Önce sağlık
Fenerbahçe Beko İletişim ve Medya Sorumlusu İlker Üçer, "Yaklaşık bir ay boyunca yaşadığım korona kâbusunu 13 Nisan itibariyle geride bıraktım. İşin sağlık boyutu elbette her şeyin ötesinde. Zaten sporcu reflekslerinde ve verdikleri röportajlarda da bu ortada... Bu sürecin en hızlı ve en az hasarla atlatılmasını diliyorum" diyor.
"15 Mart Pazar günü Ülker Spor ve Etkinlik Salonu’nda oynadığımız Tofaş maçı sonrasında ofisten ayrılırken kendimi çok hâlsiz hissediyordum. Üç ya da dört gün öncesinde başlayan hafif bir öksürük şikayetim de olmuştu; ama her kış hemen hemen üç veya dört kez yaşadığım bir sıkıntı olduğu için pek de üzerinde durmadım. Devam eden üç günde yoğun baş ağrısı ve halsizlik, hafif de mide bulantısı vardı. Tüm bu belirtilerin yavaş yavaş ortadan kaybolduğu dönemde tat ve koku kaybı yakama yapıştı ve bu ikili uzunca süre benimle yaşamaya devam etti.
21 Mart ve 3 Nisan’da iki kez Covid-19 testi oldum ve her ikisinde de sonuç pozitifti. Solunum problemi ya da yüksek ateş gibi belirtilerim hiç olmadı. Yukarıda bahsettiğim şikayetler kısa sürede ortadan kalktı, yalnızca tat ve koku kaybı bir süreliğine beni rahatsız etmeye devam etti. Bu nedenle şanslıydım, çünkü hiç hastanede yatmaya ihtiyaç duymadan ya da ciddi sıkıntılar yaşamadan süreci geçirebildim. En büyük sıkıntım, endişem ve korkum, aileme bu hastalığı bulaştırmış olma ihtimaliydi. Eşimden ve her ne kadar çocuklarla ilgili istatistikler endişeleri azaltmaya yönelik olsa da iki yaşımdaki oğluma bir şey olma ihtimalinden çok korktum. Eşimin annesi ve babası bizimle sıklıkla görüşüyordu ve onlara bulaştırmış olma ihtimali daha da korkutucuydu; zira ikisinin de kronik rahatsızlıkları vardı.
Özetle; benim için fiziksel sıkıntılardan çok mental etkisi daha büyük olan bir süreci 13 Nisan’da geride bıraktım. Üçüncü kez Covid-19 testine girdim ve bu kez sonuç negatifti. Ardından iki hafta daha tamamen karantinada kaldım ve süreci kendi adıma noktaladım. Yani en azından öyle olduğunu umuyorum. Ailem de iyi ve bu da benim için en güzel haber.
Takımımızda dört kişide test sonuçları pozitif çıkmıştı. Şu anda herkes negatife dönmüş ve sağlığına tamamen kavuşmuş durumda. İçimizde bu süreci en ağır atlatan kişi Cenk Renda idi. Bir süreliğine tedbir amaçlı hastanede kalması gerekti. Ama o da sağlığına tamamen kavuştu. Bu dönemde bizi sahiplenen ve her türlü desteği sağlayan kulübümüze, takım doktorumuz Ahmet Kulduk’a, sağlık çalışanlarına, yanımızda olduğu hissettiren dostlarımıza ve iyi dileklerini ileten herkese çok teşekkürler. Umarım hem ülkemizde hem de dünya genelinde, bu hastalığı yenebilmek gereken dayanışmayı en güçlü şekilde gösterebilir ve bu dönemden el birliğiyle en kısa sürede çıkabiliriz.
Covid-19 salgınının hayatın her alanında olduğu gibi sporda da birçok yansıması oldu ve bu sürecin izleri peşimizi kısa sürede bırakmayacak gibi gözüküyor. Hem TBF hem de EuroLeague, mevcut sezonları iptal etti. Herkes sahaya çıkıp oynamak ister; ama insan sağlığını ön planda tutan bu kararlara saygı duyuyoruz. Her iki organizasyon da hem insan sağlığını gözeterek karar verdi hem de günü kurtarmak için önümüzdeki sezonları riske atmamayı tercih etti. Dediğim gibi; bu kararı anlıyor ve saygıyla karşılıyorum.
Biz Fenerbahçe Beko olarak sezona istediğimiz gibi giremedik ama yeni yılda daha iyiydik. Şubat ayında Türkiye Kupası’nı kazandık. Kendimizi EuroLeague’de play-off potasına soktuk. Keşke daha fazlasını yapabilmek için parkeye dönebilseydik; ama bu sezonun hikâyesi de bu şekilde oldu.
Hiç kolay bir süreçten geçmiyoruz; ama bu salgının spor ekonomisi üzerindeki etkisini bugünden ziyade ilerleyen dönemde daha net bir şekilde göreceğiz. Birçok takımın bütçelerini gözden geçirmesi gerekecek. Şartlar zorlaşacak, bu ortamda ise doğru planlama ve üretim daha fazla değer kazanacak. Biz Fenerbahçe olarak bu süreçten, organizasyonel olarak daha güçlü çıkabilmek ve aynı seviyeleri uzun süre koruyabilmek için her şeyi yapacağız. Hem ülkemizin hem de tüm dünyanın bu süreci en hızlı ve en az hasarla atlatabilmesini diliyorum.