Emek
Anadolu Efes Genel Menajeri Alper Yılmaz, "Tercih edeceğimiz son şey bu yılın ‘Beyaz Sezon’ ilan edilmesi. Ağustos sonundan beri emek veriyor, yatırım yapıyoruz ve birçok sponsorumuz var. Biz oynayarak sezonun tamamlanması gerektiğini düşünüyoruz. Ligin yüzde 77’sini oynamış durumdayız" diyor.
06 Mayıs 2020 - 13:53
Turkish Airlines EuroLeague’deki temsilcilerimizden Anadolu Efes‘in Genel Direktörü Alper Yılmaz, basın mensuplarıyla video konferans toplantısı gerçekleştirdi. Yılmaz, dijital medya buluşmasında lacivert beyazlı kulübün koronavirüs süreci ve sonrasında belirlediği yol haritasını anlattı. Anadolu Efes, EuroLeague ve Süper Lig'in geleceğine dair soruların cevap bulduğu dijital medya buluşmasından satır başları ise şöyle;
Denizaşırı ülkelere giden oyuncuların ülkeye dönüşünde yaşanabilecek olumsuz ihtimaller var. Ülkemizden ayrılan oyuncuların kulüpleri ile sözleşme feshi yapıp yapmamış olması da bir başka mesele. Ancak liglerin devam etmesi halinde bu isimler takımlarına dönmezse, kulüplerimiz elinde bulunan yerli oyuncularla lige devam etmelidir. Bizim açımızdan en adil karar bu şekilde olacaktır. Biz, bu tarz bir sorun yaşamamak adına oyuncularımızla sürekli temas hâlindeyiz ve bu tip bir problem ile karşılaşmamız söz konusu değil.
Bizim devam eden sözleşmelerimiz var. Hedefimiz kadroyu korumak. Gelecek sezon bütçelerin küçüleceğinden eminiz; ama ne kadar küçülür onu göreceğiz. En kolay toparlanabilecek ekonominin spor olduğunu düşünüyorum. Bu konuda bir uzman değilim; ama insanlar sporu özledi.
Anadolu Efes olarak kesinlikle gelecek 2-3 sezonun küçülme içinde geçeceğini düşünüyoruz. Kabaca yüzde 30 küçülmeden söz edebiliriz takımlarda bütçe anlamında. Bütçe küçültmeye gideceğimizi düşünüyorum; fakat henüz yönetim kuruluyla bunu konuşmadık. Dolayısıyla bana nasıl bir bütçe verileceğini bilmiyorum; ama bütçe küçülmesi iddiamızın küçüleceği anlamına gelmez.
Şu anda sezonun devam edip etmeyeceği belli değil. Bu sebeple de şartlar değişebilir. Eğer bundan sonra sezon devam etmezse ekonomik olarak kaybımız yüzde 27-28 civarında olacak. Bu en fazla yüzde 30 seviyelerine çıkar. Tabii ki sezon devam ederse buna göre gelirlerimiz değişebilir; ama sezon hiç oynanmazsa kaybımız bu seviyede olacak.
Tercih edeceğimiz son şey sezonun ‘Beyaz Sezon’ olarak ilan edilmesi. Ağustos sonundan beri emek veriyor, yatırım yapıyoruz ve birçok sponsorumuz var. Biz oynayarak sezonun tamamlanması gerektiğini düşünüyoruz. Ligin yüzde 77’sini oynamış durumdayız. Dolayısıyla ortada bir emek var. Bu konuda Avrupa’da da bir ortak kanı yok. Bazı ülkeler şampiyon belirledi, bazıları ise ligi direkt iptal etti. Bizim fikrimiz şu anki sıralamayla tescil edilmesi gerektiği yönünde. Sezona tekrar başlamadan bir ay önce EuroLeague Yönetimi bize haber verecek.
Biz oyuncularımız eğer burada değilse onların, Türkiye’ye gelmelerini 3 gün içinde organize edeceğiz. Geldiklerinde 14 gün karantinada kalacaklar. Ligler başlarsa maçlar seyircili oynanacak. Genel kanı aşı bulunana kadar seyircisiz maçların olmayacağı yönünde. Ocaktan itibaren dolu salonlar olabileceğini öngörebiliriz. Ama bunu bile yaşayarak göreceğiz. Arzumuz mayıs ayı ile beraber oynanacak bir ortama kavuşmak. Mayıs başındaki ilk 10 gün bizim için önemli. Diğer ülkelerdeki hareketlenme nasıl olacak, 'seyahatler başlayacak mı?' onu görmek gerekiyor.
Oyuncularımız da bizler gibi bekleyiş içerisinde; ancak tedirgin durumdalar. Oyuncular için öncelikle kendilerinin ve ailelerinin sağlıklarını korumak önem taşıyor sonrasında ise bir an önce tempoyu yakalamak istiyorlar, tedirginler ama psikolojik olarak bir sorun yaşadıklarını düşünmüyorum.
Yabancı kuralına gelecek olursak, bizim öncelikli hedefimiz EuroLeague olduğu sürece, belki 10 değil ama 7-8 yabancıyla yola devam edeceğimizi düşünüyorum. Türkiye Ligi’nde olan kararı uzun süreli devam ettirmemiz gerektiğini düşünüyorum. Zaten ligde birçok takım sezon içerisinde 4+1 şekilde yoluna devam ediyor. Dolayısıyla bence 4+1 olursa bir şey değiştirmez. Fakat var olan bir sistemin iyi ya da kötü olduğunu anlamamız için uzun süreli bir süreç geçmesi gerekiyor.
Denizaşırı ülkelere giden oyuncuların ülkeye dönüşünde yaşanabilecek olumsuz ihtimaller var. Ülkemizden ayrılan oyuncuların kulüpleri ile sözleşme feshi yapıp yapmamış olması da bir başka mesele. Ancak liglerin devam etmesi halinde bu isimler takımlarına dönmezse, kulüplerimiz elinde bulunan yerli oyuncularla lige devam etmelidir. Bizim açımızdan en adil karar bu şekilde olacaktır. Biz, bu tarz bir sorun yaşamamak adına oyuncularımızla sürekli temas hâlindeyiz ve bu tip bir problem ile karşılaşmamız söz konusu değil.
Bizim devam eden sözleşmelerimiz var. Hedefimiz kadroyu korumak. Gelecek sezon bütçelerin küçüleceğinden eminiz; ama ne kadar küçülür onu göreceğiz. En kolay toparlanabilecek ekonominin spor olduğunu düşünüyorum. Bu konuda bir uzman değilim; ama insanlar sporu özledi.
Anadolu Efes olarak kesinlikle gelecek 2-3 sezonun küçülme içinde geçeceğini düşünüyoruz. Kabaca yüzde 30 küçülmeden söz edebiliriz takımlarda bütçe anlamında. Bütçe küçültmeye gideceğimizi düşünüyorum; fakat henüz yönetim kuruluyla bunu konuşmadık. Dolayısıyla bana nasıl bir bütçe verileceğini bilmiyorum; ama bütçe küçülmesi iddiamızın küçüleceği anlamına gelmez.
Şu anda sezonun devam edip etmeyeceği belli değil. Bu sebeple de şartlar değişebilir. Eğer bundan sonra sezon devam etmezse ekonomik olarak kaybımız yüzde 27-28 civarında olacak. Bu en fazla yüzde 30 seviyelerine çıkar. Tabii ki sezon devam ederse buna göre gelirlerimiz değişebilir; ama sezon hiç oynanmazsa kaybımız bu seviyede olacak.
Tercih edeceğimiz son şey sezonun ‘Beyaz Sezon’ olarak ilan edilmesi. Ağustos sonundan beri emek veriyor, yatırım yapıyoruz ve birçok sponsorumuz var. Biz oynayarak sezonun tamamlanması gerektiğini düşünüyoruz. Ligin yüzde 77’sini oynamış durumdayız. Dolayısıyla ortada bir emek var. Bu konuda Avrupa’da da bir ortak kanı yok. Bazı ülkeler şampiyon belirledi, bazıları ise ligi direkt iptal etti. Bizim fikrimiz şu anki sıralamayla tescil edilmesi gerektiği yönünde. Sezona tekrar başlamadan bir ay önce EuroLeague Yönetimi bize haber verecek.
Biz oyuncularımız eğer burada değilse onların, Türkiye’ye gelmelerini 3 gün içinde organize edeceğiz. Geldiklerinde 14 gün karantinada kalacaklar. Ligler başlarsa maçlar seyircili oynanacak. Genel kanı aşı bulunana kadar seyircisiz maçların olmayacağı yönünde. Ocaktan itibaren dolu salonlar olabileceğini öngörebiliriz. Ama bunu bile yaşayarak göreceğiz. Arzumuz mayıs ayı ile beraber oynanacak bir ortama kavuşmak. Mayıs başındaki ilk 10 gün bizim için önemli. Diğer ülkelerdeki hareketlenme nasıl olacak, 'seyahatler başlayacak mı?' onu görmek gerekiyor.
Oyuncularımız da bizler gibi bekleyiş içerisinde; ancak tedirgin durumdalar. Oyuncular için öncelikle kendilerinin ve ailelerinin sağlıklarını korumak önem taşıyor sonrasında ise bir an önce tempoyu yakalamak istiyorlar, tedirginler ama psikolojik olarak bir sorun yaşadıklarını düşünmüyorum.
Yabancı kuralına gelecek olursak, bizim öncelikli hedefimiz EuroLeague olduğu sürece, belki 10 değil ama 7-8 yabancıyla yola devam edeceğimizi düşünüyorum. Türkiye Ligi’nde olan kararı uzun süreli devam ettirmemiz gerektiğini düşünüyorum. Zaten ligde birçok takım sezon içerisinde 4+1 şekilde yoluna devam ediyor. Dolayısıyla bence 4+1 olursa bir şey değiştirmez. Fakat var olan bir sistemin iyi ya da kötü olduğunu anlamamız için uzun süreli bir süreç geçmesi gerekiyor.
YORUMLAR