Beslenmeye ilişkin merak edilenler
Kilo vermeyi zorlaştıran durumlar nelerdir?
- Sağlıklı beslenme düzenini oluştururken kilo vermek isteyen bireyler için bu durum bazen uzayabilir veya sonuçlanmayabilir. Sebepleri; altta yatan hipotiroidi yani az çalışan tiroid hastalığı demektir. Kan tahlillerinde TSH’ın yükselmesi veya Anti-TPO ve Anti- TG değerlerine bakılarak hekim tarafından değerlendirilmesi gerekmektedir.
Bir diğer sebep insülin direnci olabilir. İnsülin, yemek yendiğinde, sindirildiğinde kana gönderilen glikozu hücre içine kullanması için sokan pankreastan salınan bir hormondur. Fazla kalori alımı, organ etrafı yağlanması, rafine un ve şekerden zengin beslenme insülinin görevini yapamamasına ve kanda artmasına sebep olur.
İnsülin seviyesinin 5 ve altında olması istenir. Kilo verildikçe yüksek seviye düşer. İlaç kullanımı içinse yine hekim gözetiminde diyet egzersiz programıyla seviye düşürülmeye çalışılır. Fazlasıyla kaçamak yapıyor olabilirsiniz.
Diyetteyim diye düşünerek ana yemekleri yetersiz yiyip, aralarda farkında olmadan fazlaca atıştırma yapıyor olabilirsiniz. Yoğun egzersiz yapıyor; fakat yeterli beslenmiyor olabilirsiniz.
Gluten ve laktoz gibi besin intoleransınız olabilir. Menapoz dönemi veya hormonal dengesizlikler olabilir ve tabii ki 30 yaş üstü olup metabolizmanızın yavaşlamaya başladığı dönemlerde olabilirsiniz.
- Kilo verme sürecinde egzersize hemen başlanır mı?
- Dünya Sağlık Örgütü bireylere sağlıklı kalmak ve sağlıklı kiloyu sürdürmek için minimum 150 dakika egzersiz önermektedir. Kilo verirken önce bir diyet uygulayayım sonra kilo veririm yanlış bir algıdır. Sağlıklı beslenmeyi hayat tarzı hâline getirirken egzersizin de ömür boyu sürecek şekilde yapılıyor olması gerekir.
Ama bu demek değildir ki çok yoğun süren ve her gün egzersiz yapalım. Motivasyon amacıyla her gün veya ağır bir şekilde spor yapan bireyler var; ancak bu birden bırakıldığında verilen kiloların geri alınmasıyla sonuçlanıyor. Onun yerine birey 70 yaşına da gelse yapabileceği türde bir sporu tercih etmeli ve süresini ona göre ayarlamalıdır veya
motivasyon için sık yapıyorsa birden değil yavaş yavaş süresini ve şiddetini düşürmelidir.
Fakat çok fazla kilosu olan bireyler diz ve ayak bileği sakatlıklarına karşı, nefeslerini de kontrol ederek hareket etmeye yönelik hafif tempo yürüyüşlerle destek olabilirler.
- Öğün sayısı ne olmalıdır?
- Klasik diyet mantığında olduğu gibi 3 ana, 3 ara öğün olmak zorunda değil. Öğün sayısı kişiye göre değişir. Az az sık sık yeme durumu gebelerde, emziren annelerde, çocuklarda, sporcularda veya hipoglisemi olan durumlarda olabilir. Ancak sağlıklı beslenme belli kalıplar içine sokulmadan kişinin gerçekten acıktığında yemesiyle tanımlanmalıdır.
Örneğin geç kahvaltı yapan veya belli bir yaşa gelmiş kahvaltı öğününü atlayan biriyseniz, burada çok sert değişiklikler yapmak; bireyin sağlıklı beslenmeden uzaklaşarak, strese sokup daha fazla yemesine sebep olabilir. Burada önemli olan öğün sayısı kaç olursa olsun öğünlerde kaliteli ve geç acıktıran yiyecekleri tercih etmek gerekir.
Ara öğün tüketimi yine ihtiyaca göre olmalıdır. Saatli bir ara öğün tüketimi yine herkes için geçerli değildir. Acıkınca veya ana yemeği atladıysak ara öğün ekleyebiliriz.