Motive: Özge Yavaş
"Bu kulübe emek veren herkes, Avrupa arenasını Hatay'ın tanıtımı için çok önemli bir fırsat olarak görüyor. Ocakta oynanacak EuroCup maçlarına Hatay'ın ev sahipliği yapacak olması da bizim için ekstra bir motivasyon kaynağı..."
RÖPORTAJ: OĞULCAN ÇOKSAYAR
Bu sezon KBSL'de şu ana kadar olan süreçte en fazla maçı ertelenen takım biz olduk. Bu durumun yarattığı 2 önemli zorluktan bahsedebiliriz. Birincisi sıkışan maç fikstürü, ikincisi ise takım olarak sağlıklı şekilde bir arada kalamayıp, kaliteli şekilde antrenman yapamamak. Bir arada antrenman yapamamış olmanın sıkışık fikstürden daha büyük bir problem olduğunu ve maç sonuçlarına olumsuz şekilde yansıdığını düşünüyorum
Tabii ki unutmadan bahsetmek lazım ki, bütün takımlar bu olağanüstü şartlarla mücadele ederken, bizim yaşadıklarımızı yaşama riskine sahipler. Dolayısıyla herkesin aynı şartlarda lige devam etmeye çalıştığını unutmamalı ve takım olarak pandeminin, içinde bulunduğumuz durum için bir bahane mekanizması yaratmamasına özen göstermeliyiz.
Elbette ne takımımızdan ne de başka takımlardan kimsenin Covid-19'a yakalanmış olmasını istemezdim, ancak kendi açımdan stres kırığı sakatlığı yaşadığım bir dönemde takımdan ayrı kalacak olmak beni mahvediyordu ve fazla sayıda maçımızın ertelenmiş olması benim daha az maç kaçırmamı sağladı. Takımca bu süreci en iyi şekilde atlatıp yeniden tam kadro olarak bir araya geldiğimiz zaman, sıkışık fikstürlerin de üstesinden gelebilecek kalitede bir kadroya sahip olduğumuzu düşünüyorum.
Her şeyden önce kadın basketbolunun Hatay'da bir kültür olduğunu söylemek isterim. Sahada alınan sonuçlardan bağımsız olarak Türk ve dünya basketbolunun önemli isimleri, bu şehirde basketbol oynamayı seçiyor ve bence bu Hatay açısından gurur verici bir durum. Geçtiğimiz sezon da zor günler geçirdiğimiz dönemler oldu ve pandemi sebebiyle lige ara verilmeden hemen önce zorlukları aşma adına önemli adımlar atmıştık. Bu sezon için eksik kadroyla aldığımız çok önemli Kayseri ve İzmit galibiyetleri, takım karakterimizin oluşması açısından büyük anlam ifade ediyordu.
Bu sezondan aslında en büyük beklentim yeniden sağlıklı günlerde Hatay taraftarının önünde iç saha maçları oynayabilecek duruma gelmek diyebilirim; ama sonuç bazındaki hedefleri belirtmem gerekirse, ligde ilk 6 sıradan play-off'a girebilecek şekilde normal sezonu tamamlamak ve EuroCup'ta grup aşamasını başarıyla geçip en azından çeyrek final oynayacak seviyeye gelmek benim için bu sezona dair olmazsa olmaz kriterler olacak.
Avrupa Kupası oynamak Hatay için her zaman çok önemli olmuştur, çünkü bu kulübe emek veren herkes Avrupa arenasını Hatay şehrinin tanıtımı için çok önemli bir fırsat olarak görüyor. Bu ay oynanacak EuroCup maçlarına Hatay'ın ev sahipliği yapacak olması bizim için ekstra bir motivasyon kaynağı. Keşke bu süreci pandemi sebebiyle taraftarımızdan uzak geçirmiyor olabilsek.
Daha önce de söylediğim gibi kadın basketbolu Hatay BŞB'nin verdiği emekler sayesinde yıllar içerisinde bir kültür haline geldi ve grup maçlarına Hatay'ın ev sahipliği yaptığı bir organizasyonu şehrinş, salonda takip edebilmesini çok isterdim. Bu benim Hatay BŞB'de toplamda 3. sezonum ve burada geçirdiğim ilk sezonda EuroCup finalinin kıyısından dönmüştük. O sezon kupayı kaldırabilecek güçte bir takıma sahiptik. Bu sezon EuroCup farklı bir formatta düzenlendiği ve geç başladığı için kesin bir hedef belirtemiyorum; ama kendi açımdan en azından bu turnuvada çeyrek final oynamak istediğimi söyleyebilirim.
Kariyerimin devamı için hedeflerimi kısa ve uzun vadeli planlar olarak değil, milli takım ve kulüp takımı planları olarak ikiye ayırıyorum. A Milli Takım formasını erken yaşta giymeye başlamış bir oyuncuyum; ancak daha sonra aday kadrolara çağrılmanın ötesine ne yazık ki geçemedim. Oyunumun olgunlaştığı kariyerimin bu döneminde yeniden A Milli Takım formasını, bu kez resmi turnuvalarda oynayabilecek şekilde giyebilmek en önemli hedeflerimden birisi diyebilirim.
Kulüpler seviyesinde ise daha önce yaşamış olduğum Türkiye Ligi Şampiyonluğu duygusunu bir kez daha yaşamadan kariyerime nokta koymak istemiyorum. Bunun yanı sıra oyunculuk kariyerimin sonlarına yaklaşacağım zamanları Avrupa'da oynayıp farklı basketbol kültürleri tecrübe ederek geçirmek istiyorum.
Keşkeleri çok sevmesem de kariyerimde keşkelerle hatırladığım 2 önemli zaman dilimi var. Bunlardan ilki geriye dönüp baktığımda, altyapıda genç takım yaşını bitirdikten sonra NCAA'de çok iyi okullardan teklif almış olmama rağmen; bu teklifleri kabul etmeyip profesyonel yaşantıya hızlıca adım atmam oldu. Bugünkü aklım olsaydı basketbolu ve eğitimi bir arada yürütecek şekilde NCAA'e gitme kararı alırdım ve bunun beni, hem akademik anlamda hem de sportif anlamda daha iyi bir noktaya getireceğini düşünüyorum.
İkincisi ise Galatasaray Kadın Basketbol Takımı'ndan 2013-14 sezonu ortasında ayrılmış olmam. Kariyerim boyunca sahada olmayı seçen bir oyuncu olmak istedim ve sezon ortasında beklediğim dakikaları alamamış olmaktan ötürü Galatasaray'dan ayrılıp Tarsus Belediyesi'ne kiralık olarak gittim. Galatasaray Kadın Basketbol Takımı benim ortasında ayrıldığım o sezonu EuroLeague Women şampiyonu olarak tamamladı. Bunun yaşanabileceğini tahmin etmek elbette çok zordu; ama bunu kestirebilme şansım olsaydı beklediğim dakikaları alamıyor olsam da daha fazla sabır gösterir ve EuroLeague Women şampiyonluğu resminin içerisinde yer almayı çok isterdim. Sonuçta bu kolay tekrarlanabilen bir başarı değil ve herkese nasip olmuyor.
Kariyerimde kadın basketbolunun lokomotif kulüpleri olarak görülebilecek Galatasaray, Fenerbahçe ve İstanbul Üniversitesi gibi kulüplerde oynadım ve İstanbul’daki basketbol ortamı A takım ve altyapısıyla tabii ki farklı bir boyutta... Ama bunun yanında İstanbul her açıdan birçok olanağı olan bir şehir ve yalnızca bir 'basketbol şehri' tanımlamasına uyması çok zor.
Bundan önce de belirttiğim gibi Hatay’ın yeri bende ayrı, sonuçta burada 3. sezonumu geçiriyorum ve bu şehirde basketbol vesilesiyle kurduğum birçok dostluk, arkadaşlık var. Özellikle Belediye Başkanımız Sayın Lütfü Savaş ve eşi Nazan Savaş’ın sıcak ve samimi yaklaşımlarını 3 sezonda da yakinen hissettiğim için kendimi çok şanslı buluyorum. Hatay güzel mutfağıyla olduğu kadar, spor anlamında çok başarılı bir şehir. Son yıllarda kadın basketbol, futbol, hentbol ve voleybol takımlarımızın bulundukları en üst liglerde mücadele ediyor olması bunu özetliyor.
Beni en çok üzen Kadın Basketbol A Milli Takımızdan ziyade altyapı kadın milli takımlarımızın son yıllarda aldığı başarısız sonuçlar. Evet A takımlar seviyesinde son turnuvalarda ne yazık ki ‘’Potanın Perileri’’ hikâyesinin yazılmaya başlandığı günlerdeki kadar iyi sonuçlar alamıyoruz. Jenerasyon geçişiyle veya sonuçlarla alakalı elbette benim de düşünce ve gözlemlerim var; ancak ben bunları dile getirmektense aktif bir sporcu olarak, bu sonuçların iyiye gitmemesi açısından kendimi sorumlu gördüğümü belirtmek isterim.
Milli Takım çok farklı bir arena, çok farklı bir platform. Her turnuvada milli takım için oynayan 12 oyuncu kadar, bu oyuncuların oraya seçilmesi için onları rekabete sokan birçok oyuncu var havuzda. Yabancılar, yerliler, altyapılardaki genç sporcular. Dilerim yakın gelecekte ülkece çok daha iyi sonuçlar elde etmeyi başarırız, çünkü kadın basketbolunun bu ülkeye yaşatacağı gurura 'Türk Kadını' olarak çok ihtiyacımız var.
ÖZGE YAVAŞ
Doğum tarihi: 27 Haziran 1991
Doğum yeri: İzmir
Pozisyon: Skorer Gard
Oynadığı Takımlar:
2006-2010 Antalya Büyükşehir Belediyespor
2010-2011 Tarsus Belediyespor
2011-2012 TED Ankara Kolejliler
2012-2013 Galatasaray
2013-2014 Tarsus Belediyespor
2014-2015 İstanbul Üniversitesi
2015-2016 Basketbolu Geliştirenler Derneği
2016-2017 Girne Üniversitesi
2017-2018 Hatay Büyükşehir Belediyespor
2018-2019 Fenerbahçe
2019- Hatay Büyükşehir Belediyespor
TİPLEME
-En beğendiğin oyuncu?
Courtney Vandersloot, Lindsay Whalen, Birsel Vardarlı Demirmen
-En beğendiğin koç?
Orhun Ene
-En zorlu deplasman?
Bir Karşıyakalı olarak tabii ki Karşıyaka! Keşke kadın basketbolunda da olsa..
-En iyi 5'in?
Lindsay Whalen, Cappie Pondexter, Penny Taylor, Sancho Lyttle, Sylvia Fowles
-Tek kelime ile Hatay BŞB?
Sadakat