Ekrem Memnun | Miras

"Türk Milli Takımı mirası, geçmişi çok dolu olan bir takım. Herkes bunun bilincinde. Burada neler yapılarak o miras oluştu, oyuncular da onun bilincinde... Onlara da anlatılıyor, hatırlatılıyor. Bu sorumluluk bilinciyle en iyi şekilde milli takım yoluna devam edecektir. Milli takımın geleceği için çok umutluyum."

Ekrem Memnun | Miras
16 Eylül 2024 - 10:34
HÜSEYİN DEMİR
 
FIBA 2025 Avrupa Şampiyonası Elemeleri F Grubu'nda mücadele eden A Kadın Milli Takımımız, Slovakya ve İzlanda’yı mağlup ederek 2’de 2 ile iyi başlangıç yaptı. A Milli Takımımız ve altyapılar bu yaz oynadıkları turnuvaları geride bıraktı. Kadın basketbolunun Türkiye'deki öncü antrenörlerinden Ekrem Memnun, tekrar yuvaya dönerek 2024-2025 sezonunda Galatasaray’ın başantrenörü olarak sahaya çıkacak. Ay yıldızlılların koçu Ekrem Memnun ile milli takımlarımızın genel durumunu, sarı kırmızılılarla olan hedeflerini, altyapılardan yetişen yeni jenerasyonun gelişimini konuştuk. Milli takımımızdan memnun olduğunu ifade eden Memnun, dergimize özel açıklamalarda bulundu. 
 
BÜYÜK HAYALLERİMİZ VAR 

Galatasaray'a tekrar geri döndüm. Galatasaray'ın kadın basketbol hamlesi ilk başladığından beri hep kulüpteydim. 1989’da Betsy Bailey geldiğinde asistan koç olarak çalışıyordum. Çok emekler verildi… Burada bir basketbol kültürü oluşturuldu. Dönem dönem çok başarılı günler oldu. Bazı dönemlerde de o kadar başarılı olamadık. Ama 'kulübün temsil kültürü nedir, oturtturulmuş olan çalışma kültürü nedir?' bunların başından beri oluşturulma sürecinin içerisindeydim. Gelen başarıları aynı şekilde devam ettirmek çok önemliydi ve bunun da bilincindeyim. Bu sene ve bundan sonraki her sene daha önceki senelerde olduğu gibi, Galatasaray, yarıştığı her kulvarda en tepede olmak ister. Beklentiler genelde bu şekilde olur. Bu beklentileri de bu takımın geçmişi ve kültürü oluşturdu. Bunun altındaki her şey yetersiz kalıyor, bunu da biliyoruz. Bunun için de büyük hedeflerimiz ve hayallerimiz var. Bu beklentileri yerine getirmek istiyoruz.
 
TAKIMDAN MEMNUNUM

Galatasaray'da yepyeni bir takım kurduk. Oyuncularımın çoğunu milli takımdan tanıyorum. Beraber de oynamış basketbolcular ama aynı ortamda bütün sezon ilk defa birlikte oynayacaklar. Bir takım yeni oyuncular da geldi. Şu ana kadar gelişmelerden, çalışmalardan çok memnunum. Herkes zaten hedeflerin farkında… Sezon öncesi hazırlığın çok önemli olduğunu, sezon içerisinde antrenman yapmaya pek vakit olmadığını oyuncular da biliyor. Dolayısıyla bu süreci sezona en iyi hazırlanmak için mükemmel kullanmaya çalışıyoruz.
 
Hem fiziksel hem bireysel gelişim hem de takım gelişimini en iyi şekilde yapmak için gayret ediyoruz. Süreçle ilgili planladığımız her şey normal gidiyor. İstediklerimizi alacağımızı düşünüyorum. Amacımız sezon başına en hazır şekilde çıkabilmek. Bir iki oyuncumuz sezon başında olmayabilir; çünkü WNBA'de oynayan basketbolcularımız var. Onların da katılmasıyla sezon içerisinde mutlaka gelişim göstereceğiz. Kadromuza çok güveniyorum... Bütün oyuncularımızın bireysel ve takım olarak sene içerisinde gelişmesini öngörüyoruz. Burada önemli olan, en sonuna en hazır şekilde gelebilmek. Onun da farkındayız. Sağlıklı kalmak, oyunumuzu geliştirmek, güçlü olmak hedeflerimizin başında geliyor. Bu yönde her şey iyi gidiyor. 
 
AMACIMIZ OYUNCU GELİŞTİRMEK 
 
Oyuncu geliştirme programımız var ve bunu bütün sene devam ettireceğiz. Gelişim planı uzun soluklu olacak… Bugünden yarına kimse gelişmiyor. Bunun uzun bir yolculuk olduğunu biliyoruz. Oyunculara da anlatıyoruz. Amacımız söylediğim gibi hem basketbolcuları geliştirmek hem de takımın gelişimine katkı sağlamak. Kazanan takım, büyük takım nasıl olur hepimiz biliyoruz. Kulüp de biliyor. Bu yolda sağlam adımlar atmak istiyoruz. Söylediğim gibi gelişim sürekli devam eden bir şey. Hep edecek… Genç de bir takımız. Özel antrenmana ihtiyacı olan oyuncularımız da var. Zaten bunu amaçlayarak planlayarak takımımızı kurduk. O plan üzerinden devam edeceğiz. 
 
Hedeflerimiz var. Bunlar için fizik olarak güçlü, mücadele eden, bütün oyuncu özelliklerini beraberken sahada en iyi şekilde ortaya çıkarabilen bir oyun planı yapıp üzerinde çalışıyoruz. Tabii ki bunu biraz da zaman gösterecek. Oyunun nereye gideceğini, oyuncular da belirleyecek. Onların gelişimleri, yeni gelen basketbolcuların adapte olma süreci var. Biz onları tanıyoruz, ne yaptıklarını çok iyi biliyoruz ama beraberken ne yapabileceklerini yolda göreceğiz. Dolayısıyla motivasyonumuz, fizik olarak güçlü olan, hızlı oynamak isteyen, oyuncu özelliklerini ön plana çıkaran, bu basketbolcuların en iyi özelliklerini en iyi şekilde yansıtabilecekleri bir sistem; bir oyun düzeni oluşturmak amacımız, planımız bu. Zaten bu yönde hazırlanıyoruz. Ama sene içerisinde takımın gidişatı, oyuncuların durumu, bize küçük ayarlamalar için işaret verecek.



SON DÖNEMDE ŞANSSIZLIKLAR YAŞASAK DA İYİ BİR MİLLİ TAKIMIMIZ VAR 
 
A Milli Takım'la ilgili konuşmak gerekirse... Ben Türk Milli Takımı'nda jenerasyon değişikliğinin hiçbir zaman bitmemesi gerektiğini düşünen biriyim. Her zaman aşağıdan yeni gelen oyuncular var. Her zaman hiç beklemediğimiz, bugün görmediğimiz şekilde; parlayacak, performans verebilecek, katkı yapabilecek oyuncular gelebilir. Milli takım en iyilerin en iyi katkıyı verebileceği, her zaman vermek zorunda olduğu bir yer. Bütün oyuncuların da bunu bir görev olarak görmesi gereken bir yer. Dolayısıyla milli takımda jenerasyon değişikliği bence hiçbir zaman tamamlanmayacak. En formda en çok katkı yapabilecek kim ise -yaşı en büyük olan da olabilir, en genç de olabilir, beraber neler yapabilir- ona bakarak milli takım oluşturuluyor.
 
Bizim iyi bir milli takımımız olduğunu düşünüyorum. Son dönem biraz şanssızlıklar, sakatlıklardan dolayı eskisi kadar parlak geçmedi. Ama gerçekten büyük talihsizlikler yaşandı. Bu şanssızlıklar sonsuza kadar devam etmeyecektir. Orada eksik olduğumuzu düşündüğümüz yerlerde de oyuncularla hep iletişimde kalıp, onların o yönde gelişmesi için çalışıyoruz. Ben milli takımın geleceğiyle ilgili çok umutluyum.
 
Türk Milli Takımı mirası, geçmişi çok dolu olan bir takım. Herkes bunun bilincinde. Burada neler yapılarak o miras oluştu, oyuncular da onun bilincinde... Onlara da anlatılıyor, hatırlatılıyor. Bu sorumluluk bilinciyle en iyi şekilde milli takım yoluna devam edecektir. Milli takımın geleceği için çok umutluyum. 
 
Birincisi, bu işin bütün paydaşlarının ligin çok önemli olduğunun farkında olması lazım. Herkesin bunun için elinden gelen her şeyi yapması gerekiyor. Bunun değerinin artması için bir kere oyun ve oyuncu kalitesinin artması gerektiğini düşünüyorum. Kadınlar Basketbol Süper Ligi’nin neyi temsil ettiği, bu ligin kimliği nedir, bu ligin kimliğinin oluşturulmasına nasıl katkı yapılabilir, bunlar çok önemli. Bu yönde herkesin ortak çalışması şart… İnsanlar salona maçta bir şey görmek için gelmeleri lazım. Onu da ligin, takımların kimliği belirleyecek. Bunun için hep beraber herkesin payına düşen görevini yerine getirmesi gerekiyor. Oyuncuların, yöneticilerin, kulüplerin, antrenörlerin herkesin büyük sorumlulukları var. Bizler de o ürünün olabilecek en iyi kalitede olmasını sağlamaya çalışmamız lazım.

ÇOK ÇALIŞARAK BAŞARABİLİRİZ 
 
Çalışıp herkesin kendini geliştirmesi ve bu gelişimin hiç bitmemesi lazım. Herkes bu bilince gelirse -ki ben bu yönde büyük adımlar görüyorum- çok daha iyi olacağını düşünüyorum. Hem lig için hem milli takım için, söylediğim gibi çok küçük nüans farklarıyla oluyor her şey… Daha küçük detaylara hazırlanırsak, o yönde kendimizi geliştirirsek, çok daha faydalı olacağına inanıyorum.
 
Gördüğüm kadarıyla kimse kaybetmek istemiyor. Herkes oralarda olmak istiyor. En iyi yerlerde, en büyük turnuvalarda olmak istiyor. Türk Kadın Basketbol Milli Takımı son dönemde birkaç büyük turnuva kaçırdı. Daha önce olmayan bir şeydi bu. Ben milli takım antrenörlüğü yaptığım sürece her zaman madalya hedefi var ama birinci hedef büyük turnuvalarda yer almak olmalı... Yani bir büyük turnuva kaçırdığın zaman neredeyse iki sezon kaçırmış oluyor oyuncular. Avrupa'da ve dünyanın en büyük rekabetinde yer alamıyorsun.
 
Son dönemde bizim takımın biraz bu konuda geri kaldığını görüyorum. Biliyoruz, herkes de aynı şeyi görüyor. Bu yönde yapılacak çalışmaktan başka, daha iyi organize, daha istekli ve daha motive olmadan başka bir yolu yok. Bir iksiri yok, sihirli bir şey yok, bir hapı yok. Bunu sadece çalışarak, oyununu geliştirerek ve öbürlerinden daha çok isteyerek başarabiliriz. Bu isteğimiz var, bilgimiz de var. Önünü çok parlak görüyorum, bunun da bilincindeyiz. Oyuncularla birlikte, yöneticilerle birlikte A Milli Takımımızıın layık olan yere geleceğine çok inanıyorum.
 


BAŞARILI ÇOCUKLARIN ÇIKACAĞINA İNANIYORUM 
 
Bu yaz TBF (Türkiye Basketbol Federasyonu) Yönetimi tarafından Ümit Milli Takımı'nı çalıştırmam istendi. Ben de bunu seve seve kabul ettim. Ben daha önce hiç altyapı milli takımlarında görev almamıştım. Benim için de çok yeni ve değişik bir tecrübe oldu. Yani oyuncuların isteğinden çok memnundum ve harika bir kamp süreci geçirdik. Şanssız bir turnuva oynadık, madalya alma şansımız yüksekti. Turnuvanın şampiyonu ile çeyrek finalde eşleştik. Dramatik bir maç kaybettik. Bu yaş gruplarında tabii ki kazanmak, oyuncuların madalya alması, oyuncuların özgüveni için çok önemli. Ama bütün süreci değerlendirdiğimizde sadece sonuç üzerinden konuşmamak gerektiğini düşünüyorum.
 
Ümit Milli Takımı'na geçirdiğim süreci, çok iyi olarak değerlendiriyorum. Bir kere oyuncuların motivasyonu ve tavırları çok iyiydi. Bu süre boyunca bunu onlarla konuştum fakat kamuoyu önünde de bu oyuncuları yetiştiren kulüplere, özellikle ailelerine gerçekten çok teşekkür ederim. Hepsi pırıl pırıl. Çok kıymetli çocuklar var. Tavırları, davranışları, duruşları Türk Milli Takımı'nı çok iyi temsil ettiklerini düşünüyorum. Herkes çok uyumluydu, çok istekliydi. Çok fedakarlık göstererek çalıştılar.
 
Yeni gelen jenerasyonlar bundan çok daha eskilerine göre daha atlet oluyorlar. Çünkü dünya değişti, fizikler değişiyor. Daha becerikli oluyorlar belki. 'Ama çok daha iyi oyuncu oluyorlar mı?' onu bilmiyorum şu anda! Yani baskı altında karar verme, sorumlulukları doğru şekilde yerine getirme, hızlı çözüm üretebilme ve bunu özgüvenle kararlı bir şekilde yapmak çok önemli. Bunlar süreci belirleyici faktörler. Teknik ve taktik sadece tek başına yeterli değil. Yani zihinsel ve fiziksel olarak da oyuncuların çok iyi hazırlanması gerektiğini düşünüyorum.
 
Bu oyunu oynayan oyuncu sayısının artması gerektiği kanısındayım. Yani 80-90 milyonluk bir ülkede çok daha fazla kız çocuğunun, -basketbolu sevebilen, oynayabilecek kız çocuğunun- oyunun içinde kalması gerektiğini düşünüyorum. Zaten bu sayı arttığında bu kalabalık nüfustan ülkemizi temsil edebilecek çok başarılı çocuklar çıkacağına ben yürekten inanıyorum. Bu çocukların bu ülkede var olduklarını biliyorum...

YORUMLAR

  • 0 Yorum