ŞAMPİYON BASKETBOLUN KİTABINI YAZDI

EuroLeague şampiyonu Fenerbahçe Doğuş, kulübün potadaki tarihini kitap haline getirdi. Alp Bacıoğlu ile Kürşat Okuyucu'nun ortaya çıkardığı eser, 1944'te amatör bir tutku olarak başlayıp, geçen yıl Avrupa'nın zirvesine uzanan muhteşem yolculuğun renkli öyküsünü anlatıyor.


 
RÖPORTAJ: OZAN ERMİŞ
 
Geride bıraktığımız 2017, Fenerbahçe Doğuş’un THY EuroLeague şampiyonluğuyla şimdiden Türk sporunun unutulmayacak yılları arasında yerini aldı. Sarı lacivertliler Avrupa’nın en büyüğü olarak tarihe not düşerken, bu tarihi yazanların da kitabı yazıldı. Kulüp Müzesi Müdürü Alp Bacıoğlu ile Fenerbahçe’ye gönül veren askeri tabip Kürşat Okuyucu, Kanarya’nın potadaki tarihini kaleme aldı. ‘Fenerbahçe Erkek Basketbol Takımı Tarihi: 1944-2017’ adı verilmesi planlanan kitap, sarı - lacivertli kulübün basketboldaki hafızası olacak. Ocak ayı sonunda piyasada olması beklenen eserin ortaya çıkışı ilginç bir karşılaşmanın sonucu. Fenerbahçe’nin hemen her branşıyla ilgili bütün notları tutan Bacıoğlu, 2009 yılında Ankara’dan bir telefon alır. Telefondaki ses Okuyucu’ya aittir. Okuyucu, basketbol ve voleybol takımlarının kuruluş tarihinden itibaren oynadığı bütün maçların notlarının kendisinde bulunduğunu söyler. Kürşat Bey o sıralar albaydır ve GATA’da doktor olarak görev yapmaktadır.
 
İkili tanıştıktan 3-4 yıl sonra ellerindeki bilgileri birleştirip, bir kitap haline getirmeye karar verir. Ancak ülkemizde spor ile ilgilenen milyonlar olmasına rağmen spor kitaplarının ilgi görmemesi projenin bir süre daha bekletilmesine neden olur. Fenerbahçe’nin basketbolda uçuşa geçmesi ise beklenen zamanın artık yaklaştığına işaret eder.
 
Bacıoğlu, ilk olarak Berlin’deki Final-Four’dan 10 gün sonra konuyu kulübün emektar mali işler koordinatörü Taner Yelkovan’a açar. Ellerinde basketbol takımının kuruluş tarihi olan 1944’ten günümüze kadar oynadığı bütün maçların, kadroların ve elde edilen başarıların belgesinin olduğunu söyler. Başkan Aziz Yıldırım’ın da projeyi sahiplenmesiyle bir ilk olacak kitap hazırlanır. Başta sarı lacivertli taraftarlar olmak üzere tüm sporseverlerin ilgi göstermesi beklenen kitabı Fenerbahçe Doğuş Basketbol Takımı İdari Menajeri Cenk Renda ile konuştuk.
 
90’lı yıllardan beri sarı lacivertli camianın içinde olan ve 1998’de idareciliğe başlayan Cenk Renda, Fenerbahçe basketbol tarihinin son döneminin en önemli tanıklarının başında geliyor. İşte Renda’nın dile getirdikleri...

 
KULÜBÜN BASKETBOL HAFIZASI OLACAK
 
Kitapta Fenerbahçe’nin basketbol tarihi olacak. Burada kuruluştan Avrupa şampiyonluğuna kadar uzanan bir yol var. Dolayısıyla çok ciddi bir emek söz konusu. Ta amatör dönemden beri kulübün basketboluna hizmet edenlerin, efsane isimlerin hikayeleri tek tek anlatılıyor. Ayrıca titiz bir araştırmanın sonucu olan maç skorları; istatistikler ve tanıklıklarla birlikte kitapta olacak. Bugün belli bir yaşın altında olanlar yalnızca 90’ları, 2000’leri, belki de Euroleague dönemini biliyor. Oysa bunun öncesi de çok önemli. Bu kitap da bir Fenerbahçe basketbol hafızası ortaya koyma, geride kalan süreci herkese anlatabilme adına yapıldı. İçinde istatistiklerden daha fazlası; çok değerli anılar var...
 
AZİZ YILDIRIM’IN DA HAYALLERİ ARASINDAYDI
 
Mesela 1950’lerde bir Macar takımıyla oynanmış. Okuyucular o maça hangi otobüsle gidilmiş, yolculuk ne kadar sürmüş gibi detayları da bulacak. Şimdi milyon dolarlık sözleşmelerden bahsediyoruz ama bu kitapta basketbolun amatör ruhu var. Örneğin; bir ABD’li donanma görevlisi olarak geliyor ve basketbol oynuyor. Bugüne kadar yapılmamış bir çalışma kısacası. Ancak şunu da vurgulamak lazım; başkanımız Aziz Yıldırım olmasaydı bu kitap da olmazdı. Yıldırım, basketbola büyük değer verir. Kendisi her zaman ilkleri gerçekleştirdi. Basketbol tarihimizin kaleme alınması isteği başkanımızda her zaman vardı. Bu proje onun da hayaliydi.
 
İDMANIN ORTASINDAN BİR KADIN GEÇMİŞTİ
 
90’lardaki ilk şampiyonluktan sonra Fenerbahçe hep en iyi kadroları kurmaya devam etti. Kulübün basketbol vizyonunda Aziz Yıldırım’ın büyük payı var. En büyük şansımız onun basketbolu çok sevmesi. Önce Ülker sonra Doğuş sponsorluğu, kendi salonumuzu yapmamız, ne kadar doğru işlermiş ki bu konuda bütün takımlar bizi takip etmeye başladı. Biz ilklere imza atıyoruz rakiplerimiz de peşimizden geliyor. Bundan çok memnunuz. Çünkü Türk basketbolu kazanıyor.
 
Evet bugün Fenerbahçe çok başarılı ama bu başarılar kolay gelmedi. Mesela rahmetli Batur Abi (Mehmet Baturalp) anlatırdı; Dereağzı’ndaki yağmur yağınca çatısı akan eski salonda yapılan bir idman sırasında elinde pazar torbalarıyla bir kadın içeri girmiş ve sahanın ortasından geçip gitmiş! Şimdi 8 bin kombine sattığımız bir salonumuz var. Hatta yanlış hatırlamıyorsam EuroLeague şampiyonu olduğumuzda futbolda da Beşiktaş’ın şampiyonluğu vardı. Ama biz daha çok reyting aldık. Bugün hangi salona gitsek kapalı gişe oynuyoruz. Barcelona deplasmanında dahi 400-500 taraftarımız vardı.
 

 


TAKIM VAR FORMA YOK
 
Kitabın yazarlarından Alp Bacıoğlu da 2012 yılında kaybettiğimiz ve Fenerbahçe Basketbol Şubesi’nin iki kurucusundan biri olan rahmetli Cem Atabeyoğlu’nun kendisine aktardığı bir anıyı paylaştı. Merhum Atabeyoğlu’nun, sarı lacivertlilerin potadaki tarihine ışık tutan anısı şöyle:

Fenerbahçe Basketbol Takımı kurulduğunda 1. Lig’de yeterli sayıda takım olduğu için 2. Lig’den başlaması gerekiyor. Fakat kulüpte deyim yerindeyse kuruş yok. Kurulduktan sonra yavaş değer görmeye başlıyor; ama takım ilk büyük ilgiyi 1954’teki ilk Galatasaray galibiyetinden sonra görüyor. Takıma Forma yapılması lazım. Bir gün kara kara düşünürken, Muhtar Sencer ile Atabeyoğlu’nun karşılarına Dinçkök Holding’in kurucusu hasta Fenerli Raif Dinçkök çıkıyor. “Hayırdır çocuklar bir şey duydum; basketbol takımı kurmuşsunuz ama sizi biraz durgun gördüm. Bir terslik mi var?” diyor.
 
Onlar da liglerin başlayacağını ve formalarının olmadığını söylüyor. Bunun üzerine Dinçkök, “Düşündüğünüz şeye bakın. Gidin Zeki Rıza Sporel’in mağazasına ve formalarınızı ısmarlayın. Faturanızı da bana gönderin” diyerek yüreklere su serpiyor.

cenk renda fenerbahçe beko euroleague