Türkiye'de bir NBA kulübü var!
"Muazzam taraftar desteği, ölçülü şov anlayışı, profesyonelliğin zirve yaptığı ortam, her hâliyle kulübünü düşünen bir başkan, genel menajer, koç ve oyuncuları...
Bu parametreler, yılların birikimi olan istikrar ve Real Madrid maçındaki müthiş oyunla birleşince gözümde, ‘bir NBA kulübünden çok daha fazlası’ canlanıyor!"
"Kazansan da kaybetsen de, ertesi sabah çalışmalısın." Bu söz; 2013 yılında göreve geldiği Fenerbahçe’yi kısa bir sürede bambaşka bir çehreye büründüren Sırp koç Zelimir (Zeljko) Obradovic’e ait... Onu, Fenerbahçe ve basketbol odaklı bu metnin tepesine yazdıran ana sebep ise; Giriş cümlesinde bahsettiğim felsefesini her yönüyle uyum sağlayan bir kulüp yaratmış olması...
“Sarı lacivertli oyuncular ve basketbolla ilgilenen ekip, geçmişte her zaman çalışmaya devam etmiyor muydu?”
Elbette ediyordu. Ancak burada anlatmak istediğim bir cümlenin içine sığabileceklerden çok daha fazlası... Gelin, arzu ederseniz dediklerimi biraz daha detaylandırayım...
Fenerbahçe Kulübü’ne ilk geldiği dönemde Zeljko Obradovic’in bir sözü vardı; “Buraya ikinci olmaya gelmedim...”
Bu söz, “Günümüz spor ekosisteminde sıkça duyduğumuz iddialı açıklamalardan biri” şeklinde algılanmıştı ilk etapta, Türkiye’de Zeljko Obradovic’i henüz tam manasıyla tanımayanlar için... Ancak O, daha önce defalarca yaptığı gibi kartlarını hemen oynamadı. Elindeki muhteşem Fenerbahçe yapılanmasını, adım adım hayata geçirmeyi tercih etti. Maurizio Gherardini gibi bir ‘basketbol beyni’ ile yine geçmişte yaptığı üzere tekrar çalışma yoluna gitti. Usta aşçı, arzuladığı malzemeleri temin etmeyi amaçlıyordu.
İlk sezondaki yapılanmanın ardından takımdan gelip geçen yıldızlar iyiden iyiye parlamaya, taraftar basketbol tribünlerini tıklım tıklım doldurmaya ve en önemlisi de, ‘basketbol kültürü’ tam anlamıyla bir kulübün, yani Fenerbahçe’nin DNA’sına işlemeye başladı.
Obradovic, Gherardini ve hem kadro mühendislikleri hem de camiaya etkilerinin yükselişi de, Fenerbahçe’nin Avrupa’daki yükselişine benzer oldu. Sarı lacivertliler deyim yerindeyse ‘sindire sindire’ çıktı başarı basamaklarını... Ulaştıkları zirve de; ‘EuroLeague şampiyonluğuna ulaşan takım’dan ziyade, ‘gelip geçici başarılarla değil, istikrarla öne çıkan bir ekip hüviyetine bürünmek’ oldu.
Sporun yalnızca kazanmak veya kaybetmek olarak görüldüğü o sert algıyı kırmak için bir umut yarattı Obradovic ve öğrencileri... ‘Basketbol kültürü’nün önce yaratılması gerektiğini, başarının sonra kendi geleceğini biliyorlardı. Ve bu mantaliteyi sergilemenin sonucunda da, Obra ile 400 resmi maçta tam 311 galibiyet alan bir karakter gösterildi.
THY EuroLeague’de bu sezon 15 maçta 14 galibiyet alan ve bir tek Anadolu Efes’e kaybeden temsilcimiz, Vitoria’da da şampiyonluğun en büyük adaylarından biri olduğunu tüm çıplaklığıyla gözler önüne döktü.
Geçtiğimiz yıllarda yarattığı Fenerbahçe kadro yapılanmalarında ‘öne çıkan bir skorer yıldız’ varlığına gerek duyan Obradovic, artık her hâliyle ve yönüyle ‘komple bir ekip’ ortaya çıkardı. Hepimizin izlediği üzere, parkeye çıkan Fenerbahçe’de her an her yıldız parlayabiliyor.
Bu durumun bir tesadüf olduğunu sanıyorsanız, yanılıyorsunuz. Bu olsa olsa, ‘Obradovic sihri’ olabilir. “Kazansan da kaybetsen de, ertesi sabah çalışmalısın” sözünün vücut bulmuş hâli, Avrupa’da ve Türkiye’de sayısız güzelliklere imza atan Fenerbahçe takımıdır...
İşte tam da bu noktada aklıma yazının başlığı geliyor; “Türkiye’de bir NBA kulübü var!”
Belki çoğunuza ütopik gelebilir ama ben bu sözleri ve başlığı hissederek söylüyorum. Perde arkası ve önündeki kahramanlarıyla, onların çalışma prensipleri ve azmiyle Fenerbahçe, artık ‘Türkiye’deki kulüplerin üzerinde’ bir yer edinmiştir. Yapılanmanın haricinde, saha içine göz gezdirdiğimizde de karşılaştığımız tablo hiç farklı değil!
Bu söylediklerimin doğruluk payını kendi gözleriniz ve algılarınızla kontrol etmek istiyorsanız son oynanan Fenerbahçe-Real Madrid (65-63) maçının ilk çeyreğini ve son saniyelerini lütfen tekrar izleyin... İlk çeyrekte ardı arkası kesilmeyen smaçlarla kendimi, “Bir NBA maçı izliyor” gibi hissettim.
Fenerbahçeli oyuncuların hiç sırıtmayan ölçülü şov anlayışı, taraftarların onlarla tek bir ruhu paylaşması ve daha pek çok fazlası parkedeydi. Maçı seyrederken bir an, “Harlem şovu mu seyrediyorum?” diye kendime sordum. Son saniyelerde de ‘basketbol sanatçısı’ Datome, MJ’e selamı çakıp kendi kendime sorduğum soruya en güzel yanıtı verdi!
2018’i muhteşem kapatan Fenerbahçe’nin tüm ekibi ve emektarlarına, yeni yılda da yürekten başarılar diliyorum. Avrupa’daki diğer temsilcilerimizle birlikte göğsümüzü kabartmaya devam etmeleri dileğiyle...
Yazının sonuna gelirken, yine Obradovic'le veda etmek istiyorum sizlere; "Hangi işi yapıyor olursanız olun, ona dair her şeyi bildiğinize inandığınız gün kariyeriniz sona ermiştir..."
FENERBAHÇE, BEKO’YLA DAHA GÜÇLÜ
Türk ve Avrupa basketbolunu kasıp kavuran Fenerbahçe Erkek Basketbol Takımı, Beko’yla 2,5 yıl sürecek bir isim ortaklığına imza attı.
Fenerbahçe’nin yeni isim ortaklığı kapsamında, sarı lacivertli ekibin erkek basketbol takımının adı 2,5 yıllık süre boyunca Fenerbahçe Beko olarak anılacak.
Yeni anlaşmanın odağında Beko’nun çocuk obezitesine karşı hayata geçirdiği, “Eat Like A Pro - Şampiyonlar Gibi Beslen” girişimi yer alıyor. Beko, Fenerbahçe sayesinde çocuklara kahramanlarını örnek gösterip sağlıklı beslenme alışkanlığı kazandırmayı hedefliyor.
‘YENi HiKÂYELER YAZACAĞIZ’
İş birliğinin Ülker Sports Arena’daki tanıtımında Fenerbahçe Başkan Vekili Semih Özsoy, “Bu iki başarılı markanın bir araya gelmesinden mutluyuz, bu iş ortaklığıyla hem Fenerbahçe hem de Beko’nun başarı hikayelerine yenilerini ekleyeceğine inanıyoruz” ifadelerini kullandı.
Arçelik CEO’su Hakan Bulgurlu ise, “Fenerbahçe iş birliğini sosyal fayda açısından da çok önemsiyoruz” dedi.
BU iŞ BiRLiĞi
BÜYÜK ŞANS...
Fenerbahçe Koçu Zeljko Obradoviç, “Sahadaki başarı kadar sporun kitleselliğinden faydalanan önemli iş birliklerini de önemsiyoruz. Çocukların sağlıklı beslenmesi ve sağlıklı nesiller yetiştirilmesi yolunda önemli bir sorumluluk üstlendik. Bu iş birliği herkes için büyük şans” ifadelerini kullandı.
BAŞKAN KOÇ’A SEVGi SELi
Ülker Arena’daki sponsorluk anlaşması törenine Fenerbahçe Başkanı Ali Koç da katıldı.
Koç’a büyük bir sevgi seli vardı. Öte yandan medya mensuplarının salona getirdiği çocukları da, sarı lacivertli basketbolcularla birlikte potaya şut atma şansı buldu.