Çin'de hüzün
Dünya Kupası'nda macerasına Şanghay'da başlayan Enerjisi Güzel Takım, büyük umutlarla katıldığı organizasyonda umduğunu bulamadı. Olimpiyat bileti için yola çıkılan turnuvada, tatlı hayallere pencere açtıran ABD maçı, ay yıldızlılar için Çin seferinin kâbusu oldu.
01 Ekim 2019 - 10:11
Doğrudan olimpiyatlara katılmak, belki de sürpriz bir kürsü hayaliyle Çin'e yelken açan A Milli Takımımız, sahip olduğu potansiyelini turnuva boyunca ortaya çıkartamadı. Birleşik Devletler’den sonra grubun net favorisi olarak gösterilen ay yıldızlılar, jenerasyon değişikliğinin sancılarının çok da hissedilmeyeceği bir grupta yola çıktı.
Grubun ilk maçında Şanghay'da Japonya ile karşılaşan Türkiye, 86-67'lik galibiyetle turnuvaya görkemli bir giriş yaptı. İlk karşılaşmada muhteşem oyununu 19 sayı ve 10 ribaund ile süsleyen Ersan İlyasova, geminin dümeninde olacağını açıkça gösterdi.
Grubun ikinci karşılaşmasında rakip, yıldızlar topluluğu Amerika Birleşik Devletleri'ydi. NBA'in en iyi isimlerini Çin'e getirmese de Gregg Popovich'in öğrencileri, birçok rakibine göre kağıt üzerinde hâlâ en büyük favori konumundaydı. Bu aşamada grubunda Çekya ile 'ikinci bilet' mücadelesi vermesi muhtemel olan Ufuk Sarıca ve ekibinin yapacağı en büyük yanlış, tüm enerjisini Birleşik Devletler maçına harcamak olurdu.
Nitekim milliler, ABD maçının ilk 5 dakikalık bölümünde kontrolü rakibine bıraktı. Kemba Walker'ın bayrağı eline aldığı mücadelenin ikinci çeyreğinde, ay yıldızlılar maça ortak olmaya başladı. Ersan İlyasova'nın bir orkestra şefi gibi takımı yönlendirdiği dakikalarda, 'ABD'nin serisini bozan takım biz olabiliriz' düşüncesi tüm takımda hakim olmaya başlamıştı.
Son saniyelere kadar Birleşik Devletler kaçanı, Türkiye ise kovalayanı oynadı. Milli takım, gruptan çıkma parolasını, kurguladığı planı değil, artık ABD'yi yenmeye odaklanmıştı. Tüm takım iyiyken kendini gösteren Cedi, herkesin beklediği liderlik tavrından uzak oyununu bu karşılaşmada da sürdürdü.
Ay yıldızlılar 0.1 saniye kala 2 sayı öndeyken, Cedi'nin dış atış deneyen rakibine yaptığı gereksiz faul, milli takım için turnuvanın kaderini çizen an olarak tarihe geçti. ABD maçının uzatmalara gitmesi millileri bir hayli yıpratırken, verilen onca çabaya rağmen kaçırılan kritik 4 serbest atış sonrası alınan 93-92'lik mağlubiyet tüm takımı zihinsel olarak da bir uçuruma itti.
Ufuk Sarıca ve ekibi, asıl hedef olan Çekya maçını ikinci plana atarak sonun başlangıcına imza attı. Çekya maçına yorgun ve moralsiz çıkan ay yıldızlılar, Ondrej Balvin'in şapkadan tavşan çıkarttığı mücadelede grupta havlu atmanın eşiğine geldi. Önceki maçlarda takımın skor yükünü çeken Ersan'ın kayıpları oynadığı günde Cedi nihayet ipleri eline aldı. Nitelikli uzun rotasyonunda yetersiz olan milli takım, Çekya'nın uzunlarıyla başa çıkmakta zorlanınca, farklı galibiyetle başlayan Şanghay hikâyesi ay yıldızlılar için tatsız sonlandı.
Milliler, Çekya'ya 91-76 yenilerek Olimpiyatlar elemelerine katılma şansını sürdürebilmek için klasman maçlarına odaklanmak zorundaydı. Klasman grubu ilk maçında Karadağ karşısına Ersan'sız çıkan Enerjisi Güzel Takım, rakibi karşısında ritim tutturmakta bir hayli zorlandı.
Milliler, Cedi, Melih ve Wilbekin'in son çeyrekte yakaladığı muhteşem harmoniyle parkeden 79-74 galip ayrıldı ve Olimpiyat umutlarını Yeni Zelanda müsabakasına taşıdı. Milliler, Yeni Zelanda maçına Ersan, Furkan ve Sertaç'tan yoksun başlasa da turnuvanın kapanışına yakışır bir mücadele sergiledi.
Ay yıldızlı ekip, Cedi'nin 32 sayıyla kariyer rekoru kırdığı karşılaşmada 102-101 mağlup olmaktan kurtulamadı; ancak olimpiyat elemelerine katılmaya hak kazandı.
Kaliteli uzun problemini turnuva boyunca iliklerine kadar yaşayan Enerjisi Güzel Takım, en kritik anlarda fark yaratacak oyuncularından faydalanamayınca, büyük umutlarla gidilen Çin'den eli boş döndü.
Koç Ufuk Sarıca, Dünya Kupası'nda takımını belirlediği rotada ilerletebilseydi, belki de çok farklı bir hikâyenin kahramanı olacaktı. Ancak Birleşik Devletler karşısında tüm takımın, bir mucize yaratmak adına hedefini unutması ve yapılan basit hatalar uzun süre hafızalardan çıkmayacaktır.
Grubun ilk maçında Şanghay'da Japonya ile karşılaşan Türkiye, 86-67'lik galibiyetle turnuvaya görkemli bir giriş yaptı. İlk karşılaşmada muhteşem oyununu 19 sayı ve 10 ribaund ile süsleyen Ersan İlyasova, geminin dümeninde olacağını açıkça gösterdi.
Grubun ikinci karşılaşmasında rakip, yıldızlar topluluğu Amerika Birleşik Devletleri'ydi. NBA'in en iyi isimlerini Çin'e getirmese de Gregg Popovich'in öğrencileri, birçok rakibine göre kağıt üzerinde hâlâ en büyük favori konumundaydı. Bu aşamada grubunda Çekya ile 'ikinci bilet' mücadelesi vermesi muhtemel olan Ufuk Sarıca ve ekibinin yapacağı en büyük yanlış, tüm enerjisini Birleşik Devletler maçına harcamak olurdu.
Nitekim milliler, ABD maçının ilk 5 dakikalık bölümünde kontrolü rakibine bıraktı. Kemba Walker'ın bayrağı eline aldığı mücadelenin ikinci çeyreğinde, ay yıldızlılar maça ortak olmaya başladı. Ersan İlyasova'nın bir orkestra şefi gibi takımı yönlendirdiği dakikalarda, 'ABD'nin serisini bozan takım biz olabiliriz' düşüncesi tüm takımda hakim olmaya başlamıştı.
Son saniyelere kadar Birleşik Devletler kaçanı, Türkiye ise kovalayanı oynadı. Milli takım, gruptan çıkma parolasını, kurguladığı planı değil, artık ABD'yi yenmeye odaklanmıştı. Tüm takım iyiyken kendini gösteren Cedi, herkesin beklediği liderlik tavrından uzak oyununu bu karşılaşmada da sürdürdü.
Ay yıldızlılar 0.1 saniye kala 2 sayı öndeyken, Cedi'nin dış atış deneyen rakibine yaptığı gereksiz faul, milli takım için turnuvanın kaderini çizen an olarak tarihe geçti. ABD maçının uzatmalara gitmesi millileri bir hayli yıpratırken, verilen onca çabaya rağmen kaçırılan kritik 4 serbest atış sonrası alınan 93-92'lik mağlubiyet tüm takımı zihinsel olarak da bir uçuruma itti.
Ufuk Sarıca ve ekibi, asıl hedef olan Çekya maçını ikinci plana atarak sonun başlangıcına imza attı. Çekya maçına yorgun ve moralsiz çıkan ay yıldızlılar, Ondrej Balvin'in şapkadan tavşan çıkarttığı mücadelede grupta havlu atmanın eşiğine geldi. Önceki maçlarda takımın skor yükünü çeken Ersan'ın kayıpları oynadığı günde Cedi nihayet ipleri eline aldı. Nitelikli uzun rotasyonunda yetersiz olan milli takım, Çekya'nın uzunlarıyla başa çıkmakta zorlanınca, farklı galibiyetle başlayan Şanghay hikâyesi ay yıldızlılar için tatsız sonlandı.
Milliler, Çekya'ya 91-76 yenilerek Olimpiyatlar elemelerine katılma şansını sürdürebilmek için klasman maçlarına odaklanmak zorundaydı. Klasman grubu ilk maçında Karadağ karşısına Ersan'sız çıkan Enerjisi Güzel Takım, rakibi karşısında ritim tutturmakta bir hayli zorlandı.
Milliler, Cedi, Melih ve Wilbekin'in son çeyrekte yakaladığı muhteşem harmoniyle parkeden 79-74 galip ayrıldı ve Olimpiyat umutlarını Yeni Zelanda müsabakasına taşıdı. Milliler, Yeni Zelanda maçına Ersan, Furkan ve Sertaç'tan yoksun başlasa da turnuvanın kapanışına yakışır bir mücadele sergiledi.
Ay yıldızlı ekip, Cedi'nin 32 sayıyla kariyer rekoru kırdığı karşılaşmada 102-101 mağlup olmaktan kurtulamadı; ancak olimpiyat elemelerine katılmaya hak kazandı.
Kaliteli uzun problemini turnuva boyunca iliklerine kadar yaşayan Enerjisi Güzel Takım, en kritik anlarda fark yaratacak oyuncularından faydalanamayınca, büyük umutlarla gidilen Çin'den eli boş döndü.
Koç Ufuk Sarıca, Dünya Kupası'nda takımını belirlediği rotada ilerletebilseydi, belki de çok farklı bir hikâyenin kahramanı olacaktı. Ancak Birleşik Devletler karşısında tüm takımın, bir mucize yaratmak adına hedefini unutması ve yapılan basit hatalar uzun süre hafızalardan çıkmayacaktır.
YORUMLAR