İkili oyun
Türkiye Sigorta Süper Ligi'nde play-off heyecanı iyiden iyiye hissedilirken takımlarımızın öne çıkan ikililerini mercek altına aldık. Lider Türk Telekom'un önemli oyuncuları Tyrique Jones ile Jerian Grant, bu sezon işler yolunda gitmese de Anadolu Efes'in ayrılmaz ikilisi Shane Larkin'le Vasilije Micic, 'Sarıca'nın Pınar Karşıyakası'ndan Kenan Sipahi & Braian Angola, Daçkalı Doğuş Özdemiroğlu'yla ortağı Gabriel Olaseni ve bu sezon da oyunuyla ses getiren Onvo Büyükçekmece'den Jordan Crawford'la Birante Weber...
NE YAPMALI, NE ETMELİ?
SHANE LARKIN & VASILIJE MICIC
Shane ve Micic’in aynı anda ya da rotasyonlu oynayacağı durumda EĞER (büyük harfle) “Sezon bitsin de gidelim” demezlerse tabii ki Efes için büyük silahlar. Bu ikili fiziksel ve ruhsal olarak toparlama ihtimali şu anda hem Frutti Extra Bursa hem de Türk Telekom teknik ekibinin uykularını kaçırıyor.
BURÇİN BADEM
Dosyamızın konusu efektif ikililer... Bir takım düşünün ki bu dosyada yer aldığında “Neden bu kısa İkili?” diyemeyeceği 6 versiyonda o pozisyonun lideri olsun; ama hedeflerden en azından şu anda çok uzakta kalsın.
Anadolu Efes için Avrupa’nın 3 sezon tozunu attırdıktan sonra play-off yapamadan evinin ligine dönmesi hiç de kolay değil… Yazıyı yazmadan önce hatta yazarken masanın ayağını bir türlü dengede hissedemedim. Doğal şartlar altında lider ikilisi Shane ve Micic; ancak yazıyı yazdığım nisan ayı içerisinde her ikisinin de normallerine yakın olduğunu kimse söyleyemez. Yayın Yönetmenimiz Tolga Yenigün dosya başlıklarını belirledikten sonra, yazıya karar vermemiz genelde 5 dakika sürer. Şu anda yazıma başladım; ama bu dosyada hâlâ Anadolu Efes adına hangi ikiliyi yazacağımı seçemedim.
Açıkçası ben teknik ekipte olsam sağlıklı bir takımda zayıf göbek savunmamı en azından 16-18 dakika güçlendirebilmek, Dunston’ı oynatmak için Micic’i tribüne alır; buna vida sıkmam gereken dakikalarda biraz Erten Gazi savunması da eklerdim.
Ergin Ataman ve Yakup Sekizkök’ün sahaya çıkacak ekibi belirlerken işleri çok zor. Dunston sakat ve nasıl geri döner soru işareti. Dediğim gibi Micic’i dışarı alsan en kazandığın maça imzası olanı çıkarman gerekiyor. Adam son 3 yılın Avrupa MVP’si… Bu fikri yazarken bile içim acıyor. Ama aynı kadro 1 hafta evvel lig sonuncusundan son çeyrekte 30 sayı da yiyebiliyor. Bazen büyük beklentiler yerine aza tamah edip son savunma üzerine kazananı belirlemek istemek iyi olabilir.
1. Shane – Buğrahan – Erten
2. Bryant – Beaubois
3. Clyburn – Egehan – Karahan
4. Dunston, Sakatlıktan dönene kadar M'Baye – Furkan
5. Zizic (Pleiss) – Efe
Ve ben hâlâ hangi ikiliyi yazacağıma ve bu yazının başlığı ne olmalı karar veremedim!
O zaman şöyle yapalım… Geride bıraktığımız nisan ayı sonuna kadar omuz sakatlığı süren Dunston olmadan, Furkan Haltalı antrenmanlarda dedi ki “Bana güvenin...” O zaman 4 kısa Larkin (Türk) – Micic – Bryant – Beaubois, Buğrahan, Erten; forvetler Clyburn, Egehan; uzunlar ise Zizic (Pleiss), Furkan kadrosu oldu. Buğrahan, Egehan ve Erten kenarda havlucu…
1. Shane – Buğrahan – Erten
2. Micic – Beaubois
3. Bryant– Egehan – Karahan
4. Clyburn – Furkan
5. Zizic (Pleiss) – Efe
Bu durumda Anadolu Efes atmaya gidecek, 90+ attığı maçı bile kazanamama riski olacak. Basketbol Süper Ligi'nde (BSL) normal sezon tamamlanmak üzere… Ligi hem 4. bitirmek hem de Türk Telekom’la eşleşmeyi kovalamak için zorlanacağını düşünmüyorum. Ama Bursa’yı geçebilmeleri için şu andaki negatif görüntüyü toparlamaları şart. Uzun yıllar sonra play-off ilk turunda elenebilirler.
Shane ve Micic’in aynı anda ya da rotasyonlu oynayacağı durumda EĞER (büyük harfle) “Sezon bitsin de gidelim” demezlerse tabii ki büyük silahlar. Bu ikili fiziksel ve ruhsal olarak toparlama ihtimali şu anda hem Frutti Extra Bursa hem de Türk Telekom teknik ekibinin uykularını kaçırıyor.
Anadolu Efes’in Sertaç’ın gitmesiyle BSL’de ne kadar büyük bir kan kaybettiği iyice ortaya çıktı. Doluya koyuyorsun almıyor, boşa koyuyorsun dolmuyor. Sonuç olarak Efes son maça kadar ligi oynamak istiyorsa Shane – Bryant – Beaubois seçimi yapmak zorunda kalabilir.
Elijah Bryant, bu sezonu diğerlerine göre çok daha iyi geçirdi. Shane Larkin ve Rodrigue Beaubois ise her takımın savunmada dertleneceği ikili… Ayrıca çok uzun zaman sonra iki maç arasında 5-6 günlük aralar yaşayacaklar. Bir anda hedeflerin değişmesiyle bu altın takım kendisine özel bir veda yaşatmaya karar verebilir. Yaşayıp görmekten başka çaremiz yok.
YAPI TAŞLARI
TYRIQUE JONES & JERIAN GRANT
Sezonun flaş ekibi Türk Telekom, hem Türkiye Sigorta Basketbol Süper Ligi hem de 7Days EuroCup’ta yoluna dolu dizgin devam ediyor. Çok iyi bir takım kimyasına sahip Ankara temsilcisinde en önemli yapı taşları Tyrique Jones ve Jerian Grant.
LEVENT LEVENTCİ
Yıllardır yaptığı yatırımın ölçüsünde başarılar elde edemeyen Türk Telekom, 2022 yazında önemli bir yeniden yapılanmaya gitti. Quinn Snyder’in görevden ayrılmasının ardından Utah Jazz’daki asistan antrenörlük görevine nokta koyan Erdem Can, önemli bir projeyle birlikte Ankara basketbolunu ayağa kaldırmak için Telekom’un teklifini kabul etti. Erdem Can’ın yanı sıra genel menajerlik koltuğunda da değişikliğe gitti Ankara temsilcisi ve Önder Külçebaş’ı göreve getirdi.
Erdem Can’ın varlığı, yerli oyuncular için Türk Telekom’u bir cazibe merkezi hâline getirdi. Özellikle önceki sezon Bahçeşehir Koleji’nin FIBA Europe Cup şampiyonluğunda büyük pay sahibi olan atletik forvet Erkan Yılmaz’ın kadroya dahil olması, bu durumun göstergelerindendi. Rıdvan Öncel-Erkan Yılmaz-Berk Demir gibi ligde potansiyelli yerlilere sahip Ankara ekibi, tecrübeli yerlileri ve bazı genç isimleri de kadrosuna dahil etti. Ancak asıl kritik konu yabancı eklemeleriydi.
Kurulan kadro, Erdem Can’ın daha önce Fenerbahçe’de Zeljko Obradovic ile oynattığı basketbola pek yakın değildi açıkçası. Avrupa basketbolundaki gelişmeleri çok iyi okuyan başarılı başantrenör, daha çok Anadolu Efes’i andıran bir kadro kurdu. Hücumda birebir oynayabilen Tony Taylor-Jerian Grant ikilisi, hem Fransız olması hem de keskin şutörlüğüyle Rodrigue Beaubois’yı andıran Axel Bouteille’in, mücadeleci şutör dört numara Nate Sestina ve atletizmiyle büyük fark yaratan ribaund canavarı Tyrique Jones ile müthiş bir çekirdek kurdu Türk Telekom. Bu oyuncular arasında tutkal görevini ise çok yönlü forvet Erkan Yılmaz üstlendi.
Oyun olarak farklı olmasına rağmen bir takım olarak Zeljko Obradovic’in takımını andırıyor Erdem Can yönetimindeki Türk Telekom. Oyuncuların birbirleriyle ilişkileri, Erdem Can’ın başta Erken Yılmaz ve Tyrique Jones olmak üzere çoğu oyuncuya dokunması, kenar yönetiminin oyuna etkisi derken birbirini müthiş tamamlayan bir yapı çıktı ortaya.
Bu yapının yıldızı ve çarkların dönmesini sağlayan en önemli oyuncu, 2.06 m boyundaki 1997 doğumlu Birleşik Amerikalı uzun Tyrique Jones. Çok etkileyici bir
atletizme sahip olan Jones, kariyerindeki ilk BSL ve EuroCup sezonunu adeta domine ediyor. Ribaundların hakimi olan yıldız uzun; ikili oyunları iyi bitiriyor, ikinci şans sayıları buluyor, boyalı alanda ters eşleşmelerde sırtı dönük sayı atıyor ve çoğu zaman seyircileri ayağı kaldıran hareketlere imza atıyor.
İşin savunma kısmında da Tyrique Jones’un varlığı çok önemli. Çabuk ayaklara sahip olan Jones, hem kısaları savunabiliyor hem de çemberi müthiş koruyor. Çoğu EuroLeague takımının yaz aylarında kadrosuna katmak isteyeceği Jones; fizik, atletizm ve oyun tarzı olarak Mathias Lessort'la Josh Nebo ikilisini andırıyor.
Kısa oyuncular özelinde takımın en belirleyici oyuncusu ise Jerian Grant. Diğer kısalar Tony Taylor ve Axel Bouteille’in de sistemdeki payları büyük ancak Grant’in yeri ayrı. 1.93 m boyundaki 1992 doğumlu Birleşik Amerikalı combo guard, fiziğiyle potaya sürekli atak ediyor. Ayrıca günümüzde pek verimli kabul edilmeyen orta mesafe hücumlarıyla çoğu zaman kilit açıyor. Elit bir orta mesafe oyunu var Grant’in. Fiziğini müthiş kullanıyor.
Takım arkadaşlarını oyuna dahil ediyor Grant. Uzundan aldığı perde sonrası hem Jones’u boyalı alanda bulabilen Grant hem de köşedeki boş şutörlere topu
ulaştırabiliyor. Erdem Can’ın işler sıkıştığında topu emanet etmek için en çok güvendiği oyunculardan biri. Kariyerinde uzun NBA kariyeri ve beklentilerin altında EuroLeague sezonunu geride bırakarak Türk Telekom’a gelen yıldız guard, kariyerinin en olgun ve verimli basketbolunu oynuyor.
BSL ve EuroCup’ta yoluna dolu dizgin devam eden Türk Telekom’u Avrupa’da herkes yakından takip ediyor. Başantrenör Erdem Can başta olmak üzere neredeyse tüm yabancı oyunculara ve takımda tutkal oyuncu görevini üstlenen çok yönlü forvet Erkan Yılmaz’a yaz aylarında herkesin ilgi duyacağını kestirmek zor değil. Bu yapı beraber bir daha sezon geçirir mi bilemeyiz; ama Ankara’da şu an çok özel bir Telekom izliyoruz ve ülkemizdeki tüm sporseverler bu takımın keyfini sürmeli…
BİTİRİM İKİLİ:
KENAN SİPAHİ & BRAIAN ANGOLA
Kenan'ın uzun gard olarak fizik avantajını etkili kullanması, Angola'nın tempolu oyunlarda ritim bularak havaya girmesiyle Karşıyaka inanılmaz oynuyor... Sipahi'nin asistlerini Braian Angola estetik smaçlarıyla bitiriyor. Kenan-Angola ikilisinin uyumu takıma ayrı bir dinamizm ve enerji katıyor.
HÜSEYİN DEMİR
Koç Ufuk Sarıca’nın Beşiktaş ve Pınar Karşıyaka döneminde Kenan’ı isteme nedenlerinden biri pasör özelliğini, uzun gard avantajını iyi kullanıyor olmasıydı… Sarıca, her zaman oyuncularından maksimum verimi alarak, onlardan en iyi performansı sergilemeleri için takımın kimyasını iyi kurar. Takımın kimyasını
oluştururken oyuncularının uyumlu olmasına özel önem verir.
Ufuk Sarıca, yeşil kırmızılı ekipte takımın başına geldiği her dönemde saha içinde en uyumlu ve en verimli beşini sahaya çıkarır... Kaf Kaf; Kenan Sipahi, Jaylon Brown, Angola, Delgado, Vitto Brown beşiyle sahaya çıktığında en üstün performansını sergileyebiliyor. Bu beş ile hücum organizasyonunda 4 kısa 1 uzun
tercihini kullanan koç Sarıca takımındaki atletik oyunculardan dolayı geçiş hücumlarını iyi kullanıyor.
Kenan'ın uzun gard olarak fizik avantajını etkili kullanması, Braian Angola'nın tempolu oyunlarda ritim bularak havaya girmesiyle Karşıyaka inanılmaz oynuyor... Sipahi'nin asistlerini Angola estetik smaçlarıyla bitiriyor. Kenan-Angola ikilisinin uyumu takıma ayrı bir dinamizm ve enerji katıyor.
Tabii ki Errick McCollum'u es geçmeyelim... Tecrübeli oyuncu sahada olduğunda harikalar yaratıyor. McCollum gerçeğini unutmamak lazım... Koç Ufuk Sarıca, Errick McCollum'un bireysel özelliğini, skorer kimliğini biraz daha farklı beş ile kullanıyor. McCollum'un sakatlık sürecinde direksiyonu ele alan Kenan Sipahi hücum organizasyonunda takıma yön verdi.
Sakatlıktan sonra sahaya ilk kez çıkan McCollum ise 28 sayıyla Darüşşafaka maçında fırtına gibi esti. Daçka maçının görünmeyen kahramanı ise 7 sayı, 7 asist ve 5 ribaund ile Kenan Sipahi oldu. Sipahi, genelde maçlarda pek ön plana çıkmaz; ama perde arkasında takımına çok önemli katkı vererek takımın vazgeçilmez oyuncuları arasında yer alır.
Pınar Karşıyaka; Sipahi ve Angola ile sahaya çıktığında daha verimli oynuyor. Braian Angola - Sipahi ikilisi oyunda olduğunda takım topu hücumda daha iyi paylaşıyor. Kaptan Kenan genel olarak takımın tüm oyuncularıyla uyumlu bir gard olduğu için sahada tüm arkadaşlarına katkı verebiliyor. Başarılı oyuncu pasör özelliğiyle daha çok takım arkadaşlarını asistleriyle besliyor. Saha yerleşiminde Kenan ve Angola hem kısa hem de uzun oyuncu gibi oynayabiliyor.
Sipahi pick and roll oyunlarında orta mesafe şut atabiliyor, devrilen uzun oyuncuya iğne deliğinden asist yapabiliyor, uzunlara topu çıkaramazsa spacing de doğru yerde duran Braian Angola'yı görebiliyor. Angola atletik özelliği ve oyun bilgisiyle takımının en önemli parçalarından birini oluşturuyor.
Kolombiyalı yıldız oyuncu Angola ile Sipahi sahada yer aldığında onları durdurabilmek neredeyse imkansız! Bu ikili tam saha baskı savunmasında rakibini yıldırabiliyor. Uzun kollarıyla pas arası yapan Kenan, uzaktan tek pasla kulvardan koşan Braian Angola'ya topu göndererek hızlı hücumu 2 saniyede bitirebiliyor.
Kenan'ın pasör özelliğini Angola iyi kullanıyor, havadan bombeli pasları Angola alley opp ile bitirerek tribünleri ayağa kaldırıyor. Kariyerinin zirve dönemini yaşayan Brain Angola bu sezon üstün performansıyla göz kamaştırmaya devam ediyor.
Kenan Sipahi, hem savunma hem hücum yönünde güvenilir bir takım oyuncusu olarak görevini yerine getiriyor. Angola- Kenan yardım savunmalarında birbirini çok iyi tamamlıyor, ikilinin sahadaki iletişimi ve uyumu takıma hep olumlu olarak yansıyor. Sipahinin kısalara olan yıldırıcı baskısı, Braian Angola'nın savunma sezgisiyle yeşil kırmızılılar savunmada rakiplerine korku salıyor. Bitirim ikili bu sezon Pınar Karşıyaka'nın vazgeçilmez oyuncuları arasında yer alarak harikalar yaratıyor. Kaf Kaf'ın play off döneminde bu ikiliden alacağı katkı çok önemli...
TELEPATİ
DOĞUŞ ÖZDEMİROĞLU & GABRIEL OLASENI
Özellikle son bir yıl içinde gelişen Doğuş Özdemiroğlu’nun oyunu okuma becerisi ve Olaseni & Doğuş ikilisinin adeta telepati ile anlaşması ortaya üst düzey bir ortaklık çıkardı. Umarım bundan sonraki maçlarda da bize yüksek seyir zevki sunan bu ikiliyi bol bol izleme fırsatı yakalarız.
EGE TOROS
Türkiye Basketbol Ligi’nde oynayan unutulmaz ikililer dendiğinde herkesin aklına Arroyo - Bonsu, Bogdanovic - Vesely gibi taraftarların hafızasında güzel görüntüler bırakan üst düzey oyuncular gelse de aktüel olarak da iyi ortaklar yer alıyor. Bizim bugün bahsedeceğimiz ikili ise Darüşşafaka formasını terleten Doğuş Özdemiroğlu ve Gabriel Olaseni.
Öncelikle Doğuş’tan bahsedelim. Doğuş Özdemiroğlu, tam anlamıyla Darüşşafaka’nın öz evladı. Bunu söylememizin nedeni ise babasını erken yaşta kaybettikten sonra Daçka’nın sınavına girip liseyi de Darüşşafaka'da okuması. Aslında onun okuduğu liseye baksak bile oyun zekasının neden yüksek olduğunu anlayabiliriz. Bunun sebebi de Darüşşafaka’nın bünyesinde parlak zekalı çocuklara yer vermesinden kaynaklanıyor. Açıkçası 1-2 sene önceye döndüğümüzde Doğuş’un asla ve asla en iyi ikililer dosyasında yer alacağını düşünmezdim. Son 1-2 senede oyununu o kadar çok yönlü bir hâle getirdi ki ondan bahsetmemiz gerekiyor.
Gabriel Olaseni ilk kez EuroBasket 2017’de Büyük Britanya formasıyla Türkiye’ye karşı oynadığı maçla dikkatleri üzerine çekmişti. Olaseni o mücadelede 15 sayı, 14 ribaundluk performansıyla Türkiye pota altını domine etse de ay yıldızlılar maçtan 84-70 galip ayrılmıştı. Gabriel Olaseni’nin Türkiye kariyeri ise 2019 yılında Bursaspor’la birlikte başladı.
Bursa’da geçirdiği 1 yılın ardından Büyükçekmece Basketbol’a geçti ve özellikle Çekmece’de sergilediği performansla beraber Darüşşafaka’ya transfer oldu. 2021 yılından beri ise Daçka’da forma giyiyor. Eğer Darüşşafaka hedeflerini yükseltmez ise Olaseni’yi 1-2 sene içinde farklı kulüplerde görme ihtimalimiz son derece yüksek.
Bu ikilinin genel kariyerlerinden bahsettiğimize göre artık işin taktik ve teknik kısmına geçiş yapabiliriz. Aslında teknik olarak bu ikilinin iyi bir pick and roll partneri olmasını beklemeyiz. Bunun başlıca sebebi ise Doğuş’un keskin bir şuta sahip olmaması olarak gösterilebilir.
Doğuş Özdemiroğlu’nun şutunun keskin olmaması sebebiyle de savunmalar genellikle perdenin altından geçiyorlar ve onun oyununu kısıtlıyorlar. Ancak özellikle Doğuş’un potaya adeta bir zıpkın gibi gitmesinden dolayı pozisyon bulmaları zor olmuyor.
Bunun dışında da özellikle Doğuş Özdemiroğlu’nun, Olaseni’nin yaptığı yüksek perdelerden sonra attığı paslar bu isimlerin ikili oyunlarını efektif kılıyor. Ayrıca Doğuş - Olaseni ikilisinin pick and roll oynamasının en büyük sebebi ise Gabriel Olaseni’nin yüksek post oyununun alçak post oyununa göre çok daha güçlü olması. Olaseni’nin ellerinin yumuşak olması; dolayısıyla da perdeden sonra topu boyalı alana sokma mecburiyetini ortadan kaldırıyor. Bunun sonucunda da boyalı alan çevresinden de opsiyon yaratmış oluyorlar.
Dışardan bir gözle izlediğimiz zaman aslında bu iki oyuncunun kumaşlarına bakıldığında en iyi ikililerde yer alabilecek kapasitede olmadığını düşünüyoruz. Bu sene Doğuş’un gelişimini görene kadar ben de aynı görüşteydim; ancak özellikle son bir yıl içinde gelişen Doğuş Özdemiroğlu’nun oyunu okuma becerisi ve bu ikilinin adeta telepati ile anlaşması ortaya üst düzey bir ortaklık çıkardı. Umarım bundan sonraki maçlarda da bize yüksek seyir zevki sunan bu ikiliyi bol bol izleme fırsatı yakalarız.
DOSTLUK
JORDON CRAWFORD & BRIANTE WEBER
Hani bazı birliktelikler, bir uyum, bir bütünlüğü etkileyebilecek güçte olur. Jordon Crawford ile Briante Weber böyle bir ikili; Onvo Büyükçekmece’yi beklenenin üzerine çıkardılar.
BERTAN ERMAN
2015-2016 sezonundan itibaren Basketbol Süper Ligi'nde istikrarlı bir şekilde var olan Onvo Büyükçekmece, neredeyse her sezon, “Ligde kalacak mı?”, “Düşmeye aday” tarzında bir görüntü ile sezona başlıyor; ama her sezon sonunda da böyle düşünenlere gereken cevabı veriyor. Dürüst olayım, ben geçen sezon düşeceklerini düşündüm; fakat son haftalarda oynadığı oyunlarla ligde kalmayı başardı.
Geçen yıl ligde kalmalarında da başrol oyuncu Jordon Crawford idi. En büyük pay da hiç şüphesiz ona aitti. Anadolu Efes deplasmanı ve belki de en kritik maç olan Semt 77 Yalovaspor maçlarında göstermiş olduğu performanslar, İstanbul ekibini ligde tuttu.
Bu sezon da Onvo Büyükçekmece’yi taşıyan isim, 1.68 m boyunda olan ama saha içindeki hücum performansıyla devleşen Crawford’dan başkası değil. Normal sezonun 6’da 5’lik kısmında 24 maça çıkıp takımın en skoreri ve en çok asist yapan oyuncusu oldu; ortalamaları 18.9 sayı ve 5.3 asist…
Ancak Crawford’ın performansı, Büyükçekmece’nin iyi bir konuma gelmesi için yeterli değildi. Zira, sezona 7’de 0 ile başlayıp puan tablosunun dibine yerleşen İstanbul ekibine bir takviye gerekiyordu. Bu isim, daha önce NBA’de ve EuroLeague’de Olympiacos formasıyla izlediğimiz Briante Weber oldu. Birbirini daha önceden tanıyan bir ikili, Büyükçekmece’de yeniden buluşmuştu ve bu uyum da takıma yansıdı.
Jordon Crawford ve Briante Weber, mavi beyazlı ekibin ivme yakalamasını sağladı. Tabii ki bu ikilinin dostluğu, saha içindeki uyuma ve hâliyle takıma da yansıyor. Sırasıyla Yukatel Merkezefendi Belediyesi, Anadolu Efes ve Aliağa Petkimspor karşısında kazanılan maçlarda Onvo Büyükçekmece’yi play-off mücadelesi içine sokan ikili de hiç şüphesiz Crawford ile Weber idi.
Briante Weber de saha içinde sempatik tavırları ile Büyükçekmeceli basketbolseverlerin sevgisini kazanırken, bunu oynadığı basketbolla da perçinliyor. Mavi beyazlı forma ile çıktığı 18 maçta 12.5 sayı, 5.9 ribaund, 4.1 asist ve 2.7 top çalma ortalamaları kaydeden Weber, Crawford’ın yükünü hafifletmekle kalmayıp Onvo Büyükçekmece’ye can suyu oldu.
Büyükçekmece’nin tarihinde ilk kez Türkiye Sigorta Basketbol Süper Ligi’nde play-off yapması hiç de uzak bir ihtimal değil. İstanbul dışına sadece Manisa deplasmanına çıkacak. Eğer geçen sezon ligde kalmak için ortaya koydukları takım performansı yine gösterirse, mavi beyazlı ekibi ilk 8 içinde görebiliriz. Bunda da en büyük pay Jordon Crawford ile Briante Weber’ın olacaktır.