Sporcu kadınların yaşadığı zorluklar
"Kadınlar her ne kadar birçok zorlukla karşılaşsa da toplumda ve okullarda spora katılım fırsatı bulduklarında bu alanda da diğerlerinde olduğu gibi birçok başarı elde edecektir."
Her meslekte olduğu gibi spor alanında da kadınların yaşadıkları birçok zorluk vardır. Bu yazımı 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'ne ithafen yazmak istedim. Bu sebeple kadınlar gününe özel bu yazımda zorluklardan bazılarını kaleme aldım. Spor alanındaki bu zorluklara gelin birlikte bakalım...
Yeterli imkanları sağlamak
Öncelikle kız çocukları okutulduğunda ve yeterli eğitim verildiğinde her meslekte başarılı olabilecekleri gibi spor alanında da iyi yerlere geleceklerdir. Bu şekilde birçok kadın sporcumuz ülkemizi başarı ile temsil etmiştir. Ülkemizde kadınlar spor alanında son dönemde teniste, voleybolda ve dövüş sporlarında ön plana çıkmaya başlamıştır. Ancak kadın sporcularımızın çoğalması hâlâ yeterli ve istenilen seviyede değildir. Daha çok spor dalında kadınlar daha aktif olabilir, başarılarını daha fazla ortaya koyabilirler. Bunun için sponsorlara, iyi bir eğitim almaya, başarılarının küçük yaşlardan fark edilip yönlendirilmelerine, medya desteğine ihtiyaç vardır. Maddi ve manevi olarak kadın sporculara da yatırım yapmak ve teşvik etmek gerekir. Kadınların spora katılımına maddi imkan sağlamak elzemdir.
Bedensel kaygılar
Bazen kadınlar profesyonel anlamda spor ile uğraşırken performanslarını olduğu gibi sahaya dökemezler. Çekinceleri olabilir. Bedensel olarak nasıl göründükleri, insanların hakkında neler söyleyeceklerini düşünebilirler. Spor yaparken nasıl göründüklerine dair kaygı duyabilirler.
Medya, taraftar, tezahüratlar, taciz
Kadın sporcular medyada daha fazla yer bulmalıdır. Başarılar takdir edilirken buradaki dil ve topluma yansıtma şekli oldukça önemlidir. Kadın sporcular bazı zamanlar taraftarlardan baskı görmektedir. Bazen tehditler ile uğraşmaktalar, bazen taciz edilmektedirler. Bazen giyimleri konuşulmaktadır, bazen maçlardaki tezahüratlar cinsiyetçi hakaretler içeren şeyler olabilmektedir. Cinsiyet rolleri, özel hayatları, başarıları eleştirilmektedir.
Fizyolojik zorluklar
Fiziksel olarak da regl zamanı ağrılarının, premenstrüel dönem de yaşadıklarının antrenmanlarını olumsuz etkilemesine rağmen performans göstermeye, fiziksel efor sarfetmeye devam etmeye çalışırlar. Bu tarz dönemlerde herhangi ekstra izinlerinin olmaması yine zorluklarındandır. Bazen önemli maçları bu dönemlere denk gelmektedir ve bu periyotlarda kadınlar hâlsiz kalma, kilo alımı, enerji azlığı, baş ile karın ağrısı, depresif ruh hâli, gerginlik ve huzursuzluk gibi belirtilerle yaşam kalitesini etkileyen bir durum içerisinde olabilirler.
Özellikle bu dönem gerginlik, sinir, tahammülsüzlük, sabırsızlık, huzursuzluk gibi belirtiler gösterdiği için maç ve antrenman içerisinde de dikkati toparlamak gereken zamanlarda bozucu etki yapabilir. Bu önemli durumlar göz önüne alındığında kadınların bu kadar fiziksel efor göstermeleri gereken durumlarda izin haklarının olması, yargılanmamaları, işlerinin kolaylaştırılması beklenilen ideal durumdur. Sadece regl, premenstrüel dönemde değil bu; anne olduklarında, doğum izni, emzirme izni gibi dönemlerde de bu geçerli bir durumdur.
Biyoloji, hormonlar ve annelik
Olimpiyatlar'da hamile ya da anne olan sporcular birçok zorlukla karşılaşmaktadır. Bazen çocuklarını ve ailelerini bırakıp uzaklaşmaları gerekir.
Kanada Basketbol Milli Takımı oyuncusu Kimberley Gaucher, geçmişte yaptığı bir röportajında Tokyo Yaz Olimpiyatları’na hazırlık sürecinde Olimpiyat kariyeri ile bebeğini emzirme arasında tercih yapmak zorunda kaldığını söylemişti.
Kanadalı şampiyon boksör Mandy Bujold da Olimpiyatlar'a katılmak için benzer mücadele vermişti. Yine haberlerde anlatıldığı gibi doğum izni dolayısıyla Olimpiyat yeterlilik düzeyi askıya alan Bujold, bu hedefinden vazgeçmedi ve antrenmanlara devam etti.
Özetle, kadınlar her ne kadar birçok zorlukla karşılaşsa da toplumda ve okullarda spora katılım fırsatı bulduklarında bu alanda da diğerlerinde olduğu gibi birçok başarı elde edecektir.