NBA'de yüzük için öne çıkanlar
NBA'de yeni sezon heyecanı yaklaşırken, ligin birçok şampiyonluk adayı ve onları favori yapan sayısız faktör bulunuyor.
ARDA AYGAHOĞLU
BOSTON CELTICS
Boston Celtics'in kazandığı son şampiyonluğun üzerinden tam 15 yıl geçti. Buna rağmen takım, son iki seneyi 1 konferans şampiyonluğu ve bir konferans finaliyle kapattı. Celtics son şampiyonluğunu Paul Pierce - Ray Allen - Kevin Garnett - Rajon Rondo dörtlüsünün üzerine inşa edilmiş bir yapıyla elde etmişti. Bugün yine o günlere benzer Tatum - Brown - Holiday - Porzingis dörtlüsünden oluşan muazzam bir takım çekirdekleri var. Üstelik NBA Finalleri tecrübesine sahip, kazanma kültürünü oluşturmuş ve başarıya aç bir ekip kurdular.
Celtics'in ana oyuncuları kadroya kağıt üzerinde kusursuz görünüm verse de, uzun rotasyonundaki sakatlık geçmişi şüpheli isimler ve rol oyuncularının yeterli seviyede görünmemesi, takımı şampiyonluktan edebilecek nedenler olarak görünüyor. İşlerin nasıl gideceğini göreceğiz ancak zirvede yer almak Yeşiller'in genetiğinde var.
PHOENIX SUNS
Suns, 2018 draftında Doncic yerine Ayton tercihinde bulunduğundan beri takımın şansı ve kaderi üzerinde çeşitli espri ve yakınmalar döndü. Devin Booker, Chris Paul ve Kevin Durant bir araya geldiğinde herkes onların tarihlerindeki ilk şampiyonluğu kazanabileceklerine inanıyordu. Bu inanç, Nikola Jokic tarafından kırılarak hayal kırıklığına dönüştürülse de, Suns yapılabilecek en iyi hamlelerden biri olan Bradley Beal takviyesini yaptı. Eğer basketbol yalnızca hücum gücünden ibaret olsaydı Durant - Booker - Beal üçlüsüyle onlara kesin şampiyon gözüyle bakılabilirdi. Şimdi ise iyi bir hücum - savunma dengesi yaratmayı ve en iyi oyuncularını sakatlığa kurban vermeden şanslarını sonuna kadar zorlamayı deneyecekler.
Suns, rotasyondaki savunmacı görüntüsünden dolayı rakiplerinin bir adım gerisinde görünüyor. Koca bir sezonda tek bir sakatlığın, şutun, takasın veya daha birçok şeyin hikâyenin geri kalanını tamamen değiştirebildiği düşünüldüğünde, Phoenix'in yeni sezonda şampiyonluk hayali kuran franchise'lardan biri olacağına şüphe yok.
DENVER NUGGETS
Denver Nuggets, son şampiyon apoletiyle yeni sezona da doğal favori olarak başlayacak. Mükemmele yakın geçirdikleri seneyi şampiyonlukla taçlandırdılar ve önümüzdeki normal sezonu da rehavete kapılmadan geçirebileceklerini söylemek mümkün. Daha önce Jokic'ten sonraki en önemli oyuncularını sakatlığa kurban vermeleri onların şampiyonluğa biraz daha geç ulaşmasına neden olmuştu. Bu sezon da sakatlık belasına önemli kurbanlar vermezlerse onları haziranda yeniden NBA Finalleri'nde görmemiz kaçınılmaz olabilir.
Açıkçası, Nikola Jokic'in sezon öncesi açıklamalarına bakıldığında kendilerini şimdiden NBA Finalleri'nde görüyorlar. Üstelik MVP, play-off öncesi oynanacak maçları aradan çıkartması gereken bir formalite olarak görüyor. Genelde NBA'de süperstar unvanına sahip oyuncular üzerlerinde sürekli başarılı olma ya da başarıyı devam ettirmek konusunda psikolojik baskılar hissedebiliyor. Bu da onların mental sağlığını ve oyununu olumsuz etkiliyor. Ancak Nikola Jokic sahada oynarken ne kadar rahat ise ruhsal anlamda da bir o kadar rahat gözüküyor.
Nuggets için bir diğer önemli silah olarak Jamal Murray ön plana çıkıyor. Kanadalı oyun kurucu, geçen sezon performans olarak belki de NBA'in en iyi guardıydı. Hâliyle en formda oyun kurucu ve muhtemelen gezegendeki en iyi basketbolcuyu bir araya getirince başarıya daha kolay ulaşılabiliyor.
Denver'da 3. adam rolünü Michael Porter Jr. üstleniyor. Basketbol sahnesine çıktığı günden beri, sakatlıklar olmasaydı Kevin Durant seviyesine çıkabileceği konuşuldu. Aslında Porter'a baktığında o umudu görenler hâlâ az değil ancak Jokic ve Murray'nin hâli hazırda ortaya koydukları varken hiç kimse ona oyun planında Durant olması için gerekli alanı sağlayamaz. Dürüst olmak gerekirse Denver'ın bir Durant'e de ihtiyacı yok. Üstüne düşeni fazlasıyla yapan, takımdaki rolünü kabul etmiş ve gerekli katkıyı verebilen bir 3. adam onlar için yeterli görünüyor.
Aaron Gordon ve K. Pope ise yardımcı oyuncu rollerini gayet iyi şekilde yerine getiriyorlar. 'Hiçbir takım kusursuz değildir' diye düşünecek olursak Nikola Jokic'in süre almadığı dakikalar ya da Porter ve Murray'nin sakatlık geçmişi bu takım için en büyük soru işaretlerini oluşturuyor. Basketbol dünyasında pek çok insan Nikola'nın savunma zafiyetlerini vurgulasa da play-off basketbolu için sahaya çıkıldığında Sırp uzun eksikliklerini zekasıyla bir şekilde azaltabiliyor.
Koç Mike Malone, şampiyonluk sezonu boyunca çok iyi rotasyon tercihlerinde bulundu. Jokic'in oyun kurma kabiliyetlerini ve Murray'nin skorer kimliğini çok iyi şekilde senkronize etti. Koç ve oyuncu ilişkileri muazzam olduğu gibi takım sahibinin de ekibiyle arası mükemmele yakın görünüyor. Özetle, Denver Nuggets'ta şampiyon bir takımın sahip olması gereken her şey var ve bu yarışa tüm rakiplerinin bir adım önünde başlayacaklar.
MILWAUKEE BUCKS
Milwaukee, yazın en çok ses getiren işini yaparak Damian Lillard'ı kadrosuna kattı. Lillard için Holiday'i feda etmek zorunda kalsalar da artık kadrolarında NBA'in en tehlikeli ikilisi ve All Star tamamlayıcı Khris Middleton var. Bununla birlikte Bucks, şampiyonluk rakiplerinin bir çoğuna göre rol oyuncuları açısından daha şanslı konumda. Giannis Antetokounmpo ve arkadaşları daha önce bir şampiyonluk kazanmayı başardı. Bunun ardından gelen play-off vedaları ise komplike sorunlardan çok detaylarda gizliydi.
Milwaukee'yi Doğu'da bir adım öteye götürmek için büyük ve güçlü değişimlere ihtiyaç yoktu, ancak hayal ettiklerinden bile büyük bir silah kazandılar. Lillard'ın şut tehdidi ve oyunda vadettikleri öyle bir kazanç getiriyor ki, Doğu'da küçük detaylar ile seri veren takım kimliğinden çıkıp her parçası eksiksiz çalışan bir makinaya dönüşebilirler. Artık Bucks'ın geleceğini Dame Dolla ve Greek Freak arasındaki uyum belirleyecek.
MIAMI HEAT
NBA'de şampiyonluk adayı takımlarının birçoğu 'yıldızların takımı' olarak nitelendirilebilir fakat Miami Heat klasik tabirle gerçek bir 'antrenör takımı!' Elbette ellerinde Butler gibi gösterişli istatistiklere sahip, harikalar yaratan bir yıldız var ancak bu takımın yıllardır beklentileri aşmasını sağlayan en büyük etkenlerden biri olarak Erik Spoelstra'nın dahiyane dokunuşlarını gösterebiliriz.
Miami Heat uzun zamandır olduğu gibi bu sene de kadro olarak kağıt üzerinde ana rakiplerinin gerisinde gözüküyor ancak bu onlar için hiçbir şey ifade etmiyor. Lillard'ı takasla kadroya katamamaları onlar için acı olsa da, yıllardır inanılmaz bir takım kimyası ve oyun planı geliştirdiler. Butler ve Adebayo ikilisinin çift yönlü oyunları takımın hücum ve savunma düzeninde sağlam bir esneklik sağlıyor.
Ayrıca Spoelstra diğer birçok koçtan çok daha iyi biçimde, takımdaki tüm basketbolcuları oyuna katkı veren bir role sokabiliyor. Miami Heat, psikolojik güç bakımından diğer NBA takımlarından farklı bir pozisyonda yer alıyor ve bu sezonda kolay pes etmeyecekleri kesin görünüyor.
GOLDEN STATE WARRIORS
Warriors, şampiyonluk dönüşü favorilerden biri olduğu sezonda iyi işler çıkaramadı. Takımdaki Green - Poole gerilimi, genç oyuncunun Washington Wizards'a takaslanmasıyla son buldu. Kaliforniya ekibi bu vedadan veteran Chris Paul'u kazandı. Paul'ün hâlâ verebileceği bir şeyler olsa da bugüne kadarki oyun anlayışı Stephen Curry ile pek uyumlu görünmüyor. Warriors için en ideali Chris Paul'un kenardan geldiği ya da Curry'nin yokluğunda yardımcı oyuncuları skora dahil ettiği bir senaryo olarak gözüküyor. Her şeye rağmen Stephen Curry - Klay Thompson - Draymond Green'in oluşturduğu takım iskeletinin tecrübesi ve CP3 katkısı onları yok sayılamaz bir şampiyonluk adayı hâline getiriyor. Curry'nin liderliğindeki pace and space basketbolunu bir kez daha işletmeye çalışacaklar. Yine de sahip oldukları şut tehdidi sayesinde bu alışılmış gözüken ana kurgunun yanına yeni strateji eklemekte zorlanmayabilirler.
Golden State, Steve Kerr gibi neredeyse tüm parmaklarına NBA yüzüğü takmış bir koç ve yıllardır bir arada oynayan tecrübesi yüksek süperstarlar ile yarıştaki yerini yine alacaktır.