antrenörleri, NBA koçlarından bile kıymetlidir. Çünkü asıl yetiştiren onlardır. Ancak bizde durum tam tersi."

Antrenörlerin haklarını savunacak bir oluşumun eksikliğine de dikkat çeken Üner, yakın zamanda yeni bir dernek kuracağını duyurdu:

"Şu anki antrenör derneği, bağımsız bir kuruluş gibi değil, Türkiye Basketbol Federasyonu’na bağlı bir yapı gibi görünüyor. Oysa derneklerin amacı hakları savunmaktır. Üye olmayanların indirimlerden yararlanamaması gibi bir sistem adil değil. Bu yüzden, tüm antrenörlerin eşit haklara sahip olabileceği alternatif bir dernek kuracağım."

YORUMLAR

  • 0 Yorum