Basketbolun kayıp başkenti | Roma

İtalya’nın başkenti Roma, futbolun yanında basketbolda da köklü bir geçmişe sahipti. Peki, neden artık Serie A’da bir temsilcisi yok?

Basketbolun kayıp başkenti | Roma
31 Mart 2025 - 15:09
ALİ BARUTÇUOĞLU

Ocak ayında kişisel bir seyahat amacıyla İtalya’nın başkenti Roma’ya gittim. Gittiğim her şehirde, eğer spor sezonu açıksa, yerel hayatı ve spor kültürünü daha yakından gözlemlemek için bir müsabaka izlemeye çalışırım. Şimdiye kadar NBA, ACB Ligi, La Liga, Eredivisie, Portekiz Ligi, İspanya Kupası ve EuroLeague karşılaşmalarını yurt dışında izleme fırsatım oldu. Son seyahatimde de Lazio-Real Sociedad Avrupa Ligi karşılaşmasını stadyumda izledim.

Ancak bir basketbolsever olarak ilk baktığım şey, Roma’da ya da yakın bir banliyösünde basketbol maçı olup olmadığıydı. Ne yazık ki, Roma’nın Serie A’da bir basketbol takımı olmadığı için böyle bir fırsat bulamadım. Hatalı olabileceğimi düşünerek Serie A’daki takımları tek tek inceledim ve gerçekten de Roma’dan bir takım yoktu.

Çocukluk ve öğrencilik yıllarımda Gigi Datome, Dejan Bodiroga, Gregor Fucka, Sani Becirovic, David Hawkins, Carlton Myers, Saša Obradovic, Tanoka Beard, Roko Ukic gibi yıldızların forma giydiği Virtus Roma, İtalya Basketbol 1. Ligi’nde yer almıyordu. Hatta yeniden yapılanma sürecinde olduğu ve bu yüzden alt lige düşmeyi tercih ettiği yazılıyordu. Roma gibi kadim bir spor şehrinde ve ülkenin başkentinde basketbol takımı olmaması oldukça ilginçti. Bu durumu merak eden okurlarımız için Virtus Roma’nın geçmişine kısaca değinmek istiyorum.

Roma'yı anlatmaya gerek yok; burası Roma İmparatorluğu’nun başkenti, turistik ve kültürel açıdan her zaman Avrupa’nın en önemli şehirlerinden biri olmuştur. Yetenekli oyuncuları ve ailelerini cezbetme konusunda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağı gibi, benzer şartlardaki sözleşmelerde Roma faktörü bir tercih sebebi bile olabilir.

Virtus Roma, 1960 yılında başkent Roma’da kurulan bir basketbol kulübüdür. Bizler daha çok Lottomatica Roma ismiyle hatırlarız, çünkü bu isimle anıldığı dönemde birçok Türk kulübüyle karşı karşıya gelmiştir. Takım, 1984 EuroLeague ve Kıtalararası Kupa zaferi yanı sıra 1986 ve 1992’de Koraç Kupası şampiyonlukları kazanmıştır. Yerel ligde ise 1983’te Serie A şampiyonu olmuş, 2000-2001 sezonunda İtalya Kupası’nı kazanmıştır.

Bu başarılar, Virtus Roma’nın doğru yatırım, planlama ve kadro mühendisliği ile tekrar zirveye çıkabileceğini gösteriyor. DNA’sında başarı olan bir takım, doğru adımlar atıldığında hem taraftarını hem de yetenekli oyuncuları ikna edebilir. Virtus Roma, sıfırdan oluşturulan bir proje veya “şov takımı” olmaktan çok uzak; kazanma kültürüne ve alışkanlığına sahip bir kulüp.

Virtus Roma formasını giymiş en önemli oyunculara bakacak olursak, kalplerimizde özel bir yere sahip olan Gigi Datome ile başlamak gerekiyor. Sahadaki performansından öte, İtalya basketbolu için bir değer olan Datome, Roma'dan NBA’e, Detroit Pistons’a transfer olmuştu.

Bir diğer isim, izlediğim en özel oyunculardan biri olan Dejan Bodiroga. İki sezon Roma formasını giyen Bodiroga, Real Madrid, Barcelona ve Panathinaikos ile toplam dört EuroLeague şampiyonluğu yaşadı ve kariyerini Roma’da noktaladı.

Türk basketbolseverlerin yakından tanıdığı isimlerden Roko Ukic ve Tanoka Beard da Roma formasını giydi. Vlado Ilievski (Anadolu Efes, Antbirlik Antalya), David Hawkins (Beşiktaş, Galatasaray), Mire Chatman (Beşiktaş), Horace Jenkins ve Daniel Santiago (Anadolu Efes), Sani Becirovic (Panathinaikos Genel Menajeri) gibi isimler de Roma forması giymişti.

Bunun dışında, Avrupa’da hayranlıkla izlediğimiz Carlton Myers ve Gregor Fucka gibi efsaneler de Virtus Roma’nın kadrosunda yer aldı. Anadolu Efes’in Koraç Kupası’nı kazandığı dönemde aşina olduğumuz bu ikili Roma’da forma giymişti. Ayrıca Erazem Lorbek, Anthony Parker ve Tyus Edney gibi EuroLeague şampiyonları da bu takımda oynamıştı.

Roma’nın yanı sıra, Serie A’nın genel durumunu da değerlendirmek gerekirse, İtalya basketbol kültürü ve mirası açısından ligin daha üst seviyede olması gerektiğini düşünüyorum. Üniversitede değişim programıyla Milano’da yaşadığım dönemde, her yerde çim sahalar ve basketbol potaları olduğunu görmüştüm. Karşılıklı oynadığım arkadaşlarımın şut ve set temel bilgileri gerçekten üst düzeydi.



Ancak İtalya Ligi, eski görkemli günlerini arıyor. Ligde 16 takım var ve lider Trento ile 6. sıradaki Reggiana arasında sadece üç galibiyet farkı bulunuyor. Bu, rekabetin ve çeşitliliğin iyi bir göstergesi. Nitekim, İtalya Kupası’nı Trento kazandı, EuroLeague takımı Olimpia Milano finalist, Virtus Bologna ise çeyrek finalde elendi.


Ancak yıldız oyuncu kalitesine baktığımızda, Milano ve Bologna dışında ciddi bir fark olduğunu görüyoruz. Olimpia Milano ve Virtus Bologna dışında, milli oyuncumuz Erten Gazi’nin formasını giydiği Dinamo Sassari dikkat çeken organizasyonlardan biri. Diğer takımlarda da basketbolseverlerin aşina olduğu isimler var. Tibor Pleiss (Anadolu Efes), Maurice Ndour (Real Madrid, NBA), Akwasi Yeboah (Türkiye’de forma giymiş bir isim) ve Kyle Weems gibi oyuncular, EL seviyesinden düşmüş olsa da hala ligde mücadele ediyor.

Sanayi şehri Milano’da üst düzey iki futbol takımı bulunurken, basketbolda yalnızca Olimpia Milano’nun dominant bir rol oynadığını görüyoruz. Torino ve başkent Roma’da ise bu seviyede bir takım olmaması gerçekten şaşırtıcı ve üzücü. Bir zamanlar Avrupa’yı kasıp kavuran, Jan Vesely ve Luke Sikma’dan çok önce “oyun kurucu uzun” rolünü başarıyla oynayan Shaun Stonerook’lu Siena’nın eksikliği ise ayrı bir yazı konusu olabilir.

Roma’nın en kısa sürede rekabetçi bir basketbol takımı ile parkelere dönmesini diliyoruz. Bugün Madrid, Barcelona, Vitoria, Atina ve Pire nasıl önemli deplasman şehirleriyse, Roma’nın da bu denkleme yeniden dahil olması hem İtalya hem de Avrupa basketbolu için büyük bir kazanç olacaktır.

YORUMLAR

  • 0 Yorum