Altyapı takımlarına psikolojik destek
"En baştan psikolojik destek alarak yetişen sporcular, bu noktada daha da şanslı olacaklardır. Temelden, henüz çarpık alışkanlıklar ciddi bir şekilde yerleşmeden, bunların değiştirilebilecek yaşta müdahale etmek, direnç gösteren sporculara nazaran çok daha kolaydır..."
Basketbol altyapılarında psikologların çalışma yaş grupları ergenlik dönemine denk geliyor. Dolayısıyla bu dönemde ergenler hakkında mümkün olduğu kadar fazla şey bilmek gerekir. Ergenlik hakkında edinilen bilgiler gencin spora daha çok ısınmasını sağlayabilir ve süreklilik oluşturulabilir. Aksine ergenlik konusunda bilgi sahibi olunmadan yapılan çalışmalardaki yanlış tutumlar onları spordan uzaklaştırabilir.
Bu dönemde bir antrenör, spor psikoloğu olarak ergenlerle çalışırken dikkat edilmesi gereken başlıca konu başlıkları şöyledir:
Çalışılan yaş grubuna göre takım içerisindeki herkesin fiziksel gelişiminin aynı olmaması. (Her ne kadar yaş gruplarına bölünmüş bir sistem olsa da bütün çocukların gelişimleri esnasında aldıkları yol bir olmayabiliyor. Bazıları küçük kas grubunun kullanıldığı daha incelik gerektiren ilerlemiş teknikleri daha kolaylıkla öğrenebilirken, bazıları ise bu teknikler için henüz yeterli fiziksel olgunluğu tamamlamamış olabiliyor) Özellikle basketbolda boy uzamasının değişkenlik gösterdiği düşünülürse, bu dönemde ‘gelişim’ performansı etkileyen önemli bir etkendir. Bilek hareketleri daha çok ince kas grupları ile ilgiliyken, koşmak hareket etmek kaba motor beceriler ile ilgilidir. Bu sebeple yaş faktörü ve ergenin gelişimi sporcu olmak için zihinsel hazırlıkta önemli rol oynuyor. Piaget’in gelişim dönemlerine göre bir çocuğun soyut kavramları algılayabilmeye geçmesi yaklaşık olarak 11 yaşını buluyor. Soyut kavramları algılamak kimisinde daha geç olabilirken, kimisinde de daha erken olabiliyor.
Ergenlerle çalışırken bir spor psikoloğu olarak vücutlarında meydana gelen değişiklikler konusunda bilgilendirici bir eğitim vermek sağlıklı olabilir. Bazı aileler, eğitimciler ve okullar bu bilgilere değinirken bazen de çocuklar kendilerini nelerin beklediğinden haberdar olmayabilirler, olsalar da bu konuda endişe duyabilirler. Örneğin vücutlarında olan değişiklikleri kabullenmek istemeyebilirler, sesin değişmesi, çatallanma, tüylerin çıkması, boy uzaması, sivilceler, hormonal değişikler gibi, kendilerine ait beden imajları ile barışık olmayabilirler, kendilerini beğenmeyebilir içten içe çatışma yaşayıp utanç hissedebilirler. Dolayısıyla takım içinde utanç hisseden bir ergenin performansının tamamının sahada olmasını bekleyemezsiniz. Bu sebeple bu konulara değinip varsa ergenin utanç konusunda duygusuyla barışmasına kendisini teşvik etmek faydalı olacaktır. Basketbol kulüplerinde bu konulardan, ergenlerin kendi sporcu fiziksel özelliklerini keşfetmeleri hem de duygularını keşfetmeleri ile ilgili eğitimler verilmelidir.
Ergenlikte (16 yaşa kadar) Türkiye standardizasyonu yapılmış bir zeka testi yapmak, el-göz koordinasyonlarını ayarlayabilmek, görsel mekansal performans becerilerin, görsel ve işitsel dikkat, kısa süreli bellek, uzun süreli bellek gibi sporu ilgilendiren becerilerin düzeylerine bakmak gerekir. Ayrıca, onların, yaşıtlarına göre bu becerilerde nerelerde olduklarını saptamak ve geliştirilmesi gereken beceriler varsa bunlarla ilgili eğitim programları düzenlemek ve ailelere de bu durumla ilgili bilgi vermek önemlidir.
Ergenlikte duygular çok hızlı değişir. Duygu kontrol çalışmaları yapılabilir. Öfke, hırs, liderlik, utanç, mutsuzluk gibi… Genellikle bu dönemde istikrarsız duygulanım olduğu için performans duygulardan çoğunlukla etkilenir. Bir gün önce mutlu, enerjik, hırslı hissederken, bir gün sonra yalnız kalma ihtiyacı ile kabuğuna çekilmiş, bitkin, yorgun olabilirler. Enerjisizlik özellikle motivasyonsuzluğa neden olur. Motivasyon kaybı da çalışmaların aksamasına yol açar.
Duygusal kontrole bağlı olarak da gelişen dikkat sürelerinde artma ve azalmalar görülür. Dikkat ve uyaranlara rağmen dikkati sürdürebilmek, dağılan dikkati kolaylıkla toparlayıp odaklanabilmek sporu ilgilendiren konulardır. Bu sebeple ergenlerin sıklıkla hayal kurma, dalıp gitme anlarında, bu kopuşlarının farkına varmaları sağlanmalıdır. Yoksa dikkat aralıkları kısalır, gerçekten uzaklaşabilirler.
Bu dönem fark edilme ihtiyacının çok fazla olduğu bir dönemdir. Onlara bir yetişkin gibi davranmak; ancak bir yandan da yaptıkları olumsuz davranışları grup içerisi yerine birebirde uyarmak, uyarırken önce onun haklı olduğu noktalara vurgu yaparak, önce onu anladığınızı göstermek daha sonra kendi fikirlerinizi söylemek onun karşı koyucu tepkisini, direncini azaltacaktır. Takdir edip sonra süreci yönetmek bu dönemlerde etkili yöntemlerdendir. Takım içerisinde sınırları bilmek, hem diğer oyuncu arkadaşlarının sınırlarına müdahale etmemek hem de kendi sınırlarını koruyabilmek davranışları öğretilmelidir. Özellikle de takım içerisinde kendisine güven duyulduğunu hissettirmek gerekir. Takım içi iletişimin ve bağın kuvvetlenmesi için psikodramatik oyunlar oynatılabilir, takım çalışmaları yapılabilir.
Spor ergenlerin riskli ve yanlış davranışlarını azaltır. Bir takıma ait olduğunu hisseden ergen riskli ve tehlikeli davranışlar içeren gruplara dahil olmak istemez. Ancak yine de bu dönemde madde kullanmak, alkol, sigara gibi şeylere merak gösterebilirler. Bu sebeple zaten bir ergen olarak bu tarz şeylerin sakıncalı ve zararlı olduğu; bir yandan da sporcu olarak bunlardan uzak durmasının, maksimum önemi anlatılmalıdır.
Aile ile koordinasyon halinde olunmalıdır. Bu günümüzde altyapıların sıkıntıları arasındadır. Aileler genellikle çocuklarının bir spor takımında olmasını isterler; ama takıma girdikten sonra çocuklarına nasıl davranacaklarını bilmezler. Bu sebeple ailelere çocuklarını spora nasıl daha kolay motive edebilirler gibi; belirli konularla eğitimler düzenlemeleri birebir görüşmeler yapmaları fayda sağlayacaktır. Ayrıca ev içi davranışları ve ergenleri özel hayatları da bu noktada streslerini yönetebilmeleri için önem taşır. Bu bilgileri ailelerden almak teyit açısından faydalı olur. Çünkü bazen ergenler olan ve olmayan şeyleri hayallerinde istedikleri şekillerde anlatabilirler.
Özel hayatlarını küçük yaştan yönetebilmelerini sağlamak. Birçok zaman bu dönemdeki aşık olmak, karşı cinsi merak etmek ve hatta bu konular üzerinde kafa yormak üzülmek gibi davranışlar derslere, spora ve yapması gereken aktivitelere yansır. Bu sebeple özel yaşamın ayrı, profesyonel yaşamın ayrı olduğu eğitimi daha erken dönemden ergenlikte verilebilir.
İyi altyapıların yarısından fazlasında başarıların antrenörden kaynaklandığı görülüyor. Antrenörle işbirliği yapmak, onun eğitimlerini arttırmasına teşvik etmek ve antrenörle güçlü bir bağ kurmak da, verilecek eğitim için sağlam zeminler hazırlar. Antrenörler eğitimlerini arttırdıkça çocuk ve ergenleri daha yeterli, iyi ve donanımlı eğitebiliyor. Bazen bu noktada arada çatışmalar çıkabiliyor. Her zaman çözüm odaklı olmak, işbirlikçi davranmak gerekir.
Ergenlere yetişkinlerle kullanılan psikolojik tekniklerin bazıları da uygulanabilmektedir. zihinsel antrenmanlar yaptırılabilir.
Hedef belirlemek ve amaç belirlemek basketbolcu için umut oluşturacaktır. Ancak burada hedef sadece A takıma geçiş olmamalıdır. Direkt sonuç odaklı düşünmek motivasyonları da düşürür. Sonuç odaklı oldukları için, süreci benimsemedikleri için başarıyı A takıma geçiş olarak algılayabiliyorlar. Bu süreç bazen olmayabiliyor, olmadığında onu tekrar motive etmek gerekiyor. Bazen süreç uzayabiliyor ve sabırsızlanabiliyorlar. Hedef belirlerken alternatif hedefler üzerinden de konuşmak güvende hissettirecektir.
Bazen altyapılardaki oyuncular yetenekli bile olsa profesyonel seviyeye psikolojik olarak uyum sağlayamayabiliyor. Çevresel faktörlerden de uyuşamayabiliyorlar. Bu noktalarda da desteklemek fayda sağlayacaktır.
Aslında spor psikolojisi alanında altyapılarda yapılabilecek çok şey vardır. En baştan psikolojik destek alarak yetişen sporcular bu noktada daha da şanslı olacaklardır. Temelden, henüz çarpık alışkanlıklar ciddi bir şekilde yerleşmeden, bunların değiştirilebilecek yaşta müdahale etmek, direnç gösteren sporculara nazaran çok daha kolaydır...