İmza | Ali Efe Barış & Ufuk Sarıca
Pınar Karşıyaka geçen sezonu beklentilerin altında geçirse de sezonun son bölümünde mücadele ve hırslarını son damlasına kadar parkeye koyarak eksikliklere rağmen olabilecek en iyi sezon finalini yaşamışlardı. Yeni sezona daha kararlı başlayacak Kaf Kaf'ta pek çok kan değişikliği de oldu. Biz de Karşıyaka'daki istikrarın baş mimarı koç Ufuk Sarıca ve genç yetenek Ali Efe Barış ile yeni sezon hakkında konuştuk.
RÖPORTAJ: ECE ERGEZ
AYRICALIK
ALİ EFE BARIŞ
"Karşıyaka gibi büyük bir camiada oynamak çoğu basketbolcu için bir ayrıcalıktır. Bu ayrıcalığa sahip olabilmek benim için çok kıymetli. Doğduğum şehrin takımında, basketbola aşık bir taraftarın önünde oynadığım için mutluyum. Burada oynamak her anlamda bana çok şey katıyor."
Basketbolla tanışmam ve oynamam çok küçük yaşlarda başladı. İlkokul 2. sınıfta beden eğitimi öğretmenimin beni okul takımına almasıyla basketbola olan ilgim başladı. Okul takımında basketbolu gerçekten çok sevmeye başladım ve ardından Karşıyaka Spor Kulübü'nde spor okuluna yazıldım. Böylelikle basketbol maceram başladı.
TB2L gibi çok çekişmeli bir ligde 2 sezon mücadele ettim. Gençken böyle bir ligde oynamam benim oyunuma her anlamda pozitif bir katkısı oldu. Tecrübe kazanmam ve profesyonelliğe adım atmamdaki ilk basamak oldu. Özellikle ligin sertliği bana çok şey kattı. Oynadığım ilk senede Karşıyaka Belediyespor'da takım arkadaşlarımla yaşlarımız nerdeyse aynıydı ve çok güzel bir takım ortamı vardı.
İkinci senemde TED Ankara Kolejliler'de yine yaşıtlarımla oynadım ve şampiyon olarak TBL'ye yükselme başarısı gösterdik. Takımda sadece iki tecrübeli oyuncu vardı. Bunlardan biri olan aynı pozisyonda oynadığımız Kevin Kaspar'dan çok şey öğrendim.
Pınar Karşıyaka'da Ufuk Sarıca gibi bir antrenörle çalışmak benim için çok güzel ve özel bir durum. Çünkü her gencin ayağına böyle bir şans gelmez. Kendisi çalıştığımız günden beri bana çok şey kattı. Her gün ondan alacağım bir ders var. Bu anlamda Karşıyaka hâlâ benim için okul gibi. Her antrenman, her maçta kendisinden yeni bir şeyler öğreniyorum. Şu an benim oyunumun daha iyiye gitmesinde bunun çok fazla payı var. Beni takımına alıp bana şans verdiği için Ufuk Sarıca'ya çok teşekkür ederim.
Yeni sezonda hırslı, mücadeleci ve kazanmak için elinden geleni yapan bir takım olacağız. Hedefimiz şehrimize kupa getirmek. Bunu tekrar yaşatmak için elimizden geleni yapacağımızı söyleyebilirim.
Benim bu sezonki bireysel hedefime gelince... Takımım Pınar Karşıyaka'ya en iyi şekilde katkıda bulunmak ve süremi arttırmak istiyorum.
Oyunda eksik bulduğum özelliğim floter atışlarım. Bunu geliştirmek için idmanlardan sonra Recep Şen ve Arda Demirbağ gibi tecrübeli isimlerle bireysel antrenman yapıyorum.
İleride Pınar Karşıyaka'da kaptan olmak ve kulübüme olabildiğince fazla kupa kazandırmayı çok istiyorum. Aynı zamanda bir gün A Milli Takım formasını terletmek de hedeflerim arasında bulunuyor.
İSTİKRAR
UFUK SARICA
"Sporda kısa dönemde bir başarı elde edebilirisiniz; ama bunu devamlı aynı seviyelerde tutup yukarıya hedef yapabilmeniz bence çok önemli. Bunun devamını sağlayabildiğim için bu yüzden mutluyum. Gelecek dönemde de aynısını elde etmeye gayret edeceğiz."
Geçen sene bizim için karışık bir yıl oldu. İç sahada hiç alışık olmadığımız kayıplar yaşadık. Baktığınız zaman son iki sezonda ligi ilk üç içinde bitiren bir Karşıyaka olduğumuz için bu beklentileri biz yaratmış olduk.
Aslında sezona önemli maçları kazanarak iyi başlangıç yapmıştık. Ama koçluk hayatımda yaşadığım en sıkıntılı sezondu diyebileceğim bir yıl yaşadım. Üç önemli sakatlık yaşadık, ameliyat olan oyuncumuz oldu. Sakatlanan iki basketbolcumuz sezonu kapattı. Micheal Roll ise son 1 ayda bize dahil olabilmişti. Çok özverili, çok istekli olsa da performansının tamamını ortaya koyamadı.
Bu sakatlıkların yarattığı eksiklerle sezon içinde birçok maça eksik oyuncularla çıkmak zorunda kaldık. Bunlar bizim gibi kısıtlı kadrolara sahip takımların çevirebileceği durumlar değil. Döviz kurundaki dalgalanmalar sebebiyle bu eksikler yerine yenilerini alamadık. Ancak bütün bunlara rağmen sezonu pozitif bir basketbolla bitirebildik.
Belki Anadolu Efes ile oynadığımız seride erteleme yaşanmasaydı o yakaladığımız ivmeyle; böyle başarılı bir takımı eleyebilecektik. Ama sonunda bir ivme yakalamış olsak da sıkıntılı ve zor bir sezonu geride bıraktık diyebilirim.
Geçen seneden Berkan Durmaz ve Ali Efe Barış ile devam ediyoruz. Fazla sayıda oyuncu değiştirmek zorunda kaldık. Bazılarıyla artık bir yenilenme zamanı düşündüğümüz için yolları ayırmayı biz tercih ettik bazılarını ise biz tutamadık.
Bu senenin özelinde çok erken başlayan bir yerli piyasası vardı. Haziranın ikinci haftasında 3-4 kulübün keskin tutumlarıyla yerli oyuncu piyasası aniden yükseldi ve zaten dar olan oyuncu havuzunda da bir takım eksilmeler oldu.
Sonuçta bütçemiz dahilinde iyi bir kadro kurduğumuzu söyleyebilirim. Bu sene hem tecrübeli hem aç hem de aşama yapabilecek oyunculardan oluşan bir takım kurmaya çalıştık. Sezon içinde büyüyen bir takım olacak, hem oyuncu hem takım bazında daha ileriye giden bir takım olacak. Anlaştığımız oyunculara güveniyorum, sahada yine kazanma becerisi olan yarışmacı bir Pınar Karşıyaka olacak.
Karşıyaka'da elde ettiğim başarılar hem aileme hem bana büyük onur, gurur ve mutluluk veriyor. Bizim ülkemizde bilindiği gibi iki takım diğerlerinden daha iddialı kadrolar kurabiliyorlar. Geçmişte onlara rakip olabilmek, geçebilmek, şampiyonlar elde etmek ve dolayısıyla burada iz bırakabilmek çok büyük bir mutluluk benim için.
En çok mutlu eden durum ise benim olduğum her sezonda beklentileri hep yukarıda tutabildik. Geçen sezonu saymazsak hep yarışmacı bir takım olduk. Bunu sürdürebilir hâle getirmiş olduk. Sporda kısa dönemde bir başarı elde edebilirisiniz; ama bunu devamlı aynı seviyelerde tutup yukarıya hedef yapabilmeniz bence çok önemli. Bunun devamını sağlayabildiğim için mutluyum. Gelecek dönemde de aynısını elde etmeye gayret edeceğiz.
Oyunculuktan saha dışına geçmek ilk başlarda kolay olmadı. Koçluğa ilk başladığım zamanlarda takım elbise giyip o sınırlı çizgiler arasında kalmak çok zor gelmişti. Ayrıca ilk zamanlarda oyunculardan beklentim de haddinden fazlaydı. Belki hep bir kıyaslama vardı. Bunlar tabii bir koç için kolay değil. Belki de ben bunları kolay atlatabildiğim için bugünlere gelebildim. Devamlı oyunculuk kariyerinizle düşünürseniz sahada kaçırdığınız bir şeyler oluyor. Başta zorlansam da bir an önce oyunculuğu geride bırakarak antrenörlüğe adapte oldum diyebilirim.
Kazanmak, şampiyon olmak hem oyuncu iken hem de koç iken çok özel duygular. Bunu tarif edebilmem mümkün olmaz. Oyuncuyken bunu biraz bireyselleştirebilseniz de koç olarak bir takımı kurmak kurgulamak ve sonrasında o galibiyetleri akabinde de şampiyonlukları kazanmak o mühendislikle beraber gurur veriyor, aşırı motive ediyor.
Bu başarıları hem oyuncuyken hem antrenörken elde ettiğim için de çok mutluyum. Birçok unutulmaz film karesi diye adlandırdığım anılarım var. Ama sanırım Teamsystem Bologna karşısında 9 üçlüğümle galip geldiğimiz karşılaşma (Koraç yarı final maçında 45-44 Bologna üstünlüğüyle geçilen ilk yarıdan sonra, 2. devre yayın gerisine bir ateş hattı çizen Ufuk Sarıca, 9/12 ile çembere yolladığı üçlüklerle 24 sayılık farkı neredeyse tek başına yaratarak galibiyetin baş mimarıydı) ve Koraç Kupası'nı kazanmamız sanırım oyunculukla ilgili aklıma gelen ilk önemli şeyler.
Koç iken ise 2015 Basketbol Süper Ligi şampiyonluğu kesinlikle... O kadronun zirveye ulaştığı hâli görmek ve Pınar Karşıyaka'nın uzun yıllar sonra şampiyon olması ve bu başarıda bir pay sahibi olmak çok özel bir duygu benim için.
Engin Gençoğlu ile uzun yıllar birlikte çalıştık. Geçen sezona kadar yardımcılığımı yapmaya devam ediyordu. Elbette onun Konyaspor ile yaşadığı şampiyonluğu beni çok gururlandırdı. Umarım bundan sonraki spor hayatında da önemli başarılar elde eder. Bu sezon karşılıklı oynayacak olmamız da ikimiz içinde ilginç bir müsabaka olacak.