Başarı aile ortamıyla geldi

RÖPORTAJ: TOLGA YENİGÜN

- A Milli Takım'ın İspanya'nın ardından ikincilik ile bitirdiği I Grubu'nda ay yıldızlıların performansını siz nasıl yorumluyorsunuz?

- Milli takımımızın performansını olağanüstü başarılı buluyorum... Özellikle bu kadar zor dönemlerde -sezon içerisinde açılan pencerelerde- çok farklı kadrolarla ve çoğu zaman da eksik kadrolarla sahada olduğumuzu düşünürsek... Hem ilk grup, hem de ikinci grup bizim
için oldukça zorlu takımlardan oluşuyordu.

Bu güçlü takımlar arasından iki maç kala Dünya Kupası'na gitmeyi garantilemek de ayrı bir başarı oldu bizim için... Ayrıca ilk defa elemelerden Dünya Kupası'na katılmayı başaran bir takım olduk, bunun da mutluluğunu ayrıca yaşıyorum. Bence Türk basketbolunun, Türk Milli
Takımı'nın her daim buralarda ve bu şekilde olabileceğini herkese gösterdik.

DİREKT OLİMPİYAT VİZESİ BAŞARI OLUR

- İlk kez elemelerden Dünya Kupası'na katılmayı başaran bir koç olarak yazın Çin'deki gerçekçi hedef hakkında siz ne düşünüyorsunuz?

- Çin'deki gerçekçi hedef hakkında ilk 8 yapabilmek, bizim için önemli olur diye düşünüyorum. İlk 8'in arasında en yukarıyı hedefleyeceğiz. Statüden dolayı işimiz kolay değil ama; direkt olimpiyat vizesi almak
büyük başarı olur bizim için. Tabii ki önemli bir kura şansına da ihtiyacımız var. Aynı zamanda o dönemde sahada olacak takımımızın sağlıklı ve tam kadro olması da bizim için önemli bir unsur olacak.

DEĞİŞİM SÜRECİNDE BİLETİ KAPTIK!

- Jenerasyon geçişi çok konuşuldu, grup maçları sonunda kafanızdaki milli takımın yüzde kaçı oluştu diyebilirsiniz?

- Önemli bir jenerasyon değişimi yaşıyoruz... Bu değişime özellikle 2017'deki Avrupa Şampiyonası'nda başlamıştık ve bu dönemde yaklaşık 26-27 farklı basketbolcuyla oynadık. Önemli genç oyuncuları, ilk defa milli heyecan yaşayan, bizlerle olan genç basketbolcuları kadroya dahil ettik.

Takımlarında çok az süre alan genç oyuncularla zaman zaman sahada olduk. Bu bakımdan tabii ki bizim için önemli bir gelişim süreci oldu; ama buradaki en önemli konu şu... Normalde bu jenerasyon değişikliği dönemleri sancılı olur. Biz bu sancıları yaşarken, Dünya Kupası'na gitmeye hak kazandık. Bu bizim için önemliydi.

Tabii ki kafamdaki takımla ilgili bu sezonun sonuna kadar oynanacak lig maçları ve oyuncuların göstereceği performanslar da önemli. Ve tabii ki hazırlık döneminde bizim yapacağımız kamplar ve maçlarda, o kadroyu
daha rahat oluşturmamızı sağlayacak.

TAKIM SAHAYA KİŞİLİĞİNİ YANSITTI

- Eskiden parkede yer aldığınız arkadaşlarınızla şimdi TBF çatısı altında çalışıyorsunuz... Böyle samimi bir ortamın takım ve sizler üzerindeki etkisi için neler söylersiniz?

- Parkede devamlı beraber olduğumuz... Karşılıklı oynadığımız, abi-kardeş, arkadaş ilişkisi olan bir ekibiz... Ve basketbolun en aşağısından, altyapıdan gelen ve her türlü kategoride oynamış; üst yapılarda çok üst seviyede maçlar oynamış bir ekibe sahibiz.

Federasyon başkanımız, CEO'muz, genel menajerimiz, takım menajerimiz, koç olarak ben, yine teknik ekipte yer alan eski basketbolcu arkadaşlarımızla bir aile ortamı oluşturduk. Bu bence takımın da iyi niyetiyle beraber oluşan bir şey. Takımdaki herkesin kazanmak isteği kadar, kişilikleri de önemli... Sahaya kişiliklerini yansıtan oyunculara tecrübelerimizi aktarınca; bu aile ortamını oluşturmak daha da kolay oldu.

Yine eski basketbolcu ağabeylerimizin bize verdiği destekle beraber, daha geniş bir basketbol ailesi olduk. Bu takım sadece bizim değil, tüm ülkenin milli takımı. Dolayısıyla bundan ben de mutluluk duyuyorum.

KUPADAN ÖNCE YA DA SONRA BİR KULÜPLE ANLAŞACAĞIM

- Kulüplerden de teklif aldığınızı biliyoruz. Dünya Kupası'nın ardından kulüp takımı çalıştırmayı düşünüyor musunuz?

- Sezon içerisinde kulüplerden teklif aldığım doğrudur; ama sezon ortasında takım almak çok kolay değil. Tabii ki alınmaz diye de bir kaide yok; ama hem bazı ailevi nedenlerden dolayı, hem de şartların bana uygun olmamasından dolayı teklifi kabul etmedim. Elbette bir kulüple anlaşmayı düşünüyorum. Bu Dünya Kupası'ndan önce veya sonra da olabilir; ama bir kulüp takımı çalıştıracağım.