Her şey bir ilk için
“NBA’de Batı Konferansı çok ilginç bir durumda... Herkes birbirini yenebilir, her an her şey olabilir. Ancak bazı takımlar için bu durum büyük bir fırsat…”
NBA’de bu sezon inanılmaz bir hâl aldı. Özellikle Batı Konferansı… Çarşı pazar karışmış durumda. Birkaç ay önce Portland Trail Blazers için bir yazı yazmıştım. Çok iyi gittikleri bir süreç vardı. Ancak şu an play-off’u geçin; play-in’den olabilecek bir durumla karşı karşıya da kalabilir ya da tekrardan zirveye çıkabilir. LeBron James önderliğinde; ama beklentilerden uzak gibi gözüken Los Angeles Lakers, birden toparlanıp herkesi şoke edebilir. Bir şeyleri kestirmek zor. İlginçlikler çok… Bunun da en büyük kanıtı, ocak ayında oluşan puan durumunda, Batı’da ilk 3 içinde yer alan takım.
Kim Batı Konferansı’nın ilk 3 sırasında Denver, Memphis ve Sacramento’nun olduğunu düşünebilirdi ki? Şimdi bu dört takımın nasıl bu noktaya geldiğini ve öne çıkan oyuncusunu inceleyeceğiz...
DAHA OTURAKLI
DENVER NUGGETS
Son yıllarda Batı’nın dikkat çeken takımlarından biri Denver Nuggets. 2020 yılında Konferans Finali’ne kalarak önemli bir başarı elde etmişti. Geçmişine bakınca, tarihinde 4. kez iyi bir jenerasyon yakalayan Nuggets, normal sezonda üst sıralarda olan; ama play-off’ta sonunu getiremeyen bir takım oldu. Bundaki en önemli sebep, Nikola Jokic’e tam anlamıyla destek verecek oyuncuların olmamasıydı. Jokic’e saha içindeki en iyi yardımı hiç şüphesiz Jamal Murray veriyor. Ancak Colorado ekibinde skora ve oyuna önemli katkı sağlayan alternatifler de arttı.
Bu isimlerin başında Aaron Gordon var. Orlando Magic’te umduğunu bulamayan Gordon, Denver Nuggets’ta, kariyerinde ilk defa takım bazında güzel günler yaşıyor. Colorado ekibinde 3. sezonunu geçiren Gordon, takımın en skorer ikinci oyuncusu, 29 Ocak itibariyle 16.8 sayı ile bu alanda takımın üçüncüsü, 6.8 ribaund ortalamasıyla da bu alanda takımın ikincisi durumunda.
Öte yandan bu takımda neredeyse herkes birlikte tecrübeleniyor. Lakin Michael Porter Jr.’ın tecrübelenmesi, ilerleyen süreçte; hem kısa hem de uzun vadede Denver’a büyük katkı sağlayacak. Özet geçecek olursak, Denver Nuggets’ta Jokic’e destek oyuncu sayısı ve destek konusundaki verimlilikleri arttı. Ancak günün sonunda NBA’de son sözü süperstarlar söyler.
ŞİMDİ TAM ZAMANI
NIKOLA JOKIC
Şu ana kadar bu dergide Nikola Jokic hakkında kaç kere yazdım; inanın hatırlamıyorum. Oyun stili, yaptıkları vs. Bu konuyu fazla anlatmama gerek yok. Son 2 sezon üst üste NBA’in en değerli oyuncusu seçilmesi de bunun kanıtı niteliğinde. Ancak Jokic’te eksik bir parça var. O da NBA Finali. Bakın; şampiyonluk demiyorum. 2020 yılında buna çok yaklaştı; ama Lakers çok daha iyiydi. Daha sonra Nikola Jokic’in inanılmaz bireysel performansları ve MVP olması; ama play-off’ta hüsranla biten sonlar…
Joker bu sezon da yine Denver Nuggets’ı şahlandıran isim ve bu bir müddet daha böyle gidecek. 18 Ocak 2023 itibariyle Triple-double’a yakın bir ortalamaya sahip; 25.1 sayı, 10.9 ribaund ve 9.9 asist. Üç alanda da takımın lideri…
Evet, Nuggets Batı’da lider ama artık son 2 sezonki hayal kırıklığına nokta koymak istiyorlarsa, hem Denver için hem de Jokic için şimdi değilse ne zaman?
DAHA TECRÜBELİ
MEMPHIS GRIZZLIES
NBA’de son 2 yılında, oynadığı basketbolla izleyenlere keyif veren ve gözlerimizin pasını silen Memphis Grizzlies, bir bakıma geçen sezon kaldığı yerden devam ediyor. Hatta bazen daha da güzelleşiyor. Ligin yeni simaları ve 2020’li yıllarda adından çok bahsedeceğimiz isimler Grizzlies’te oynuyor. Bu oyunuların başında Ja Morant geliyor. Bu genç kadroda Herkesin konumu belli olmuş durumda. Brandon Clarke, Desmond Bane, Jaren Jackson Jr, Dillon Brooks… İspanyol Santi Aldama da yakından takipte… Bu genç isimlerin yanısıra, Ligde tecrübeli olan pivot Steven Adams, belli eksiklikleri kapatmak için mücadelesini veriyor.
Memphis Grizzlies de Denver Nuggets gibi birlikte olgunlaşıyor, tecrübe kazanıyor. Geçen sezon, normal sezonda yine mükemmel bir basketbolla bizlere zevkli maçlar izletti. Ancak play-off’ta olumsuz sinyaller alınıyordu. Normal şartlarda normal sezonu 2. sırada tamamlayan bir takım, bir üst turu zorlanmadan geçer; ama Minnesota Timberwolves karşısında çok rahat bir seri geçirdiği söylenemezdi. Nitekim bir üst turda 2010’lara damga vuran, tecrübeli süperstarlara sahip, Batı’da normal sezonun üçüncüsü Golden State Warriors’a karşı diş geçiremedi ve konferans finali göremedi. Grizzlies, Batı Konferansı Finalleri’ni gördüğünde Zach Randoph ve Marc Gasol gibi ligi iyi bilen tecrübelere sahipti. Bu Grizzlies’in en büyük eksiği tecrübe. O da zamanla oturacak bir şey.
ÇILGIN BİR OYUNA SAHİP
JA MORANT
Son yıllarda NBA’de izlemesi en ama en keyifli oyuncu Ja Morant. Akıl dışı uçuşlar, smaçlar turnikeler… Bana eski NBA’den bir kesit gibi geliyor Morant. Ay sonunda Indiana Pacers ile oynadıkları maç dahil edilmezse, yıldız gardın 41 maçta 27.3 sayı, 5.6 ribaund ve 8.1 asist ortalamaları vardı.
Ve şaşırıyorum. Bu kadar iyi oynayıp, Memphis Grizzlies gibi rakiplerine göre nispeten toy bir takımı 2. sıraya çıkaran bir oyuncu nasıl All-Star’da ilk 5’e seçilemez. All-Star seçilir ama Ja Morant’in hakkı kesin ilk 5 idi. Burada NBA ile ilgili ayır bir parantez açmak istiyorum; All-Star seçimleri vs gibi organizasyonlar konusunda sosyal medya popülizmi yerine hakkını verenlere, işin uzmanlarının seçimleri olmalı. Böyle olsaydı, Ja Morant hakkını alırdı. Neyse…
Biz Morant’in kendisine geri dönelim. Bu gençte hem liderlik ruhu hem takımdaşlık hem de yetenek var. Hatta ve hatta eski NBA’in görkeminden izler var. 2020’lerin en iyi 5 oyuncusundan birini izliyoruz biz şu an. Kısa ve öz bir son söz; NBA ve Grizzlies, Ja Morant’in değerini bilsin.
DAHA HATIRLANIR
SACRAMENTO KINGS
Sacramento Kings’in NBA’de en son play-off yaptığı yılı hatırlamıyor olabilirsiniz. Cevap 2006. 8 sezon üst üste play-off’a katılım sonrasında Kings, yıllardır buna hasret. Ya da daha farklı bir açıdan bakalım. Sacramento Kings’in play-off’a kaldığı son sezonda:
-Geçen sene Kings’teki hisselerini satan Shaquille O’Neal, Miami Heat ile şampiyonluk yaşadı.
-Türkiye’de Ülkerspor son şampiyonluğunu kazandı.
-Twitter yeni kurulmuş ama kimsenin bundan pek haberi yoktu.
Bu kadar bilgi yeterli. 2006’dan sonra Kings’in önemli isimleri ya başka takıma gitti ya da basketbolu bıraktı. Kendini bir yenileme sürecine girdi. Ne Tyreek Evans ne DeMarcus Cousins ile istenilen çıkış yakalandı. Kaliforniya ekibi uzun zaman sonra aradığı enerjiyi bu sezon buldu. Mike Brown ile yeni bir sayfa açan Kings, enerjik bir takımla Batı Konferansı’nda üçüncü, Lakers, Warriors, Suns ve Clippers’ın yer aldığı Pasifik Grubu’nda ise birinci sırada. De’Aaron Fox, 23.9 sayı ortalamasıyla takımın en skorer; ama Kings’te öne çıkan isim, bir efsanenin oğlu…
BABASININ YOLUNDA
DOMANTAS SABONIS
1990’larda ve 2000’lerin başlarında NBA’i veya Avrupa basketbolunu yakından takip edenler Arvydas Sabonis ismini iyi bilir. Bilmeyenlere de özet geçelim; şu an Nikola Jokic ve Alperen Şengün’ün oyun stillerini benzetiyoruz ve takdir edenleri de bir hayli fazla… İşte bu oyun stilinin atası Arvydas Sabonis. Hâliyle Domantas’ta babasının genleri illa ki var…
Şu an Sacramento Kings’te öne çıkan isim Domantas Sabonis. Litvanyalı yıldız, 29 Ocak itibariyle bir double double ortalaması yakaladı; 18.5 sayı ve 12.3 ribaund. Unutmayalım ki Sabonis’in bir de 7.3 asist ortalaması var. Bu rakam da “Arvydas’ın Oğlu” dedirten bir rakam.
Bir uzunun iyi bir saha görüşü, yüksek seviyede bir fundamentalı olması, bir takım açısından çok büyük artı. Baba Sabonis’in olduğu Portland Trail Blazers bundan faydalandı ve 1999 ve 2000’de Batı Konferansı Finaller’ni gördü. Tabii o takımda Scottie Pippen, Jermaine O’Neal ve Rasheed Wallace gibi süperstarlar vardı. Domantas’ın eksisi bu noktada Pippen’ı, O’Neal’ı veya Sheed’i olmaması. De’Aaron Fox, Kevin Huerter veya başka biri, Kings’te bu seviyede diyemeyeceğim. Belki Fox… Eğer Kings, çıkışını sürdürüp sezon sonunda iyi bir netice yakalamak istiyorsa, Sabonis merkezinde, takasın son gününde yapacakları kritik hamlelerle kadrosunu güçlendirmeli. Domantas Sabonis’in geleceği parlak; ama sadece De’Aaron Fox’un desteği yetmez.