Taht oyunları
NBA heyecanı tüm hızıyla start alırken Spurs'ün ardından Toronto ile de mutlu sona ulaşan Kawhi Leonard, Clippers ile şampiyon olarak hem tahtını sağlama almak hem de tarihe geçmek istiyor. Sezonun diğer flaş transferleri Lakerslı Anthony Davis, Houstonlu Russell Westbrook, Netsli Kyrie Irving ile Pelicans'ın yıldızı Zion Williamson ise Kawhi'yi alt etmek istiyor.
OLAĞANÜSTÜ
KAWHI LEONARD
"Kawhi sağlıklı olduğu sürece, kendini yeniden konumlandırmaya çalışan Clippers’ta olağanüstü işler yapacağı aşikar; fakat Clippers'ta 3. farklı takımında 3. şampiyonluğunu yaşayıp tarihte bunu başarabilen 3. oyuncu olup olamayacağını bu sezon hep birlikte göreceğiz."
GÜLŞAH AKKAYA
Toronto Raptors’da kazandığı 2019 NBA Şampiyonluğu ve Finaller MVP’si ödülünden sonra Toronto’da kalıp kalmayacağı veya nereye gideceği en çok merak edilen, 'The Klaw' lakabıyla bilinen Kawhi Leonard, doğup büyüdüğü Moreno Valley’e sadece 45 dakikalık uzaklıkta olan Los Angeles Clippers’la anlaşmayı tercih etti.
NBA kariyerine 2011 yılında İndiana Pacers tarafından 15. sırada seçilerek, fakat draft'ın hemen arkasından San Antonio Spurs’e takas olarak başladı. Leonard, Gregg Popovich’in zamanla güvenini kazanarak takımın vazgeçilmez oyuncuları arasına girdi.
San Antonio Spurs ile 3. sezonunda, finallerde Miami Heat’i yenerek 2014 yılının NBA Şampiyonu oldu. Aynı zamanda finallerde yüzde 61’lik oranla 17.8 sayı ortalamasını yakalayarak Finaller MVP’si ödülünü aldı.
Oyunun hücum yönünün yanı sıra müdafaa bölümünde de ortaya koyduğu performans onun En İyi Savunma Takımı’na seçilmesini ve Yılın Savunma Oyuncusu Ödülü'nü almasını sağladı. Ellerinin normalin dışında bir büyüklüğü olması; yaklaşık olarak 30 cm olan ve normal bir insanın ellerinden yüzde 52 daha büyük olan bu eller ve tabii ki müdafaa kahramanlığının ona ‘The Klaw’ lakabını kazandırmasını yadsımamak gerekir.
Spurs’te oynadığı dönemlerde, Tim Duncan’ın ardından San Antonio Spurs’de takımın yüzü olacağı düşünülen Leonard, 2018 yılında yaşanan bazı süreçlerden ötürü Spurs Yönetimi'ne takas olmak istediğini söyledi.
Bunun sebebinin 2017-2018 sezonunda yaşadığı quadriceps sakatlığı döneminin iyi yönetilememesi olduğu düşünülse de bazı basketbol otoriteleri bunun altında amcası Dennis’in, Leonard’ı daha büyük pazarlar olan New York, Philadephia ve Los Angeles gibi şehirlere götürmek için yapılan gizli bir plan olduğunu dile getirmişti.
2018 yılında kendi gideceği takımı seçme hakkı bulunmayan Leonard, Spurs Yönetimi tarafından Toronto Raptors’a gönderildi. Raptors’ta NBA kariyerinin ikinci takımında, ikinci NBA Şampiyonluğu’nu yaşadı ve tekrar Finaller MVP Ödülü'nü alarak kariyerine bu tarihi başarıları ekledi.
Raptors’ta yaşadığı şampiyonluk sonrası Leonard’ın seçim yaparak kariyerine nerede devam edeceği yazın başında büyük bir merak konusuydu. Saha dışında çok konuşmayı sevmeyen, düşük profilli bir hayat yaşamayı tercih eden Leonard seçimini; NBA’de 50 yıllık bir geçmişe sahip olmasına rağmen kendine ait bir salonu bulunmayan ve bunun yanında takımın yüzü olup formasını emekliye ayırdıkları bir tane bile oyuncuları bulunmayan Los Angeles Clippers yönünde kullandı.
Bu arada bu seçimin şartlı bir yönelim olduğunu belirtmekte fayda var. Leonard, Clippers Yönetimi'ne Paul George ile birlikte oynamak istediğini ve George’u aldıkları takdirde Los Angeles’a geleceğini bildirerek Clippers ile anlaşma sağladı.
42 yaşındaki Vince Carter’ın halen NBA’de oynadığını düşünürsek 28 yaşındaki Kawhi Leonard’ın basketbolun olgunluk dönemine henüz erişmediğinin hesabını yapabiliriz. Sağlıklı olduğu sürece, kendini yeniden konumlandırmaya çalışan Los Angeles Clippers’ta olağanüstü işler yapacağı aşikar; fakat Clippers'ta 3. farklı takımında 3. şampiyonluğunu
yaşayıp tarihte bunu başarabilen 3. oyuncu olup olamayacağını bu sezon hep birlikte göreceğiz.
YENİ YÜZ
ZION WILLIAMSON
‘’Zion’ın daha önce benzeri olmayan bir oyuncu seviyesine gelip, LeBron'dan görevi alarak önümüzdeki 10-12 yıl NBA'in bayrağını taşıyabileceğini düşünüyorum.’’
MURAT MURATHANOĞLU
NBA her zaman kendini 10-15 yıl taşıyacak, ligin yüzü dedikleri oyuncular aramıştır, yaratmıştır. Geçmişe gidersek Julius Erving, Magic Johnson, Michael Jordan, LeBron, Kobe... LeBron'un 35 yaşına geldiğini düşünürsek, NBA'e yeni bir yüz gerektiği ortaya çıkıyor...
NBA'de genç ve çok potansiyelli, yetenekli oyuncular var; ama geçen sezon play-off'ların televizyonda izlenme oranlarında çok önemli bir düşüş yaşandı. LeBron'un play-off yapamaması, bunun önemli nedenlerinden olabilir.
Zion Williamson'ın okulu Duke'un televizyon izlenme reytingleri, NBA'in reytinglerinden daha yüksekti. NBA'in yüzü olmak, sadece süperyıldız olmakla olmuyor. Mutlaka medyanın da sevgilisi olman gerekiyor. Belki Kobe Bryant, bu nedenle tam olarak NBA'in yüzü olamadı diyebiliriz.
Zion Williamson'a dair olan beklentiler, LeBron James sonrası NBA'in yüzü olması yönünde. Bu hedefe ulaşabilmek adına New Orleans Pelicans uygun bir takım Zion için. New Orleans'ta başka iyi oyuncular da olabilir; ama tıpkı Jordan'ın Chicago’da yaptığı gibi çok kısa süre içinde Pelicans'ın yüzü ve yıldızı olabilir Zion. Bu önemli bir başlangıç.
Geçmişe bakarsak Magic Johnson'ın takımında yaşlanmış Kareem Abdul Jabbar, sessiz sakin biraz Kawhi Leonard türünde James Worthy ve Hollywood. Tam Magic Johnson'a göre. İnanılmaz bir gülüş, inanılmaz bir oyun...
Julius Erving'e bakıyoruz; o dönemde yeni bir lig ABA ve o ligin yüzü, rocker efsanesi, giyim tarzı saç tarzına yön veren bir fizik ve önemli bir sakinliği vardı. Zaten LeBron James'in yıldızlığı henüz lisede başladı. Ona bakınca belki Jordan yakışıklılığı, Kobe bakışı, Magic Johnson gülüşü yok; ama oyunuyla bütünleşince NBA'i epey süredir taşıyor LeBron James.
Bu görev Zion Williamson için olacak mı yoksa olmayacak mı? Yanıtlanması beklenen esas soru bu. Hazırlık döneminde de bunun olabileceğine dair işaretlerini verdi. Bu tür şeyler sadece basketbolda ortaya koyduğu performanslarla ölçülmüyor; ama Jordan Brand'in yüzü oldu. İnanılmaz bir anlaşma imzaladı.
Türkiye gibi ayakkabı ve forma satışlarının çok üst seviyede olmadığı bir ülkede bu anlaşma pek önemli gözükmeyebilir; ama Jordan Brand'in yüzü olması, bir sezon içinde (eminim ki öyle olacak) New Orleans Pelicans'ın yüzü olması, daha sonra NBA'in yüzü olma aşamasını kolaylaştıracaktır.
New Orleans Pelicans'tan NBA yüzü çıkar mı? Sonuçta Julius Erving Philadelphia'da, Magic Johnson Los Angeles'ta, Michael Jordan Chicago'daydı, Kobe'yi sayarsak o da Los Angeles'taydı; ama LeBron Cleveland'daydı mesela. Arada Miami var, şimdi Los Angeles'a geçti. Sonuçta olabiliyor. Burada önemli olan Zion'ın basamak basamak bu hedefe ulaşması.
Dediğim gibi esasında bunun en güzel yolu da Pelicans'ın maç izlenme reytinglerini; önce çok iddialı olmayan diğer takımların, sonra play-off takımlarının, sonrasında şampiyonluk adayı takımların ve final serisi maçlarının izlenme reytingleri ile kıyaslamak. 'Zion Williamson, NBA'in yüzü olabilir mi?' konusunda güzel fikir verecektir bu ölçümler.
Mutlaka Charles Barkley'i dinleyip kilosunu azaltmalı Zion. NBA'in yüzü olduğun zaman, öyle aktif dinlendiğin maç sayısı çok fazla olmaz. Senin maçların yayınlanıyor. Ya NBA TV'de ya ulusal yayında. O açıdan biraz da kilosuna dikkat etmesi gerekiyor.
Herkes çok iyi çalıştığını söylüyor; ama nasıl çalıştığını bilmiyorum açıkçası. Görmek gerekiyor. NBA tarihinin belki de point center'ı olabilecek özellikleri bile taşıdığını düşünüyorum Zion'ın. Gerçekten daha önce benzeri olmayan bir oyuncu seviyesine gelip, LeBron'dan görevi alarak önümüzdeki 10-12 yıl NBA'in bayrağını taşıyabileceğini düşünüyorum.
SINIR YOK
ANTHONY DAVIS
"Geçtiğimiz sezon play-off dahi yapamayan Lakers’ın ihtiyaç duyduğu ilk şey heyecan. Bunu sağlayabilmenin tek yolu, LeBron’un yanına tartışmasız bir figürü monte etmekti. Davis de tam olarak bu minvalde bir oyuncu..."
ALİ KONAVİÇ
Anthony Davis, NBA’in tartışmasız en önemli isimlerinden biri. Fazlaca iddialı bir giriş olmadığının farkındayım; ama son dönemde bunun altını biraz daha kalın biçimde çizmemiz gerekiyor gibi geliyor... Zira Davis, Pelicans’taki son döneminde ligin gölgelerdeki süper yıldızı hâline geldi.
Pelicans’ın organizasyon karizmasının düşüklüğü, bir türlü şampiyonluk hedefine oynayabilecek bir potansiyele erişememesi gibi faktörler Davis’i bir anda ligin en az konuşulan süper yıldızlarından biri hâline getirdi. Elbette bunda sakatlıkların da payı vardı
ancak tüm bu olanlar bir gerçeği değiştirmiyordu; Davis harika bir oyuncuydu. Kendisi de bunun farkındaydı.
Davis de şaşılmayacak biçimde güçlerini LeBron James’le birleştirdi. Hem de Hollywood’da! NBA’in en düşük profilli organizasyonlarından birini ardında bırakıp, sadece basketbol özelinde değil, tüm eğlence/gösteri dünyasının merkez üslerinden birine doğru yola koyuldu. Bu bile tek başına son dönemde Davis’in suratına oturan o memnuniyetsiz ve keyif almayan ifadeyi dağıtmaya yeter.
Peki LeBron’la oynamak kariyerini nasıl etkileyecek ve mevcut Lakers kadrosuna katabilecekleri neler? Hazırlık maçları bir klişe olarak 'kıstas değildir' ancak Davis’in sezonun başında ortaya koydukları bile bizleri heyecanlandırmaya yetiyor. Geçtiğimiz sezon play-off dahi yapamayan Lakers’ın ihtiyaç duyduğu ilk şey de bu heyecan.
Bunu sağlayabilmenin tek yolu, LeBron’un yanına tartışmasız bir figürü monte etmekti. Uğruna tüm genç çekirdeğini feda ettikleri (ki feda ettiklerine geçtiğimiz sezonun kendisi de eklenebilir) Anthony Davis de tam olarak bu minvalde bir oyuncu.
Lakers, final serisinde gösterdiği performansla ciddi bir imaj tadilatı yapan Cousins’ı kadrosuna katmıştı; ancak ondan 1 dakika dahi faydalanamadan sakatlığa kurban etti. Bu noktada bir Dwight Howard hamlesi yapıldı ki, kimilerine göre bu yaz döneminin en kötü transferi. Ancak opsiyonlara baktığınız zaman havuz, Lakers’ı bu hamleye itti.
Bazen niteliği bulamayacağını fark ettiğinizde, ister istemez niteliğe gidiyorsunuz. Lakers en azından o pozisyonda güvenip dakika vereceği bir oyuncu aradı ve bunu öyle veya böyle Howard’la buldu. Ancak Howard, Lakers’ın şampiyonluk hedefine, çok ufak katkı sağlayabilecek olsa da, tüm yolu beraber gidebileceğiniz bir oyuncu değil. Bu seviyeye belki de 5-6 yıldır çok ama çok uzak. Hâl böyleyken şartlar Davis’i, 5 numaradaki dakikaların ciddi bölümünü almaya zorlayabilir.
McGee tüm senaryolarda, Vogel’ı rahatlatan bir isim ancak oyunu olgunlaşsa da sınırlı ve defolu bir oyuncu. Varlığı önemli ancak denge değiştiren bir oyuncu olması mümkün değil. Bu da, Lakers’ı, Davis’in 5 numara olduğu senaryoya zorlayacak gibi.
Bu durumda Davis’in back-up’ı olarak gözüken Kyle Kuzma yine ilk 5’teki pozisyonuna dönecek. LeBron her zaman olduğu direksiyonda. Yönlendiricilik misyonunu Rondo ile paylaşabilir. Çoğunlukla dakikaları ayrıldığında Bradley ve KCP’yi, Rondo yerine parkede göreceğiz; ancak bu beşin Davis’le beraber belirleyici oyuncusu bence Danny Green.
Davis’in tepede olduğu bölümde spacing olarak problem yaşaması mümkün gözükmeyen Lakers için kritik husus şut yüzdesi olacak. Kuzma, Green ve KCP eğer kanatlardan elit seviyede bir şut katkısı getirirse LeBron-Davis için inanılmaz bir konfor alanı oluşacak.
Hazırlık maçlarında Davis’in bomboş smaçlar vurduğu, ortalığı yıkıp döktüğü bölümlerde eli tutan bir Green ve takımı rahatlıkla yönlendiren bir LeBron gördük. Zaten çevresindeki 4 opsiyon da aktif durumdaysa, parkede olmasını isteyeceğiniz 1 numaralı isim LeBron James. Çünkü tüm parçaları bu kadar yukarı çekebilen başka bir oyuncu yok.
Frank Vogel-Jason Kidd bench tandemi ise Lakers için sezonun devamında yine belirleyici unsurlardan olacak; ancak aralarındaki ilişki kesinlikle bambaşka bir yazıya sebep olacak gibi. Hatta bu ilerleyen yıllarda bir kitaba da evrilebilir.
Hollywood’da bu kez sezon başında heyecan var, kaliteli var, potansiyel var. Ancak elbette soru işaretleri ve iyiye de kötüye de evrilebilecek fay hatları mevcut.
EŞSİZ
KYRIE IRVING
‘’Kyrie Irving; günümüzde kazanmak için ikinci hatta üçüncü rolleri kabul eden, her daim basınla ilişkisini iyi tutmaya özen gösteren birçok NBA yıldızına hiç mi hiç benzemiyor."
LEVENT LEVENTCİ
İnsanların ne düşündüğüne ve basınla olan ilişkisine fazla önem vermeyen, elit bir NBA oyun kurucusundan çok sokakta zevk için basketbol oynadığı izlenimini veren, takım arkadaşlarıyla ilişkileri tartışılan, her zaman takımın ana lideri olmak isteyen benzersiz bir süper yıldız Kyrie Irving.
Brooklyn Nets, 2013 yazında NBA tarihinin en skandal takaslarından biri olarak gösterilen meşhur takasa imza atmış ve yaşlanan Pierce/Garnett ikilisi için neredeyse takımın geleceğinin ipoteğini Boston Celtics’e yollamıştı.
Daha sonra Sean Marks’ın başarılı genel menajerliği ve Kenny Atkinson’ın başarılı koçluğuyla yeniden yapılanan Nets; genç oyunculara değer katan, birlikte oynamaktan keyif alan bir play-off takımına dönüştü.
Böyle bir düzene Kyrie Irving gibi NBA’in en kestirilemez süper yıldızını getirmek, cesur ama şampiyonluk adına gerekli bir hamleydi Brooklyn için. Henüz kariyerinin başında 2012 yılında Pepsi için kendi yazdığı, yönettiği ve başrolünü oynadığı Uncle Drew isimli reklam filmi serisi, Kyrie’nin popülerliğini adeta zirveye çıkardı.
Ancak Irving’in NBA sahnesinde kendisine gerçekten önemli bir yer edinmesi, LeBron’un Cleveland’a dönüşüyle başladı. NBA’in en iyi oyuncusu olarak kabul edilen LeBron James ile Cleveland’da üç sezon geçiren Uncle Drew, bu sezonların tamamında takımının finale çıkmasında büyük rol oynadı ve 2015/2016 sezonunda Golden State Warriors’a karşı takımına şampiyonluğu getiren üçlüğü attı.
Spektaküler oyunuyla her zaman adından söz ettiren Irving, bu üçlükle adını NBA tarihine altın harflerle yazdırdı. NBA’de 2017 yazı, Kyrie’nin takasını istemesiyle epey hareketli geçti. Artık ikinci oyuncu olmak istemediğini belirten yıldız guard, liderlik yapabileceği bir takıma takasını istedi ve Boston Celtics’in yolunu tuttu. Irving’in 2017 yazında imza attığı Celtics, bu yaz imza attığı Nets’e bir hayli benzer bir yapıdaydı. Genç oyuncuların parladığı, iyi yönetilen, birlikte oynamaktan keyif alan bir takım…
Kyrie’nin Celtics’te sergilediği performans, büyük tartışma konusu oldu. Irving’in son bölümünde sakat olduğu 17/18 sezonunda Celtics’in genç çekirdeğiyle NBA finalini sadece bir maçla kaçırması, yıldız oyun kurucunun takımdaki etkisi üstünde tartışmalara sebep oldu. Kyrie’nin 18/19 sezonundaki performansı ve saha dışı tutumları, onun hakkındaki olumsuz düşüncelerin zirve yapmasını sağladı.
Takımdan kopuk bir görüntü çizen ve topu paylaşmaktan ziyade domine etmeyi tercih eden 27 yaşındaki guard, Celtics’in Bucks’a elendiği play-off serisinin son iki maçında 43’te 13 saha içi isabetiyle oynayarak eleştirilerin odağına yerleşti. Yaz aylarında serbest kalan Kyrie, Boston’dan ayrıldı.
All Star oyun kurucunun Nets tercihinde takımın New York pazarında olmasının etkisi büyük. Lider olmak isteyen Kyrie, Durant ile birlikte gitti Nets’e. Ancak Durant’in bu sezon parkelere dönmesi zor görünüyor. Yani Uncle Drew, en azından bir sezon boyunca iplerin tamamen kendi elinde olduğu bir düzende olacak.
Son iki sezonu sönük geçirmesine rağmen NBA’deki en özel 15 oyuncudan biri Irving. Oyun olarak NBA’in belki de en iyisi olmasına rağmen takım içinde liderliği paylaşmaktan çekinmeyen Durant, Kyrie ile seve seve liderliği paylaşabilir. Ancak Durant’in sakatlığının bulunduğu sezonda yıldız guard'ın takıma uyum sağlaması ve önceliğini topu domine etmekten ziyade topu paylaşmaya vermesi şart. Kyrie’nin yapması gereken şey liderlik, tek kişilik gösteri değil.
NADİR
RUSSELL WESTBROOK
"2010’lu yılları geride bırakacağız ve bu 10 yıllık dönem içinde bazı guardlar öne çıktı. Özellikle Curry ve Harden gibi üçlük atan guardlar… Fakat sadece şut özelliğiyle öne çıkmayan, komple her şeyi yapabilen bir guard var; o da Russ'tan başkası değil."
BERTAN ERMAN
Henüz 13 yaşında, ilkokul 7. sınıfa giden taze bir ergen iken Oklahoma City Thunder’da bir çaylak vardı. Yeni bir oluşumda, Kevin Durant ile birlikte öne çıkıyordu. Seattle Supersonics’in son büyük hamlesi olan Westbrook, Thunder oluşumunda neler yapacağının ilk sinyallerini 2009 yılında vermeye başlamıştı.
Westbrook, uçan, kaçan, her yere sıçrayan, gelecekte yapacaklarını sahneleyen bir çaylaktan fazlasıydı. Her ne kadar o sezonun sonunda, Westbrook kadar yetenekli olan Derrick Rose, yılın çaylağı seçilse de, ilerleyen yıllarda durum değişti.
Genç ve dinamik Oklahoma City Thunder, 2012 yılında, Russell Westbrook - Kevin Durant - James Harden üçlüsüyle tarihinde ilk defa NBA Finali’ne kalmıştı. Thunder, LeBron James - Dwyane Wade - Chris Bosh üçlüsünü durduramamış ve şampiyonluğu Miami Heat’e kaptırmıştı. Ancak OKC, üç yıldızı ile gelecekte neler yapabilecekleri ile ilgili sinyaller verse de, Harden kısa sürede Houston Rockets’a takaslandı. Sonra Kevin Durant, Golden State’e gitti, Paul George geldi vs.
Westbrook 11 sezon boyunca Thunder’ı sırtlamaktan fazlasını yaptı. Özellikle son 3 sezon… Rakamlar bazı şeyleri açıklıyor zaten. Sayı kralı olduğu 2016-2017 sezonunda 31.6 sayı, 10.7 ribaund ve 10.4 asist, 2017- 2018 sezonunda 25 sayı, 10.1 ribaund ve 10.3 asist, 2018-2019 sezonunda da 22.9 sayı, 11.1 ribaund ve 10.7 asist ortalamalarını tutturmuş bir Russell Westbrook’tan bahsediyoruz.
Üst üste 3 sezon triple-double ortalamaları kariyerini sürdüren kim oldu daha önce? Cevap veriyorum; hiç kimse. Bu rakamlar, Westbrook’un performansının sadece rakamsal yansımaları. 2016-2017 sezonunun MVP’si olması, en iyi 5’e seçilmeler…
Russell Westbrook sahanın her yerinde olarak bunu yaptı. 1.90 metre boyuyla daha iri rakiplerinin içlerine girip üzerlerinden bastığı smaçlar, yeri geldi mi şutları, kendinden uzun isimlere karşı atletizmini savunma ribaundlarında konuşturması, yaptığı asistlerle takım oyununa verdiği önem…
Ayın 12’sinde 31 yaşına girecek olan Westbrook, kariyerinin zirve yapacağı dönemde, 11 yıllık Thunder macerasına son verdi. Russ’ın yeni durağı, eski takım arkadaşının yanı; James Harden önderliğindeki Houston Rockets oldu.
Belki Kevin Durant yok bu sefer. Ama ilerleyen yıllarda kazandıkları deneyimlerle, günümüz basketbolunda inanılmaz işler çıkaran ve kırılmadık rekor bırakmayan Westbrook - Harden ikilisi, Rockets’ın Batı’daki Golden State Warriors Hanedanlığı’na son vermek için kafi olabilir.
Ancak şunu unutmamak lazım ki, bu Batı Vahşi Batı. LeBron James - Anthony Davis ikilisinin olduğu L. A. Lakers, Paul George - Kawhi Leonard ikilisinin olduğu L. A. Clippers, Splash Brothers Curry ve Thompson’ın Golden State’i, Nikola Jokic ile ivme yakalamış Denver Nuggets... Her an sürpriz yumurta olmaya aday Utah Jazz ve Portland Trail Blazers, Avrupalı yıldızlar Luka Doncic ve Kristaps Porzingis ile yeniden çıkışa geçme isteyen Dallas Mavericks ve dahası…
Westbrook, bu kadar engeli James Harden ve diğer takım arkadaşlarıyla bir bütünlüğe kavuşturup, buna göre yeteneklerini sergilerse, Rockets’ın çeyrek asır süren final hasretine nokta koyup şampiyonluk için mücadele verecektir.