Tutku
Galatasaray Doğa Sigortalı Ege Arar, "Daha önce Galatasaray ile Avrupa Kupası kazandığımda çok gençtim. Bireysel hedeflerim, Galatasaray formasıyla olabildiğince en üst seviyeye çıkabilmek olacak. Kaptanlık için de Göksenin sonrası sıramı bekliyorum" diyor. Basketbol Şubesi Genel Menajeri Ömer Yalçınkaya ise salondaki 'Abdi İpekçi Ruhu'nu tekrar getireceklerini söyledi.
"Galatasaray’da da takım olarak genç bir kadroyuz. Gerek yerli, gerekse yabancı oyuncularla, güzel bir kimya oluştu. Enerjisi yüksek olduğu için, bu durum maçlara da yansıyor. Hem hücumda hem defansta rakiplerimize daha fazla üstünlük sağlayabiliyoruz.
Genç bir kadroda, birlikte mücadele edince, hep beraber yükselişimizi görüyoruz. Sonuçta çok genç yaştan beri beraberiz. 1995-1996-1997 jenerasyonundakiler olarak 15 yaşından beri beraberiz. Yıldız ve genç milli takımlarda çok kaliteli ve emek verdiğimiz zamanlar geçirdik.
Benim açımdan, bu jenerasyonun iyi yerlere geldiğini görmek, hep beraber basketbol adına bir şeyler yapabilmek gurur verici. Daha önce Galatasaray ile Avrupa Kupası kazandığımda çok gençtim. Bireysel hedeflerim, Galatasaray formasıyla, armamızı en üst seviyeye çıkabilmek olacak. Yapabildiğimiz en üst başarıyı sağlayabilmek istiyorum.
'Kaptanlık hedefim var mı?' diye sorarsanız... Bunu Göksenin Köksal bırakırsa bakacağız. (Gülerek) Doğa Sigorta da gereken desteği veriyor. Ayrıca Aslan Doğa, çocukların ilgisini çekti. Çocuklar maçlarımıza daha çok gelmeye başladı. Taraftarlarımız Aslan Doğa'ya büyük ilgi gösteriyor. Çeşitli etkinliklerle, organizasyonlar daha da çeşitleniyor.
Doğa Sigorta, organizasyonlar aracılığı ile bize en iyi şekilde yardım etmeye çalışıyor. Onlara teşekkür ediyorum. Basketbolda gelişimim için en büyük katkıyı belli bir kişiden veya yerden almadım. Herkesten azar azar aldım diyebilirim. Gerek mental tavsiyeler olsun, gerekse basketbol fundamentalı açısından olsun, farklı farklı insanlardan aldım.
Mental açıdan aldığım yardımlar başka kişilerden, saha içindeki kazanımlarımı ise başka kişilerin katkısıyla aldım. Belli bir kişi var diyemem. Parkedeyken en beğendiğim özelliğim inatçı olmam. Özellikle pivotlar konusunda daha istekli ve inatçı oluyorum. Beğenmediğim özelliğim ise bazen oyundan çabuk düşebiliyorum. Mental anlamda, faullerde…
Bazı anlarda buralarda çok takılı kalabiliyorum. Bazen bu sorunları yaşıyorum; ama bunları elimden geldiğince çözmeye çalışıyorum. Geçen yaz, A Milli Takım açısından çok parlak geçmedi. Kendi açımdan bakacak olursam, fazla süre almadım; ama Türk Milli Takımı açısından turnuva kötü geçti. Grup maçlarında Amerika Birleşik Devletleri’ni az kalsın yeniyorduk. Sonra Çekya'ya kaybettik. Grupta aldığımız 2 mağlubiyetle maalesef çıkamadık. Kötü oldu bizim için.
A Milli Takım'da bireysel olarak hedefim, daha çok süre alabilmek. Takımda daha çok kullanılmak ve parkede daha çok kalmak. İnşallah ilerleyen dönemlerde bu olur. Olimpiyat elemesi tabii ki çok zorlu. Bu tarz eleme grupları her zaman zorludur; ama biz elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalışacağız."
TİPLEME
- En beğendiğin koç?
- Ertuğrul Erdoğan dışında Ergin Ataman
- En beğendiğin oyuncu?
- Shane Larkin
- En iyi 5'in?
- Shane Larkin, Nando De Colo, Göksenin Köksal, Derrick Williams, Bryant Dunston
- En zorlu deplasman?
- Pınar Karşıyaka ve Fenerbahçe Beko
- İki kelime ile Galatasaray Doğa Sigorta...
- Pes etmeyen
ABDİ İPEKÇİ RUHU
ÖMER YALÇINKAYA
"Bir planlamamız var; Abdi İpekçi’yi yeniden inşa etmek. Yani 1996'dan günümüze kadar gelen Abdi İpekçi’nin ruhunu yeniden canlandırmak, oradaki müthiş atmosferi taraftarlarımıza tekrar yaşatmak istiyoruz.
Biz 1 buçuk sezon önce, Ertuğrul Hoca (Erdoğan) ile konuşmaya başladığımızda bir ön çalışma yaptık. Özellikle Türkiye’nin bulunduğu ekonomik koşulların zorluğunu da gözeterek, mantıklı bir harcama yaparak, kulübü borca sokmadan, kulübün geleceğini karartmadan bir kadro mühendisliği yapmamız gerekiyordu. Ertuğrul Hoca da bu konuda hakikaten çok anlayışlı davrandı. Galatasaray’a gelip, çok iddialı kadro kurup, çok büyük paralar harcamadan neler yapılabileceğini göstermek istedik.
Dünyada gelecek vadeden tüm yabancı basketbolcular hakkında çalışmalar yaptık. Bir nevi biz şunu da düşündük; sanki yabancıların altyapı meyvesini Galatasaray’da yeşertip, onlarla birlikte iddialı olmak istedik. Geçen sezonun sonunda diğer Avrupa takımları bizim oyuncularımızı transfer etmek istedi. Bu doğru yolda olduğumuzun göstergesiydi.
Tabii ki bunları bir anda yapmak kolay değildi. Çünkü Galatasaray’ın basketbolda geçmiş dönem borçları, harcanan rakamların yüksekliği vardı. Transfer yasakları vardı. Bunların ödenmesi gerekiyordu; gizleyecek hâlimiz yok. Bunları daha makul bütçelerle, özellikle başkanımız Sayın Mustafa Cengiz’in de verdiği yardımla, değerle gerçekleştirdik. Ertuğrul Hoca’nın geldiği ilk sene düzenli ödemeler yaptık.
Seçtiğimiz oyuncular, çok kıymet vadeden basketbolculardı. Birkaç tanesi iyi noktalara gitti, bazıları bizde kalmayı tercih etti. Bu kadro mühendisliğini uzun mesailer sonunda kurduk diyebiliriz. Bu konuda Ertuğrul Hoca’nın açık görüşlü olması, kulübümüze çok değer kattı.
Bir planlamamız var; Abdi İpekçi’yi yeniden inşa etmek. Yani, Abdi İpekçi’nin ruhu, 1996’dan günümüze kadar geliyor. Abdi İpekçi’nin kurulduğu ilk yıldan itibaren, müthiş bir atmosfer vardı. Orayı özlemiyor muyuz? Çok özlüyoruz. Oradaki atmosferi bulabildik mi? Hayır, bulamadık. Hatta biz Abdi İpekçi’de uzun yıllar tek renk kırmızı dediğimiz zamanlarda salon kırmızıya boyanıyordu. Oraya özgü birtakım sloganlar bularak, seyirciyi çekebiliyorduk.
Aslında konum itibariyle Sinan Erdem de çok zorlu bir yer değil; ama seyirci buraya bir türlü alışamadı. Bunun tabii ki birçok sebebi var. Abdi İpekçi’nin ruhu belki burada yok. Seyirci buraya geldiği zaman, EuroCup şampiyonluğunu aldığımız yılda ya da lig şampiyonluğundaki atmosferi bulamıyor olabilir. Ama hak ettiğimiz değeri yapı taşlarını üst üste koyarak, onlarla birlikte inşa edeceğiz.
2 sene öncesine kıyasla, biz şimdi çok daha iyi noktalardayız. Seyircimiz özellikle büyük maçlarda bizi yalnız bırakmıyor. Gönül ister ki, her maç çok daha dolu salonlara oynayalım. Bunun için de bizim biletleme bölümü, yoğun bir çaba içerisinde. Ama derler ya, “Roma’yı bir günde inşa etmediler.” Maalesef bu ekonomik şartlarda, iddialı olan kadro mühendisliğine seyircinin de eklenmesi kolay olmuyor.
Yeni salon için tüm izinler alındı. Temel atma ve inşaata başlamak için de ciddi bir kaynak ihtiyacı var. Bu kaynak ihtiyacı bulunduğu anda, ilk sırada salon yapımı geliyor. Çünkü bizler de yurt dışındaki gibi, bir Barcelona modelini kulübümüze uygulamak isteriz. Camp Nou’nun hemen yanındaki Barcelona’nın basketbol sahası var. Futbol maçından çıkıp, basketbol karşılaşmasına geçmek, hakikaten müthiş olsa gerek. Dolayısıyla, o günleri göreceğimizi en kısa zamanda umut ediyorum.
Doğa Sigorta’nın bize isim sponsoru olması, maddi anlamda bize destek olması, hakikaten bizi çok mutlu etti. Ama sadece bununla da kalmadılar. Biz paylaşıma açık bir iş birliği sürdürüyoruz. Özellikle maçlarda maskotumuz Aslan Doğa 2 sezondur bizlerle devam ediyor. Onun dışında dansçı kızlar salonumuzu dönem dönem şenlendiriyor. Doğa Sigorta yetkilileri ile sürekli irtibat halindeyiz. Başta Doğa Sigorta Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Nihat Kırmızı olmak üzere, Sayın Başkanımız Mustafa Cengiz ile sürekli istişare halindeler.
Doğa Sigorta sadece maddi konularda değil, saha içi organizasyonları, tribünlere seyirciyi çekmenin yolları için bir takım planları, programları beraber yapıyoruz. Bunları yavaş yavaş hayata geçirmek istiyoruz. Zaten aşağı yukarı tüm maçlara hem Sayın Nihat Kırmızı, hem de Sayın Başkanımız Mustafa Cengiz geliyor. Onların da gelmesi de buradaki sinerjiyi daha da arttırıyor. Dolayısıyla Doğa Sigorta’ya müteşekkiriz bu anlamda.
Bandırma’dan sonra Süper Lig'deki en genç ikinci takımız. Basketbol Gençler Ligi (BGL) aslında uzun soluklu bir proje... Bunun meyvelerini de aşağı yukarı toplamaya başladı bazı kulüpler. Fakat biz bu sezonu saymazsak, geçtiğimiz iki sezon maalesef BGL’de iyi neticeler alamadık. İyi neticeler derken, son 12 takım arasına kalmaktan bahsetmiyorum, oyuncu yetiştirmeyi kast ediyorum. Tahmin ediyorum birkaç yıl içerisinde; BGL’nin meyvelerini Galatasaray içerisinde alacağız. Aynı kadın takımında yapmak istediğimiz gibi, erkek takımda bütçeleri hesap ederek Yiğit (Arslan) gibi, Ege (Arar) gibi milli oyuncuları kadromuza katıyoruz... Türk basketbolu ve milli takıma hizmet etme sürecini de asla unutmuyoruz.
TİPLEME
- En beğendiğiniz koç?
- Ertuğrul Erdoğan
- En beğendiğiniz oyuncu?
- Sertaç Şanlı
- En iyi 5'iniz?
- Shane Larkin, Yiğit Arslan, Krunoslav Simon, Sertaç Şanlı, Zach Auguste
- En zorlu deplasman?
- Karşıyaka
- Tek kelime ile Galatasaray Doğa Sigorta...
- Aile