İLK ADIM GENÇLER LİGİ...
Türkiye Basketbol Federasyonu CEO'su Ömer Onan ile Türk basketbolunu masaya yatırdık... Gençler Ligi'ni, 'Hayata geçirdiğimiz en önemli projelerden biri' şeklinde tanımlayan Onan, Final Four'unu Sinan Erdem'de yapmayı planladıkları ligi şu sözlerle anlattı: 'Burada mühim olan oyuncularımızın kazanmaları ya da kaybetmeleri değil. Orada yer alan oyuncular geleceğin 12 Dev Adam'ı... Bu proje de 12 Dev Adam'a sporcu yetiştirmenin ilk adımı...'
RÖPORTAJ: TOLGA YENİGÜN
TÜRK basketbolunun 2 numarası Ömer Onan ile Türkiye Basketbol Federasyonu’nun (TBF) bu yıl hayata geçirdiği Gençler Ligi başta olmak üzere, göreve geldikleri 15 aylık süredeki yenilikleri konuştuk. İlk günkü heyecanından hiçbir şey kaybetmeyen TBF CEO’su Ömer Onan, ‘aile ortamında çalıştıkları’ federasyonda basketbolumuzun geleceğine yönelik gelişmeleri en ince ayrıntılarına kadar ele aldıklarını anlattı.
Abdi İpekçi’nin yenilenmesi projesinden, altyapı atılımlarına; yöneticilik lisansından, yabancı sınırlamasına kadar birbirinden önemli konularda görüşlerini aktaran Onan ile gerçekleştirdiğimiz röportajın detayları ise şöyle...
- Gençler Ligi projesine verdiğiniz önemi biliyoruz. Bu projeyi biraz daha ayrıntılı bir şekilde anlatabilir misiniz?
- Biz bu projeyi planlarken birkaç önemli hedefimiz vardı. İlki şuydu; yıllardır Süper Lig’de mücadele etmesine rağmen altyapısı olmayan kulüpleri harekete geçirmek istedik. Lige katılımı zorunlu kılınca kulüpler iyi bir genç takım oluşturmak zorunda kalacaktı. Öyle de oldu.
İkinci olarak; iyi altyapıları olan Banvit, Karşıyaka, Tofaş, Türk Telekom gibi İstanbul dışındaki kulüplere kuvvetli rakiplerle oynama şansı sağlamayı hedefledik... Bu takımlar; geçmişte Galatasaray, Efes, Fenerbahçe, Beşiktaş gibi kulüpler ile ya da birbirileriyle senede bir veya iki kez Türkiye Şampiyonası’nda mücadele etme fırsatı buluyordu. Artık iyi takımlar birbirleriyle en az 10 maç oynayacak.
Son olarak; bu projenin çocukların gelişimine katkı vereceğine inanıyoruz. Basketbolda gelişim için maç oynamak önemli. Bu ligdeki karşılaşmaları Süper Lig maçlarından önce oynattığınızda çok seyirci çekebiliyor. Şehir takımlarının mücadeleleri de aynı şekilde büyük ilgi görebiliyor. Uşak’ta bir maç izledim. Salon oldukça kalabalıktı...
İyi sunum yapıldığında taraftarlar genç takımlarına da destek veriyor. Böylece çocuklarımız daha profesyonel bir ortamda oynama şansı buluyor ve baskı ile mücadele etmeyi öğreniyor. Bu seneyi güzel bir Final Four ile noktalayacağız... Final Four’u öyle güzel bir zamana koyacağız ki; bütün A takım antrenörleri, kulüp başkanları ve yöneticileri, hatta basketbol ile ilgilenen kişiler ve veliler tribünlerde olacak. Sinan Erdem’de yapmayı planladığımız Final Four’u televizyondan naklen de yayınlatacağız. Orada bir şölen olacak. Böyle bir güzel son istiyoruz bu proje için.
- Final Four tarihi belli mi?
- Şu an tam olarak belli değil ama Euroleague Final Four’undan sonra, Play off’lardan önce yapmak istiyoruz. Çünkü bütün takım antrenörlerinin ve başkanlarının gençlerimizi izlemesini istiyoruz. Mahmuti de Orhun Ene de Ergin Ataman da gelsin, bu çocuklarla birlikte olsun...
- Bu proje için örnek alınan bir lig oldu mu?
- Tabii ki araştırmalar yapıyoruz. Altyapıda çalışan arkadaşlarımız çok uğraş veriyor. Avrupa’yı da gezdiler. Avrupa’da böyle deplasmanlı ligler var. Bu projede amaç genç sporcularımıza mümkün olduğu kadar maç oynatmak.
O GENÇLER 3-4 YIL SONRA DEV OLACAK
- Bu proje kalıcı mı olacak mı?
- Elbette kalıcı olacak. Biz bunu bir sponsorluk ile de taçlandıracağız. Sponsorlar da orada izlediği gençlerin 3-4 yıl sonra 12 Dev Adam’ın bir parçası olacağını bilecek. Bu çok önemli. O nedenle bu projeyi sürekli kılmak ve sponsorlar ile güçlendirmek istiyoruz.
- ‘Altın jenerasyon’ olarak tabir edilen jenerasyon genç milli takımlar düzeyinde kazanabilecekleri hemen hemen her kupayı kazandılar ama profesyonellik süreçlerinde zorluk yaşadılar. A Milli Takım’a seçilmekte zorlandılar. Bu proje ile şimdiki jenerasyon profesyonelliğe daha kolay adım atabilecek mi?
- Antenörler boş vakitlerinde Gençler Ligi maçlarını izleyebilirler. Bu lig altyapı ile ilgili projelerimizin ilk adımı konumunda. Önümüzde çeşitli proje seçenekleri var. O ligin en iyileri hali hazırda kurulu bir ligde oynayabilir. Kulüpler bize genç oyuncularını verebilirler ve oyuncular 2. Lig’de mücadele edebilir. Çifte lisanslı da oynayabilirler. Yani istedikleri zaman geri çağırabilirler. Bunu şu anda kulüpler ile görüşüyoruz. İlk adımı attık ama devamını da getirmek istiyoruz. Tabii ki burada kulüplerin de yardımına ihtiyacımız var.
- Kulüplerin projeye yaklaşımları nasıl?
- Beni en çok sevindiren şey; bu projeyi şimdiye kadar hiç altyapı takımı olmayan kulüplerin de benimsemesi. Örneğin Efes’te 8 oyuncu var. Bu oyuncuların 3’ü gelişme potansiyeline sahip. Ama süre alamadığı için gelişemiyor. Bu ligde takımlar oyuncu alışverişi yapabiliyor. Bu 3 oyuncu başka takıma giderek oynayabiliyor. Böylece oyuncular daha önce sahip olmadığı gelişme fırsatına kavuşuyor. Kıran kırana maçlar oluyor. Bu lig, altyapı antrenörlerinin gelişimi için de önemli.
- Aileler nasıl bakıyor projeye?
- Velilere bu işin onların dışında oluşacağını anlatmaya çalıştık. Çünkü 13-14 yaşındaki gençlerin maçlarında bile veliler kavga ediyorlar. Küfrün de önü alınamıyor. Bu durum haliyle çocuklara zarar veriyor. Evde çocuklarına taktik vermeye çalışıyorlar. Bu onların işi değil. Basketbolu bilmiyorlar ve bilmedikleri işe karışmamaları gerekiyor. Bu çocukları antrenörler zaten eğitiyor. Bir çocuk babasını küfrederken görünce o da küfretmeye başlıyor. Velilere bunları anlatmaya çalışıyoruz. Acıbadem Hastanesi de bize büyük katkı verdi. Onlarla bir işbirliği içinde çalışıyoruz. Sporcuların ne yemesi, içmesi gerektiğini anlattılar. Fizyoterapist ve diyestisyen geldi. Sporcu sağlığı hakkında bilgiler verdi.
- Medya gereken ilgiyi gösterdi mi?
- Futbol dışındaki sporlar bizim medyamızda çok yer bulamıyor. Fenerbahçe, Anadolu Efes maçları bile futbol maçı ile çakıştığında hak ettiği ilgiyi göremiyor. Herkesin buna katkı vermesi lazım. Bloglar ve basketbol siteleri buna yer ayırıyor. Her istatistiği okuyucularına aktarıyor. Bunun daha geniş bir alana yayılması lazım. Final Four’a bütün gazetelerin ve televizyon kanallarının spor müdürlerini, genel yayın yönetmenlerini vs. çağıracağız.
Burada mühim olan kazanmaları ya da kaybetmeleri değil. Onlara bu oyuncuların geleceğin 12 Dev Adam’ı olduğunu anlatacağız. Potansiyel sponsorların hepsine ortamı göstereceğiz. Bu 12 Dev Adam’a sporcu yetiştirmenin ilk adımı.
1. LİGDE 1 MİLYON LİRA ALAN YERLİ VAR!
- Yabancı kuralı hakkında ne düşünüyorsunuz? Bu proje ile birlikte yabancılar ile rekabet edecek yerli sporcular çıkacak mı?
- Aslında çıkan çıkıyor. Avrupa’da yabancı tamamen serbest. Cedi Osman ve Furkan Korkmaz şu an NBA’de oynuyor. Furkan Efes’te yeterli süreyi alamadı ve Banvit’e gönderildi. Orada gösterdiği çıkış ve Şampiyonlar Ligi’nde final oynaması sayesinde dikkat çekti, NBA’e gitti. Burada Efes de büyük para kazandı. Bir veli bize yabancı sayısı yüzünden Türklerin oynayamadığından şikayet etmişti.
Herkes de bunu konuşuyor ama atladıkları bir nokta var. Takımlar yabancı oyuncu oynatmazsa bu kadar başarılı olamaz ve bu ligde bu kadar büyük paralar dönmez. Sponsor bulmak da zorlaşır. Avrupa bizim ligimize ilgi göstermez.
Yabancı sayısı çok konuşuluyor ama şu an alt ligde (1. Lig’de) bile 1 milyon alan oyuncular var. Velilerin yabancı sayısından dolayı mutlu olması lazım. İtalya’da Milano dışında hiçbir takımda 250 bin dolardan fazla alan oyuncu yok. O parayı bizde 1. Lig’de alıyorlar.
Şu an basketbolda Avrupa’nın en değerli markasıyız. Banvit geçen sezon Şampiyonlar Ligi’nde final oynadı. Galatasaray 2 sezon önce EuroCup’ı kazandı. Fenerbahçe EuroLeague şampiyonu oldu. Önceki yıl EuroLeague’de Son 8’de 3 Türk takımı vardı. Yabancılar olmasa bunlar nasıl yaşanacaktı?.. Herkes bunu düşünmeli. Avrupa’nın en iyi oyuncuları burada.
- Ömer Onan’ın gözünden bu ligde gelecek vadeden oyuncular var mı?
- Gençler Ligi’ndeki oyuncuların birçoğu alt yaş milli takımlarında da oynuyor. Altyapıda madalyalar kazanan jenerasyonumuz da vardı. Ama A takıma çıkarmakta zorluk yaşadık. Oyuncu çıkmıyor yukarılara. Bunun bir süreci olmalı. Kulüp takımlarında oynamaları önemli ama yeterli süre alamıyorlar. O yüzden kulüpler bu oyuncuların en azından bir sene Gençler Ligi’nde oynamalarına müsaade ederek gelişmelerine katkıda bulunurlar. Bençte oturacaklarına ya da Avrupa deplasmanlarına sadece seyahat amaçlı gideceklerine, gelsinler bu lige idman yapsınlar; hafta sonu TBL’de maça çıksınlar. Onlar zaten kulüplerin oyuncusu. Federasyon olarak hiçbir şey istemiyoruz. Oraya ayrılan kaynak 2.5 milyon TL. Bu az para değil. İtalya’da Süper Lig kulüplerinin bütçesi. İnsanlar büyük fedakârlıklar yapıldığını bilmeli.
- Görev aldığınız 15 aylık süre içerisinde en iyi yaptığınızı düşündüğünüz işleri ve henüz yapamadıklarınızı sorsam...
- Federasyon olarak yakın, orta ve uzun vadeli hedeflerimiz var. Göreve geldiğimizde hoşumuza gitmeyen anlaşmalar ve başka bazı şeyler vardı. Geride kalan kısa sürede bunları hallaç pamuğu gibi attık. Ondan sonra oturduk ve ne yapacağımızı konuştuk. Başkanın göreve gelirken vaatleri vardı. Bunlardan birincisi şeffaflıktı. Bunu hali hazırda gerçekleştirmiş bulunuyoruz.
İkinci olarak Abdi İpekçi projesi vardı. Bu çok önemli bir proje. Orayı sadece 10 bin kişilik bir spor salonu olarak değil, bir basketbol merkezi olarak kullanmak istiyoruz. Bütün eğitimler orada olacak. İstanbul’daki altyapı maçları orada oynanacak. Yani bir yaşam alanı olacak. Abdi İpekçi, basketbolun merkezi olacak. Bunun için çok yol aldık. İnşallah kısa zamanda da yıkım başlayacak. 2 sene içinde bitirmeyi planlıyoruz.
Çok ciddi atılımlar yapmayı planlıyoruz. Çocukları 6-7 yaşlarındayken basketbola yönlendirmek istiyoruz. Devam eden çok ciddi yanlışlar var. Potaların boyu standart. 7 yaşındaki çocuk da 15 yaşındaki çocuk da aynı potaya atış yapıyor. Bu başka hiçbir sporda böyle değil. Bu konu bugüne kadar nasıl atlanmış bilmiyorum. Bunun çalışmasını yapıyoruz. 8 yaşındaki çocuk birkaç kere idmana geldikten sonra uzaklaşıyor. Ebeveynler, çocuk topu potaya yetiştiremediği için başka sporlara yönlendirmek istiyor. Voleybolda fileler düşüyor; futbolda mini kalelerde oynuyorlar; ama basketbolda 3.05 metre yüksekliğindeki pota değişmiyor.
-Maçlar da bu potalar ile oynanıyor. Çocuk topu potaya yetiştiremeyince nasıl keyif alabilir?..
-Önce sporu çocuklara uygun hale getirmek ve sevdirmek gerek. Yüksekliğin düşmesi lazım. Belirli bir yaşa kadar 2.65; bir yaştan sonra 2.85 olmalı. 13-14 yaşından sonra 3.05 metre yüksekliğinde potalar kullanılabilir. Bunu gerçekleştirmek için uğraşıyoruz. Yanlış altyapı programı uygulanan yerler var. Onları düzenlemek istiyoruz. Sonra kulüplerin mali yapılarına bir düzen getirmek istiyoruz. Sponsorluğun ne olduğunu, nasıl sponsor kazanabileceklerini anlatmaya çalışıyoruz.
Profesyonel yönetici konusunda basketbolumuzun sıkıntıları var. Başkanın tanıdığı olduğu için bençe oturan ve yöneticilik yapan insanlar var. Basketbola dair hiçbir bilgisi olmayan insanlar görev yapıyor. Sporda profesyonel yöneticilik çok önemli. Oyuncu ile antrenör arasında bir köprü kurma, olan ve oluşabilecek sorunları engelleme, sponsor bulma, altyapı oluşturma konularında yöneticilerin çok büyük görevleri var. Lisansı olmayan biri antrenör olamıyorsa yönetici de olamamalı. Üst düzeyde takımlara yabancı dil şartı da getireceğiz. Ne yazık ki birikmiş çok problem var; ama bunun üstesinden gelecek heyecanımız da enerjimiz de var.
Projelerimizi bir bir gerçekleştirerek bu sorunların üstesinden geleceğiz. Şimdi bir naklen yayın ihalemiz var. Onu da üst seviyelere çıkarmak istiyoruz. Bu lig (Süper Lig) yüksek rakamları hak ediyor. Basketbol Türkiye’de en başarılı branşlardan biri ve bunun karşılığını almamız lazım.
- Son olarak bizimle ilgili bir soru. Dergimizi nasıl buldunuz? Sadece ilk sayımızı gördünüz ama görüşlerinizi merak ediyorum...
- Dergi gerçekten çok iyi. Size başarılar diliyorum. Basketbolun hak ettiği bir dergi. Ribaund, zengin içeriğe sahip son derece kaliteli bir dergi. İlk sayısında bunu hissettirdi bana.