Efsaneler Anlatıyor | Ömer Saybir
"Adı üstünde Türk Milli Takımı! Kendimizden yetişen oyuncularla başarılı olmak isteriz. Yoksa Larkin ya da başkaları alınır... Bana yavan geliyor açıkçası. Kendinden çıkan oyuncularla şampiyonluk gelirse, işte onun tadı başka oluyor. Biz 1981 Balkan Şampiyonluğu'nda o tadı yaşadık. Bu tür şeyler de 40 yılda bir… Hani bir fincan kahvenin 40 yıl hatırı var ya, aynı onun gibi."
05 Ocak 2022 - 11:48
BERTAN ERMAN
Aslında baktığımız zaman tüm Avrupa’yı kapsamayan ama uluslararası bir turnuva olan Balkan Şampiyonası’nın Türk basketbolu için ayrı bir yeri var. 1981 yılındaki turnuvada Türkiye, dönemin en iyi oyuncularının yer aldığı kadro ile finalde Yunanistan’ı 93-80 geride bırakarak mutlu sona ulaşmıştı. Bu bizim A takım bazındaki tek uluslararası şampiyonluğumuz olarak dikkat çekiyor.
Aradan 40 yıl geçti; anılar ise halen taze ve yıllar sonra aynı kadro tekrardan buluşup şampiyonluğu hatırladılar. O turnuvada kadronun genç isimlerinden olan Ömer Saybir, kendi açısından o unutulmaz şampiyonayı anlattı. Saybir, sadece bize o yılların ruhunu yaşatmakla kalmadı. Başta, Anadolu Efes forması giyen oğlu Yiğitcan Saybir ve tüm genç oyuncuların milli forma ile şampiyonluklar kazanmasını istediğini de aktardı. Şimdi gelin, Ömer Saybir’in anlattıklarına kulak verelim.
A MİLLİ TAKIM’A SEÇİLDİĞİMDE ASKERDİM
"Ben 17-18 yaşlarımda basketbolu öğrenmeye başladım. 1981 yılında askere gittim. Rahmetli Aydan Ağabey (Siyavuş) beni de A Milli Takım’a almış. Gittik biz de. Aralık soğuğuydu. Karlar içinde…
Geçenlerde Tarabya'da TED'de yapılan bir yemekte şampiyonluğun 40. yılını kutladık. Toplandık, o güzel günü yâd ettik. Oradaki her sporcunun, spor hayatındaki özel günlerinden biriydi. Hatıralarımızı canlandırdık. Bir WhatsApp grubu kurduk. Orada birbirimizle haberleşmeye devam ediyoruz. O günkü basketbolla bugünkü farkını konuşacak olursak, bu kadar yabancı yoktu. Birbirimizle daha iç içe idik.
AYDAN AĞABEY ANTRENÖR GİBİ ANTRENÖRDÜ!
Ben o takımda çaylak gibiydim. Kadroda Erman Ağabey (Kunter), Efe Ağabey (Aydan), Kara Mehmet (Döğüşgen), Necati Ağabey (Güler), Melih Ağabey (Erçin)… Başrollerde onlar vardı. Biz de tabii ki o heyecanlara katılıyorduk; ama onların tecrübesi ile o günkü hırsları ile böyle bir başarı elde ettik. Zaten Aydan Ağabey bu işi bilen adam. Basketbolu bilen bir elin parmağını geçmez. Aydan Ağabey, Fehmi Sadıkoğlu… Basketbolu bilmek başka, oynamak başka; bunlar bilen insanlardı.
Aydan Ağabey beni hırsımdan dolayı severdi, milli takımlara hep aldı. Fenerbahçe’ye gitti, beni de almak istedi; ama olmadı. Ondan sonra Efes’e gitti, beni istedi, ben gittim. Antrenör gibi antrenördü. Oyuncularla ağabey-kardeş, baba-oğul gibiydi.
O ZAMANLARIN KEYFİ BİR BAŞKAYDI
O zamanın şartları bugünkü gibi değildi. Formamızı bile kendimiz taşırdık, kendimiz yıkardık. Keyifliydi ama... Halen daha ağabeylerimle konuşuruz. Güzel anılardı. Böyle özel günlerin, özel başarıların olması güzel. Omuza takılan apolet gibi… Biz de onun hazzını, zevkini yaşıyoruz.
Adı üstünde Türk Milli Takımı! Kendimizden yetişen oyuncularla başarılı olmak isteriz. Yoksa Shane Larkin ya da başkaları alınır... Bana yavan geliyor açıkçası. Kendinden çıkan oyuncularla şampiyonluk gelirse, onun tadı başka oluyor. Biz o tadı yaşıyoruz. Bu tür şeyler 40 yılda bir… Hani bir fincan kahvenin 40 yıl hatırı var ya, aynı onun gibi.
İnşallah bizim çocuklarımız da bunun gibi şampiyonluklar yaşar. Bazı oyuncular vardır, 20 sene oynar ama bir şampiyonluk bile göremez. En alt ligde de olsan, şampiyonluk görmek istersin. Geldik 60 küsur yaşımıza, halen daha 1981 yılındaki şampiyonluğu konuşuyoruz.
Oğlum Yiğitcan o günleri hatırlamaz. Görüyor bizim maçları, “Baba ne komikmişsiniz!” diyor. Ama bize o gün öyle gelmiyordu. Şimdi görünce, “Evet ne komikmişiz… O şortlar, formalar, çoraplar ne öyle!” diyorum. Şimdi her maça ayrı forma veriyorlar. Biz A Milli Takım’da Kemal Erdenay’ların giydiği formaları giyiyorduk. Öyle zamanlardı. Bu yaşadıklarımızı da şampiyonluklar güzelleştiriyor.
TİPLEME
- En beğendiğiniz koç?
- Fehmi Sadıkoğlu (koçtan ziyade beni ben yapan isim)
- En beğendiğiniz oyuncular?
- Erman Kunter, Efe Aydan
- En iyi 5'iniz?
- Erman Kunter, Efe Aydan, Melih Erçin, Necati Güler, Mehmet Döğüşgen
- Tek kelime ile basketbol...
- Bambaşka
Aslında baktığımız zaman tüm Avrupa’yı kapsamayan ama uluslararası bir turnuva olan Balkan Şampiyonası’nın Türk basketbolu için ayrı bir yeri var. 1981 yılındaki turnuvada Türkiye, dönemin en iyi oyuncularının yer aldığı kadro ile finalde Yunanistan’ı 93-80 geride bırakarak mutlu sona ulaşmıştı. Bu bizim A takım bazındaki tek uluslararası şampiyonluğumuz olarak dikkat çekiyor.
Aradan 40 yıl geçti; anılar ise halen taze ve yıllar sonra aynı kadro tekrardan buluşup şampiyonluğu hatırladılar. O turnuvada kadronun genç isimlerinden olan Ömer Saybir, kendi açısından o unutulmaz şampiyonayı anlattı. Saybir, sadece bize o yılların ruhunu yaşatmakla kalmadı. Başta, Anadolu Efes forması giyen oğlu Yiğitcan Saybir ve tüm genç oyuncuların milli forma ile şampiyonluklar kazanmasını istediğini de aktardı. Şimdi gelin, Ömer Saybir’in anlattıklarına kulak verelim.
A MİLLİ TAKIM’A SEÇİLDİĞİMDE ASKERDİM
"Ben 17-18 yaşlarımda basketbolu öğrenmeye başladım. 1981 yılında askere gittim. Rahmetli Aydan Ağabey (Siyavuş) beni de A Milli Takım’a almış. Gittik biz de. Aralık soğuğuydu. Karlar içinde…
Geçenlerde Tarabya'da TED'de yapılan bir yemekte şampiyonluğun 40. yılını kutladık. Toplandık, o güzel günü yâd ettik. Oradaki her sporcunun, spor hayatındaki özel günlerinden biriydi. Hatıralarımızı canlandırdık. Bir WhatsApp grubu kurduk. Orada birbirimizle haberleşmeye devam ediyoruz. O günkü basketbolla bugünkü farkını konuşacak olursak, bu kadar yabancı yoktu. Birbirimizle daha iç içe idik.
AYDAN AĞABEY ANTRENÖR GİBİ ANTRENÖRDÜ!
Ben o takımda çaylak gibiydim. Kadroda Erman Ağabey (Kunter), Efe Ağabey (Aydan), Kara Mehmet (Döğüşgen), Necati Ağabey (Güler), Melih Ağabey (Erçin)… Başrollerde onlar vardı. Biz de tabii ki o heyecanlara katılıyorduk; ama onların tecrübesi ile o günkü hırsları ile böyle bir başarı elde ettik. Zaten Aydan Ağabey bu işi bilen adam. Basketbolu bilen bir elin parmağını geçmez. Aydan Ağabey, Fehmi Sadıkoğlu… Basketbolu bilmek başka, oynamak başka; bunlar bilen insanlardı.
Aydan Ağabey beni hırsımdan dolayı severdi, milli takımlara hep aldı. Fenerbahçe’ye gitti, beni de almak istedi; ama olmadı. Ondan sonra Efes’e gitti, beni istedi, ben gittim. Antrenör gibi antrenördü. Oyuncularla ağabey-kardeş, baba-oğul gibiydi.
O ZAMANLARIN KEYFİ BİR BAŞKAYDI
O zamanın şartları bugünkü gibi değildi. Formamızı bile kendimiz taşırdık, kendimiz yıkardık. Keyifliydi ama... Halen daha ağabeylerimle konuşuruz. Güzel anılardı. Böyle özel günlerin, özel başarıların olması güzel. Omuza takılan apolet gibi… Biz de onun hazzını, zevkini yaşıyoruz.
Adı üstünde Türk Milli Takımı! Kendimizden yetişen oyuncularla başarılı olmak isteriz. Yoksa Shane Larkin ya da başkaları alınır... Bana yavan geliyor açıkçası. Kendinden çıkan oyuncularla şampiyonluk gelirse, onun tadı başka oluyor. Biz o tadı yaşıyoruz. Bu tür şeyler 40 yılda bir… Hani bir fincan kahvenin 40 yıl hatırı var ya, aynı onun gibi.
İnşallah bizim çocuklarımız da bunun gibi şampiyonluklar yaşar. Bazı oyuncular vardır, 20 sene oynar ama bir şampiyonluk bile göremez. En alt ligde de olsan, şampiyonluk görmek istersin. Geldik 60 küsur yaşımıza, halen daha 1981 yılındaki şampiyonluğu konuşuyoruz.
Oğlum Yiğitcan o günleri hatırlamaz. Görüyor bizim maçları, “Baba ne komikmişsiniz!” diyor. Ama bize o gün öyle gelmiyordu. Şimdi görünce, “Evet ne komikmişiz… O şortlar, formalar, çoraplar ne öyle!” diyorum. Şimdi her maça ayrı forma veriyorlar. Biz A Milli Takım’da Kemal Erdenay’ların giydiği formaları giyiyorduk. Öyle zamanlardı. Bu yaşadıklarımızı da şampiyonluklar güzelleştiriyor.
TİPLEME
- En beğendiğiniz koç?
- Fehmi Sadıkoğlu (koçtan ziyade beni ben yapan isim)
- En beğendiğiniz oyuncular?
- Erman Kunter, Efe Aydan
- En iyi 5'iniz?
- Erman Kunter, Efe Aydan, Melih Erçin, Necati Güler, Mehmet Döğüşgen
- Tek kelime ile basketbol...
- Bambaşka
YORUMLAR