FINAL FOUR BİZİM İŞİMİZ
Fenerbahçe Kadın Basketbol Takımı ile 11 lig şampiyonluğu ve 6 EuroLeague Dörtlü Finali gören rekortmen menajer Didem Akın, “Bu sezon yaş ortalaması 23 olan genç takımımızın enerjisiyle hep kıyısından döndüğümüz Avrupa şampiyonluğunu kazanabiliriz” diyor...
RÖPORTAJ: OZAN ERMİŞ
Fenerbahçe gibi ikinciliğe bile tahammülü olmayan bir camiada tam 13 yıldır aynı görevde... Üstelik bu süreye 8’i üst üste olmak üzere 11 lig şampiyonluğu ve 6 EuroLeague Final Four’u sığdırmış bir isimden bahsediyoruz. Sarı-lacivertlilerin kadın basketbol takımının başarılı menajeri Didem Akın ile Fener’in artık gelenek haline gelen EuroLeague kültürünü ve bu sezon yenilenmiş çehresiyle mücadele veren ‘Potanın Kraliçeleri’ni konuştuk...
- Öncelikle böyle zorlu bir görevde bu denli istikrarlı bir çizgi yakalamanızın sırrını sorsak...
- Ben Fenerbahçe’ye Aziz Yıldırım’ın başkanlığa geldiği 1998 yılında transfer oldum. Başkanla beraber her branşta atağa kalkan sarı lacivertli kulübe o sezon kadın basketbolunda ilk şampiyonluğunu kazandırdık. Sonrasında da bugün hâlâ devam eden Fenerbahçe hegemonyası başladı. 2001’de aktif sporculuğu bıraktım ve 2005’te menajer olarak görev aldım. Hem basketbolu hem de kulübümü çok seviyorum. Zaten oyuncuyken de Fenerbahçe’de oynamak için ölüyordum.
Ancak istikrarın anahtar kelimesi “başarı” olsa gerek.
- Başkan Yıldırım’ın en çok destek verdiği branşlardan biri de kadın basketbolu. Başarınızda Aziz Yıldırım’ın payı nedir?
- Başkanımızın kadın basketboluna çok büyük desteği var. Bize çok değer veriyor ve yıllardır ciddi şekilde yatırım yapıyor. Hatta o olmasaydı, Türkiye’de bugünkü kadın basketbolu da olmazdı diyebilirim. Çünkü diğer kulüpler de bu sayede işin içine girdi ve bizi takip edip rekabete ortak oldu. EuroLegaue’de kazandığımız son Ekaterinburg maçında da tüm yöneticilerle salona gelerek bize desteğini gösterdi.
- EuroLeague’de artık Fenerbahçe’siz bir Final Four düşünülemez hale geldi. Peki şampiyonluk için o sezon bu sezon mu?
- İlk kez 2007’de EuroLeague’de oynadık ve 2010’lardan bu yana sürekli Final Four’dayız. Bu süreçte en büyük isteğimiz; tek eksiğimiz olan o kupayı almak. Onu da kazanırsak hakikaten büyük iş yapmış oluruz. Bu sezon bütçe olarak yarı yarıya küçüldük. Ancak Ekaterinburg gibi 20 milyon dolar bütçeli bir takımı 2 kere yenerek iddiamızdan bir şey kaybetmediğimizi gösterdik. Bu sezon aynı zamanda büyük bir sınavdan geçiyoruz. Çünkü yaş ortalaması sadece 23 olan bir takım kurduk. Dinamik, agresif ve başarıya aç bir kadromuz var. Yerlilerimiz de ilk kez bu kadar katkı veriyor. Gençliğimizden dolayı bazen iniş çıkışlarımız oluyor; ama EuroLeague’i bazen böyle takımlar, yıldızlar topluluğu denilen takımları geçerek kazanabiliyor. O yüzden neden olmasın!
- Avrupa şampiyonluğu için en büyük rakipleriniz kimler?
- Dinamo Kursk, Ekaterinburg ve Yakın Doğu Üniversitesi... Yakın Doğu’nun da Ruslar’la yarışan bütçesi var. Grubumuz tam anlamıyla “ölüm grubu,” Bence Final Four’un 4 takımının 3’ü bu gruptan çıkar. İlk hedefimiz grubu ilk 2’de bitirip play-off’larda saha avantajını almak.
- Kadın basketbolunda yeni rekabetin adı Fenerbahçe-Yakın Doğu oldu. Rakibinizin son dönemde sık sık sizin oyuncularınızı transfer etmesini nasıl yorumluyorsunuz?
- Fenerbahçe bir oyuncu fabrikası. Bugün gerek A Milli Takım’da gerekse kulüp takımlarında hep bizden giden basketbolcular var. Ancak Yakın Doğu son zamanlarda hep bizim oyuncularımıza talip olmaya başladı. Bunu anlayabilmiş değiliz. Halbuki Fenerbahçe’den oyuncu alıp, bizi zayıflatmak yerine kendi yıldızlarını yetiştirseler daha iyi olmaz mı?
- Bu sezon tıpkı takımınız gibi koçunuz da çok genç. Fırat Okul’la Fenerbahçe’nin kimyası tuttu mu?
- Evet hocamız da bu yılki takımımızla çok uyumlu. Ayrıca çok da başarılı. Geçen sezon biz aslında Yakın Doğu karşısında seriyi 3-2 yapıp, şampiyonluğu kazanmıştık. Ama dünyanın en iyi oyuncusu Candace Parker son saniyede 2 serbest atışı da kaçırdı. Buna ne hocamızın ne de bizim yapacak bir şeyimiz yok. Sporun cilvesi diyelim. Ayrıca Fırat, göreve geldiğinden bu yana Ekaterinburg’u 3 kere yenerek kendisini kanıtladı. Çok enerjik ve çalışkan bir antrenör. Zaten kadın basketbolunda genç çalıştırıcıların da önünü açmamız gerekiyor. Düşünün; benim basketbolculuğumdan beri devam eden hocalar var. Hep aynı isimlerle bir yere varamayız.
- 3+1’lik yabancı kuralından memnun musunuz?
- Genelde memnunuz ama bana kalsa direkt 3’e indiririm. Bizde Birsel, Ayşe, Pelin, Tuğçe, Tilbe ve Esra gibi 6 milli oyuncu var. Fenerbahçe’deki dakikalarının artması A Milli Takım’a da olumlu yansır. Ayrıca Milli Takım’da beraber oynamaları bizim genç takımımızın geleceği açısından da önemli. Diğer taraftan daha çok Türk’le oynayalım, yabancı sayısını tutturalım derken, kenardaki artı 1’den yeterince faydalanamıyoruz.
- Kadın ve erkek basketbolu arasındaki en önemli fark sizce nedir?
- Bence kadın ve erkek basketbolu birbirinden tamamen ayrı iki branş. Erkekler fiziğe dayalı, güçleriyle bu oyunu oynuyor.Bizse daha çok yeteneğimiz ve aklımızla. Ayrıca erkeklere göre daha duygusal olduğumuz için bizde sevgi ortamı büyük önem kazanıyor. Eğer takımda sevgi yoksa başarı da kolay kolay gelmez.
- Kenarda yönetici olarak oturmak mı zor yoksa sahada basketbolcu olarak oynamak mı?
- Kesinlikle yöneticilik daha zor. Çünkü bir maç kaybedilince oyuncu o gün üzülüyor ve sonra bitiyor. Bizse devamlı kafa yormak zorunda kalıyoruz. Bir de ben oyuncuyken iyi bir şutör olduğumdan onlardan daha farklı düşünebiliyorum. Bazen boş kalınca atmayan oyunculara kızıyorum ve kenarda daha fazla stres yaşıyorum.
- 13 yıllık Fenerbahçe menajerliğinde en çok sevindiğiniz ve üzüldüğünüz anlar neydi?
- En büyük sevincim 3 Temmuz sürecinde Galatasaray’ı yenerek kazandığımız şampiyonluk. Hepimiz saha ortasında toplanıp bu şampiyonluğu o dönem aramızda olmayan Başkanımız Aziz Yıldırım’a ithaf etmiştik. En çok üzüldüklerim ise kaybettiğimiz EuroLeague finalleri.
- Son olarak Fenerbahçe taraftarlarına mesajınız nedir?
- Taraftarların bize verdiği enerji bambaşka. Kendilerine buradan teşekkürlerimi dile getirmek istiyorum. Onlar
sayesinde maçlara çok farklı motive oluyoruz. Zaten Fenerbahçe’nin en büyük farkı muhteşem taraftarı. Onlara şunu söylemek isterim; bize güvensinler ve desteklerini hiç eksik etmesinler. Arkamıza onların gücünü aldıktan sonra başaramayacağımız hiçbir şey yok.
Akın’a göre tek
kelimeyle oyuncuları...
Birsel: Ağırbaşlı
Ayşe Cora: Delidolu
Pelin: Profesyonel
Melisa-Merve: Bebeklerimiz
Kelsey Plum: Hızlı
Kia Vaughn: Anne
Verameyenka: Suskun
Powers: Komik
Ana Dabovic: Olgun
Tilbe: Duygusal
Tuğçe: Sessiz
Esra: Güçlü
Didem Akın'ın F.Bahçe'de çalıştığı en iyi 5
Birsel Vardarlı
Cappie Pondexter
Penny Taylor
Verameyenka
Ivana Matovic
EUROLEAGUE İLE TAÇLANDIRMAK İSTİYORUZ
EuroLeague’de Final Four’a abone olan Fenerbahçe Kadın Basketbol Takımı oyuncuları, bu yıl kupayı havaya kaldırmak istiyor. Ayşe Cora, “Artık EuroLeague’de şampiyonluk vakti”, Melisa Korkmaz da “İnşallah bu sezon kupayı müzemize getireceğiz” dedi.
Fenerbahçe Kadın Basketbol Takımı’nın başarılı gardlarından Ayşe Cora, EuroLeague’de şampiyonluk zamanının geldiğini söyledi. Takım arkadaşları Melisa Korkmaz ve Tilbe Şenyürek ile birlikte Ribaund’a konuşan Cora, “Fenerbahçe gibi büyük bir kulübün önceliği her maçı kazanmak ve her kulvarda şampiyon olmaktır. 6 senedir üst üste Final Four’dayız ama artık bunu şampiyonlukla taçlandırmalıyız. Final Four’a üst üste 7’nci kez çıktığımız taktirde, elimizden gelenin en iyisini yapıp şampiyon olmak istiyoruz” dedi.
Cora, en ciddi rakipleri haline gelen Yakın Doğu Üniversitesi’ne de şu sözlerle meydan okudu: “Şubat sonunda Mardin’de yapılacak Türkiye Kupası sürprizlere açık tek maçlık turnuva. Kim iyiyse o devam ediyor. Şut yüzdemizi arttırıp, daha iyi savunma yaparak sürprizlere engel olmak istiyoruz. Orada da en önemli rakibimiz Yakın Doğu olacak gibi görünüyor. Ligde onları 13 sayı farkla devirdik. Sezonun geri kalanında Yakın Doğu’yu her kulvarda yenmek istiyoruz.”
O SENE BU SENE...
Sarı lacivertli takımın genç oyuncusu Melisa Korkmaz da “Her sene aynı hedeflerle yola çıkıyoruz. EuroLeague’de Final Four hedefimizi istikrarlı şekilde tutturuyoruz; ama mutlu son bir türlü gelmedi. Bu sezon daha istekli, genç bir takımız. O nedenle sonucun daha farklı olabileceğini düşünüyorum. İnşallah bu sene kupayı müzemize koyacağız. Fenerbahçe altyapısında yetiştim. Bu takımın formasını terletmek hepimizin hayaliydi... Uzun vadeli hedefim Fenerbahçe’nin unutulmazları arasında yer almak” açıklamasını yaptı.
İLK HEDEF TÜRKİYE KUPASI
Ulaşılabilecek ilk kupanın Türkiye Kupası olması nedeniyle önceliği bu kulvara veren Fenerbahçe’nin milli uzunlarından Tilbe Şenyürek ise, “Umarım öncelikle ilk hedefimiz olan Türkiye Kupası’nı müzemize götürürüz. Bizim finaller genelde Yakın Doğu’ya çıkıyor. Bir sürpriz olmazsa yine finalde onlarla karşılaşacağız. Cumhurbaşkanlığı Kupası’nın rövanşını Mardin’de alacağımızı düşünüyorum.
Lige dönecek olursak; Fenerbahçe olarak hedefimiz her zaman şampiyonluk. Fenerbahçe’deki ilk sezonumda şampiyonluk yaşamak için var gücümle çalışıyorum” değerlendirmesinde bulundu.
YORUMLAR