MİLLİ GELİŞİM KAMPI
İspanya'da 22-30 Eylül tarihleri arasında düzenlenecek FIBA Kadınlar Dünya Basketbol Şampiyonası hazırlıklarına erken başlangıç yapan Potanın Perileri'nde koç Ekrem Memnun ve genel menajer Zeynep Gül Ene Ribaund'a açıklamalarda bulundu. Memnun, çalışmaların ilk etabının gelişim kampı niteliğinde olduğunu ve gelecek için umut veren genç oyunculara milli takım havası soluması için şans tanıdıklarını belirtti.
RÖPORTAJ: OĞULCAN ÇOKSAYAR
Potanın Genç Perileri'yle ilk etap kampına 7 Mayıs'ta İstanbul'da başlayan ve bir aylık kampın değerlendirmesi için Sinan Erdem Salonu'ndaki sohbetimize Ekrem Memnun ile başladık... Antrenmanlara erken başlamalarının sebebinin hem rekabeti arttırmak, hem de oyuncu havuzunu geniş tutmak olduğunu söyleyen tecrübeli koç'un sorularımıza verdiği yanıtlara geçelim.
- Hazırlıklara sezon bitiminde erken sayılabilecek bir dönemde başladınız, bunun ana sebebi jenerasyon geçişi mi?
Ekrem Memnun: Aslında bir sürü sebebi var. Bunlardan bir tanesi de; milli takım koçluğuna başladığımdan beri, sonu gelmiş bir jenerasyon vardı. Bazı oyuncular yaşlarından ötürü takımdan ayrıldı ve takımımızı yenilememiz gerekti. Bu geçiş süresinde de yarışların içinde kalmak istedik. Hem Dünya Kupası, hem Avrupa Şampiyonası, hem de Olimpiyatlar’da mücadele etmek ve alabileceğimiz en iyi dereceleri almak için mücadele etmeye çalıştık. Bunları yaparken de kadroyu neredeyse baştan aşağı yeniledik. Biz dünya 7.’siydik ve birçok önemli oyuncumuzun ayrılmasına rağmen bu sıralamayı koruduk. O dönemlerdeki esas planımız hem hedeflerimizi yerine getirmek, hem de kadroyu yenilemekti. Aslında söylemek gerekirse milli takımın oyuncu havuzu da dar. Hep amacımız bu havuzu 35-40 oyuncu civarına çıkartabilmek. Antrenmanlara erken başlamamızın sebeplerinden biri de bu, hem rekabeti arttırmak, hem de oyuncu havuzunu geniş tutmak.
HERKES TATİLDEYKEN BİZ ÇALIŞMALARA BAŞLADIK
- Geçiş sürecinde takıma eklenen oyuncularla birlikte milli takım istenilen seviyeye ulaşabildi mi?
- Oyuncularımın özverisinden, konsantrasyonundan gerçekten çok memnunum. Takımdaki herkes iyi niyetli. Herkes tatildeyken biz çalışmalarımıza başladık. Belki burada yer alan herkes kadroda yer almayacak; ama burası er meydanı, kimin kalacağı da belli olmaz. Sonuçta iyi olmak istiyorsak isim isim değil, takım olarak değerlendirmemiz gerekiyor. Biz oyuncularımıza erken başlama sebebimizin tamamen gelişim ve kaynaşma açısından olduğunu anlattık. Biz yazın yatacağımıza, kuvvet, taktik çalışıyoruz, ben oyuncuların katılımından ve şu ana kadar gösterdikleri performanstan oldukça mutluyum.
- Avrupa Şampiyonası’nda oldukça iyi bir görüntü sergiliyorsunuz. Bu performansı Dünya Kupası’nda da görebilecek miyiz?
- Biz kazanmak istiyoruz. Ayırt etmeden her maçı kazanmak istiyoruz. Çok büyük hayallerimiz var ve biliyoruz ki kolay değil. Mesela Amerika Birleşik Devletleri çok güçlü; ama bizim de büyük hayallerimiz var ve bunları gerçekleştirmek için çok iyi hazırlanıyoruz. Organizasyon başlayınca da bunu herkese göstermek istiyoruz.
AVUSTRALYA EN DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN TAKIM
- Dünya Kupası grubunda kilit maç olarak hangi maçı görüyorsunuz?
- Dürüstçe söylemek gerekirse bütün maçlar kritik. Avustralya dünya sıralaması yeri itibarıyla da en dikkat edilmesi gereken takım. Biz, Arjantin’i Olimpiyatlar’da çok farklı yendik; ama takım değişti, oradaki oyuncuların bazıları yok. Arjantin’i orada darmadağın ettik, bir ara fark 40 sayıya ulaşmıştı. Onlar da bir jenerasyon geçişi yaşıyor; ama ben Arjantin’in 2 yıl önceye göre daha hazır geleceğini düşünüyorum. Ancak biz de çok hazır gideceğiz. Nijerya bence çok tehlikeli takım. Oyuncularının birçoğu NCAA’de oynuyor. Çok atletik oyuncuları var. Yani Nijerya’nın nasıl bir takımla geleceği de önemli; çünkü onlar bizim için kapalı kutu niteliğinde. Neticede bu bir takım oyunu ve turnuvaya hazır gelen her takım fark yaratabilir.
ANADOLU'DAKİ CEVHERLERE ULAŞMAMIZ GEREKİYOR
- Kadın basketbolu açısından Türkiye’de altyapıyı yeterli buluyor musunuz?
- Bizim altyapıdan ne istediğimiz önemli. Ben bu konuda etrafta sürekli basketbol konuşan insanlar kadar karamsar değilim. Önümüzdeki 10 sene için, Allah bir kaza, bela, sakatlık vermezse; bu çocuklarla, milli takımlar düzeyinde sorun yaşayacağımızı düşünmüyorum. Gelecek için de ilk adımları jenerasyon geçişiyle attık. A Milli Takım’da 1999, 98 ve 97’li oyuncularımız var. Gelişimlerini sağlasın ve bu düzeylerde kalıcı olsunlar diye onlara bu fırsatı tanıyoruz. Yani özetle altyapı sistemimiz bir şekilde oyuncu üretiyor; ama çok çok daha iyisi yapılabilir. Ama altyapıya önem veren kulüplerin artması lazım. Bugün bilgiye ulaşmak 30 yıl öncesine göre çok daha kolay. Teknoloji gelişti ve dolayısıyla antrenman şekillerinin buna göre güncellenmesi gerekiyor. Daha çok kaynak yaratıp, daha çok insana yaymak gerekiyor. Kadın basketbolunun artık belli şehirlerde oynanması değil, tüm ülkeye yayılması sağlanmalı. Bunun için de Basketbol Federasyonu çözüm aramayı sürdürüyor. Anadolu’dan daha çok katkı almamız gerekiyor. Orada henüz ulaşamadığımız cevherler olduğuna inanıyorum. O cevherlere ulaşmak için çok çaba harcamamız gerekiyor.
LİGİMİZE GELEN YABANCILAR İÇİN KRİTER GETİRİLMELİ
- Yabancı kuralı milli takıma nasıl etki etti?
- Son yabancı kuralı (3+1) bize çok ama çok iyi etki sağladı. Bu kural geldiğinden beri bir kıpırdanma başladı. Takımlarımız Avrupa kupalarında başarı yakalamaya başladı. Yerli oyuncularımız daha çok süre alıyor ve milli takıma daha çok katkı sağlayabiliyor. Hatta benim başka önerilerim de var. Kulüpler veya TBF nasıl bakar bilmiyorum; ama buraya gelecek Avrupalı oyuncuların bir kriterden geçmesi gerekir. En azından ülkesinin milli takımında belli bir maç sayısı yakalamış olması lazım. Sonuçta Bilyoner.com Kadınlar Basketbol Süper Ligi, Rusya Ligi ile birlikte Avrupa’da en çok para ödeyen iki ligden biri konumuna. Rusya’nın üst seviyelerde mücadele eden iki takımı varken, bizim altı-yedi takımımız var. Buraya elini kolunu sallayan yabancıların girmemesi gerekiyor. Ayrıca Türk Basketbol Ligi’nin bizim Avrupa’da rakibimiz olacak ekiplerin oyuncularının yetişme yeri de olmasını istemiyorum. Mesela kendi ülkesinin genç milli takımında olup geleceği parlak olan oyuncunun az paraya gelip, bizim ligimizin seviyesiyle gelişip, kendi milli takımının yıldızı konumuna geliyor. Eğer kulüplerimiz oyuncularını uzun vadede kullanıp, kâr edecek şekilde satmayıp; bir iki yıl takımda tutup yolluyorsa bu bizim için kötü bir durum haline gelebiliyor.
EKREM MENUN İLE TİPLEME
- En beğendiğiniz koç?
- Geno Auriema
- İzlediğiniz en iyi kadın oyuncu?
- Cynthia Cooper
- En zor deplasman?
- Salamanca
- İlk 5’iniz?
Lindsay Whalen, Anna Cruz, Sonja Petrovic, Sancho Lyttle, Liz Cambage
- Tek kelime ile A Milli Takım?
- İnanç