Pandemi gölgesi altında

Aydın Örs

"2020 basketbol adına sıra dışı bir yıl oldu. Bu sezon da bu olumsuz etkiler altında devam eden süreçte, TBF Eğitim Kurulu olarak, kaliteli ve çağdaş antrenör yetiştirmek adına elimizden geleni yapıyoruz."  
 
- Türk Milli Takımı'nda Ufuk Sarıca'nın ayrılması ve yerine göreve gelen Orhun Ene için neler söylersiniz?

 
- Federasyon, A Milli Takım için antrenör tercihini Orhun Ene ile kullanırken isabetli bir karar verdi. Orhun Hoca oyunculuğundan gelen basketbol donanımını, antrenörlüğüne de taşıdı. Çalışkanlığı, liderliği ve kişiliği ile antrenörlük yaptığı takımlara önemli başarılar kazandırdı. Hem genç oyuncuların gelişimi hem de takımlarına katkısını Banvit ve Tofaş'ta gördük. Zaten daha önce de Milli Takım'da çalışan Orhun Ene'nin başarılı olacağına inanıyorum.
 
Kanımca Orhun Ene tercihi yanı sıra; EuroBasket elemelerine birkaç gün kala yaşanan bu ayrılığın şekli hoş değildi. Ufuk Sarıca da hem oyunculuğuyla hem de antrenörlüğüyle basketbolumuza katkı vermiş; çalıştırdığı Beşiktaş ve Efes'te koç olarak başarılı olurken, Karşıyaka ile şampiyonluk yaşamış, A Milli Takım'da da önemli görev üstlenmiş başarılı bir antrenör. Şüphesiz Türkiye Basketbol Federasyonu (TBF) insiyatif kullanarak istediği isimle çalışabilir; ama dediğim gibi ayrılış şekli şık olmadı. 
 
Basketbol camiası olarak Orhun Ene, Ufuk Sarıca ve Ergin Ataman gibi değerlere çok ihtimam göstermemiz, ayrılırken de onları el üstünde tutmamız gerekir. Yine söylüyorum TBF'nin Ufuk Hoca sonrası Orhun Ene tercihi isabetli oldu. 
 
- TBF Eğitim Kurulu Başkanı olarak son dönemde yaptığınız çalışmalar ile bilgi alabilir miyiz?
 
- Eğitim Kurulu'nda antrenör eğitiminde yeni bir dönem başlıyor. Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından antrenör eğitim sistemi ikiye ayrıldı. Birincisi temel, ikincisi uygulama eğitimi. Daha önce TBF Eğitim Kurulu tarafından düzenlenen temel eğitim, yeni uygulama ile Bakanlık tarafından online düzenleniyor. 
 
Uygulama eğitimi ise TBF Eğitim Kurulu tarafından; teknik, taktik, basketbol bilgisi, istatistik; yüz yüze eğitim olarak düzenlenecek. Burada önemli bir not... Burada önemli bir not yeni düzenlemede 1. kademe antrenörlerin sahaya sadece yardımcı antrenör olarak çıkması için değişiklik yapıldı.   
 
Eğitim Kurulu olarak bu yıl pandemi nedeniyle iptal etmek zorunda kaldığımız şut kliniği, atölye çalışmaları, Analiz ile Edit Semineri, bireysel gelişim koçluğu sertifika programı ve basketbol kondisyonerliği sertifika programlarını 2021 yılında düzenlemeyi planlıyoruz. 
 
Geçen yıl uygulamaya aldığımız Uluslararası Antrenör Semineri'ni Sinan Erdem'de ilk kez online olarak düzenleyip, rekor sayıda 42 farklı ülkeden toplamda 3 bin 635 kişiye ulaştık. 
 
Bir diğer önemli atılım TBF Akademi'de antrenör eğitimi konusunda geniş bir kütüphane oluşturulmasıdır. Seminerlere katılamayan antrenörlere, seminer ve kurs videoları ile takviyeler yapıldı. Umarız 2021 yılında pandeminin ortadan kalkmasıyla planlarımızı hayata geçiririz. Biz kaliteli ve çağdaş antrenörlerin yetişmesi için çalışmalarımıza devam ediyoruz.
 
- Anlattıklarınızdan hareketle Türk basketbolunun gelişimi için TBF tarafından bugüne kadar atılan adımları nasıl yorumlarsınız, hangi konularda eksiklikler olduğunu ve projeler üretilmesi gerektiğini düşünüyorsunuz?
 
- TBF aslında son yıllarda çok önemli adımlar attı. Ben tabii ki işin antrenör eğitim kısmına bakıyorum.  Antrenörlerin daha kaliteli ve çağdaş yetişmesi için yaptığımız çalışmalara maddi ve manevi destek verdiler.
 
Bence TBF'nin en önemli projelerinden biri Basketbol Gelişim Ligi'ydi... Baktığımız zaman genç oyuncular, geçmişte 3-5 günde Türkiye Şampiyonası oynadıktan sonra A takıma çıkıyordu. Ama şimdi normal sezonda lig usulü ve play-off maçları oynayıp rekabete giriyorlar. Oyuncular da veliler de antrenörler de memnun. Genç antrenörler de kendilerini sınayıp tecrübe kazanıyor.
 
TBF özellikle 'mali kriterler' konusunda önemli adımlar attı. Bunun yanı sıra 'Basketbol Akademi' sadece antrenör eğitimi olarak değil, çok önemli bir kütüphane... Federasyon yönetici eğitimi için kademe oluşturdular. Bu da eksik olan konulardan biriydi. Kondisyoner, sağlık çalışanları, lig temsilcileri ile ilgili dökümanlarıyla akademinin içini doldurdular. Bu akademi çok önemli bir konuma geldi.
 
Eksik olarak gördüğüm ise yabancı oyuncu sınırı konusu... Bana kalırsa milli takımlardaki oyuncularımızın performanslarına baktığımızda, bu sene 5 yabancı kuralının 4'e indirilmesi gerekirdi. Özellikle pandemi döneminde düşen bütçeler ile bu kural fırsat olabilirdi. Türk oyuncuların sahada daha çok yer alması gerektiğini düşünüyorum.
 
Bu konuda TBF kadar kulüpler de kararlılık göstermeli. A Mili Takım'daki başarısız sonuçlarda direkt antrenör suçlanıyor. Kulüplerin oyuncu geliştirme programları yok, olsa da çok zayıf. Burada TBF'nin daha yönlendirici, teşvik edici olması gerekir.
 
Genç oyuncu yetiştirme ve bireysel gelişim koçluğu konusunda esas iş kulüplere düşüyor. Genç oyuncu yetiştirme ve bireysel gelişim antrenörleri bulundurma konusunda hassas davranmalılar. 
 
- Burada Türk oyuncuların üzerine düşen görevler için neler söylersiniz? 
 
- Yabancı oyuncu sayısının azalması konuşulurken, Türk oyunculara da düşen görev; çalışıp, rekabete girmektir. Bu performansta olmazlarsa hata oyuncuda ve onları rekabete sokamayan antrenörlerdedir. Saha içinde yetenekli de olsanız bu yetmez. Liderlik, oyun okuma, topu nerede nasıl kullanacağı konusunda bilinçli olmaları gerekir. Aksi takdirde figüran gibi rol oyuncusu olurlar ve A Milli Takım'da oynarken kritik anlarda sorumluluk almaktan kaçarlar. Bu da basketbolumuzu olumsuz etkiler. 
 
- EuroLeague'de özellikle Kokoskov'un Fenerbahçesi'nde işler iyi gitmiyor, bu süreci nasıl yorumlarsınız? Efes de geçen yılı aratan formda lacivert beyazlıların Final Four şansı için ne söylersiniz?
 
- Fenerbahçe için söyleyeceğim şey üst üste maç kaybetmelerine rağmen ben onların düzeleceğini düşünüyorum. Bir defa başlarında çok kaliteli, donanımlı koçları Kokoskov var. Burada tabii ki bütçenin yarı yarı düşmesini direkt sebep gösteremeyiz; ama sonuç olarak bazı kaliteli oyuncuların ayrılması, onların yerine gelenlerin performanslarının yeterli olmayışı... Bunun üzerine yaşanan sakatlıklar ve hastalıklar ile sezon içine baktığımız zaman takımın kimyası bir türlü oluşturulamadı.
 
EuroLeague çok sert bir lig, hem kalite hem de tecrübeli kadrolara karşı oynamak bazı sıkıntılar doğurdu. Takviyeler yapıyorlar Guduric'i, Perez'i aldılar, ilerleyen dönemde takım kimyasının oturması ve galibiyet serileriyle Fenerbahçe Beko, ilk 8'i zorlayacaktır. Her şeye rağmen umut var. 
 
Efes benim hâlâ favorilerim arasında, daha önce söylediğim gibi sezona eksik başladılar... Önce Larkin'in sakatlığı, hastalığı ardından Dunston'ın sakatlığı... Sadece bu iki oyuncuya bağlayamayız ama Efes'in domine ettiği geçen sezonun iptal olmasının moral bozukluğu oldu. Üst üste kaybedilen maçlar geçen yılki özgüvenlerini sarstı. Anadolu Efes daha sonra toparlandı; ama diğer takımlar, Efes'in sistemine adapte oldu. Ben her şeye rağmen oyuncuların Efes'in sistemine adapte olacağını, Ergin Hoca ile ilk 8'e gireceğini, Final Four adaylığının da devam ettiğini düşünüyorum. Çok kaliteli kadro ve koçu ile başarılı olacaklarına inanıyorum.