ALİ KONAVİÇ
NBA'de aylar süren ara sona eriyor, yıldızlar yeniden parkeye iniyor; sırta yeni geçirilen formalar, yarım kalan hikayeler ve yepyeni umutlarla perde açılıyor.
ŞAMPİYONLUK
Golden State Warriors: NBA de, her spor organizasyonu gibi yan hikayeleri ne kadar dikkat çekici olursa olsun, neticede tek bir sonuca bakılan bir yarışma. Bu da, şüphesiz; şampiyonluk. Söz konusu şampiyonluk ise, bu sezon da inanılmaz iskeleti ve oraya yapılan DeMarcus Cousins eklemesiyle mutlak favori Golden State Warriors. Her ne kadar Cousins, daha önce dergimizde geniş ele aldığımız gibi, oyun stili ve bireysel karakteriyle bu takıma çok uygun bir parça olmasa da, Warriors yapısı her oyuncudan bir şeyler almayı biliyor. En kötü ihtimalle onu yolda bırakıp, hedefe gidebilecek bir makine görüntüsündeler. Onları sadece bu sezonun değil, tüm NBA tarihinin en komple ve en iyi takımı olarak göstermek gayet gerçekçi olur. Parkede oldukları her an, rakipleri için bir gözdağı.
Houston Rockets: Ligde yapısal olarak, Warriors'u durdurmaya en yakın takım şüphesiz Houston. Sezon içerisinde değiştirdikleri, temposunu düşürdükleri ve tamamen Golden State'i imha üzerine kurdukları oyun, onları neredeyse finale taşıyordu. Geçtiğimiz sezon Batı finalinde bunu gösterdiler ve az kalsın başarıyorlardı da! Eğer Chris Paul'den faydalanabilselerdi, ne olurdu asla bilemeyeceğiz; ama şu an bildiğimiz bir şey var ki, D'Antoni'nin öğrencileri, ligde şampiyonluğa en yakın 2-3 takımdan biri. Carmelo Anthony eklemesi de, tıpkı Cousins gibi ciddi soru işaretleri barındırsa da, 30 NBA takımı içerisinde ondan verim alabilecek tek takım belki de Rockets. Biraz daha olgunlaşacak Harden ve eğer sağlıklı kalabilirse Paul ile ligin en iyi arka alanına sahip olan Rockets, hâlâ Warriors'tan 4 maç alabilecek tek takım gibi gözüküyor.
BAŞALTI
Boston Celtics: Hâlâ iki Batı takımını şampiyonluğun mutlak favorisi olarak göstermemiz, Doğu'daki durumu gözler önüne seriyor. LeBron'un da yeteneklerini bu kez Batı sahillerine taşımasıyla, oranın çekiciliği gitgide eriyor; ancak bir istisna dışında: Boston. Genç dahi Brad Stevens'ın elinde güçlü bir kadro var ve geçtiğimiz sezon Irving, Hayward gibi oyunculardan yoksunken, play off'larda gösterdikleri performans da cabası. Bu sezon onların sağlık durumu yine çok belirleyici olacak; ancak bu takımın Tatum, Jaylen Brown, Rozier, Smart, Theis gibi sürekli üstüne koyan genç bir iskeleti ve Al Horford gibi bence parkede bulunduğu her anı "derslik" olarak bir kripto süper yıldızı var. Onlar, Doğu'nun şüphesiz favorisi ve finalde de söyleyecekleri bir söz olabilir.
Los Angeles Lakers: LeBron James. İki kelime, bir isim. NBA'in son 10 yılı. Onsuz bir finali hatırlayan nesil en az 17-18 yaşında olmalı. Ve henüz hiçbir şey bitmiş değil. Hollywood'a kendisiyle beraber Kawhi Leonard veya Paul George'u getirebilmiş değil. Ancak gittiği her yere götürdüğü bir şeyi beraberinde getirdi; şampiyonluk düşüncesi. Lakers markasıyla, onun markasının birleştiği bir yerde başka bir ihtimal zaten söz konusu olamaz. Evet bu sezon çevresindeki ekip oldukça genç ve şampiyonluk ihtimalini gerçekçi olarak konuşmak için erken; ancak LeBron'un formasını giydiği bir takımı en azından başaltı sınıflandırmasına yazmak zorundaydım. Lakers, konferans yarı finalinde Warriors veya Rockets'tan biriyle eşleştiğinde büyük ihtimalle havlu atan taraf olacaktır; ancak o güne kadar umut devam edecek. LeBron liderliğinde; Kuzma'lı, Ingram'lı, Lonzo'lu hatta Hart, Wagner ve Zubac'lı iskelet kesinlikle heyecan verici olacak. Tabii bir de, Rondo, McGee, Stephenson ve Beasley'li büyük skeç.
Toronto Raptors: "Eğer Kawhi buraya kendisini verirse" Toronto Raptors'la alakalı okuduğunuz tüm yabancı ve yerli yorumlar bu noktaya dikkat çekiyor, fark etmişsinizdir. Haksız da sayılmazlar. Raptors; DeRozan takasıyla yeni bir yola gitti. Gitmesi de gerekiyordu zira Lowry-DeRozan eksenli takımın winner bir takım olmadığı çok açıktı. Bu noktada ligin kazanmaya en yatkın karakterlerinden birini aldılar: Kawhi Leonard. Ancak bir büyük soru işaretiyle... O, buraya gelmek istemiyordu. Bu çok açık. Zaten yüzü pek gülmeyen süper yıldız için daha kötü ne olabilirdi? Onun, Raptors formasıyla tek bir maça dahi çıkmadan, kalan 1 yıllık kontratını tamamlayacağı ve Lakers'a gideceği dahi konuşuldu. Ancak şu günlerde Raptors cephesinde iyi gelişmeler ve gülmeye başlayan bir Kawhi var. O, bu takımın lokomotifi olmayı kabullenir ve elinden geleni ortaya koyarsa, Toronto konferansında ciddi bir aday olabilir. Nasıl olsa artık LeBron da yok.
MVP
LeBron James: Son dönemde MVP yarışı içerisinde genelde bir adım geride kalan ve doğrusu oraları pek de zorlamayan LeBron James için, Lakers'taki ilk sezonu bu anlamda bir geri dönüş şansı da olabilir. Hoş oynadığı oyun itibariyle her zaman 'En Değerli Oyuncu' seviyesinde, ancak bunu alabilmek için ısrarla istemek lazım. LeBron bir süredir bunu yapmıyordu; fakat şimdi hem camianın büyüsü, hem de liderlik etmesi gereken genç iskelet onu ekstra bir efora ve çılgın istatistiklere götürebilir. Bu kez, normal sezonda da bir yer kapma yarışı içinde olacak; zira Batı Konferansı, Doğu gibi herhangi bir sıradan kendinizi play off'a atıp, NBA finallerine kadar işi şova dökebileceğiniz bir yer değil. Tüm bu etkenler, Kral'ı çok ciddi bir MVP adayı yapıyor.
James Harden: Son MVP James Harden'ı adaylar arasına yazmamak saçma olur; zira o gerek oyun stili, gerekse sayıların ötesinde parkede yaptığı etki ve kapladığı hacimle ligin en değerli oyuncularından biri. Harden'ın, Paul'ün ekonomik kullanıldığı yapı içerisinde özellikle normal sezonda yine çok büyük yük çekeceği de göz önünde bulundurulursa, inanılmaz istatistiklere imza atacağı çok bariz. Takımının da, Batı'nın ilk üçünden dışarı çıkmayacağı hatta birincilik için yine en büyük aday olduğu da unutulmamalı. James Harden, yıllarca kovaladıktan sonra elde ettiği MVP'liği hemen bırakmak istemeyecektir. Önemsediği bu ödülün yine peşinde olmasını bekliyorum.
Russell Westbrook: Bir MVP yarışının içerisinde kimi anmazsanız ayıp olur? Bay Triple Double, Russell Westbrook. O, 'En Değerli Oyuncu' olarak anılmayı çok seviyor. Sezonu triple-double istatistikleriyle geçirmeyi, insanları şaşırtmayı ve istatistik kağıdını tamamen doldurmayı çok önemsiyor. Aklında sezonun ilk hava atışından itibaren yine MVP'lik olacaktır. LeBron ve Harden'dan farklı olarak, onun kafasındaki şampiyonluk ihtimali çok güçlü değil. Thunder'ı, George'u tutmalarına karşın başaltı takımlara dahi yazmak çok zorlama olur. Ama söz konusu MVP'lik ise, sezonu yine 25-11-11 gibi istatistiklerle tamamlaması ihtimal dahilinde olan Westbrook'u atlayamayız.
YILIN KOÇU: 1 - Mike D'Antoni, 2 - Brad Stevens, 3 - Rick Carlisle
YILIN ÇAYLAĞI: 1 - Trae Young, 2 - DeAndre Ayton, 3 - Mo Bamba
EN ÇOK GELİŞME KAYDEDEN OYUNCU: 1 - Nikola Jokic, 2 - Dennis Smith Jr, 3 - Jamal Murray
EN İYİ 6. ADAM: 1 - Terry Rozier III, 2 - Lou Williams, 3 - Carmelo Anthony
PLAY OFF
BATI: 1 - Rockets, 2 - Warriors, 3 - Jazz, 4 - Lakers, 5 - Thunder, 6 - Nuggets, 7 - Mavericks, Son bilet: Spurs, Blazers, Timberwolves
DOĞU: 1 - Celtics, 2 - Raptors, 3 - Sixers, 4 - Heat, 5 - Wizards, 6 - Bucks, 7 - Pacers, Son bilet: Hornets, Pistons, Cavaliers
YILIN BEŞİ: Russell Westbrook, James Harden, LeBron James, Kevin Durant, Joel Embiid
YILIN 2. BEŞİ: Stephen Curry, Devin Booker, Kawhi Leonard, Giannis Antetokounmpo, Rudy Gobert